Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/424 E. 2022/30 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2016/424 Esas
KARAR NO : 2022/30

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 04/05/2016

KARAR TARİHİ : 24/01/2022
YAZIM TARİHİ : 27/01/2022
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; Davacı bankanın Bilkent şubesi görevlileri olan davalıların dokuz ayrı müşterilerine kredi kullandırır iken usulsüz işlem yapmaları nedeni ile banka alacağının kredi borçlularından tahsil edilemediğini, başlatılan icra takipleri de sonuçsuz kaldığını için borç ödemeden aciz belgesi düzenlendiğini, yapılan soruşturma sonucu düzenlenen müfettiş raporlarının disiplin kurulu ve yönetim kurulu raporları ile onaylandığını, oluşan banka zararının bu zarara kusurlu işlemleri nedeni ile yol açan davalılardan tahsili gerektiğini belirtip, toplam 150.312,02 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalılar vekili ; Görev, yetki, husumet, ehliyet, iş bölümü, zamanaşımı, hukuki yarar, derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, sorumluluk davası açılabilmesi için gerekli olan yönetim kurulu kararı olmadığını, banka üst yöneticilerinin oluru alınmadan hiç kimseye kredi verilemeyeceği için kendilerinin sorumlu tutulamayacağını, kredi kullandırılması sırasında usulsüz işlem yapmadıklarını, bankanın kredi borçluları hakkında etkili takip işlemi yapmadıklarını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Davalıların kredi kullandırılmasında görev aldıklarına ilişkin yazılar,
-Kredi sözleşmeleri ve alacakların tahsili için başlatılan icra takip dosyaları,
-Müfettiş soruşturma raporları,
-Yönetim Kurulunun davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin kararı,
-Bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, dokuz ayrı müşteriye yasal düzenlemeye uygun olmayan işlem yapılarak kredinin kullandırıldığı, kredi alacaklarının tahsil edilememesi nedeni ile banka zararına yol açtıkları iddiası ile oluşan banka zararının işlemi yaptığı ileri sürülen davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davalılar vekili 23/05/2016 tarihli ve süresinde verilen cevap dilekçesi ile görev, yetki, husumet, ehliyet, iş bölümü, zamanaşımı, hukuki yarar, derdestlik ve kesin hüküm itirazlarında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanan sorumluluk davası olup ticaret mahkemelerinin bu nedenle görevli oldukları, işlemlerin yapıldığı banka şubesi ile davalıların yerleşim yerlerinin Ankara olması nedeniyle Ankara Mahkemeleri’nin yetkili oldukları, davaya konu kredilerin davalıların şube müdürü ve şube müdür yardımcısı görevleri sırasında kredi tahsis komisyonunda görev yapmalarından kaynaklandığı için davalı sıfatlarının bulunduğu, zarar görenin davacı banka olması nedeniyle davacı sıfatının bulunduğu, dava tarihi itibariyle iş bölümünün söz konusu olmadığı, aynı konuda açılmış ve halen süren dava ya da aynı konuda verilmiş başka mahkeme kararı bulunmadığı için derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının yerinde olmadığı, davacı bankanın alacağına ulaşmak için yasadan kaynaklanan sorumluluk davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek yukarıda sayılan itirazların reddine karar verilmiştir.
Davacı bankanın Bilkent Şubesi eski müdürleri olan davalıların görev yaptıkları dönemde bir çok müşteriye kredi kullandırdıkları, bu kredi müşterilerinden dava dilekçesinde isim ve ünvanları sayılanlarına yasal düzenleme ve banka iç uygulamalarına aykırı heraket edilerek kredi kullandırıldığı, banka tarafından etkili icra takibi yapılmasına rağmen tahsilat yapılamadığı, bu nedenle aciz belgesi alındığı, tahsil edilemeyen kredinin davalıların usulsüz işlemlerinden kaynaklandığı belirtilip, banka zararının davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Davalılardan … 13/09/1995- 18/12/1998 tarihleri aralığında şube müdürü ve kredi tahsis komisyonu başkanı, diğer davalı … ise 19/12/1998 tarihine kadar Şube müdür yardımcısı ve kredi tahsis komisyonu üyesi olarak kredilerin kullandırıldığı Bilkent şubesinde görev yapmıştır.
Dava dilekçesi davalılardan …’e 12/05/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer davalı …’ye gönderilen davetiye tebliğ edilemeden iade edilmiştir. Her iki davacı vekili iki haftalık cevap süresi içerisinde 23/05/2016 tarihli dilekçe ile zaman aşımı itirazında bulunmuştur.
Davanın açıldığı 04/05/2016 tarihinde 6098 sayılı TBK yürürlükte olup, bu yasanın 72. Maddesine göre ” tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yılın ve her halükarda fiilin işlendiği tarihten on yılın geçmesi ile zaman aşımına uğrar ” hükmü yer almaktadır.
Bankalar yönünden 10 yıllık zaman aşımı süresinin başlanğıcı kredinin kullandırıldığı tarihten başlamaktadır. Somut olayda zarara neden olduğu ileri sürülen krediler ….’a ise 24/11/1998 tarihlerinde kullandırılmıştır. Kredilerin kullandırıldığı en son tarih 24/11/1998 olup, 10 yıllık zaman aşımı süresinin 24/11/2008 tarihi itibariyle sona ereceği tartışmasızdır.
Davalıların kredi kullandırdıkları sırada banka iç genelgeleri ve yasal düzenlemelere aykırı hareket ettikleri kabul edilir ise, bu halde eylemleri TCK’da düzenlenen görevi ihmal ya da görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturabilir. Bu suçlar için TCK’da öngörülen ceza miktarı itibariyle zaman aşımı süresi 8 yıl olup bu süre yukarıda belirtilen 10 yıllık genel zaman aşımı süresinde de az olduğu için uzamış zaman aşımı süresinin varlığından da söz edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Davalılar yönünden bir diğer zaman aşımı süresi ise 2 yıl olup, TBK’nın 72/1 maddesi uyarınca bu sürenin başlangıcı zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihte işlemeye başlayacaktır. Davamıza konu olay ile ilgili davacı bankanın teftiş kurulunun görevlendirdiği müfettişler tarafından 05/11/1999 tarihli teftiş raporu düzenlenmiş olup, raporun sonuç bölümünde davalılar … ve Ayşe’nin banka alacaklarının normal yollardan ödenmemesi ve takipler sonucu tahsil edilemeyerek zarara dönüşmesi halinde mali yönden sorumluluklarının saklı tutulmasının sicil dosyalarına şerh verilmesi önerilmiştir. Teftiş kurulunun 15/05/2020 tarih ve 4 nolu toplantısında alınan 22 numaralı karar ile de davalılarımızın mali yönden sorumluluklarının saklı tutulmasını temin için sicil dosyalarına şerh konulması kararı verilmiştir.
Bankalar yönünden sorumluluk davası açılabilmesi için yetkili organlar tarafından bu konuda bir karar verilmiş olması gerekmektedir. Davacı bankanın yetkili organı yönetim kurulu olup, yönetim kurulu 29/05/2020 tarih ve bir (1) sayılı toplantıda alınan 438 sayılı karar ile disiplin kurulunun 15/05/2000 tarih ve dört (4) sayılı toplantısında alınan 22 nolu kararın onaylanmasına, banka zararı oluşması ve personelden tahsilinin dava konusu olması halinde 3095 sayılı yasa uyarınca kanuni temerrüt faizi uygulanacağı dikkate alınarak, personelin mali sorumluluğunun %180 faiz oranı yerine temerrüt faizi oranı esas alınarak belirlenmesi koşuluyla oy birliği ile karar alınmıştır.
Yukarıdaki kararların dışında ayrıca davacı bankanın yönetim kurulu bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan 08/08/2012 tarihli 13 nolu toplantıda aldıkları 15 sayılı karar ile davamıza konu 9 ayrı kredinin de içerisinde bulunduğu birçok kredi işlemi nedeniyle oluşan banka zararı dolayısıyla aralarında davalılarımız … ve … ında bulunduğu banka görevlileri haklarında mali sorumluluk davası açılmasına karar verilmiştir. Davacı banka için mali yönden sorumlu olan davalılar hakkında dava açılmasına ilişkin karar 08/08/2012 tarihinde alınmakla birlikte; eldeki dava 2 yıllık zaman aşımı süresi tamamlandıktan sonra 04/05/2016 tarihinde açılmış olup, somut olayda 2 ve 10 yıllık zaman aşımı süreleri tamamlandıktan sonra sorumluluk davası açıldığı, davalıların süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulundukları, somut olayda zaman aşımının gerçekleştiği kabul edilip davanın bu neden ile reddine ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın zamanaşımı nedeniye REDDİNE,
Alınması gereken 80.70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 853,88 TL’den mahsubu ile artan 773,18 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 18.229,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE.
Davalı tarafından yapılan 32,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davalılar Vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2022

Katip …

Hakim …