Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2003/735
KARAR NO : 2021/476
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2003/735
KARAR NO : 2021/476
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/09/2000
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
KARAR YAZ. TAR. : 06/07/2021
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen … K. sayılı kararın temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin 24/03/2003 tarih … K. sayılı ilâmı ile verilen bozma kararına bağlı olarak Mahkememize yollanan ve Mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılan dava dosyasının incelenmesi sonunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan …, … ve … 1.7.2000 tarihine kadar müvekkili kooperatifin yönetim başkanı ve üyesi olduklarını 1.7.2000 tarihli genel kurul toplantısında bu görevlerine son verildiğini ve davalılar hakkında kooperatifi zarara uğrattıkları, zimmetlerine para geçirdikleri iddiası ile suç duyurusunda bulunduklarını, Ankara C.Başsavcılığımn … Hz. sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, diğer davalının da gerçekte hiçbir alışveriş bulunmamasına rağmen gerçeğe aykırı fatura tanzimi ile 33.764.000.000 eski TL’nin kendilerine ödendiğini ve bu miktarında davalıdan tahsili gerektiğini, yapılan araştırmada davalı şirket tarafından sevk irsaliyesinde belirtilen malların kooperatif şantiyesine gelmediğinin tespit olduğunu ileri sürerek; müvekkil kooperatif kasasından haksız ve usulsüz bir biçimde davalılarca çekilen ve sebepsiz zenginleşilen 33.764.000.000 eski TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı … 12.2.2001 tarihli cevap dilekçesinde; davacının ileri sürdüğü hususların haksız ve gerçek dışı olduğunu; … Ltd.Şti.nin hiçbir menfaati olmadığı halde sahte belge düzenlemesinin akla uygun olmadığını; yapılan harcamalarında bir bütün olarak değerlendirildiğinde, normalin altında yapılan harcamalar olduğunun görüleceğini, ayrıca kooperatif belge ve hak edişleri incelendiğinde 24 adet dairenin kalıp ve beton işçiliği için para ödenmediğini, ileri sürerek; haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin anlatılan olaylarla ilgisinin bulunmadığını ve … firmasından malzeme alınması konusunda yönetim kurulu kararına imza atmadıklarını ayrıca böyle bir malzeme de almadıklarını; müvekkillerine bu şekilde husumet yöneltilmesini anlayamadıklarını; muhatabın diğer davalı … olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … Ltd.Şti. davaya karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER :
1-Ticaret sicili kayıtları,
2-Kooperatif ana sözleşmesi, defter ve kayıtları,
3-… Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası,
4-Mahallinde yapılan keşif,
5-Bilirkişi raporları,
6-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava; kooperatifi zarara uğratan eski yöneticilerden zararın tazminine ilişkindir.
Davalı kooperatif; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün (…) numarasında sicile kayıtlı olup, “…NKARA” adresinde aktiftir.
Eldeki dava, kooperatif eski dönem yöneticileri aleyhine açılan sorumluluk davasıdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihi (22/09/2000) itibari ile somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 336. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasden veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Bu yönde açılan bir davanın görülebilmesi, 6762 sayılı TTK’nın 341. maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar almasına ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Kooperatifin 01/07/2000 tarihinde yapılan 1999 yılı genel kurulunda, hesap tetkik komisyonu kurularak, komisyonun raporu sonucunda yöneticiler …, … ve … hakkında hukukî (malî) sorumluluk davacı açılması için denetim kuruluna yetki verilmesi karar altına alınmıştır. Dolayısıyla herhangi bir usuli eksiklik bulunmamaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 59/3. maddesinde; “Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur“ hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. fıkrada ise, “Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar“ hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan, 6762 sayılı TTK’ nun 309 ve 336. maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin şirket veya üçüncü kişilere verdikleri zararlar nedeniyle sorumluluk halleri düzenlenmiştir.
Ankara …. Noterliğinin 02/03/1999 tarih ve … yevmiye sayılı “kat karşılığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” ile Eryaman Köyü şehir yolu mevkiinde kain arsalar üzerine inşaat yapmayı davacı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi üstlenmiştir. Müteahhit her iki kooperatif 12/03/2000 tarihli “protokolle” işlerini ayırmışlardır.
43 sayfadan oluşan hesap tetkik komisyonu raporu sonunda, kooperatif eski yöneticilerinin kooperatifi toplam 283.322.892.731 eski TL olmak üzere 8 ayrı kalemde zarara uğrattıkları belirtilmiştir. Davaya konu edilen husus raporun 7’inci maddesinde irdelenerek, … firmasından 33.267.124.000 eski TL tuğla alınmış gibi kayıt yapıldığı ve toplam 33.764.000.000 eski TL avans ödemesi yapıldığı belirlenmiştir. Davalı … İnş.Ltd.Şti. Kooperatif Başkanlığına hitaben 18/08/2000 tarihli yazısında; 02/05/2000, 08/05/2000, 09/05/2000, 13/05/2000 tarihli irsaliyeler ile toplam 645.180 adet tuğlanın şantiye adresi olarak gösterilen …şantiyesi … karşısı Eryaman adresine teslim edildiğine yer olmadığını, …’un bildirdiği “Yenikentteki kooperatiflerin olduğu bölgeye …’a teslim edildiği” faturaların davacı Kooperatif adına düzenlenmesini …’un talimatıyla yapıldığı ve karşılığı 33.764.000.000 eski TL tahsilat makbuzlarının da davacı Kooperatif adına düzenlendiğini, belirtmiştir. Denetime elverişli bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi, davacı Kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme de; davalı … Şirketi tarafından 4 adet sevk irsaliyesi ile teslim edilen mal karşılığı kooperatife 2 adet 2/5/2000 tarihli 30.001.140.000 eski TL. ve 09/05/2000 tarihli 3.265.984.800 eski TL bedelli fatura tanzim edildiği, faturalara karşılık davalı şirkete 06/01/2001 tarihli makbuzla 12.000.000.000 eski TL 01/04/2000 tarihli makbuzla 18.500.000.000 eski TL ve 22/05/2000 tarihli makbuzla 3.264.000.000 eski TL olmak üzere toplam 33.764.000.000 eski TL’nin kooperatif kasasından ödendiği, şirketten alınan tuğlaların Davalı …’un bildirdiği Yenikentte kooperatiflerin bulunduğu bölgede …’a teslimat yapıldığı, Eryaman’da ki kooperatif inşaatına teslim edilmediği, …’un talimatıyla irsaliye ve faturaların kooperatif adına tanzim edildiği, hesap tetkik komisyonununca düzenlenen raporun 12 ve 13’üncü sahifelerinde açıklandığı şekilde davacı kooperatife başka yerlerden tuğla alındığı, dava konusu irsaliyelerle teslim edilen tuğlalar kooperatif inşaatında hiç kullanılmadığı halde bedellerinin kooperatif kasasından karşılandığı anlaşılmakla, alınan kararlardan yapılan işlerden ve ödemelerden birlikte ve müştereken sorumlu olan yönetim kurulu üyeleri davalılar hakkındaki davanın kabulüne, alacağa ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, mal satıp teslim eden ancak kooperatif başkanının talimatıyla faturayı tanzim eden davalı şirketin ticaretin olağan akışında davranışında bir kusuru ve zarardan bir sorumluluğu olmadığından, şirket hakkındaki davanın reddine, karar verilmiştir.
Bu karar Davalı … vekili ile Davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. HD’nin 24/03/2003 tarih … K. sayılı ilâmında; Davalı … vekilinin temyiz istemi yönünden özetle, Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Es. sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın dava konusu ile ilgili bulunması halinde bekletici sorun yapılması gerektiği, ayrıca kooperatifin tüm kayıtlannın ve inşaatlanmn incelenmek suretiyle tuğla ve kiremitlerin teslim edildiği tarih itibariyle kooperatifin anılan malzemelere ihtiyacı bulunup bulunmadığı,dolayısıyla alınan malzemelerin kooperatif inşaatında kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiştir. Davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazları ise HUMK’nin 432/4. madde hükmü gereğince süre yönünden reddedilmiştir.
Mahkememiz, vaki Yargıtay bozma ilâmına uymuştur. Bozma ilâmına uyulmakla gereği yerine getirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki bozma ilâmı kapsamında; davalı … Şirketi hakkındaki davanın reddi kararı kesinleşmiştir; keza, Davalılar … ve … hakkında verilen ‘davanın kabulü’ kararı da kesinleşmiş olup bu taraflar yönünden ‘yeniden karar verilmesine yer olmadığına’ kararı verilmelidir.
Yargılama süreci içerisinde … Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasından verilen 08/10/2013 tarih … E., 2013/316 K. sayılı karardan; Sanıklar …, …, … ve … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine; aynı sanıklar hakkında zimmet suçunun sanıklar taraflından işlendiğinin sabit olmaması (delil yetersizliği karşısında) sanıkların ayrı ayrı beratlerine karar verildiği, temyiz isteminin reddi nedeniyle kararın kesinleştiği görülmüştür.
Ceza mahkemesinin “delil yetersizliğine dayanan beraat kararı” hukuk hâkimini bağlamayacaktır. Mahkememizce bozma ilâmı çerçevesinde teknik ve yerinde inceleme gerektirdiğinden mahallinde keşif yapılmış, bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler, 15/03/2004 havale tarihli raporlarında özetle ; dava konusu tuğlaların teslim edildiğinin iddia edildiği tarihlerde kooperatifin herhangi bir tuğla ihtiyacının bulunmadığını saptamışlardır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan bütün deliller bir arada değerlendirilmiştir.
Davalı …, 01/07/2000 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul sonucu yönetim görevinden ayrılmış, yeni yönetim tarafından da inşaatın hali hazır durumunun tespiti bakımından Ankara….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş.dosyası ile tespit yapılmıştır.Bilirkişi 14/07/2000 tarihli raporu ile durumu tespit etmiş olup tarafların bu tespit raporlarına herhangi bir itirazı da sözkonusu olmamıştır. Bu tespit raporunda, … parsel üzerindeki 3.blok ile 4.blok kaba inşaatları için tuğla ihtiyacı olduğu, inşaatın diğer bloklarında ise tuğla duvar imalatlarının tamamlandığı tespit edilmiştir.Tespit raporunda, 24 adet dairenin imalatının davacı kooperatife ait olduğu belirtilmiş, davacı kooperatif ile dava dışı diğer kooperatif arasındaki anlaşma gereğince … parsel üzerinde davacı kooperatifçe üstlenilen 24 adet dairenin tuğla duvar imalatının bitirilmiş olduğu belirlenmiştir. Bilirkişiler, bu tespit raporuna yanların bir itirazı olmadığını, davalı … vekili 26.3.2002 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin 2.sayfasımn 4.bendinde bu rapora istinat ettiğini işaret ederek haklı olarak incelemelerde bu tespit raporunu esas almışlardır. Tespit raporuna göre; 2000 yılı içinde yalnızca 46383 ada 1 parsel üzerindeki 3. ve 4.blok için eş deyişle yalnızca iki adet blok için tuğla ihtiyacı bulunduğu diğer tüm bloklardaki tuğla duvar imalatlarının tamamlandığı tespit edilmiştir. Bilirkişilerin tespitlerinden ve dosyaya sunulan belge ve bilgilerin incelenmesinden ve şantiye şefinin 15.7.2000 tarihli raporunda 2000 yılında ihtiyaç duyulan tuğla miktarının (iki adet blok için)316.100.adet olduğu, bu durumda her blok için ortalama olarak 158.050 adet tuğlaya ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını; tespit raporu nazara alındığında tuğla duvar imalatı yapılmamış olduğu belirlenen ve 7 katlı olan bu blokların her bir katında ihtiyaç duyulacak tuğla miktarının 158.050/7 = 22.578 adet olacağı bilirkişiler tarafından hesaplanmıştır. Dosyadaki sevk irsaliyelerinin incelenmesinden, yeni yönetim kurulu tarafından … Ticaret Firmasından 29 adet irsaliye ile 294.950 adet tuğla alınarak ihtiyaç karşılanmıştır. Bilirkişiler, bu durumda yaklaşık 4 adet blokun tuğla ihtiyacını karşılayacak miktar olan ve dava konusu edilen 559.380 adet tuğlanın alınmasının gerekçesinin bulunmadığını, dolayısıyla 4 adet sevk irsaliyesinin “teslim alan” kısmının imzasız ve irsaliyede gözüken 275.000 adet tuğlanın bir araç ile bir seferde taşınmasının mümkün olmaması nedeniyle dava konusu tuğlaların kooperatif şantiyesine getirilmediği sonucuna varmıştır. Bilirkişiler, Davalı …’un diğer yöneticilerle birlikte … Ticaret firması ile tuğla alımı için bağlantı yaptığını ve tuğla ihtiyacının peyderpey inşaata geldiğini (ortalama 10.500 adedin tek seferde getirildiği nazara alınarak) anlaşılmakta olup yaklaşık 60 adet araç ile dava konusu tuğlaların bir günde getirilmesinin hayata ve ticari yaşama aykırı bulduklarını haklı olarak saptamışlardır. Ayrıca, 260.000 adet tuğla için sözleşme imzalayan davalı … ile diğer yönetim kurulu üyeleri … ile …’in hiçbir sözleşme imzalamadan bir günde 559.380 adet tuğlayı dört adet sevk irsaliyesi ile getirme çabası içinde olduklarını, davalı … Ltd Şti nin yazılı beyanına göre davalılardan yalnızca …’un talimatı ile bu tuğlaların bir başka yere teslim edildiğinin ifade edildiğini,tuğla alındığı belirtilen şirketin tebligata yarar adresinin dahi bulunmaması ve 2000 yılı değerlerine göre yüksek sayılabilecek dava konusu miktarı yerine getirebilecek kapasitede olmasını da şüpheli bulmuşlardır. Bilirkişiler inşaat için kullanılan tuğla sayısını belirlemeye çalışmış; şantiye şefinin 15.7.2000 tarihli raporu ile dosyadaki fatura ve sevk irsaliyelerini inceleyerek, inşaata 1998 yılında 1.121.040 adet, 1999 yılında 627.930 adet ve 2000 yılında (30.6.2000 tarihine kadar) 21.700 adet tuğla getirildiğini tespit etmiş, bu miktarlara dava konusu edilen 559.380 adet tuğla dâhil edildiğinde davalı …’un başkan olduğu dönemde toplam olarak (l.121.040+627.930+21.700+559.380) 2.330.050 adet tuğla getirilmiş olduğunu hesaplamışlardır. Bilirkişiler, toplam 8 adet blokun tuğla duvar örme işlerinin bittiği ve yalnızca iki adet blok için tuğla ihtiyacı bulunduğunu tespit ettiğine göre 8 adet blokta bulunan 60 katın her biri için (2.330.050/60=38.834) ortalama 38.834 adet tuğla kullanıldığı sonucu çıkmaktadır. Bilirkişiler, projeye göre her bir kat için ihtiyaç duyulan 22.578 adet tuğla için bu miktarın çok fazla olduğunu, proje değerlerine göre inşaatın 46382/1 parsel üzerinde 5 blokta zemin+7 kat ,46383/1 parsel üzerinde 4 blokta zemin +6 kattan oluşan aynı tip proje olduğunu, projede gösterilmeyen ancak fiilen yapıldığı (tespit raporu ile)anlaşılan taraflarca da kabul edilen 7 adet daire ile birlikte tüm bloklarda (10adet blok) yapılacak daire sayısının 296 olup her katta 4 daire olarak projelendirilen bloklar toplamının 74 kattan ibaret olduğunu, bunun 60 katının davalı …’un başkanlığı dolduğu dönemlerde 1999 yılı sonuna kadar yapıldığını, tespit raporunda sözü edilen 46383/ parselde yer alan 3 ve 4.blokların tuğla ihtiyacının 316.100 adet olduğu belirlendiğine göre her blok için ortalama (316.100/2)158.050 adet tuğlaya duvarı örülmemiş olduğu tespit edilen 46383/1 parseldeki blokların 7 kattan ibaret olduğunu, bu blok için ihtiyaç duyulan tuğlanın bir kat için yaklaşık 158.050 /7=22,578 adet/kat olduğunun hesap edildiğini; bu durumda 60 kat için tuğla ihtiyacı 60 x 22.578=1.354.714 adet tuğla olabileceğinin ortaya çıktığını; davalı …’un başkan olduğu dönemde dava konusu tuğlalar hariç kooperatife alınmış tuğla miktarının ise 1.770.670 adet olduğunu, bu rakama 559.380 adet dava konusu tuğlalar ilave edildiğinde 30/06/2000 tarihine kadar 2.330.050 adet tuğla alınmış olacağını ve böylece 2.330.050 – 1.354.714 = 975.336 adet tuğlanın ihtiyaç duyulandan fazla olduğunu, dolayısıyla dava konusu tuğlaların inşaatta kullanılmasına ihtiyaç bulunmadığından hareketle gerçekte şantiye gelmediği ve dolayısıyla imalatlarda kullanılmadığı görüş ve kanısında olduklarını mütalaa etmişlerdir. Bilirkişiler rapora vaki itirazlar üzerine düzenledikleri ek raporda görüşlerini tekrarlamıştır.
Bilirkişilerin mahallinde yapılan keşif üzerine düzenledikleri rapor, dosyadaki bilgi ve belgelere uyumlu olup Mahkeme heyetimizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Yapılan keşif tarihinde davaya konu olan kooperatif binalarının/bloklarının tamamının ince işleri de dâhil tüm imalatlarının tamamlanmış olduğu ve bu blokların iskana hazır olduğu; dolayısı ile kaba inşaat kısmı olan inşaatın tuğla duvar örülme işlemi işinin % 40’ı civarında iken tamamlanmış olduğundan imalat sırasında kullanılan tuğlanın cinsi ve kalitesi ile markası belirlenemeyip, bu itibarla da davaya konu olan tuğlaların bu inşaatta kullanılıp kullanılmadığı anlaşılamamış ise de; dava konusu tuğlaların teslim edildiğinin iddia edildiği tarihlerde kooperatifin herhangi bir tuğla ihtiyacının bulunmadığı ve dolayısıyla şantiyeye gelmediği teknik olarak saptandığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 117. maddesinin I. bendine (mülga 818 sayılı BK. 101md) göre sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekir. Ya da aynı maddenin II. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamında, davacı kooperatif tarafından davadan önce ‘dava konusu eylemlere ilişkin’ davalılara gönderilen temerrüt ihtarı olmadığı belirlenmemiştir. Bu sebeple, hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir.
Yukarda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davalı … İnş. Hafriyat Gıda Temizlik Reklam Pazarlama İç ve Dış Tic.Ltd. Şti. hakkında açılan davada:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 20/06/2002 tarih, 2000/749 E., 2002/371 K. sayılı “davanın reddi” kararı kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2.-Davalılar … ve … hakkında açılan davada:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 20/06/2002 tarih, 2000/749 E., 2002/371 K. sayılı kararın;
“Davalılar (…) … ve … hakkındaki davanın kabulüne, 33.764.000.000 TL’nin (18.500.000.000 TL. kısmına 06.01.2000, 12.000.000.000 TL. kısmına 01.04.2000, 3.264.000.000 TL. kısmına 22.05.2000 tarihinden itibaren) yasal faiz yürütülerek davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine (müştereken ve müteselsilen)”
Bölümü kesinleştiğinden; yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3.-Davalı … hakkında açılan davada:
Diğer Davalılar … ve … hakkındaki (2) nolu benddeki hüküm nedeniyle tekerrüre esas olmamak ve bu davalılarla müteselsil sorumlu olması kaydıyla,
Davalı … hakkındaki davanın kabulü ile, 33.764.000.000 eski TL alacağın, (22/09/2000) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken, 2.306,42 TL nispî karar ve ilâm harcından, davalılar … ve … hakkında açılan davada, Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 20/06/2002 tarih, 2000/749 E., 2002/371 K. sayılı kararın kesinleşmesi nedeniyle önceden tahsili gereken 1.443,41 TL’den, davalı …’un da 1.443,41 TL harçtan müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla, bu tutarın mahsubu ile eksik kalan 593,01 TL’nin davalı …’dan alınarak Hazineye irat kaydına,
4.-Davacı tarafça yapılan 383,03 TL ilk dava, 39,00 TL mahkeme keşif yolluğu, 450,00 TL bilirkişi ücreti, 54,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 926,53 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
HMK m.333/1 gereğince harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.064,60 TL nispî vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. ….’ın yüzlerine karşı; onbeşgünlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/07/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.