Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/105 E. 2023/169 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/105 Esas – 2023/169
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2023/105
KARAR NO : 2023/169

BAŞKAN : …
KATİP….

ASIL DAVADA
DAVACI :….
DAVALI ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/03/2010
BİRLEŞEN …ASLİYE 3. TİCARET MAHKEMESİNE AİT
2012/437 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI ….
DAVALI :….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/08/2012
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2023
ASIL DAVADA;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların ortağı oldukları şirket adına davacı şirket ile sözleşme imzaladıklarını, borçlu şirketin alacaklı müvekkile karşı edimlerini yerine getiremediğini ve …Asliye 8 Ticaret Mahkemesinin 2005/575 esas ve 2016/317 sayılı kararıyla iflasına karar verildiğini, …İflas Müdürlüğünün 2008/31 sayılı dosyasıyla derdest olduğunu, davalıların müvekkili ile imzaladıkları genel faktoring sözleşmesi gereği dava konusu borca müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, borcun asıl borçlu veya kefillerince halen ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalılara tebligat yapılmış cevap dilekçesi sunulmamış, yargılama sırasında önce davalılardan Tamer…kendisini vekille temsil ettirmiş, bu davalı vekili yargılama sırasında beyanında; müvekkilinin faktoring sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, çekleri de teminat olarak ciro ederek faktoring şirketine verdiğini, ancak asıl borçlu davada daha sonra iflas eden şirket tarafından …Asliye 1 Ticaret Mahkemesine açılan sözleşmenin içeriğinin de tartışıldığını, temel borç ilişkisi içeriğine girildiğini ve ödeme ve temliklerle borcun kalmadığı, kapatıldığının tespit edildiğini, dava konusu çekler nedeniyle faktore ayrı bir ödeme yapılmadığını bildirmiş, yargılama sırasında diğer davalının vekili olarak da vekaletname sunmuştur.
BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların ortağı oldukları şirket adına davacı şirket ile sözleşme imzaladıklarını, borçlu şirketin alacaklı müvekkile karşı edimlerini yerine getiremediğini ve …Asliye 8 Ticaret Mahkemesinin 2005/575 esas ve 2016/317 sayılı kararıyla iflasına karar verildiğini, …İflas Müdürlüğünün 2008/31 sayılı dosyasıyla derdest olduğunu, davalıların müvekkili ile imzaladıkları genel faktoring sözleşmesi gereği dava konusu borca müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, borç asıl borçlu veya kefillerince halen ödenmediğinden …Asliye 17 Ticaret Mahkemesinin 2011/143 esasına kayıtla dava açıldığını, bakiye alacağın tahsili için işbu davanın açıldığını belirterek öncelikle işbu dava dosyasının …Asliye 17 Ticaret Mahkemesinin 2011/143 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydıyla 1.089.232,00 TL’nin hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalılara tebligat yapılmış olup, yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirmişler, davalılar vekili yargılama sırasında sunduğu beyan dilekçesinde asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen davada istek; davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan ve davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel faktoring sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/659 esasına kayıtla yapılan yargılama sonucu 21/12/2016 tarih 2016/943 sayılı kararla açılan her iki davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17/01/2019 tarih, 2018/1298 esas, 2019/222 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında; “Asıl ve birleşen dava, davacı faktörün faktoring sözleşmesi kapsamında dava dışı faktoring müşterisine yaptığı ödemenin temlik alınan alacakların tahsil edilememesi ve müşteri tarafından da ödeme yapılmaması nedeniyle tahsil edilemediği iddiasına dayalı, bu alacağın davalı faktoring sözleşmesi kefillerinden tahsili amaçlı alacak davasıdır. Kefillerin sorumlu olabilmesi için elbette asıl borçlunun borçlu olması gerekmektedir. Dava dışı asıl borçlu faktoring müşterisi tarafından faktoring şirketine karşı açılan …1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/542 esas sayılı dosyasında faktoring şirketi tarafından başlatılan iki ayrı takibe dayalı dört adet çekten dolayı dava dışı faktoring müşterisinin borçlu olmadığı nedeni ile menfi tespite karar verilmesine gerekçe olarak “takip dayanağı dört adet çek ile ilgili alacağının fatura veya mal ya da hizmet satışından doğduğunu belgeleyemediği” hususu bildirilmiş ve bu hususa dayalı olarak menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir. Menfi tespit davasının bu gerekçesi eldeki davada (asıl ve birleşen) taraflar arasındaki ihtilafı çözmekte kesin delil niteliğinde değildir.
Menfi tespit davasının kabul gerekçesi bu dört adet çekin faktoring müşterisi tarafından faktoring şirketine teminat olarak verildiği, taraflar arasındaki faktoring ilişkisi nedeni ile faktörün alacağının olmadığı saptamasına dayalı olsaydı, bu yönde bir gerekçe eldeki davalarda kesin delil olabilirdi. Ancak yukarıda ifade edildiği gibi menfi tespit davasının kabul gerekçesi, eldeki davalar bakımından kesin delil olarak kabul edilmeye müsait değildir. Bu itibarla davacı faktor ile dava dışı faktoring müşterisi arasındaki ilişkinin incelenmesi ile neticede davacı faktorün bir alacağı varsa, davaların davalı kefillerin kefalet limitleri ile sınırlı olarak kabulüne, yoksa reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde asıl ve birleşen davaların reddine dair ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi yerinde görülmemiş, …Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/991 E.-2017/1889 K. sayılı hükmünün bozulması gerekmiştir.” denilmiş ve bozma sonrası dosya mahkememizin 2019/229 esasına kaydedilmiştir.
…Asliye 1. Ticaret Mahkemesinin 2013/542 esas, 2013/605 sayılı karar örneğinin incelenmesinde; davacı…İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından davalı … Faktoring Hizmetleri AŞ’ye karşı taraflar arasında imzalanan faktoring sözleşmesine dayalı olarak sözleşmenin teminatı olarak davalıya çekler verildiği, çeklerle icra takibine geçildiği, icra takibine dayalı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti isteğiyle 21/11/2003 tarihinde dava açıldığı, başlangıçta mahkemenin 2003/587 esasına kayıtla yapılan yargılama sonucunda 05/10/2006 tarih 2006/428 sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23/06/2011 tarih, 2011/150 esas, 2011/8375 sayılı kararıyla bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu …7. İcra Müdürlüğünün 2003/3308 sayılı takip dosyasıyla ilgili feragatte dikkate alınarak bu konudaki taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığını, …7. İcra Müdürlüğünün 2003/3307 ve 2003/4176 sayılı dosyalarına yönelik talebin kabulü ile, bu dosyalar bakımından davacının davalıya 1.000.000,00 TL için borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, verilen 2. kararın davalı vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 19 Hukuk Daerisinin 12/11/2012 tarih, 2012/9398 esas, 2012/16437 sayılı kararıyla 1.000.000,00 TL harç yatırılarak dava açılmış ise de ıslah ile dava değerinin 1.549.180,00 TL’ye yükseltildiği, bu miktar nazara alınarak karar verilmesi gerekirken 1.000.000,00 TL üzerinden karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek bozulduğu, mahkemenin 2013/542 esasına kayıtla bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davalının …7. İcra Müdürlüğünün 2003/3307 ve 2003/4176 sayılı dosyalarının takip dayanağı 4 adet çekle ilgili alacağının fatura veya mal veya hizmet satışından doğduğunu belgeyemediği dikkate alınarak bu takip dosyalarına yönelik takibin kabulü ile, bu dosyalar bakımından davacının davalıya 1.589.180,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının feragatı sebebiyle …7. İcra Müdürlüğünün 2003/3308 sayılı takip dosyası ile talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 22/09/2014 tarih, 2014/3883-13883 esas-karar sayılı ilamıyla onandığı, aynı dairenin 05/05/2015 tarih, 2015/1369 esas – 2015/6587 karar sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bozma öncesi; dosya üzerinde ve davacı şirket ile müflis … … Ltd. Şti’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup bilirkişi heyeti 16/02/2016 tarihli raporlarında; müflis … … Ltd. Şti’nin defterlerinin iflas masasına teslim edilmediğinin bildirildiğini, davacı şirketin incelenen 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılları yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, defter kayıtlarının yapılan incelemesinde davacının alacak bakiyesinin 1.549.180,00 TL olarak kayıtlı olduğunu, davacının alacak bakiyesinin menfi tespit davasına konu edilen karşılıksız çeklerden kaynaklandığını, …Asliye 1 Ticaret Mahkemesi dosyasında 1.549.180,00 TL için borçlu olmadığının tespitine karar verilip kesinleştiğini, her iki davanın konusu ve müddeabilinin aynı olduğunu, borcun olmadığını bildirmişlerdir.
Davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup bilirkişi heyeti 22/11/2016 tarihli ek raporlarında itirazları değerlendirerek davacının kendi defterinde 21/04/2002 tarihi itibariyle 1.099.232,50 TL alacak kaydının olduğunu, …Asliye 1. Ticaret Mahkemesindeki davanın konusu ile bu davanın konusunun aynı olduğunu bildirmişlerdir.
Kesinleşen …Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2013/542 esas sayılı dosyasında; …7. İcra Müdürlüğü’nün 2003/3307 ve 4176 sayılı dosyalarına yönelik talebin kabulü ile toplamı 1.549.180,00 TL için borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, davacı … Faktoring A.Ş. ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında akdedilen faktoring sözleşmesinden kaynaklı alacak – borç ilişkisi, ödeme belgeleri, kambiyo senetleri ve diğer yönlerden ayrıntılı olarak incelenmiş, ayrıca işbu dosyada davacı, …1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davalı faktoring şirketinin ticari defterleri incelendiği belirtilmiş ve dava konusu 1.299.180,00 TL ve 240.375,00 TL miktarların işbu davada davacı şirkete ödendiğine ilişkin 10/04/2003 ve 01/05/2003 tarihli muavin defter kayıtlarının bulunduğu, bu ödemenin faktoring ödemesine ilişkin avans ödemesi olarak kabulünün kayıtlardan anlaşılamadığı, davalının kendi defter kayıtların dayanağı olan belgeler arasında bir tutarlılığın bulunmadığı, birbirlerini teyit etmedikleri, bu nedenle kayıtların faktoring şirketi lehine delil olma özelliğinin bulunmadığının tespit edildiği, faktoring ilişkisine ve bundan kaynaklanan alacaklara ilişkin bir kayıt bulunmadığı, bu denli yüksek bir meblağın ödeme fişi ile elden ödendiği iddiasının bir faktoring işlemi olmadığından davalının davacıdan faktoring işlemine konu alacağının bulunmadığının tespit edildiği, çeklere dayalı alacağın fatura, mal veya hizmet satışından kaynaklandığının da savunulamadığı belirtilerek menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği, kararın usule ilişkin sebeplerle bozulduğu, menfi tespit hükmünün kesinleştiği, menfi tespit davasındaki miktar ile işbu alacak davasına konu miktarların aynı miktarlar olduğu, faktoring işlemine dayalı asıl borçlu iflas eden … … Ltd. Şti.’nin borçlu olmadığı, bu haliyle işbu davada davalı kefillerin de faktoring sözleşmesinin kefilleri olmakla faktoring sözleşmesine dayalı borçlu olamayacaklarından söz konusu mahkeme kararı içeriği kesin delil kabul edilerek kefillere yönelik açılan davanın reddine yönelik bozma öncesi kararın yerinde olduğu kanaatine varılmakla mahkememizin 21/12/2016 tarihli kararında direnilmesine ve asıl ve birleşen davaların reddine ilişkin 26/06/2019 tarih, 2019/550 sayılı karar verilmiş, kararın asıl ve birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/(19)11-144 esas, 2022/1648 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamında; “… 44.Eldeki davada ise, davacı faktoring şirketi, dava dışı…İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan genel faktoring sözleşmesi kapsamında dava dışı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürerek söz konusu alacağın sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer alan davalılardan tahsilini talep etmektedir.
45. Davacı faktoring şirketi ile dava dışı…İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. arasında görülen …1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2013 tarihli ve 2013/542 E., 2013/605 K. sayılı dosyasında, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin menfi tespit talebine konu dört adet çek kapsamında incelenerek karar verildiği görülmektedir. Eldeki davada ise davacı faktoring şirketi, dava dışı…İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan faktoring sözleşmesi uyarınca dava dışı şirkete yapılan ödemeler ve alınan temlikler kapsamında dava dışı şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekte olup, söz konusu menfi tespit davasında verilen karar eldeki davada kesin delil niteliğinde değildir.
46. Bu durumda davacı faktoring şirketi ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel faktoring sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca yapılan işlemlerin, diğer bir deyişle aralarındaki faktoring ilişkisinin sözleşme kapsamında incelenmesi, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucunda davacı faktoring şirketinin alacağının belirlenmesi hâlinde, davalı kefillerin kefalet limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olduklarının kabulüne, aksi hâlde asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi gerekirken, dava dışı…İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında görülen ve faktoring şirketine verilen dört adet çeke ilişkin menfi tespit davasının eldeki asıl ve birleşen davada kesin delil olduğu gerekçesiyle verilen direnme kararı yerinde değildir.
47. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; dava dışı şirket ile davacı faktoring şirketi arasında görülen menfi tespit davasında alınan bilirkişi raporu ile sözleşme ilişkisinin değerlendirildiği ve dava dışı şirketin borçlu olmadığına karar verildiği, bu nedenle aynı sözleşmede kefil olarak yer alan davalıların sorumluluklarının bulunmadığı, menfi tespit davasında verilen kararın eldeki asıl ve birleşen davada kesin delil niteliğinde olduğu, direnme kararının açıklanan nedenlerle onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
48. Hâl böyle olunca, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.” denilerek oy çokluğu ile mahkememiz kararının bozulmasına kesin olarak karar verilmiştir.
Mahkememizin 2023/105 esasına kayıtla yargılama sürdürülmüştür.
Dosya kapsamından; davacı faktoring şirketi ile dava dışı müflis … .. Ltd. Şti. arasında 27/08/2002 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli genel faktoring hizmet sözleşmesi imzalandığı, limitin arttırılarak 6.000.000,00 TL’ye yükseltildiği, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, dava dışı müflis … … Ltd. Şti.’ni 14/04/2003 tarihli karara göre davalıların müştereken temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 17/06/2008 tarihli karara göre 5 yıl süreyle Tamer …’nun temsil ve ilzama yetkili kılındığı, … … Ltd. Şti’nin …Asliye 8. Ticaret Mahkemesinin 2005/575 esas sayılı dosyadan verilen 30/12/2008 tarihli kararla iflasına karar verildiği, kararın 27/03/2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dava; davacı Faktörün, faktoring sözleşmesi kapsamında dava dışı faktoring müşterisine yaptığı ödemenin temlik alınan alacakların tahsil edilememesi ve müşteri tarafından da ödeme yapılmaması nedeniyle tahsil edilemediği iddiasına dayalı, bu alacağın davalı faktoring sözleşmesi kefillerinden tahsili amaçlı alacak davasıdır.
Kefil olan davalıların sorumlu olabilmesi için asıl borçlunun borçlu olması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamı nazara alınarak, davacı faktoring şirketi ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel faktoring sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca yapılan işlemlerin sözleşme kapsamında incelenmesi gerekmektedir.
Davacı faktör ile dava dışı şirket arasında imzalanan 27/08/2002 tarihli 3.000.000,00 TL limitli genel faktoring sözleşmesi imzalanmıştır. Kefil olunan tutar artırılan miktarla birlikte 6.000.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Dava konusu işlemde dava dışı…şirketinin Etibor şirketinden doğmuş ve doğacak alacaklarını temlik ettiği, … şirketinin taahhüt işlerini yerine getirmemesi nedeniyle DSİ’nin sözleşmeleri feshettiği ve bu nedenle temlik ödemelerinin olmadığı her iki tarafın kabulündedir.
Sözleşmenin 14.maddesinde; “müşteri, TGL bildiriminde bulunulmadığı sürece temlik konusu olan alacağın ödenmemesi halinde, ilgili peşin ödemenin iadesini yapmayı, masraf, ücret, komisyon ve muhtemel şirket zararlarını ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği” belirtilmiştir.
Davacı faktör tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında dava dışı şirkete 10/04/2003 tarihinde 1.275.534.924.000 (eski TL) temlik ödemesi yapıldığı, daha önce alınan bilirkişi raporlarında davacı şirketin ticari defterlerinde proje ödemesi adı altında görüldüğü anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamı kapsamında, davacı faktoring şirketi ile dava dışı…şirketi arasında görülen …1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/09/2003 tarih, 2013/542 esas, 2013/605 karar sayılı dosyasında taraflar arasında imzalanan sözleşmenin menfi tespit talebine konu 4 adet çek kapsamında incelenerek karar verildiği, işbu davada davalıların kefili olduğu faktoring sözleşmesi uyarınca dava dışı şirkete yapılan ödemeler ve alınan temlikler kapsamında dava dışı şirketten alacaklı olunduğunun iddia edildiği, menfi tespit davasında verilen kararın eldeki davada kesin delil niteliğinde sayılamayacağı,
Davalıların kefili olduğu davacı faktoring şirketi ile dava dışı şirket arasında incelenen genel faktoring sözleşmesi kapsamında dava dışı şirkete temlik edilen bedel kapsamında bakiye alacağın ticari defterlerin incelendiği bilirkişi raporunda 1.099.232,50 TL olduğunun belirlendiği,
Davalı tarafça 10/04/2003 tarihli belgenin açığa imza ile oluşturulduğu, içeriğinin ileride faktoring işlemi yapılacak olması halinde doldurulmak üzere ön teminat olarak verildiği, daha sonrasında faktoring işlemi ve ödemesi yapılmadığı belirtilmiş olup, belgedeki imzaya itirazın olmadığı, içeriğine itiraz edilmiş ise de, bu hususta kanıt yükünün davalı tarafta olduğu, bu durumun kanıtlanamadığı, faktoring sözleşmesi kapsamında temlik ödemesi yapılan miktardan bakiye davacı faktoring şirketinin sözleşmenin kefilleri davalılardan alacağının 1.099.232,50 TL olduğu, asıl davada 10.000,00 TL’sinin, birleşen davada 1.089.232,00 TL’sinin talep edildiği anlaşılmakla asıl ve birleşen davaların alacak miktarı için kabulüne, davacı taraf hakkın doğum tarihinden itibaren alacağa aylık %4, yıllık %48 oranında faiz işletilmesi talebinde bulunmuş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede faktoring sözleşmesinde akdi faiz oranının belirlenmediği, bu haliyle tarafların vasfı da nazara alınarak avans faizi işletilmesi gerektiği ve dava tarihi öncesi itibariyle temerrüt oluşmadığından alacaklara asıl ve birleşen davaların dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine ve davalılardan müteselsilen tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada;
Davanın alacak miktarı için kabulü ile 10.000,00 TL’nin 16/03/2010 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 653,90 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 2.595,13 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Birleşen davada;
Davanın alacak miktarı için kabulü ile 1.089.232,00 TL’nin 24/08/2012 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
…7. İcra Müdürlüğünün 2003/3307 ve 2003/4176 sayılı takip dosyasında davalılar yönünden tahsilde tekerrüre yer verilmemesine,
Alınması gerekli 74.405,44 TL harçtan peşin alınan 16.175,10 TL’nin mahsubu ile kalan 58.230,34 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 16.230,55 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 135.138,56 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/03/2023

Başkan…
Katip….

Yargılama Gideri Dökümü Yargılama Gideri Dökümü
Asıl Davada Davacı Birleşen Davada Davacı
Posta Gideri : 329,53 TL Posta Gideri : 31,00 TL
Vekalet Harcı : 2,75 TL Vekalet Harcı : 3,30 TL
Bilirkişi Ücreti : 2.000,00 TL Başvurma Harcı : 21,15 TL
Başvurma Harcı : 17,15 TL Peşin Harç : 16.175,10 TL
Peşin Harç : 148,50 TL +
Tamamlama Harcı : 97,20 TL TOPLAM 16.230,55 TL
+
TOPLAM 2.595,13 TL