Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/726 E. 2021/204 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2015/726 Esas
KARAR NO : 2021/204

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 27/10/2015

KARAR TARİHİ : 29/03/2021
YAZIM TARİHİ : 31/03/2021
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Taraflar arasında KDV hariç 50.000,00 TL bedelli eser sözleşmesi düzenlendiğini, davalının bu sözleşme ile … KOLEJİ bina girişine ek dış bahçe görünümlü cam cephe asma çatı katı yapımı, iç bölümde asma tavan ve aydınlatması, üç adet alüminyum kapı ve bir adet zemin fotoselli kapı yapımı konusunda anlaşıldığını, iş bedeline karşılık toplam bedeli 50.000,00 TL olan iki adet çek verdiklerini, davalının üstlendiği işi eksik yaptığını, bunun mahkeme aracılığı ile tespit edildiğini, kalan işi nama ifa olmak üzere üçüncü kişiye yaptırdıklarını belirtip, her iki çek nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı ; Sözleşmeye konu işin camlarının temini ve montajı dışında kalan kısımlarını eksiksiz yerine getirdiğini, davacının sözleşme dışı iş talebi ve proje değişikliği yapması nedeni ile talep edilen işleri de yaptığını, eksik iş bedelinin çek bedellerinden mahsubu konusunda davacı ile anlaşmaya vardıklarını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi,
-Davalının tacir olmadığı, adına kayıtlı ticari işletme olmadığına ilişkin yazı cevapları,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalının üstlendiği işi yerine getirmediği iddiasına dayalı olarak davalıya verilen çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK.’nun 5. maddesinde 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile yapılan değişiklik sonrası Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki daha önce iş bölümü şeklinde mevcut olan ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Özel hukuk alanında yapılacak yargılamalar sırasında uyulması gereken genel görev kuralları 6100 sayılı HMK ‘da yer almaktadır. Bu yasanın 1. maddesi ile “Mahkemelerin görevlerinin ancak yasa ile düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de kamu düzenine ilişkin sayılması gerektiği” öngörülmüştür. Bu genel düzenlemenin yanında bir de ticari hayatla ilgili düzenlemeler içen 6102 sayılı TTK mevcuttur. Ticaret yasamızın 3. maddesinde ticari işin tanımı yapılmış, 4. maddesinde ticari davaların neler olduğu sınırlı olarak sayıldıktan sonra, 5. maddesinde ise aksi kararlaştırılmadığı sürece tüm ticari davalar ile ilgili olarak Ticaret Mahkemelerinin görevli oldukları belirtilmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanını ticari davalar oluşturuyor ise, ticari davaların hangileri olduğunu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine bakarak belirlemek zorunluluğu vardır. Bu madde de ise ticari dava;
1)Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri,
2-)Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın,
A) Ticaret Kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları,
B) Türk Medeni Kanunu’nun rehin karşılığı ödünç verme ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 maddelerinde,
C) 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun;
-Mal varlığının veya işletmenin devir alınması ile işletmelerin birleştirilmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203 maddelerinde,
-Rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelerinde,
-Yayın sözleşmesine ilişkin 515 ve 519. maddelerinde,
-Komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ve 545. maddelerinde,
-Ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547. ve 554. maddelerinde,
-Havale hakkındaki 555. ve 560. maddelerinde,
-Saklama sözleşmesini düzenleyen 561. ila 580. maddelerinde,
D) Fikri Mülkiyet Hukukuna dair mevzuatta,
E) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
F) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen konulardan doğan hukuk davalarının TİCARİ DAVA ve ticari nitelikli çekişmesiz yargı işi sayılır, ancak hiçbir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale ve vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır şeklinde düzenlenmiştir.
Ticaret yasanın 5. maddesi ile “aksine hüküm olmayan hallerde, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması düzenlemesi getirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereği TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen ve ticari dava kapsamında sayılan uyuşmazlıkların ticaret mahkemelerinin görev alanını oluşturduğunu kabul etmek gerekir. Bu genel kuralın yanında uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemenin yer aldığı metinde bu konu ile ilgili uyuşmazlığın açıkça ticaret mahkemelerinde çözüleceği öngörülmüş ise (örneğin İİK’nun 171/4) ya da yasa ile bu yasa kapsamındaki işlerin ticari dava sayılacağı öngörülmüş ise (1163 sayılı yasanın 99. maddesi vb. gibi) bu yasadan kaynaklanan davaların da ticaret mahkemelerinin görev alanında olduklarını kabul etmek gerekecektir.
Somut olaya gelince, davadaki talep taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalının üstlendiği işi yerine getirmediği iddiasına dayalı olarak davalıya iş bedeline karşılık verilen çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı davalıya iki adet çek vermiş olup, somut olayda çeklerin unsurları tartışma konusu edilmemektedir. Uyuşmazlık davalının sözleşme ile üstlendiği işi eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, dolayısı ile davacının tüm çek bedelleri kadar davalıya borçlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Talep menfi tespit istemine ilişkin olup, bu konudaki yasal düzenleme İcra İflas Kanununun 72. maddesinde yer almaktadır. Eser sözleşmesinin Borçlar Kanununda ve menfi tespit kurumunun ise İcra İflas Kanununda düzenlendiği, bu durumda uyuşmazlığın Ticaret yasasında düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık TTK nun 4/2 maddesinde yer alan ve sayma sureti ile belirtilen konulardan kaynaklanmamaktadır. Bu davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanında kabul edilebilmesi için TTK nun 4/1 maddesi uyarınca davanın her iki tarafının da tacir olması ve işin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir. Davacının özel okul işletmecisi olması nedeni ile TTK nun 12. Maddesi uyarınca tacir olduğu, işin de davacının ticari işletmesi ile ilgili olduğu tartışmasızdır. Uyuşmazlık yönünden ticaret mahkemelerinin görevli kabul edilebilmesi için davalının da tacir olması gerekir. Davalı için kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne yazı yazılmış, verilen yanıtta tacir sayılmasını gerektiren koşulların bulunmadığı belirlenmiştir. Yine TTK nun 12. maddesi uyarınca davalı adına ticari işletme kaydı var ise tacir sayılması gerektiği için ticaret sicil müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta davalı adına kayıtlı ticari işletme olmadığı bildirildiği için davalının tacir olduğunun kanıtlanamadığı, davacının da davalının tacir olduğunu iddia ve ispat edememiş olması karşısında somut uyuşmazlık yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadıkları, 6100 Sayılı HMK’nun 2/I maddesi uyarınca somut uyuşmazlık ile ilgili davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle aynı yasanın HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine,
Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. ….’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2021

Katip …

Hakim …