Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/404 E. 2021/779 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/404
KARAR NO : 2021/779
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2014/404
KARAR NO : 2021/779
DAVA : Anonim Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat Davası
DAVA TARİHİ : 26/08/2005
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TAR. : 30/11/2021

Ankara … Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı numarasına kayıtlı olarak açılan davada verilen 09/11/2005 tarih ve … E., … K. sayılı işbölümü nedeniyle dosyanın yollanması nedeniyle Ankara … Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydı yapılarak yargılama devam olunan dava dosyasının yargılaması sırasında asliye ticaret mahkemelerinin önce tek yargıçlı ve bilahare heyet şeklinde çalışmasına ilişkin yasal düzenleme sırasında Mahkememize tevdi edilen ve yukarıdaki numarasına kaydı yapılan dava dosyasının yapılan incelemesi sonunda:

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıların … Demir Çelik San ve Tic. A.Ş. firmasına usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini; kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu; belirtilen nedenlerle … Demir Çelik San ve Tic. A.Ş.’ye usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle bankanın zararına neden olunduğu gerekçesiyle teminatsız olmasından dolayı tahsil kabiliyeti bulunmayan 3.561.490.130.000 eski TL olarak TOA hesabına aktarılan alacağın değişen temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava edilmiştir.

YANIT:
Davalı …, …, … vekili, işbölümü itirazının yanı sıra davanın zamanaşımına uğradığını; müvekkillerinin hukuka aykırı eylemlerinin bulunmadığını, ve ibra edildiğini; dava konusu işlem zamanında memur statüsünde çalıştıklarını bu sebeple, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili; T…. Bankası A.Ş.’deki görevinden 22/09/1997 tarihinden itibaren izinli olmak üzere, 01/10/1997 tarihinde istifaen ayrılmış olduğunu ve bu tarihten sonra da herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını; işbölümü ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, dava konusu kredilerin yasal mevzuata uygun olarak tahsis edildiğini; bu nedenle, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili; aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava açmakta hukuki yarar bulunmadığını, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmeleri nedeniyle borcun sona erdiğini, dava konusu kredilerin yönetim kurulunun kararını gerektiren, merkez şubenin yetkilerini aşan krediler olduğunu, kusurun bulunmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili; … A.Ş.’ye kullandırılan kredilerden birinin Fon Kredileri Müdürlüğüne diğerinin Sanayi Kredileri Müdürlüğüne ait olduğunu, ilgili dönemde Fon Kredileri Müdürü olarak görev yaptığını; kredilerin yönetim kurulunun yetki ve sorumluluğunda olduğunu, istihbarat raporlarının olumsuzluğu iddiasının doğru olmadığını, kredilerin açılmasında ve kullandırılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, teminatın yeterli olduğunu; bu sebeple, davanın reddine karar verilmesi dilemiştir.
Davalı … vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, kullandırılan kredilerde hukuka aykırılık bulunmadığını, kredilerin olumlu istihbarat raporlarına dayandığını; davacı bankanın Şişli Şubesinde 3,5 aydan kısa süreyle müdür yardımcısı olarak görev yaptığını; unvan ve yetkisi açısından sorumluluğunun bulunmadığını; bu nedenle davanın reddini istemiştir.

Davalı Kenan vekili; davacı bankanın Şişli Şubesinde 10/01/1995-01/10/1999 tarihleri arasında müdür olarak görev yaptığını; davaya ticaret mahkemesinin bakması gerektiğini, genel müdürlük yetkisinde kullandırılan ve sorumluluk açısından zamanaşımına uğrayan krediler nedeniyle dava edilmesinin hukuka aykırı olduğunu; memur statüsünde görev yaptığını, husumet yöneltilemeyeceğini, ibra nedeniyle borcun sona erdiğini, bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER :
1-Krediye esas sözleşme, ve eki belgeler,
2-Göreve ilişkin yazılar,
3-Banka ile yapılan yazışmalar, istihbarat raporu, yönetim kurulu kararı, ilgili tüm bilgi ve belgeler,
4-Ankara … Ceza Mahkemesinin …E. sayılı dava dosyası,
5-İcra takip dosyaları, ekleri,
6-Bilirkişi kök ve ek raporları,
7-Mirasçılık belgesi,
8-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, davacı bankanın yöneticileri olan davalıların dava dışı firmaya usulsüz kredi kullandırmak suretiyle bankaya zarara uğrattıkları savıyla açılan yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı banka vekili, dava dışı bankaya usulsüz kredi kullandırıldığını ileri sürerek TTK 320, 336 gereğince davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek 3.561.490.130.000 eskiTL tazminatın faiziyle tahsilini dava etmiştir. Davalılar, kredinin verilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, yeterli teminat alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmektedirler.
Yargılama sırasında; davalılardan Ölü …’nun 31/12/2011 tarihinde vefatı nedeniyle mirasçılık belgesi dosyaya alınmış, mirasçılardan …’nun … … K. sayılı kararı ile, …’nun … … K. sayılı kararı ile murisin mirasını reddetmeleri nedeniyle mirası reddetmeyen mirasçı … için verilen dâhili dava dilekçesi üzerine usulüne uygun olarak çağrılarak huzurlarında yargılamaya devam olunmuştur. Yine, ölü …’un 24/08/2020 tarihinde ölümü ile Ankara .. SHM’nin … K. sayılı mirasçılık belgesine göre, mirasçılarının; … olduğu belirlenmiş; adı geçenler İstanbul Anadolu 21. SHM’nin 08/10/2020 tarih, … K. sayılı mirasın reddi kararı ile mirası reddettikleri, görülmekle miras için İstanbul Anadolu 21. Suılh Hukuk Mahkemesi’nin … tereke dosyasına yazı yazılarak tereke tasfiye memuru olan Av…’e usulüne uygun davetiye çıkarılarak tereke temsilcisi huzuru ile yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlığa dava tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanmalıdır.
Davanın hukukî dayanağı şöyledir: Genel olarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu, 6762 sayılı TTK.320 ve TTK.336,maddelerine göre belirlenir. İdari Meclis Azalarının şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkında 818 sayılı Borçlar Kanunu 528 maddesi 2.fıkrası hükmü tatbik olunur.(TTK madde 320). Şirket işlerini ücretle idare eden şerik tıpkı bir vekil gibi mesul olur.(818 sayılı Borçlar Kanunu madde 528/2.). Banka Yönetim Kurulu Üyeleri ile Banka arasında bir vekalet akdi ilişkisi bulunduğundan üyeler bankaya karşı vekil gibi sorumludurlar.
Davalılar, zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. Öncelikle zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı değerlendirilmelidir. Dava tarihi itibariyle uyuşmazlık mülga 6762 sayılı TTK hükümlerine tâbidir.
Yasal dayanak;
Mülga 6762 sayılı TTK’nın 309’uncu maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur
Dava konusu edilen eylemler yönünden ceza davasının bulunduğu ve yargılama sırasında sonlandığı, dava tarihi itibariyle alacağın semeresiz kaldığına ilişkin bilgi ve belgelenin de bulunmadığı anlaşılmakla, koşulları bulunmayan zamanaşımı def’i reddedilmiştir.
Davalılarca ileri sürülen husumet itirazları yerinde değildir. Davada aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Davalılar ise banka çalışanları olup itiraz dayanaksız kalmıştır.
Uyuşmazlık, dava dışı firmaya kullandırılan kredinin usulsüz olup olmadığı, zarar doğup doğmadığı, banka çalışanlarının kusurlarının olup olmadığı ile davacı bankanın talepte haklı olduğu tutar olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dikkat edildiğinde, davacı banka, esas itibariyle dava dışı firmaya açılan kredinin: istihbarat raporunun olumsuz olduğu, yeterli teminat alınmadığı ve dolayısıyla hukuka aykırı kredi kullandırıldığı savlarına dayandırmaktadır.
Bu iddialar tekniktir. Mahkememizce bütün bilgi ve belgeler, deliller toplanmış, taraf vekillerinin iradeleri zabıtlara yansıtılmış, teknik bilgi gerektirmesi sebebiyle banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …’in hazırladığı 15/02/2008 tarihli raporda özetle; usulsüz kullandırıldığı iddia olunan kredilerin tesisi aşamasında düzenlenen inceleme (istihbarat) raporlarının olumlu tespitlerin yanı sıra bir takım olumsuzluklar da içermesine karşın kredilerin yeterli teminata bağlanmış olduğunu, bahse konu işlemler nedeniyle davalılara kusur atfedilemeyeceğini rapor etmiştir.
Bilirkişiler Sn. …’nin 09/07/2009 tarihli kök alınmış, bilahare itirazlar nedeniyle 28/10/2010 tarihli ek raporu alınmıştır. Ek raporda; davalılar tarafından, malî analiz sonuçlarına göre kredibilitesi bulunmayan bir firmaya kredi açıldığını ve kusurlu olduklarını; firmanın malî yapısının kredi açılmasına uygun bulunmaması nedeniyle kredinin vadesinde ödenmediğini; borçlu … A.Ş. Firması tarafından imzalanan 06/05/2004 tarihli icra taahhüdü gereğince 2004,2005,2006 ve 2007 yıllarında ödemeler yapıldığını, firma borcuna mahsup edilen taşınmazın 6.500.000,00 TL bedelle … Şirketine satıldığını ve paranın tahsil edildiğini; davacı bankanın herhangi bir zararının kalmadığını rapor etmişlerdir.
Dosya kapsamından itirazlar nedeniyle yeniden bilirkişi raporu alınması zorunluluğu doğmuştur. Bilirkişiler kurulu Sn. …’ün 06/02/2020 tarihli raporlarında; önceki raporları da irdeleyerek, Davacı Bankanın Şişli Şubesinin, kredi talebi için başvuran dava dışı … Demir Çelik San. Ve Tic. A.Ş. Firmasına kullandırılan 6 adet krediden 2 adedinin tahsil edildiğini, 4 adedinin tahsil olunmadığını, bunlara ilişkin istihbarat raporları, kredi teklifi, önergeler, önergelerin yönetim kurulu tarafından değerlendirilmesi ve onay şartları ile bilgi ve belgelerin irdelendiğini; kredilerin yönetim kurulu kararıyla açılıp kullandırılması nedeniyle yönetim kurulu üyeleri dışındaki alt kademede yer alan davalıların kredi teklif edilmesi ve önerge düzenlenmesi dolayısıyla herhangi bir ihmal, hata ve kusurlarının bulunmadığını; yönetim kurulu üyesi olan davalılar yönünden ise; kredilerden bazılarının yatırım finansmanı, bir kısmının yatırımın tamamlanmasını takiben işletme ihtiyaçları için kullandırılması, firmanın dava konusu kredileri kullanım aşamasında, yatırım sürecinde veya yatırımı henüz tamamlamış vaziyette olduğunu, dolayısıyla bilançonun bu açıdan değerlendirilmesinin gerektiğini, rasyoların istenilen seviyede olmamasının kredi verilemez derecede olumsuzluk olarak görülmemesi gerektiğini, zira, yatırım aşamasındaki firmanın mali rasyoların ötesinde, proje ve yatırımların sonucu itibariyle de değerlemeye tabi tutulacağı, başka söyleyişle, yatırım tamamlandığında yaratabileceği fon/kaynaklar da gözetilerek karar verilebileceğini, bu nedenle, bankanın yönetim ve karar organı olan yönetim kurulunun bu kredilerin verilmesinde takdir hakkını kullanarak verdiği kararların bankacılık mevzuatına aykırılık teşkil etmediğini, usulsüzlük bulunmadığını, tahsis edilen krediler için teminat da alınmış olduğunu; kredi kullanan … Şirketinin 17 Ağustos depreminden de etkilenmiş olduğunu, en nihayetinde takibe intikal edilen kredilerin alınan teminatlar dolayısıyla yapılan protokol sonucunda tesfiye edilmiş olduğunu, davacı … Bankasına 2.200.000,00 YTL’ye ihale edilmiş olan fabrika binasının dava dışı borçlu şirkete 6.500.000,00 YTL’ye geri satılmış olmasının ve ayrıca tesis edilen ticarî işletme rehnine konu makineler de hesaba katıldığında, kredinin risk teminat dengesinin sağlanmış olarak açıldığının göstergesi olduğunu, bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin ve diğer davalıların ihmal, hata ve kusurlarının olmadığını, mütalaa etmişlerdir.
Somut olayda; dava dışı firmaya açılan kredi ile ilgili olarak istihbarat raporunun alınmış olduğu, kredinin miktarı itibariyle yönetim kurulunun görevinde olduğu, yönetim kurulundan gizlenen yahut eksik araştırılan husus bulunmadığının, kredinin yeterli teminata bağlanarak kullandırılmış olduğu hususları bilirkişilerin dosyaya, bilgi ve belgelere dayanak tespitlerinden anlaşılmış, kredinin hukuka aykırı kredi kullandırıldığı savı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın reddine,
2.-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 11,20TL başvurma ve 59,30 TL peşin harç toplamının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 gereğince hüküm kesinleştiğinde, harcanmayan gider avansının, davacıya iadesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, kendilerini vekil ile temsil ettiren … …, … …. yararına hesaplanan 124.239,90 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
Dair, Davacı Vekili Av. ..’in yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere 30/11/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.