Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/663 E. 2021/418 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/267 Esas
KARAR NO : 2021/417

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/05/2012
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tarafından dolandırıldığını, davalı …’ın iyi niyetli olmadığını, bu nedenle … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin alacaklısı davalı …’a borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Davacı taraf, davalılardan … tarafından dolandırıldığını, diğer davalı …’ın ise iyi niyetli hamil olmadığını, … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davalılar hakkında ceza davası açıldığını, davalıların hemşehri olup, kötüniyetli olduklarını, davacıdan elde ettikleri çeki tahsil etmek için iş birliği yaptıklarını, davalı …’ın davacının dolandırıldığını bilerek çeki kabul ettiğini, davalıların çek bedelini borçlanacak ekonomik düzeye sahip olmadıklarını, bu nedenle davalılara borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmektedir.
Davacı tarafın talebi ile mahkememizce 07/06/2012 tarihinde İİK 72/3 maddesi 2. Cümle uyarınca ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığı kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davalılar hakkında … Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan kamu davası açılarak yargılamanın sürdürüldüğü, bu dosyanın sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerektiği mahkememizce anlaşılmış, bu nedenle bekletici mesele yapılarak sonuçlanıp, kesinleşmesi beklenmiştir.
… 1. AĞCM’nin … esas sayılı dosyasında tarafların kapsamlı olarak iddia ve savunmalarının alındığı, tüm tanıkların dinlendiği, tarafların ileri sürdüğü tüm delillerin toplandığı, yapılan yargılama sonucunda 02/03/2017 tarihinde sanıklardan …’ın eylemi bedelsiz senedi kullanma suçu olarak belirlenerek 5237 sayılı TCK’nın 156/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, diğer sanık … hakkında ise … ASCM’de yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 30/11/2012 tarih, … E.K sayılı ilamı ile bu sanığın yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan mahkumiyetine karar verildiği tespit edildiğinden aynı eylemden dolayı yeniden mahkumiyet kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılarak 15/09/2011 tarihli eylemi ile ilgili ikinci kez açılan … esas sayılı dosyadaki kamu davasının CMK’nın 223/7 maddesi uyarınca reddine ilişkin karar verilmiş olduğu, verilen bu kararın istinaf edilmesi üzerine mahkememizce istinaf incelemesinin sonuçlanmasının beklenildiği, Gaziantep BAM 15 Ceza Dairesi Başkanlığı’nın en son eksiklerin ikmalinden sonra 09/01/2020 tarih, …. sayılı ilamı ile “…. Sanığın söz konusu çeki ticari alışveriş dışında ele geçirip, bedelsiz kaldığını bilerek kullandığına ve … ile birlikte çeki tahsil etmek amacıyla bu yola başvurduğuna dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması” gerekçesiyle istinaf eden sanık … lehine hükmün bozulduğu, yeniden hüküm kurularak sanık …’ın beraatine karar verildiği, bu kararın kesin nitelikli olduğu açıkça anlaşılmıştır.
Davalı … hakkındaki kesinleşen ceza yargılamasındaki beraat kararının niteliği dikkate alındığında “şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği” beraat etmiş olması gözetildiğinde, hukuk yargılaması açısından verilen bu kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olmadığı açıkça anlaşılmış, mahkememizce davacının bildirdiği deliller toplanarak ceza dosyası kapsamındaki delillerle birlikte yeniden değerlendirilmiştir. Diğer sanık … yönünden ise daha önce verilen ceza mahkumiyetinin kesinleşmiş olduğu açıkça tespit edilmiştir.
Kesinleşen … 1. AĞCM’nin … esas sayılı dosyası kapsamındaki tespitlerden; “Katılan …’nın tıbbi malzeme işiyle uğraştığı, sanık …’un aracılar vasıtasıyla katılan …’ya ulaşarak Sağlık Bakanlığı’nm doğrudan temin yoluyla 600.000TL – 700.000TL’lik alımı yapacağını söylediği, bu malzemeleri katılanın karşılayıp karşılamayacağını sorduğu, katılanın belirtilen malzemeleri temin edebileceğini belirtmesi üzerine katılanın sanığa … Şubesi’ne ait 15/11/2011 keşide tarihli keşidecisi … olan 70.000TL bedelli çeki verdiği, katılanın çeki verdikten sonra yapmış olduğu araştırma sonucu Sağlık Bakanlığı’nm doğrudan temin yoluyla malzeme alım ihalesi açmadığını öğrendiği bunun üzerine sanık …’tan 70.000TL’lik çeki geri istediği ancak sanık …’un söz konusu çeki katılana iade etmediği, katılanın vekili vasıtasıyla 20/10/2011 tarihinde sanık …’tan şikayetçi olduğu, katılanın sanık …’tan şikayetçi olması üzerine sanık …’un, katılan …’nın İcra İflas Kanunu ve Kambiyo Hukuku’ndan dçğan defi ve itiraz haklarını kullanmasını engellemek amacıyla aralarında herhangi bir ticari veya başkaca alacak borç ilişkisi bulunmayan diğer sanık …’a çeki cirolayıp verdiği, sanık …’ın da söz konusu çeki 02/12/2011 tarihinde … …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğu, takip borçlusu olarak katılan … ve sanık …’un borçlu olarak göründüğü, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 30/01/2011 tarih ve 2011/331 Esas, 2012/18 kararı sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek icra dosyasını yetkili … Müdürlüğü’ne gönderildiği ve … Esas numarasını aldığı, katılan …’nın şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157. Maddesi gereğince kamu davası açıldığı, Ankara …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….Karar sayılı ilamı ile sanık …’un değişen suç vasfına göre yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan TCK’nın 255/1 maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve 4.000TL para cezası ile cezalandırıldığı kararın 07/03/2013 tarihinde kesinleştiği, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava konusu çek bedelinin ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19/02/2014 tarihli iddianamesiyle sanıklar … ve … hakkında bedelsiz senedi kullanmak suçundan TCK’nın 156/1 maddesi gereğince cezalandırılmaları amacıyla kamu davası açıldığı, … …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07/10/2015 tarih ve … Karar sayılı ilamı ile eylemin TCK’nın 15 8/1-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararına yapılan itirazın Mahkememizin 2015/2707 D.İş sayılı kararıyla kabul edildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin ….Karar sayılı ilamıyla Mahkememizin zımni görevsizlik niteliğindeki değişik iş kararının kaldırıldığı, yargılamanın Mahkememiz dosyası üzerinden yapıldığı, sanık …’ın … Tekstil Gıda Taşımacılık San. Ltd. Şti.’nin şirket müdürü olduğunu, şirketin vergi kaydının 30/04/2010 yılında re’sen terkettirildiğinin Kahta vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 31/05/2016 tarihli yazısından anlaşıldığı, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 16/05/2016 tarihli yazısına göre … Tekstil Gıda Taşımacılık San. Ltd. Şti.’nin işveren kaydının bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Sanık … YIDIRIM’ın eyleminin değerlendirilmesinde; her ne kadar … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nce sanık …’ın eyleminin kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık eylemini oluşturabileceği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, söz konusu senedin sanık … tarafından hileli hareketler ile katılan …’dan alındığı, sanık …’un katılanın icra iflas kanunu ve kambiyo hukukundan kaynaklı defi ve itiraz haklarını kullanmasını engellemek amacıyla bu durumu bilen sanık …’a dava konusu çeki verdiği, sanık … tarafından katılana yönelik hileli hareketin bulunmadığı, bu haliyle TCK’nın 15 8/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı, sanık …’ın eyleminin,bedelsiz olduğunu bildiği senedi kullanma suçunu oluşturduğu kabul edildiğinden sanık …’ın TCK’nın 156/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sanık savunmasında …’tan 83.000TL alacaklı olduğunu, sanık …’tan olan alacağına karşılık 70.000TL’lik çeki aldığını, suçlamalarını kabul etmediğini beyan etmiş ise de; sanık … ile sanık …’un beyanlarının çelişkili olduğu,sanık … tüm aşamalardaki beyanında, sanık …’a 12/02/2012 tarihinden yaklaşık 1,5 yıl önce yaklaşık 83.000TL’lik parayı elden verdiğini beyan ettiği halde sanık … 06/07/2013 tarihli Ankara C.Başsavcılığı’ndaki beyanında sanık … Yıldınm’a 7.000TL borcu olduğunu, borcu ödeyemediğinden dolayı katılan …’dan aldığı hatır çekini teminat olarak verdiğini beyan ettiği, sanık … Yıldınm ile sanık … aralarındaki sözde alacak ve borç miktarını farklı şekilde beyan ettikleri sanık …’un beyanında belirtildiği şekilde 7.000TL’lik borç için 70.000TL’lik çekin diğer sanık …’a teminat olarak verilmesinin hayattı olağan akışına aykırı olduğu, aynı şekilde sanık … ile 2011 yılının ilk aylarında 83.000TL parayı borç olarak sanık …’a verdiğini beyan etmiş ise de verdiği paranın kaynağını ve ne şekilde ödeme yaptığını izah edemediği, gerçekte böyle bir para vermiş olsa dahi bu parayı bankadan ya da başka şahıslardan temin etmesi gerekeceği, söz konusu parayı verdiğini iddia ettiği tarihte parayı 83.000TL’yi ne şekilde temin ettiğini izah edemediği,sanık …’ın şirketinin gayri faal olduğu, SGK’da işveren kaydının bulunmadığı bu miktarda parayı borç olarak verebilecek ekonomik güce sahip olmadığı, bankalarda hesap hareketliğinin bulunmadığı ayrıca sanık …’ın … 2. İcra Müdürlüğü vasıtasıyla başlattığı yetkisizlik sonucu … Müdürlüğü’nün 2014/4123 Esas sayılı dosyasında katılan … ile sanık …’un borçlu olarak göründüğü icra dosyasının incelenmesinde tüm icra işlemlerinin … hakkında yapıldığı, sanık …’un borçlu olarak dosyada yer almasına rağmen hakkında hiçbir icra işlemi yapılmadığı, gerçekte …’un dosya borçlusu olması halinde onun hakkında da işlem yapılması gerektiği, işlem yapılmamasının sanık … ile …’un birlikte ve muvaazalı olarak hareket ederek katılan …’dan 70.000TL’lik çeki tahsil etmeye çalşıtıklan,sanık … tarafından da hatır çeki olarak verildiği kabul edilen 70.000’TL’lik çeki tahsil etmek amacıyla fikir ve eylem birliği içinde olduklarını gösterdiği sanık …’ın da çeki bedelsiz olduğunu bildiğinin anlaşıldığı, sanıkların çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanları, katılanın tüm aşamalardaki beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık …’ın savunmasına itibar edilmeyerek cezalandırılması cihetine gidilmiştir.
Sanık … hakkında 15.09.2011 tarihinde işlediği iddia olunan dolandırıcılık suçundan cezalandırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30.03.2012 tarih ve … soruşturma nolu iddianamesiyle Ankara … Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda, mahkemenin 30.11.2012 tarih ve … Karar sayılı ilamı ile sanığın yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan mahkumiyetine karar verildiği,, aynı sanık hakkında, 15.09.2011 tarihinde işlediği iddia olunan bedelsiz senedi kullanma suçundan cezalandırılması istemiyle … Cumhuriyet Başsavcılığının 19.02.2014 tarih ve …. soruşturma nolu iddianamesiyle …. Asliye Ceza Mahkemesine ikinci bir kamu davasının… açıldığı, …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin kamu kurulularının aracı olarak kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği belirtilerek görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği, dolayısıyla sanığın 15.09.2011 tarihli eylemine ilişkin yeniden bir mahkûmiyet kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında 15.09.2011 tarihli eylemiyle ilgili ikinci kez açılan mahkememizin … Esas sayılı dosyasındaki kamu davasının CMK’nın 223/7. fıkrası uyarınca Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” hususlarına yer verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kesinleşen ceza dosyası kapsamındaki sanık …’ın müdafisinin 12/05/2016 tarihli celsedeki beyanlarında; müvekkili olan …’ın Kahta’da tekstil işi ile uğraştığını, yaklaşık 100 kişi çalıştırdığın, … ile … arasındaki ilişkinin …’ı ilgilendirmediğini ifade ettiği görülmüştür. Yine esasa dair ceza mahkemesine sunulan 01/12/2016 tarihli savunma dilekçesi kapsamında sanık …’un sanık …’a olan borcu nedeniyle söz konusu 70.000,00 TL bedelli çeki verdiğini, sanık …’ın 7.000,00 TL olan borcu için 70.000,00 TL’lik senedi ciro ederek verdiğine ilişkin beyanlarını kabul etmediğini ifade ettiği, sanıkların savunmaları arasında çelişki bulunduğu, sanık …’ın aşamalardaki savunmalarında hemşehrisi olan …’da ikamet eden tanıdığı …’a 7.000,00 TL borcu olduğunu, bu borca istinaden teminat olarak şikayetçiden aldığı 70.000,00 TL’lik çeki verdiğini, sonrasında ise borcu ödemesine rağmen …’ın çeki geri vermediğini, icraya koyduğunu öğrendiğini ifade ettiği, sanık …’ın kollukta alınan ifadesinde diğer sanık …’ın hemşehrisi olup, kendisi ile babasının rahatsızlığı nedeniyle Ankara’da kaldığı sırada tanıştığını, tarihini tam hatırlamadığı bir zaman yaklaşık 1.5 yıl önce (2010 yılı ortaları) kendisine nakit para lazım olduğundan 83.000,00 TL elden para verdiğini, yaklaşık 2 ay sonra ödeyeceğini söylediğini, ancak 6 ay geçmesine rağmen ödemediğini, borca karşılık 70.000,00 TL’lik çeki cirolayarak verdiğini, kalan 13.000,00 TL’yi parçalar halinde aldığını ifade ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan sanıklardan …’un Sağlık Bakanlığı’nda Ankara İlinde tıbbi teknolog olarak çalıştığı, …’ın ise şüpheli ifade tutanağı kapsamında mesleğini ve ekonomik durumunu kahveci – normal olarak imzalı beyanı ile bildirdiği, … İli, Kahta İlçesinde ikamet ettiği görülmüştür. Bu durumda farklı illerde ikamet eden, öncesinde tanışmayan, davalı …’ın babasının rahatsızlığı nedeniyle Ankara’da kaldığı dönemde tanıştığı hemşehrisi olan diğer davalı …’a, beyanına göre 2010 yılı ortalarına denk gelecek bir zamanda nakit para isteği üzerine 83.000,00 TL’lik bir tutarı elden vermesi, o yıllardaki paranın alım gücüne, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin toplanan verilere göre normal kabul edilemeyeceği, hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına açıkça aykırı olduğu, günümüzde dahi 83.000,00 TL’nin elden borç alınacak bir tutar olarak aralarında çok yakın akrabalık, çok yakın dostluk ilişkisi olmayan kişilerce birbirlerine borç olarak verilmesinin mantığa aykırı olduğu, kaldı ki bu tutarın 2010 – 2011 yılları civarında çok daha değerli bir para tutarına tekabül etmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Yine mahkememizce Kahta Ticaret Odası’na, Esnaf Odası’na, Kahta’da bulunan banklara, vergi dairesi müdürlüğüne, SGK kayıtları kapsamı ile taşınır, taşınmaz mal varlığı kaydına yönelik yaptırılan araştırmalara gelen cevaplar kapsamından; davalı …’ın 2010 – 2012 yılları arasında tacir olarak ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı, Kahta Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda üyelik kaydının bulunmadığı, bankalarda bir hesap bilgisinin bulunmadığı, üzerine kayıtlı bir adet tarla nitelikli taşınmaz bulunduğu, 24/11/2006 tarihinde hissedarı olduğu … Tekstil Gıda Taşımacılık San Ltd. Şti’.ndeki 1000 hissesini 25.000,00 YTL bedelle Mehmet YILDIRIM isimli kişiye noterde satış yoluyla devrettiği, ceza yargılaması sırasında şirketinin bulunup, 100 kişi çalıştırdığına yönelik savunmalarının gerçeği yansıtmadığı, davalının ceza dosyasındaki kendi savunmaları kapsamına göre yapılan değerlendirmede söz konusu 15/11/2011 keşide tarihli 70.000,00 TL bedelli çeki diğer davalı …’tan borcuna istinaden aldığı yönündeki savunmalarının mahkememizce kabulünün mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller kapsamında davacının tıbbi malzeme işiyle uğraştığı, davalı …’un aracılar vasıtasıyla bir şekilde davacıya ulaşarak Sağlık Bakanlığı’nda doğrudan temin yoluyla alım yapmasına aracılık yapmayı teklif ettiği, karşılığında dava konusu 15/11/2011 keşide tarihli Türkiye … Bankası … Şubesi’ne ait 70.000,00 TL bedelli çeki davacıdan aldığı, davacının böyle bir ihale ya da doğrudan temin yoluyla malzeme alımı olmayacağını öğrenmesi üzerine davalı …’dan çeki geri istediği, ancak davalının geri vermeyerek diğer davalı hemşehrisi olan … İli, Kahta İlçesinde ikamet eden, ceza soruşturması aşamasındaki beyanına göre “kahvecilik” yapan ve sosyal ekonomik durumunu normal olarak açıklayan diğer davalı …’a ciro yoluyla verdiği, …’ın ise bu çeki alarak … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe geçtiği, davalı …’ın bu eylemi nedeniyle “sanığın yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan” kesinleşen ceza mahkumiyeti aldığı, diğer davalı … hakkında … 1. AĞCM’nin … esas sayılı dosyasında verilen “bedelsiz senedi kullanma” suçundan verilen ceza mahkumiyetinin ise Gaziantep 15. BAM Dairesi Başkanlığı’nca “şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği” kaldırılarak beraatine yönelik karar verildiği, bu kararın da kesin olduğu, ancak verilen beraat kararının niteliği itibariyle mahkememiz açısından bağlayıcılık teşkil etmediği, toplanan deliller kapsamından söz konusu çekin keşide tarihi ve geriye doğru 2 yıllık süre zarfında tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları kapsamına göre böyle bir tutarı borç alıp verecek derecede ekonomik güce sahip olmadıkları gibi nakit ihtiyacına binaen elden 83.000,00 TL’lik bir paranın da 2010 yılı civarında sağlık tedavisi sırasında tanıştıklarını beyan eden ve farklı illerde yaşayan kişiler arasında alınıp-verilmesinin hayatın olağan akışı ve mantık kurallarına tamamen aykırılık teşkil edeceği, davalılar arasında bir ticari ilişki bulunduğunun kanıtlanamadığı, davalı …’ın iş yeri bulunduğu ve 100 kişi istihdam ettiği yönündeki savunmaların dosya kapsamında toplanan delillerle ispatlanamadığı, bu durumda davalıların birlikte hareket ettiklerinin kabulünün zorunlu olduğu, davalı …’ın iyi niyetli üçüncü kişi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı vicdani kanaatine varıldığından davacının davalılara söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacının … Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasında 15/11/2011 keşide tarihli Türkiye … Bankası … Şubesi’ne ait, keşidecisi … olan, 70.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan peşin alınan 1.104,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.677,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.834,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı … -… , Davacı Vekili Av. … ‘un yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..24/06/2021

Katip …

Hakim …