Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/30 E. 2023/348 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/30 Esas – 2023/348
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2023/30
KARAR NO : 2023/348

BAŞKAN…
KATİP……..
DAVALI :….

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/01/2023
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı teşekkül ile davalı şirket 2016/90088 ihale kayıt numaralı “… İşletme Müdürlüğü Kışlaköy Açık Ocak İşletme Sahasında 30.000.000 m3 Dekapaj Yapılması İşi”nin davalı şirket uhdesinde kaldığı ve taraflar arasında ihale konusu işe ilişkin sözleşme düzenlendiğini, sözleşmedeki ihale kararı damga vergisi bedeli olan tutarın vergi dairesine davalı yüklenici tarafından ödendiği ve ödeme alındı belgesinin sözleşme imzalanmadan önce müvekkili teşekküle sunulduğunu, ilgili ihaleye ait teklif tutarına dahil edilen, sözleşme gideri olarak ödenen, hakediş ödemeleri içerisinde tekraren yükleniciye ödenen ihale kararı damga vergisi tutarını davalı şirketin sözleşmeye aykırı olarak T.C. Gelir İdaresi Başkanlığından şikayet/itiraz yoluyla talep ettiğini, sonrasında karara karşı dava açmış olup, açılan davada mahkeme kararının yüklenici lehine sonuçlanması sonucunda vergi dairesince yükleniciye vergi iadesi niteliğinde ödeme gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine Hitit Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından damga vergisine ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi ve tahakkuk fişlerinin müvekkiline gönderildiğini, vergi dairesi müdürlüğü tarafından 14/04/2022 tarihli yazı ve eki düzeltme fişinin gönderilmesi üzerine 583.794,00 TL damga vergisi aslı ve 644.011,97 TL gecikme faizi cezası kesildiğini, toplam 1.247.805,97 TL’nin 09/05/2022 tarihinde ödendiğini, ödemeyi takiben firmaya ödenen tutarın iadesi için yazı yazılmış ise de, iadenin yapılmadığını, her ne kadar vergi hukuku kapsamında ihale karar damga vergisinin mükellefi müvekkili teşekkül olarak görünse de, dosya kapsamındaki belgelerde hizmet alım sözleşmesi imzalanmış ve ihale karar damga vergisinin davalı şirket tarafından yatırıldığını, davanın tarafları arasında imzalanan sözleşme ile diğer mevzuat düzenlemeleri gereğince mükellefiyet ve sorumluluğun davalı şirkete geçtiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.247.805,97 TL’nin 09/05/2022 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olay ihale karar pulu damga vergisinin mükellefliği ve bu verginin taraflardan hangisinin ödemesi gerektiği ile ilgili olup, uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli mahkemenin vergi mahkemesi olduğundan, görevsiz mahkemede açılan davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da, istirdadı talep edilen vergi alacağının gerek vergi mevzuatı, gerekse de TBK çerçevesinde rücusu mümkün olmayıp, vergi alacağının mükellefi ve sorumlusunun davacı teşekkül olduğunu, damga vergisi kanunun mükellef başlıklı 3.maddesi; “Damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişiler öder.” denilmekte olup, mükellefin … olduğunun bu husustaki mevzuat ve kesin hüküm niteliğindeki mahkeme kararı ile de sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından açılan … 1. Vergi Mahkemesinin 2021/2634 esas, 2022/1114 karar sayılı ilamında davacı teşekkülün damga vergisi kanunu 8.maddesinde belirtilen resmi daire sıfatına haiz olmadığını ve damga vergisinden muaf tutulmadığının açık olduğunun belirtildiğini, davacı teşekkülün gerek kanun hükmü, gerekse mahkeme kararı uyarınca ihale karar damga vergisinin mükellefi olduğunun aşikar olduğunu, mükellefiyetin de sözleşme ile bir başkasına yansıtılmasının, yükletilmesinin de aynı madde hükmü gereğince mümkün olmadığını, davacının istirdadını talep ettiği ihale karar pulu damga vergisinin, sözleşme öncesi aşamaya ilişkin olup ihale komisyonunun aldığı kararla birlikte doğan bir vergi çeşidi olduğunu, davacı taraf her ne kadar idari şartnamenin teklif fiyata dahil masraflar başlıklı 25.1.maddesinde belirtilen “İsteklilerin sözleşmenin uygulanması sırasında ilgili mevzuat gereğince ödeyeceği her türlü vergi, resim, harç ve benzeri giderler ile ulaşım, nakliye ve her türlü sigorta giderleri teklif fiyata dahildir.” şeklindeki hükümden yola çıkarak ihale karar pulu damga vergisini de müvekkili şirketin ödemesi gerektiği anlamını çıkarmış ise de, ihale karar pulu damga vergisi ilgili mevzuat uyarınca müvekkili şirketin ödemekle yükümlü ve sorumlu bir vergi türü olmadığını, bizatihi, davalı teşekkülün ödemekle mükellef ve sorumlu olduğu bir vergi çeşidi olduğunu, ihale karar pulu damga vergisi açısından damga vergisi kanunun 3 ve 4.maddesi kapsamında ihale kararında tek başına imzası bulunan davacı idarenin mükellef olduğunu ve tek başına bu vergiden sorumlu olduğunu, alacağı kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağa ilişkin faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek esastan da davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; taraflar arasında imzalanan sözleşme öncesinde ihale karar damga vergisinin kim tarafından ödenmesi gerektiği, sözleşme hükmü ile sorumluluğun davalıya geçip geçmediği, bu kapsamda başlangıçta ödenen ihale damga vergisinin davalıya iadesi sonrasında davacı tarafça ödenmek zorunda kalınan 1.247.805,97 TL’nin davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 02/11/2022 tarihinde tarafların katılımı ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği anlaşılmıştır.
Deliller toplanıp, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 11/05/2023 tarihli raporlarında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Kamu ihale genel tebliğinin 78.30.maddesinde ihale ve sözleşmeye ilişkin damga vergilerinin teklif bileşeni olarak düzenlendiği, bu nedenle davacının vergi dairesine ödediği toplam 1.247.805,97 TL’yi davalıdan tahsili talebinin yerinde olduğunu bildirmişlerdir.
Davalı taraf, görevli yargı yerinin vergi mahkemesi olduğundan bahisle görev itirazında bulunmuş ise de, davanın taraflarının tüzel kişi tacir olduğu ve davanın sözleşmeden kaynaklı olduğu, adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla görev itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında 2016/90088 ihale kayıt numaralı “… İşletme Müdürlüğü Kışlaköy Açık Ocak İşletme Sahasında 30.000.000 m3 Dekapaj Yapılması İşi”ne ilişkin 22/06/2016 tarihli sözleşme imzalandığı ve davalı tarafından sözleşme karar pulu ve karar damga vergisi tutarının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davanın çözümü için herşeyden önce ihale kararının nispi damga vergisinin kim tarafından ödenmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
488 sayılı damga vergisi kanununun 3.maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi daireler ile kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği belirtilmiştir. Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “II.karararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün 2.fıkrasında, ihale kanunlarına tabi olan veya resmi daire ve kamu tüzel kişiliğe haiz kurumların hertürlü ihale kararlarının nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Davacının bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu belirtilmiştir. Özetlenen söz konusu mevzuat hükümleri gözetildiğinde sözleşme öncesi alınan ihale kararına ilişkin olarak ödenen damga vergisinden dolayı mükellefin davacı kurum olduğu açıktır.
Ancak kanuni yükümlülüğe rağmen sözleşmenin imzalanması sırasında davacıya ait kanuni yükümlülüğün davalı tarafından yerine getirileceğine dair bir anlaşma yapılması mümkün olup bu yönde bir anlaşmanın varlığı halinde sözleşme ilişkisine dayalı olarak davacının ödediği damga vergisini davalıdan talep etme hakkı bulunabilecektir.
Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7/1 maddesi ve Kamu İhale Genel Tebliği 78.30.maddesine dayalı olarak sözleşme öncesi ihale kararı damga vergisinin de davalı tarafça ödenmesinin kararlaştırıldığını iddia etmektedir. Söz konusu maddeler incelendiğinde tamamının hizmet alım sözleşmesi imzalanması ile doğacak damga vergisini kapsadığı, sözleşmenin imzasından önceki döneme ait ihale damga vergisini kapsamadığı anlaşıldığı gibi sözleşmede ihale damga vergisinin davacı üzerinde kalacağına dair yazılı bir hüküm de yer almadığı belirlenmiş olmakla birlikte, eldeki davanın ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin ayrıca Türk Borçlar Kanunu 19.madde ve 13.madde kapsamında da irdelenmesi gerekmektedir.
TBK.19.maddeye göre “bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.” TBK.13.maddede “kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak, sözleşme metni ile çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.” düzenlemeleri mevcuttur. Söz konusu hükümler gözetildiğinde öncelikle tarafların gerçek iradelerinin tespiti ve yazılı yapılan sözleşmeye rağmen tarafların yan hükümler yönünden (sözleşme öncesi ihale damga vergisinin kim tarafından ödeneceği) yönünden sözlü anlaşmaya varıp varmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir.
Kamu ihale genel tebliğinin 78.30.maddesinde ihale ve sözleşmeye ilişkin damga vergilerinin teklif veren firmaya ait olduğu düzenlenmiştir. Davacı kurum adına sözleşme imzalayan kişilerin bu tebliğ ile bağlı oldukları ortadadır. Tebliğe aykırı davranış çalışanların idari ve hukuksal sorumluluğunu doğuracaktır. Zaten davalı tarafa, damga vergisi ödenmesi sonrasında sözleşmenin imza edileceği bildirildiği için öncelikle ihale damga vergisi davalı tarafça sözleşmenin imzası ile aynı gün davacı hesabına ödenmiş sonrasında sözleşme imzalanmış ve sözleşme imzalandıktan sonra mükellefin davacı idare olduğu iddiası ile maliye idaresine başvurmuştur. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin oluş şekli bu şekilde belirlendikten sonra mahkememizce davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme ve eki şartnamelerde açık bir hüküm olmasa dahi sözleşme imzalanmadan önce, ihale damga vergisinin davalı tarafça ödeneceği konusunda tarafların sözlü olarak anlaştıkları ve bu anlaşmanın TBK.13/1 maddesi uyarınca mümkün olduğu sonucuna varılmış,
Netice itibariyle sözleşmenin imzası için damga vergisi ödendikten sonra bunun iadesinin sağlaması Medeni Kanunun 2.maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu da değerlendirilmek suretiyle davacının esas itibariyle kendi üzerinde olan ihale öncesi damga vergisi ödeme yükümlülüğünü sözlü varılan anlaşma gereği davalıya yansıttığı ve bu haliyle ödenen damga vergisini davalıdan talep edebileceği mahkememizce kabul edilmiş, sunulan ödeme belgeleri gözetildiğinde, davacı tarafından vergi dairesine ödenen 583.794,00 TL damga vergisi aslı ve 644.011,97 TL gecikme faizi cezası olmak üzere toplam 1.247.805,97 TL ödenmiş olup, damga vergisinin gecikme cezası ile ödenmesinde davacının bir kusurunun olmadığı anlaşılmakla gecikme faizi ile birlikte ödenen toplam 1.247.805,97 TL’nin davalı tarafça ödenmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile, 1.247.805,97 TL’nin 09/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 85.237,63 TL harçtan peşin alınan 21.309,41 TL’nin mahsubu ile kalan 63.928,22 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 2.000,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 24.820,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 147.824,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Başkan….

Katip …

Yargılama Gideri Dökümü
Davacı
Posta Gideri : 306,00 TL
Vekalet Harcı : 25,60 TL
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
Başvurma Harcı : 179,90 TL
Peşin Harç : 21.309,41 TL

+
TOPLAM 24.820,91 TL