Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/215 E. 2023/186 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/215 Esas – 2023/186
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/215 Esas
KARAR NO : 2023/186

H
DAVA : İtrazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Asıl borçlu … Danışmanlık Taahhüt Yapım ve Ticaret Ltd. Şti.’ne imzalanan 13.02.2013 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesine istinaden Davalılar … Enerji İnşaat İletişim Ticaret A.Ş., ……’in müştereken ve müteselsilen kefaletleri ile taksitli ticari kredi kullandırıldığını, geri ödeme planında yer alan ödeme şartını ihlal etmesi üzerine, borçlu Şirket ile kefilleri … Enerji İnşaat İletişim Ticaret, …..’e müvekkili Bankaca Üsküdar 4. Noterliğinin 29.05.2015 tarih ve 18269 yevmiye numarası ile 29.05.2015 tarih itibariyle kredi hesabının kat edildiğinin, 257.058.79 TL’lık borcun ödenmesi konusunda ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili Bankaca borçlular aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2015/16333 E. Sayılı dosyası icra takibi başlatıldığını, davalıların herhangi bir borçlarının bulunmadığından bahisle itirazları sonucu haklarındaki takibin durduğunu, takibin dayanağı belgeler altında bulunan imzalarına davalıların itirazların bulunmadığını, İİK.’nun 68/B maddesi uyarınca, noter aracılığıyla gönderilen hesap özetlerine bir aylık süre içinde itiraz edilmemişse, ihtarnamede tespit edilen borcun kabul edilmiş sayılacağı, sözleşmenin “Borcun Muacceliyeti” başlıklı 21.2 maddesinde: “Geri ödeme planına bağlı kredilerde, geri ödeme planı ihlal edildiğinde, herhangi bir ihbara veya ihtara gerek kalmaksızın ödenmeyen taksit miktarı ile kalan anapara borcunun “toplamının asıl alacağı oluşturduğunu, bunun ödenmeyen taksit tarihinden itibaren muaccel olacağını, ödenmeyen taksit tarihinden itibaren toplam asıl alacağı, toplam asıl alacak üzerinden işleyecek temerrüt faizi ve gider vergisiyle birlikte bankaya ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” denildiğini, devamındaki “Temerrüt Faizi ve Diğer Mali Yükümlülükler” başlıklı 22.maddesinde de “Müşteri, muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmede farklı bir oran belirtilmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan “Bankanın TCMB”’ na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde yüzünün ilavesiyle bulunacak olan oran” üzerinden hesaplanacak oran olduğunu ödeyeceği bu faizlerin yanında fon, vergi, harç vb mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerini, mevzuat değişikliği ile sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerim, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder ” denildiğini, anılan Sözleşme hükümleri uyarınca müvekkil Bankanın 251.295,73 TL asıl alacak, 36.489,52 TL asıl alacak faizi (01.06.2015-24.07.2015), 897,99 TL masraf ve 1.824,48 TL %5 BSMV ücreti olmak üzere toplam 290.507,72 TL borçtan sorumlu olmak kaydıyla oluşan takip alacağı, hesap tablolarında belirtilen asıl alacak tutarlarına takip tarihinden tamamen tahsiline kadar belirtilen krediler için, hesap tablolarında belirtilen tamamen tahsiline kadar belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin gider vergisi, avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak, TBK m. 100 gereğince kısmi ödemeler öncelikle faize mahsup edilecek şekilde hesaplanarak tahsilde tekerrür edilmemek üzere tahsili talebi yerinde, mevzuata, sözleşme ve kanun hükümlerine uygun olduğunu, davalıların itirazı, muaccel haldeki borcun ödenmemesi için tamamen zaman kazanma amacını taşıdığını, haksız ve dayanaksız olduğunu, işbu davanın açılması zorunluluğu hâsıl olduğunu ileri sürerek, re’sen de dikkate alınacak gerekçelerle itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmektedir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, bu yönündeki beyanları saklı kalmak kaydıyla; davanın yetki yönünden görülmesi gereken yer İstanbul mahkemeleri olduğunu, bu durum kredi sözleşmesinin 31. maddesinde belirtildiğini, Ankara Mahkemeleri yetkisiz olduğunu, İIK. madde 68/B maddesi uyarınca, ihtarnameye itiraz edilmemesi durumunda ihtarnamedeki borç miktarlarının kabul edildiği iddiası hukuken dayanıksız olduğunu, İİK md. 68/B de belirtilen hususlar itirazın kaldırılması yoluna özgü olduğunu, İİKK md. 67’ye göre açılan itirazın iptali davasında bu hususların kullanılması mümkün olmadığını, ihtarnameye itiraz edilmediğinden ihtarnamede tespit edilen borcun kabul edilmiş sayılacağına dair iddianın hukuka aykırı olduğunu, Yapılan takipte faiz oranının 0100 üzerinden gösterilmesi hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 22.11.2012 tarihli, E. 2012/17865, K. 2012/26319 sayılı kararında ticari sözleşmelerde belirlenecek faiz oranının ticari faizin 2 katından fazla olamayacağının öngörüldüğünü, faiz oranının /027,5’tan fazla olması açıklanan içtihada aykırı olduğunu, borcun bulunmadığı beyanları saklı kalarak, çekilen ihtarnamede gösterilen asıl alacak miktarı 236.340,74 TL olduğu halde, yapılan icra takibinde ve açılan davada asıl alacak miktarı 251.295,73 TL olarak gösterildiğini, faiz olarak da ayrıca bir kalem gösterildiğinden aradaki farkın kabulünün mümkün olmadığını, savunarak, yetkisizlik kararı verilmesine, davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını istemektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; takip dayanağı sözleşme nedeniyle davalının borcunun bulunup bulunmadığı ve takipte talep edilen faiz oranının fazla olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davacı vekilince açılan dava ön inceleme duruşmasından sonra Uyap sistemi üzerinden gönderilen dilekçe ile vekaletnamesinde davayı kabul özel yetkisi bulunan davalı vekili tarafından açıkça kabul edilmiştir.
Davanın kabul edilmesi HMK 308-309-310 maddeleri çerçevesinde karşı tarafın ve mahkemenin onayına bağlı olmayıp, davayı sona erdiren taraf işlemlerindendir. Davalı tarafın davayı açıkça kabul etmiş olması nedeniyle davanın kabul beyanı nedeniyle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2015/16333 E. Sayılı dosyası icra takibine vaki itirazın iptaline takibin aynı koşullarda devamına,
Hükmedilen 290.507,72-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 19.844,58 TL peşin alınan 3.508,61 TL harcın mahsubu ile kalan 16.335,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
Davacı işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 43.671,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 5.934,02 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2023