Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/592 E. 2021/296 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2016/592 Esas
KARAR NO : 2021/296

DAVA : ALACAK – KAYIT KABUL
DAVA TARİHİ : 30/06/2016

KARAR TARİHİ : 24/05/2021
YAZIM TARİHİ : 17/06/2021
Mahkememizde açılan alacak/kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; Dava dışı iş ortaklığı ile aralarında mevcut olan ticari ilişki nedeni ile davalı banka tarafından verilen ve iş ortaklığının düzenlediği çeki teslim aldıklarını, çekin ibrazı üzerine karşılıksız kalması nedeni ile alacaklarını tahsil edemediklerini, davalı bankanın çek verir iken gerekli araştırmaya yapmadan çek koçanı vermiş olaması nedeni ile zararlarının oluşumuna neden olduğunu belirtip, şimdilik 5.000,00 TL nin işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Dava dışı kişilere çek verir iken yasanın ve bankacılık uygulamalarının gerektirdiği tüm araştırmayı yaptıklarını, olayda tüm kusurun davacıya ait olup kendilerinin kusuru bulunmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Davalı bankanın çek koçanı vermeden önce yaptığı araştırmalar ile ilgili kayıtlar,
-Davacının iş ortaklığından aldığı çek ile ilgili borçlular hakkında yaptığı icra takip dosyası örneği,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlene raporlar,
-Davalı ile ilgili olarak verilen iflas kararı,
-Tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, davacının aralarındaki ticari ilişki nedeni ile teslim aldığı fakat bedelini tahsil edemediği çekin davalı tarafından yeterli araştırma yapmadan keşidecisine verildiği, bu nedenle davacı zararı oluştuğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Aralarındaki ticari ilişki nedeni ile davacıya dava dışı … Yapı şirketi ile … İnşaat şirketlerinin oluşturduğu iş ortaklığı tarafından 05/11/2013 düzenleme tarihli 87.922,00 TL bedelli çek verilmiştir. Davacımız bu çeki bankaya ibraz ettiğinde karşılığının bulunmadığı anlaşılınca, alacağının tahsili için … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlatmıştır. İcra takibi ile 86.877,00 TL asıl alacak, 1.603,65 TL işlemiş faiz, 8.687,70 TL çek tazminatı ve 260,63 TL çek komisyonu olmak üzere toplam 97.428,98 TL nin tahsili talep edilmiştir.
Uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklandığı ve zararın dayanağı çek olup, çek ile ilgili düzenleme TTK da yer aldığından ticaret mahkemelerinin görevli oldukları kabul edilmiştir.
Davacı taraf alacağına icra takibi ile de ulaşamadığı için, davalı bankanın yeterli araştırma yapmadan çek koçanı vermesinin hizmet kusuru olduğunu belirtip, zararının tamamının davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Yargılama sürmekte iken 27/01/2020 tarihinde kesinleşen İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Karar sayılı ilamı ile davalı bankanın iflasına karar verilmesi üzerine, iflas idaresine tebligat yapılarak taraf oluşumu sağlanmış, davacının alacak davasına ise kayıt kabul davası olarak devam edilmiştir.
Davacının ticari ilişki içerisinde bulunduğu …-… iş ortaklığına ticari ilişkilerinde ödeme aracı olarak kullanılmak üzere davalı banka tarafından çek koçanı teslim edilmiştir. İş ortaklığı ise borcuna karşılık olarak 05/11/2013 düzenleme tarihli 87.992,00 TL bedelli çeki düzenleyerek davacımıza vermiştir. Çekin bankaya ibrazı üzerine karşılığının bulunmadığı anlaşılmış, davacı alacağını tahsil için … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlatmıştır. İcra takibi ile de alacağına ulaşamayan davacı, çek koçanını veren bankanın yeterli ve gerekli araştırma yapmadığını, zararının bankanın bu davranışından kaynaklandığını belirtip, oluşan ve dava dilekçesinde belirttiği zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Bankalar güven kuruluşları olup, müşterilerine kredi kullandırır iken yada somut olayda olduğu gibi çek koçanı teslim eder iken yasa, banka iç genelgesi ve olağan bankacılık uygulamalarının gerektirdiği özeni gösterip araştırma yaparak, koşulları taşıyan kişilere çek koçanı vermeleri gerekir. Banka açısından durum bu olmakla birlikte davacı gibi tacirlerinde kimin ile ticari ilişkiye girdiklerini, ilgilinin ödeme gücü ve ticari geçmişlerini araştırdıktan sonra ticari ilişkiye başlamaları zorunluluğu bulunmaktadır.
Davalı banka ile davacının yapması gereken araştırmaların belirlenmesi, hangi araştırmaların yapıldığı, hangi araştırmaların eksik bırakıldığını tespit için alınan ilk rapor bankacı bilirkişi ….’a ait 01/06/2018 tarihli rapordur. Bilirkişinin de raporunda belirttiği gibi, güven kurumu olan bankaların çek hesabı talep eden müşterisi hakkında istihbarat yapması, ödeme gücünü ölçmesi ve hesap açılır iken müşteri tarafından verilen belgelerin sıhhatini araştırması gerekir. Bu yeterli olmayıp bankacılık teammülleri ve yerleşik uygulamalara göre makul bir süre müşterinin bankaya tevdi ettiği mevduatın miktarı ve hesap hareketlerini takip etmeli, ayrıca müşterinin iş yerinde ziyaret edilmesi yolu ile müşterinin faaliyet konusu, iş hacmi, borç ödeme düzenini takip ve izlemesi gerekir. Kural olarak bankanın bir kişiye çek koçanı vermesi o kişinin banka tarafından muteber bir kişi olarak görüldüğü konusunda üçüncü kişilerde kanı oluşturmaktadır.
Somut olayda banka kayıtları incelendiğinde, davalı bankanın iş ortaklığı sözleşmesini temin ettiği, çek genelgeleri ile çek raporlarının yer aldığı görülmüştür. Çek karnesi verilen kişilerin ödenmediği için geri dönen dokuz adet çeki olduğu halde yeterli ölçüde çek raporunun değerlendirilmediği, bankanın yukarıda belirtilen araştırma eksiği bulunmakla birlikte davacının da ticari ilişkiye girdiği kişi ile ilgili olarak benzeri araştırmayı yapması gerektiği, bu hali ile banka ve davacının zararın oluşumunda % 50 oranında kusurlu bulundukları kabul edilmiştir.
Davacının oluşan zararı ile ilgili olarak ilk raporda 43.961,00 TL olarak belirleme yapılmış ise de, aynı bilirkişinin 26/11/2020 tarihli ek raporu ile bankanın yasal ödeme yükümlülüğü dikkate alındığında davalı tarafından karşılanması gereken davacı zararının 42.916,00 TL olduğu, hüküm fıkrasında yazım hatası olarak asıl alacak 49.916,00 TL olarak gösterilmiş ise de bunun maddi hatadan kaynaklandığı, davacının iflas masasına kaydı gereken asıl alacağının 42.916,00 TL olduğu, bu alacağa 03/11/2013 temerrüt tarihinden iflasın açıldığı 17/11/2017 tarihi aralığı için faiz talep etmesinin mümkün olduğu, yapılan hesaplama sonucu davacının banka tarafından karşılanması gereken faiz alacağının 19.301,58 TL olduğu kabul edilmiştir. Davacı vekili de 12/04/2021 tarihli harcı yatırılan dilekçesi ile faiz ve ekleri dışındaki asıl alacak zararının 42.916,00 TL olarak dikkate alınmasını istemiştir.
Davacı zararının bir bölümü çek tazminatı ve eklerinden oluşmakta olup, faiz uygulanması gereken alacak miktarının 48.029,40 TL olduğu, bu miktar için iflasın açıldığı tarihten itibaren İİK nun 195. Maddesi uyarınca yasal faiz uygulanması gerektiği, yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile maktu vekalet ücretinin de davacı alacağı olarak davalının iflas masasına kaydı gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
42.916,00 TL asıl alacak, 19.301,58 TL işlemiş faiz, 29,20 TL başvuru harcı, 59,30 TL karar ve ilam harcı, 194,90 TL tebligat posta gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinden oluşan toplam 67.330,98 TL’nin davacı alacağı olarak davalının iflas masasına kayıt ve kabulüne,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2021

Katip …

Hakim …