Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/369 E. 2022/434 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/369 Esas
KARAR NO : 2022/434

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/11/2007
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının satın aldığı mıcır bedeline ilişkin 12 adet fatura kesildiğini, fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edilip yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, davalı borçlunun satın aldığı mıcırın bedelini davacı müvekkiline ödemediğini ve davalının cevabi ihtarnamesinde faturaların bedellerini fazlasıyla müvekkili çalışanı …’a ödediğini beyan ettiğini, bu şahsın … İnş. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olup satın alınan mıcırın müvekkili şirkete ait olduğunu ve ….Ltd. Şti.’yle kendilerinin herhangi bir irtibatının bulunmadığını, aralarında bir taşeronluk sözleşmesi var ise de bunun 24.01.2007 tarihinde feshedilmiş bulunduğunu, …’ın müvekkili şirketin vekili veya temsilcisi olmadığı gibi bu şahsın sahte kaşe basmak, kullanmak ve şirketi temsil yetkisi bulunmadığı halde şirket yetkilisi sıfatıyla belge imzalamak gibi bazı eylemleri nedeniyle cezalandırılması istemiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, davalının ihtarnamesinde bahsi geçen çek bedellerinin hiç birinin müvekkili şirket hesabına ödenmediğini ve söz konusu meblağın müvekkili şirkete ulaşmadığını, ihtarnamede ibraz edilen tediye makbuzları uyarınca dava dışı üçüncü kişiye yapılan şirket adına ödemenin 62.692,00 YTL olarak gösterilmesinin ve müvekkili 37.210,00 YTL alacağı için bu tutarın iki katına yakın bir meblağ ödenmesinin olağan karşılanamlıyacağını açıklayarak, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin faturalara dayalı alacağının tahsil edilememesi nedeniyle Ankara …İcra Müd.’nün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapılmasına rağmen borçlu davalının ödeme emrine borcun tamamı, faizi ve ferilerine davalı tarafça itiraz edilip takibin durdurulduğunu, haksız itirazın kaldırılması, takibin devamı ile davalının asgari %40 inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkilinin … aracılığı ile mıcır alım satımı yaptığını, satımdan dolayı tüm borcunu ödediğini, borç bedeli için verilen çeklerden 30.10.2006, 30.11.2006 ve 30.12.2006 vade tarihli çek bedellerinin tediye makbuzları ile şirket çalışanlarından …’a teslim edildiğini, bu teslime rağmen davacının ödeme yapılmamış gibi taahhütte bulunduğunu, bu duruma gerekçe olarak …’ın şirket çalışanı ve şirketi temsilde yetkili bulunmadığının ileri sürüldüğünü, oysa sunulan makbuzlardan anlaşılacağı üzere davacı şirket adına …’ın temsile yetkili kılındığını ve tahsilat yapabildiğinin açıkça anlaşıldığını, davacı şirket yetkililerince …’ın davacı şirketleki görevi hakkında teknik danışmanlık görevine getirildiği şeklinde beyanda bulunduğunu, …’ın dava konusu mıcır alım satımı ile ilişkili olduğunun ibranamenin incelenmesiyle de anlaşılacağını, söz konusu ibranamede davacı şirketin bakiye 9.281,15 ton malzemeyi teslim edeceği konusunda borca karşılık olarak mıcırların bir kısmını müvekkiline teslim etmediğini, davacı Şirketin …’la yapılan tüm sözleşmeleri iptal etmesinin ve şirketteki görevine son verildiğini belirtmiş olmasının müvekkili şirketi hiçbir şekilde bağlamayacağını, iç ilişkilerinin müvekkili ilgilendirmediğini, aralarındaki husumetin ve kullanılan kaşelerdeki sahteliğin kendilerini bağlamayacağını bildirerek haklarında açılan davanın reddine, davacı aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Mahkememizce taraflar arasında yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 03/12/2009 tarih 2007/615 esas, 2009/633 karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün vaki temyiz üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 22/11/2011 gün, 2011/5117 esas, 2011/14406 karar sayılı bozma ilamı ile “Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten 12 adet fatura karşılığı aldığı mıcır bedelini ödemediğini ihtarnameye cevabından fatura bedellerinin müvekkil çalışanı …’a ödendiğini beyan ettiğini, …’ın müvekkili şirketin yetkilisi ve tahsile yetkili olmadığı gibi bu şahsın sahte kaşe basmak kullanmak gibi bazı eylemleri nedeniyle şikayette bulunduklarını davalı ihtarnamesinde adı geçen çek bedellerinin hiçbirinin müvekkil şirket hesabına ödenmediğini, üstelik davalı şirketin ödediğini iddia ettiği tediye makbuzları toplamının 62.692 TL olup, müvekkilinin düzenlediği faturaların 37.210 TL bulunduğunu ileri sürerek davalı hakkında başlatılan takibe davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkilinin … aracılığıyla mıcır alım-satımı yaptıklarını, satın aldığı maldan dolayı verdiği çeklerin bedellerini tediye makbuzları ile davacı çalışanı …’a teslim ettiğini, bu kişinin davacı şirketi temsile yetkili olduğunu, zira başka şirketlere ait tahsilatlarında … tarafından davacı şirket adına yapıldığını bu kişinin davacı şirkette teknik danışmanlık hizmeti yaptığını ve sigortalı olduğunu ayrıca yetkili olduğu … Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında 01.01.2006 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi bulunduğunu, bu şirketlerin düzenledikleri 15.10.2006 tarihli ibranamede davacı şirketin halen müvekkil şirkete teslim etmesi gereken mıcır borcu olduğunun belirtildiğini mıcırların bir kısmının müvekkiline teslim edilmediğini, davacı ile … arasındaki sorunların müvekkilini bağlamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraf defterleri, bilirkişi raporu ceza mahkemesi kararı karşısında, davanın kısmen kabulüne; davalının icra dosyasında itirazın 37.210 TL Asıl Alacak ve 1.798,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.008,48 TL için iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına hükmedilen miktarın %40’ı 15.603,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri ile davalı yanında katılan fer’i müdahil vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, alacağın faiz başlangıç tarihi olarak ihtarda verilen mühletin dolduğu tarihin esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı ile davalı yanında katılan fer’i müdahil vekillerinin temyiz itirazlarına gelince, davalı tarafça yapılan ödemeleri davacı adına kabul ettiği iddia olunan … hakkında Ankara …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. ile görevi kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından dolayı açılan davada 28.05.2009 tarihinde 2009/448 K. ile bu suçlardan mahkumiyet kararı verildiği, bu kararın temyiz edildiği ve halen temyiz aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece B.K. 53. maddesi gereğince “Hakim kusuru olup olmadığına yahut haksız fiili failinin temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyetine dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir.” hükmüne göre anılan ceza dosyasının kesinleşmesi beklenilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozularak mahkememize iade edilmiş işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir. Bozmadan sonra taraf teşkili sağlanarak taraf vekillerinin bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamı gözönünde bulundurularak Ankara …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının sonuçlanmasının beklenmesine karar verildiği, bu dosyanın 28/05/2009 tarihinde karara bağlanarak dosyada sanık sıfatıyla yargılanan …’ın mahkumiyetine ilişkin karar verildiği, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …Ceza Dairesi Başkanlığı’nın 2011/10185 esas, 2013/6413 karar sayılı ve 16/04/2013 tarihli ilamı ile bozulması üzerine 2013/256 esas numarası alarak yargılamanın sürdürüldüğü tespit edilmiş, bu dosyanın sonuçlanarak kesinleşmesi bekletici mesele kabul edilmiştir. Dosyanın Yargıtay …Ceza Dairesi Başkanlığı’nın 30/05/2018 gün, 2017/14112 esas, 2018/5193 karar sayılı ilamı ile bozularak mahkemesine iade edildiği, mahkemesinde … esas sırasında yargılamasının sürdürüldüğü anlaşılmış, yargılamanın sonuçlanarak kesinleşmesinin beklenilmesine devam edilmiş, en son Ankara …ASCM’nin … esas, 2021/89 karar sayılı ilamı ile düşme kararı verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce söz konusu ilamın akıbeti sorulmuş, düşme kararının temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay temyiz incelemesinde olduğunun bildirildiği görülmüş, mahkememizce davacı vekilinin talebi doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda düşme kararının mahiyetine göre ve en son Yargıtay …Ceza Dairesi Başkanlığı’nın 30/05/2018 tarihli 2017/14112 esas, 2018/5193 karar sayılı bozma kararında yer alan gerekçelere göre (bozma üzerine yapılan yargılamada dinlenen tanık beyanlarından taraflar arasında özel bir ortaklık olduğunun anlaşılması ve davaya konu çekler ile tediye makbuzları dışında sanık tarafından … İnşaat, … İnşaat ve … Şirketlerinden, … Şirketi adına başka tahsilatlar da yapıldığının beyan edilmesi karşısında; ilgili şirket yetkililerinin tanık olarak beyanlarına başvurulup, gerekli görülürse defter belge ve ticari hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; sanığın adı geçen firmalardan yaptığı tahsilatların … Şirketi hesabına alınıp alınmadığının, bu tahsilatlarda kullanılan kaşenin suça konu belgelerdeki kaşe ile aynı olup olmadığının net olarak belirlenmesi; uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde bulunup bulunmadığının ve sanığın suç kastının tartışılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumuna göre belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması) Yargıtay temyiz incelemesi sonucunun beklenilmesinden vazgeçilmesi uygun görülerek esasa girilmiş, tarafların ve dava dışı feri müdahil …’ın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine, …’ın SGK kayıtlarının çalıştığı … yerlerini gösterecek şekilde UYAP’tan çıkarılmasına, yine … ‘ın davacı şirket çalışanı olup olmadığı, davacı şirket adına çek senet tahsiline yetkisinin bulunup bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olduğu anlaşılan ve daha önce Yargıtay bozma kararından evvel yaptırılan bilirkişi incelemesinde bahsi geçen 19/05/2006 – 13/08/2006 tarih aralığındaki 12 adet fatura dışında da …’ın davacı şirket lehine çek senet tahsilatları yapıp yapmadığı, başka firmalar yönünden de çek senet tahsilatları yapıp yapmadığı, yapmış ise bu tahsilat ve kayıtların davacı şirket kayıtlarında yer alıp almadığı hususları incelenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler …. tarafından düzenlenen 19/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından …’a teslim edilen … Bankası Dışkapı şubesine ait; -30.10.2006 keşide tarihli 3247826 nolu 15.645,00 TL bedelli, -30.11.2006 keşide tarihli 3247527 nolu 19.667,66 TL bedelli ve -30.12.2006 keşide tarihli 3247528 nolu 27.3790,40 TL bedelli 3 adet çekin ön ve arka görüntülerinin dosyaya sunulması ile çek bedellerinin tahsil edilip edilmediği hususunun … Bankasından sorulmasının gerekip gerekmeyeceği hususlarındaki nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere; Feri müdahil … ltd.şti.’nin davacı şirketle Ankara Temelli …OSB de bulunan konkasör işletmesinde 1/2 ortaklıklarının olduğu, … ltd.şti. yetkilisi …’ın bu ortaklık sonrasında davacı …’da 11.03.2005 – 15.04.2006 tarihleri arası dönemde sigortalı göründüğü, davacı şirket yönetim kararına göre …’ın bu dönemde konkasör işletmesinde davacı şirkete teknik danışmanlık hizmeti verdiği, davacı şirketin 30.11.2006 tarihli 2006/9 sayılı yönetim kararıyla bu görevin sonlandırıldığını, dava konusu 12 faturanın 2006/5,6,7,8.aylarda düzenlendiği, … tarafından teslim alındığı sabit olan 3 adet çekin …’ın sgk’lı olmadığı, ancak davacıya teknik danışmanlık hizmeti vermeye devam ettiği 2006/7,8.aylarda teslim alındığını, dosya kapsamında …’ın davacı nam ve hesabına tahsilat yapma yetkisinin bulunmadığı, ancak …’ın davacı … müşterileri olan dava dışı … Madencilik ve … ltd. şti unvanlı şirketlerden davacı nam ve hesabına 2 ayrı çek aldığı, bu çeklerin davacı … defterlerinde kayıtlı olduğunu, bununla birlikte dava konusu faturalar karşılığında alındığı iddia edilen ve davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 3 çek için düzenlenen makbuzlar hakkında … aleyhine “güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik” suçlarından Ankara …ACM … E – 2021/89 K. sayılı dosyada dava açıldığı, mahkemesince mahkumiyet kararı verildiği, ancak kararın TCK 66/1 VE 67/4 maddeleri gereğince “uzatmalı 12 yıllık dava zamanaşımı” nedeniyle düştüğünü, davalı …’in dava konusu kdv dahil toplamı 37.210,90 TL tutarındaki 12 fatura karşılığında neden toplam 62.692,06 TL tutarında 3 adet çek verdiğinin dosya kapsamında bir izahının olmadığı, taraflar arasında dosyaya yansımayan başkaca ticari ilişkilerin olabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi raporuna yönelik tarafların beyan ve itirazları alındıktan sonra 30/10/2006 keşide tarihli, 3247826 nolu, 15.645,00 TL bedelli, 30/11/2006 keşide tarihli, 3247527 nolu, 19.667,66 TL bedelli, 30/12/2006 keşide tarihli, 3247528 nolu, 27.379,40 TL bedelli çeklerin arkalı önlü fotokopileri ile ödenip ödenmediğinin tespit edilerek, ödeme yapılan kişiye ilişkin belgelerin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, T. … Bankası tarafından gönderilen 25/04/2022 tarihli cevabi yazı kapsamında şube müşterilerinden olan …. AŞ firması tarafından keşide edilen 3247527 – 3247528 nolu çeklerin 23/01/2007 tarihinde … tarafından tahsil edildiğinin hesap özetinden tespit edildiğini, 10 yıllık zamanaşımı nedeniyle söz konusu belgelere ulaşılamadığını, 3247826 numaralı çekin ise ilgili firmaya şubeleri tarafından teslim edilmediğinin bildirildiği anlaşılarak gelen cevaplar ile itirazlar karşılanmak üzere bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu 25/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapor ve … bu ek raporda yapılan değerlendirmeler gözönüne alındığında; 1) asıl alacak talebi yönünden ; Davacının, toplamı 37.210,00 TL olan 12 adet fatura alacağını takip ve dava konusu ettiğini, davacı defterlerinde fatura bedellerinin ödendiğine dair kayıt bulunmadığını, mahkeme tarafından toplamı 62.692,86 TL olan 3 adet çekin feri müdahil … ltd.şti. yetkilisi … tarafından davacı nam ve hesabına davalıdan teslim alındığı ve tahsil edildiği kabul edilecekse, davacının davalıdan alacağının olmayacağını, aksi durumda davacının, dava konusu ettiği toplamı 37.210,00 TL olan 12 adet fatura nedeniyle takip ve dava tarihleri itibariyle 37.210,00 TL alacaklı olacağını, 2) davacının işlemiş faiz talebi yönünden; Dava dilekçesinde alacağın ödenmesi için davalıya Ankara 36. Noteri 10.04.2007 tarihli 5535 nolu ihtarnamesinin gönderildiğinin beyan edildiği, ancak dosyada ihtarnamenin görülmediğini, bu kapsamda hukuki nitelikteki temerrüt başlangıcı ve uygulanması gereken faiz oranının tespitinde takdirin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Bozmadan sonra mahkememizce alınan bilirkişi raporu kapsamında tespit edildiği üzere davalı …’in … Bankasında mevcut hesabına ait 01/01/2007 – 31/12/2007 tarihleri arası hesap ekstresi örneğinin incelenmesinde söz konusu 3 adet çekin 23/01/2007 tarihinde … tarafından tahsil edildiği açıkça anlaşılmış, bu tahsilatın davacı … Şirketi ile ticari ilişkisinin sonlandığı, 01/12/2006 tarihinden yaklaşık 2 ay sonra olacak şekilde 23/01/2007 tarihinde yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu bu 3 adet çek davacı defterlerinde kayıtlı olmayıp, bilirkişi raporu kapsamına göre davacı şirket defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Feri müdahil …’ın davacı şirketle Ankara Temelli …OSB’de bulunan konkasör işletmesinde 1/2 ortaklıklarının olduğu, … Ltd. Şti yetkilisi …’ın bu ortaklık sonrasında davacı … Şirketi’nde dosyada mevcut SGK kayıtlarına göre 11/03/2005 – 15/04/2006 tarihleri arası dönemde sigortalı göründüğü, davacı şirket yönetim kararına göre …’ın bu dönemde konkasör işletmesinde davacı şirkete teknik danışmanlık hizmeti verdiği, davacı şirketin 30/11/2006 tarihli, 2006/9 sayılı yönetim kurulu kararı ile bu görevi sonlandırdığı, dava konusu 12 adet faturanın 2006/5, 6, 7, 8.aylarda düzenlendiği, … tarafından teslim alındığı sabit olan 3 adet çekin ise …’ın SGK’lı olmadığı ancak davacıya teknik danışmanlık hizmeti vermeye devam ettiği 2006/7, …aylarda teslim alındığı sabittir. Yine dosya kapsamına göre …’ın davacı nam ve hesabına tahsilat yapma yetkisinin bulunmadığı, ancak buna rağmen …’ın davacı … Şirketi müşterileri olan dava dışı … Madencilik ve … Ltd Şti unvanlı şirketlerden davacı nam ve hesabına 2 ayrı çek aldığı ve bu çeklerin davacı … defterlerinde kayıtlı olduğu sabittir. Bu durumda davacı şirketin yargılama konusu olan faturalara istinaden ve söz konusu 3 adet çek yönünden davalının savunmalarının aksine …’ın davacı şirketi temsile veya para tahsiline yetkili olmadığı yönündeki iddiaları mahkememizce TMK’da düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırı bulunmuştur. Zira feri müdahil …’ın davacı şirkete temsil yetkisi bulunmasa bile dava dışı başka şirketlerle ve davalı şirket ile yaptığı bir kısım hukuki işlemlerin benimsenip davacı şirket tarafından onay verildiği açıktır.
Dosyada mevcut feri müdahil …’ın dayandığı ve feri müdahil …’ın yetkilisi olduğu … Şirketi ile davacı … Şirketi arasında 15/10/2006 tarihinde düzenlenerek imzalanan İBRANAME başlıklı belge kapsamında yer alan 2.madde de “… Firmasına bakiye kalan 9.281,15 ton malzeme … tarafından konkasörün bulunduğu yerde kamyona yüklenerek … şantiyesinde teslim … tarafından yapılacaktır.” hükmünün yer aldığı, bu belgede düzenlenen ve davacı şirket ile feri müdahil … tarafından şirket yetkilisi sıfatıyla imzalanan 2 nolu madde hükmü kapsamından, davalı şirket tarafından avans mahiyetinde 3 adet çek ile davacı şirkete … vasıtasıyla ödeme yapıldığı, ancak davacı şirketin söz konusu 12 adet fatura karşılığı mıcırı davalı şirkete teslim etmediği hususunun tarafların kabulünde olduğu, söz konusu ibranamenin dosya kapsamında delil teşkil ettiği, taraflarını bağlayacağı vicdani kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıda açıklanan gerekçeler ile bozmadan sonra alınan bilirkişi raporları kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile feri müdahil …’ın yetkilisi olduğu … Şirketi’nin birlikte … yaptıkları dönemde davacı şirketi üzerinden davalıya mıcır satışı yaptığı, bir kısım fatura karşılığı mıcırların davalı şirkete teslim edilmesine karşın ibranamede bahsi geçen miktarda mıcırın ise bedeli davalı şirketçe ödendiği halde davalıya teslim edilmediği, söz konusu ibranamenin düzenleyen taraflarını bağlayacağı, davacı şirketin … yönünden yaptığı savunmalarına yukarıda açıklanan gerekçelerle itibar edilemeyeceği, zira davacı nam ve hesabına … tarafından başkaca çekler alındığı ve bu yargılama konusu dışında bulunan çeklerin ve tahsilatların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu dikkate alındığında davacı şirketin iddialarının doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği vicdani kanaatine varıldığından yerinde olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, takip haksız olmakla birlikte davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğu ceza yargılaması kapsamı dikkate alınarak kabul edilmediğinden kötüniyet tazminat isteminin de reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Yasal şartları bulunmayan, haksız olmakla birlikte kötüniyet açıkça ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 618,90 TL harçtan çıkartılarak artan 538,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 6.759,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. …’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..30/06/2022

Katip …

Hakim …