Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/117 E. 2023/446 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/117 Esas – 2023/446
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2023/117
KARAR NO : 2023/446

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI…
DAVALI : …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında, 12.07.2018 tarihli “belirsiz süreli iş sözleşmesi” imzalandığını, müvekkilinin yüzme havuzu ve süs havuzları, sauna ve buhar banyoları inşaatı işi ile iştigal ettiğini, havuz inşaatının, normal bir inşaat olmayıp, uzmanlık gerektiren, ustalarının ve teknik personelinin bu konuda bilgi sahibi olması gereken bir iş olduğunu, personelin havuz inşaatı işinde çalışması ile iş yerinin teknik bilgilerine sahip olması gerektiğini, davalının da, davacının iş yerinde, teknik personel olarak çalıştığını ve işverenin üretimle ilgili teknik iş sırları hakkında kapsamlı bilgiye sahip bir kişi olduğunu, bu nedenle, davalı ile davacı arasında akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin 12. Maddesinde “rekabet yasağı” şartı bulunduğunu, rekabet yasağına aykırı davranan işçinin, TBK’nın 446. Maddesinde belirtildiği üzere, yasağa aykırı davranmasının sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğunu, işçinin rekabet yasağına aykırı davranması halinde, işverenin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı talep edebileceğini, TBK’nın 180. maddesi uyarınca; “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.”hükmü uyarınca, işverenin rekabet yasağının ihlali nedeniyle herhangi bir zararı ispatlamak zorunda bulunmaksızın sadece rekabet yasağının ihlal edildiğini ispatlamak suretiyle cezai şart talep edebileceğini, davalının iş akdinin davalının 30.08.2022 tarihinde, iş yerinde çalışan başka bir personele yumruk ve tekme ataması ve saldırması sonucunda, iş verenin haklı feshi ile sonlandırıldığını, davalının rekabet yasağı şartlarına aykırı olarak, davacının direkt rakibi olan, Çetin Emeç Bulvarı 1322. Cadde … Çankaya adresinde faaliyet gösteren, Santek Havuz ve Yapısan A.Ş.’de çalışmaya başladığını, Santek firmasının, davacı ile aynı konular olan, Yüzme havuzları, Süs ve gösteri havuzları, Saunalar ve Buhar Odaları yapımı ve Yüzme havuzları teknik bakım servis hizmetleri işleri ile iştigal ettiğini, davalının, davacının işyerinde edinmiş olduğu teknik bilgi ve deneyimini, rekabet yasağı sözleşmesine aykırı olarak, davacı ile aynı konularda iştigal eden Santek firmasında kullandığını ve rekabet yasağı sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, davacının işten ayrıldığındaki son net maaşı 6.250,00TL olduğunu, sözleşmenin 13.maddesindeki cezai şarta göre, işten ayrıldığı tarihten dava tarihine kadar geçen süredeki Tüfe endeksleri ile maaş tutarı 7.552,00TL olduğunu, cezai şart maddesine göre davalının 7.552,00TL x 12 = 90.624,00TL cezai şartı davacıya ödemesi gerektiğini, fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydı ile şimdilik 500TL cezai şartın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, dava masrafları ile vekalet ücretlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun “Görev/’ başlıklı 5.maddesi gereğince, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6098 sayılı T.B.K.’nda düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağını, bu nedenle öncelikle görev itirazında bulunduklarını, davanın … İş Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden görev nedeniyle davanın usulden karar verilmesini, davaya dayanak yapılan rekabet yasağı sözleşmesini kendi serbest ve özgür iradesiyle imzalamadığı gibi, davacının müşteri çevresi veya üretim sırları ya da yaptığı işler hakkında herhangi bir bilgiyi de başkalarına vermediğini ve kullanmadığını, bu nedenle, davaya dayanak yapılmaya çalışılan rekabet yasağı kaydının geçersiz olduğunu, davaya dayanak yapılan rekabet yasağı sözleşmesini kendi serbest ve özgür iradesiyle imzalamadığını, davacı tarafından buna zorlandığını, iş ve çalışma hayatının devamının buna bağlı olduğu için istemeyerek kabul etmek zorunda kaldığını, sonrasında da davacının bu sözleşmeyi sürekli olarak kendi ve diğer çalışanları baskı altında tutmak için bir araç olarak kullandığını, özellikle son zamanlarda davacı şirket sahibi ve yetkilisinin üzerlerinde kurduğu baskının giderek arttığını, şirket içerisinde bir çalışma barışı ve huzuru kalmadığını, davacı şirket sahibinin, iş ve görev tanımı dışında kaldığı halde kendi evinin temizliğidahil tüm özel işlerini kendisi ve bazı çalışma arkadaşlarına yaptırdığını, bundan bunalan ve kabul etmek istemeyenlere de bağırıp çağırdığını, onları azarladığını, ayrıca, “çalışmak istemiyorsanız çeker gidersiniz, nasıl olsa ipiniz benim elimde” diyerek, zorla imzalattığı rekabet yasağı sözleşmesini deyim yerindeyse bir koz olarak kullandığını, ne yazık ki davacı şirket sahibinin üzerlerinde kurduğu bu baskının sona ermediğini ve huzurlu bir çalışma ortamı oluşmadığını, bu nedenle, normal şartlarda ciddi bir kıdem tazminatı alacağına hak kazandığı halde, bunu da bir kenara iterek istifa etmekten başka çarem kalmadığını, davacı şirketin müşteri çevresi veya üretim sırları ya da yaptığı işler hakkında bir bilgi edinme imkanına sahip olmadığım gibi, onun önemli bir zararına neden olacak herhangi bir bilgiyi de kullanmadığını, bu nedenle, hukuka aykırı olarak elde edilen rekabet yasağı sözleşmesini kabul etmediğini, davacı şirketten istifa ederek ayrılmak zorunda kalmasının rekabet ilişkisi ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını, bu hususlara Volkan Aktaş isimli davacı şirket eski çalışanı arkadaşının da tanık olduğunu, kendisinin ‘Yeşilova Mahallesi 4005. Sokak No: 6/2 Etimesgut-… adresinde ikamet ettiğini, tanık olarak dinlenilmesini talep ettiğini, ayrıca, bir kabul anlamına gelmemekle birlikte, üzerinde baskı kurularak tarafına imzalatılan rekabet sözleşmesindeki cezai şart tutarının son derece fahiş olduğunu , bu nedenle, görev itirazım ve davaya dayanak yapılan rekabet yasağı kaydının geçersiz sayılarak davanın tamamen reddi yönündeki savunmasının yerinde görülmemesi halinde, talep edilen fahiş tazminat tutarından hakkaniyet esaslarına uygun bir indirim yapılmasını da talep ettiğini, zira, bir yıllık kazancını cezai şart olarak ödemek zorunda kalmam halinde hem kendim hem de ailesinin geçimini sağlamasının mümkün olmayacağı gibi, ekonomik açıdan bir acz içine düşeceğini, arz edilen nedenlerle, davanın görev yönünden reddine, iradeyi ifsat eden haller nedeniyle davaya dayanak yapılan rekabet yasağı kaydının geçersiz sayılmasına, ayrıca, davacının zararına neden olacak herhangi bir bilgiyi elde etmesi ya da kullanması söz konusu olmadığından koşulları oluşmayan davanın esastan reddine, tüm bunlar yerinde görülmediği takdirde, iyiniyet, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı, son derece fahiş cezai şart tutarının düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklı ceza-i şart istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 12.07.2018 tarihinde belirSİZ süreli hizmet akdi yapılmış olup, ,İş bu sözleşmenin 12. maddesinde , rekabet yasağı düzenlenmiş , bu taahhüde aykırı davranışın neticesi sözleşmenin 13. Maddesinde son aylık ücretin 12 katı olacağı belirtilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2011/13747 Esas, 2012/356 Karar sayılı kararındada belirtildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu bildirilmiş, BK 19/1.maddesinde (TBK 26) bir aktin mevzunu kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunacağı belirtilmiş, BK 20.maddesinde (TBK 27) ise kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu düzenlenmiştir. Sözleşmenin tarafları sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemekte özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemeyecektir. Buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 12 ve 13. Maddesi hükmü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olması, ve tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmalarının mümkün bulunmaması, ayrıca davalının hizmet dökümüne göre havuz imlatı sektöründe çalışması nedeniyle 2 yıl gibi bir süre bu sektörde çalışmamasının davalının ekonomik olarak zor durumda kalmasına sebebiyet vermesinin muhtemel olması, davacının davalıya vermiş olduğu bir eğitim veya ticari sırrın da bulunmaması, kaldı ki davacı tarafça da ticari sırlar ile müşteri çevresinin davalı işçi tarafından kullandırıldığına ilişkin en küçük bir kanıt sunulmadığı gibi, bu yönde bir iddia de ileri sürülmediği, TBK 444/2 maddesinde işçinin sadece ticari sırlara ulaşmasının yeterli olmayıp, bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olması gerektiği, somut olayda davacı şirketin, davalının bilgileri kullandığının kanıtlanamadığı gibi ,bu bilgiler kullanılmış olsa dahi bu bilgilerin kullanılması nedeniyle zarara uğradığı hususunun da kanıtlanmadığı anlaşılmakla davacı davasında haksız görüldüğünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli harç başlangıçta peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 2.000,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim…
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.