Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/387 E. 2023/342 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/387 Esas – 2023/342
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2023/387
KARAR NO : 2023/342

HAKİM :…
KATİP : ….
….
DAVACI….
DAVALI : ….
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara’dan Bursa Uludağ’a gitmekte olan…. tedavi giderleri toplamının 3.857,25 TL olduğu, davacıların tedavi giderleri ve maluliyet oranlarına göre talep miktarını yükseltme hakkı mahfuz kalmak suretiyle şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL’nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkillerinin olay nedeniyle duydukları acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla … …. için 50.000,00 er TL kazada hafif yaralanan …. adına 25.000,00 er TL manevi tazminat tutarının olay tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte araç sürücüsü Muhsin Özer ve KTK md85/1 uyarınca işleten sıfatıyla Eş Dost Turizm Taşımacılık Teks. İnş. Ltd. Ştirketinden müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Muhsin Özer vekili tarafından mahkemeye sunulan davaya cevap dilekçesinde özetle; aracın fren/direksiyon mekanizması yeterince iyi çalışmadığını, aracın hız durumu ve mekanik özelliği dikkate alındığında müvekkiline atfı kabil kusur olmadığını, davacıların talep ettikleri miktarın kabul edilebilir olmadığını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından mahkemeye sunulan davaya cevap dilekçesinde özetle; Seyahat sağlık poliçesi sigorta yükümlüsü olduklarını, davacının talebinin seyahat sağlık sigortasının değil Trafık Sigortasının konusu olduğundan davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı…. Sigorta A.Ş. vekili tarafından mahkemeye sunulan davaya cevap dilekçesinde özetle; sakatlık raporu almadan bu davanın açıldığından davanın reddi gerektiğini, davacıların malul kalmasında emniyet kemeri takılı olmamasının en büyük etken olduğunu, müvekkili olduğu şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğu, davacıların kaza nedeniyle elde ettiği gelirin mahsubu gerektiği, teminat tek zarar görenlerin birden fazla olması nedeniyle KTK.96 maddesi gereği teminatın paylaştırılması gerektiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma Sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici tanımlanmış “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme, görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı verir. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkemece re’sen, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Çünkü görev her halükarda dava şartlarındandır.
Bu durumda davanın, davacı yolcunun, davalı işleten …Turizm Seyahat Taşımacılık Reklam Yayıncılık.. Ltd. Şti’ye ait olan yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacıların da tüketici vasfına sahip olması nedeniyle davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak başvurulmuş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 30/05/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.