Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/620 E. 2023/286 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/620 Esas – 2023/286
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/620 Esas
KARAR NO : 2023/286

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI ….

DAVALI ….

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09.05.2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 2015/123942 ihale kayıt numaralı “Afşin Elbistan Linyitleri İşletme Müdürlüğü İhtiyacı 6 ay süreli 133 Kişilik Özel Güvenlik Hizmet Alım İşi Sözleşmesi”nin imzalandığını, sözleşme imzalanmadan evvel ihale karar pulu damga vergisinin davalı yüklenici tarafından ödenerek, ödeme alındı belgesinin sözleşme imzalanmadan önce müvekkili Teşekküle sunulduğunu, fakat ilgili ihaleye ait teklif tutarına dahil edilen, sözleşme gideri olarak ödenen, hak ediş ödemeleri içerisinde tekraren yükleniciye ödenen ihale kararı damga vergisi tutarının davalı şirket tarafından Gelir İdaresi Başkanlığından şikayet itiraz yolu ile talep edildiğini, akabinde Gelir İdaresi Başkanlığı kararına karşı dava açıldığını, açılan davanın davalı yüklenici lehine sonuçlanması üzerine Vergi Dairesince yükleniciye vergi iadesi niteliğinde ödeme gerçekleştirildiğini, bunun üzerine Hitit Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından bahse konu damga vergisine ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi ve tahakkuk fişlerinin müvekkiline gönderildiğini, müvekkili tarafından ihbarname ile kesilen vergi cezası için uzlaşmaya ve yapılandırmaya gidilmiş olup, Vergi Ziyaı Cezasının kaldırılması ve gecikme faizinde indirim yapılması neticesinde, Damga Vergisi aslı ve ferileri olarak toplam 13.699,47 TL tahakkuk ettirildiğini, toplam tutarın Hitit Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün hesabına vadesinde 12.10.2021 tarihinde ödendiğini, ödemeyi takiben firmaya ödenen tutarın taraflarına iadesi için yazılmışsa da, müvekkili Teşekkülün hesaplarına herhangi bir tutarın iade edilmediğini, Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan ihalelerde Kamu İhale Kurumunca hazırlanan ve Teşekkülleri tarafından ihalelerde kullanılan tip sözleşme ve ekleri gereği sözleşme bedeline dahil olan ve yüklenicinin aralarındaki sözleşme gereği sorumlu olduğu tutarın Teşekküllerince ödenmek zorunda kalındığından söz konusu tutarın ödeme tarihi itibariyle işlemiş avans faiziyle tahsilini talep etmek zorunluğunun hasıl olduğunu, dava şartı olan arabuluculuk gereği dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.699,47-TL alacaklarının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ihale sözleşmesi imzalanmasından önce Kurumun almış olduğu ihale kararına istinaden ödenmesi gerekli ihale karar pulu damga vergisinin kamu gücü kullanılarak davacı İdare tarafından müvekkili şirkete ödetildiğini, müvekkili tarafından ihale karar pulu damga vergisinin 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu uyarınca sorumlusu ve mükellefinin ihale makamı olmasından dolayı yatırılan verginin iadesi için dava ikame edildiğini, davaya bakan… 6. Vergi Mahkemesi’nin 12.05.2020 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve mezkür kararın… Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin 04.11.2020 tarihli kararı ile kesinleştiğini, müvekkili tarafından dava konusu verginin tahsilatının henüz yapılmadığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, vergiyi doğuran olayın davacı Teşekkülün tek taraflı ve kamu gücüne dayanarak tesis ettiği işleme dayandığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra yüklenici tarafından ödenmesi gereken damga vergisinin binde 9,48 olduğunu, oysa dava konusu damga vergisinin oranının binde 5,69 olduğunu, anılan vergilerin farklılık arz ettiğini ve 488 sayılı Kanun gereğince dava konusu vergisinin mükellefinin davacı olduğunu, bu durumun alt derece hukuk normları ile değiştirilemeyeceğini, sözleşme ve şartnamelerde yer alan düzenlemelerin genel işlem şartı olduğu cihetle mahkemece dikkate alınmaması gerekeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davalı tarafça ödenen ihale kararı damga vergisi tutarının, davalı tarafından Vergi Mahkemesinde açılan dava sonucu verilen karara dayalı olarak davalıya iadesi nedeniyle davacı tarafından Vergi Dairesine ödenmek zorunda kalınan 13.699,47 TL ihale karar damga vergisi aslı ve ferilerinin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri ile mevzuat düzenlemeleri gereğince davalı şirketin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; Davada çözümü gereken yön, ihale kararı damga vergisi tutarından yasal olarak kimin sorumlu olduğu ile bu sorumluluğun sözleşme hükmü ile karşı tarafa aktarılmasının mümkün bulunup bulunmadığı, davacının davaya konu iddia ve taleplerinin yerinde olup olmadığı, davalı savunmalarının haklı bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre, davacının ödediği tutarları davalıdan rücuen tahsili talebinin yerinde olup olmadığı noktasındadır.
Mahkememizce gerekli deliller toplandıktan sonra, konuya ilişkin olarak inceleme yapılması için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişiler Kamu İhale Mevzuatından Kaynaklanan Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı … tarafından 15.03.2023 tarihli raporun düzenlendiği, düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu görülmekle, tahkikat tamamlanmıştır.

Bu durumda; yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen 2015/123942 ihale kayıt numaralı “Afşin Elbistan Linyitleri İşletme Müdürlüğü İhtiyacı 6 ay Süreli 133 kişilik Özel Güvenlik Hizmet Alım İşi Sözleşmesi ve Ekleri incelendiğinde; Sözleşmenin “Sözleşme bedeline dahil olan giderler” başlıklı 7. maddesinde: “Taahhüdün (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin her türlü ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderleri ile idari şartnamede teklif fiyata dahil olacağı belirtilen her türlü işçilik, yemek, yol ve benzeri giderlerin tamamı sözleşme bedeline dahildir” hükmünün mevcut olduğu, İdari Şartname’nin “Teklif fiyata dahil olan giderler” başlıklı 25. Maddesinde: “Sözleşmenin uygulanması sırasında, ilgili mevzuat gereğince yapılacak ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinin tümü, isteklilerce teklif edilecek fiyata dahil edilecektir.” hükmünün bulunduğu, “İhalenin sözleşmeye bağlanması” başlıklı 44. maddesinin 6. fıkrasında: “Sözleşmenin imzalanmasına ilişkin her türlü vergi, resim ve harçlar ile diğer sözleşme giderleri yükleniciye aittir. ” hükmünün yer aldığı, davaya konu uyuşmazlıkta, ihale sözleşmesinin imzalanmasından önceki aşamada davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen ihale kararının, mevzuat çerçevesinde damga vergisine tabi olduğu; evrakı imza edenin davacı Teşekkül olması hasebiyle vergi mükellefinin de davacı olduğu, dosya içerisine alınan… 6. Vergi Mahkemesi’nin 2020/884 Esasına kayden görülen ve istinaf yolundan geçmek suretiyle de kesinleşen yargı kararı ile 488 sayılı Kanun kapsamında ihale karar pulu damga vergisi mükellefinin davacı Teşekkül olduğunun belirlendiği, ancak somut olayda İdari Şartnamenin 25. maddesi ile “Sözleşmenin uygulanması sırasında, ilgili mevzuat gereğince yapılacak ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinin tümü, isteklilerce teklif edilecek fiyata dahil edilecektir.” düzenlemesine yer verilerek vergi ve harç giderlerinin tümünün yüklenici üzerine bırakıldığı, kesinleşen vergi mahkemesi kararı mucibince, vergi hukuku bağlamında vergi mükellefinin davacı idare olduğu noktasında duraksamanın olmadığı, ancak taraflar arasındaki sözleşme ile düzenleyici işlem niteliğindeki Kamu İhale Genel Tebliği’nin ilgili maddeleri mucibince, sözleşmenin imzalanması aşamasından evvel tahakkuk edecek ihale karar pulu damga vergisinin, yüklenicinin teklif fiyatına dahil olacağı yönünde anlaşmaya varıldığı, keza davalı tarafça da bu ödemenin vergi dairesine gerçekleştirildikten sonra ödenen bedelin asıl yükümlüsünün idare olduğundan bahisle dava ikame edilerek iadesinin talep olunduğu bir arada değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki rücu ilişkisinde sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumluluğun tayin edilmesi gerekeceği, davacının sözleşme ve şartname ile Kamu İhale Genel Tebliği hükümleri uyarınca cezalı vergi tefkifatı nedeniyle ödemek zorunda kaldığı 13.699,47 TL’yi davalıdan rücu edebileceği, davalı tarafça söz konusu vergiye ilişkin olarak yapılan ödemenin, sonradan yasal mükellefinin davacı Kurum olduğu iddia olunarak açılan davada Vergi Mahkemesince davalı şirket tarafından ödenen tutarın davalıya iadesine karar verilmiş ise de Vergi Mahkemesinde görülen davada taraf olmayan davacı Teşekkülün bu yöndeki sorumluluğunu aralarındaki Sözleşme hükümlerine göre davalıya aktarmış olduğu, Sözleşme hükümlerini inceleyerek, bilerek veya bilmesi gerekerek ihaleye katılan davalının, ödediği vergi tutarlarını sonradan geri almasının Türk Medeni Kanun 2. Maddesinde düzenlenen, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüne de aykırı olduğu, katıldığı bir ihaleye ilişkin sözleşme şartlarını bilen veya bilmesi gereken basiretli bir tacirin, ihaleyi aldıktan sonra ödediği verginin davacının sorumluluğunda olmasını gerekçe göstererek geri almasının doğruluk kurallarına uygun bulunmadığı, taraflar arasında akdedilen ihale sözleşmesi kapsamında, 488 sayılı Kanun gereğince mükellefinin davacı teşekkül olduğu hususunda kesinleşen vergi mahkemesi kararı bulunan ihale karar pulu damga vergisinin, Sözleşme’nin 7. maddesi, İdari Şartnamesinin 25 ve 44. maddeleri uyarınca iç ilişkide davalı üzerinde bırakıldığı, bu yöndeki sözleşme hükümlerinin Sözleşme serbestisi içinde kalıp, kamu düzenine aykırılık teşkil etmediği, geçersiz sayılmasını gerektirecek kanuna ağır aykırılık halinin bulunmadığı, bu durumda davacının talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, vergi aslı ve feri olmak üzere ödediği toplam 13.699,47 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte talep edebileceği sonucuna varılmakla, açıklanan gerekçeye ve varılan hukuki sonuca uygun olarak aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
13.699,47 TL’nin ödeme tarihi olan 12/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan 13.699,47-TL üzerinden hesaplanan 935,81-TL harçtan, davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 233,96-TL harcın mahsubu sonucu kalan 701,85‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 233,96-TL peşin harç, 11,5‬0-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 326,16‬‬-TL‬ harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan bilirkişi ücreti karşılığı 2.000,00-TL, tebligat posta giderleri karşılığı 145‬,00-TL olmak üzere toplam 2.145,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı davasını bir vekil vasıtası ile takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A (13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda dava değeri istinafa başvuru sınırı altında olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 341/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.