Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/592 E. 2022/545 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/592 Esas
KARAR NO : 2022/545

HAKİM : … …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C. Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI :… – … …
VEKİLİ : Av. …….

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti müvekkiline ait olan … plakalı araç ile müvekkilinin … Market firmasına kuryelik yaptığını, araç ile kurye hizmeti verdiği sırada 25.07.2022 günü davalı …’a ait olup, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç tarafından çarpma sonucu hasara uğradığını, davalı …’ın kazada % 100 kusurlu olduğunu, araçta meydana gelen hasarın bilahare davalıya ait sigorta poliçesi kapsamında tamir edildiğini, kaza sonucunda 2020 model olan ve ilk defa kazaya karışan müvekkilinin aracında yüksek miktarda değer kaybı oluştuğunu ve aracın kaza gününden tamiri tamamlanıncaya kadar geçen sürede kazanç kaybı meydana geldiğini, olay tarihinde ve halen … Market Şirketine kurye hizmeti vermekte olan müvekkiline ait araçta şirketle yapılan anlaşma uyarınca araç üzerinde … Marketin isim ve ambleminin yer almasının zorunlu olduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle tamir sırasında bu yazı ve amblemin hasara uğrayan kısmının mecburen söküldüğünü, bu nedenle araca aynı amblemin yazılmasının zorunlu bulunup, bunun da ayrı bir maliyet ve müvekkilinin aracında kaza nedeniyle doğmuş bir zarar olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, müvekkiline ait araca çarpılarak hasara uğratılması sonucu araçtaki değer kaybına karşılık şimdilik 1.000,00 TL, araçtan tamir süresince mahrum kalma bedeline karşılık şimdilik 100,00 TL, araç üzerine kurye hizmeti verdiği firmanın isim ve ambleminin yazılma bedeline karşılık şimdilik 100.00 TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL’nin kaza tarihi olan 25.07.2022 gününden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde, diğer davalıdan tüm alacak kalemleri yönünden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu uyuşmazlığın sebebini, 25.07.2022 tarihinde gerçekleşen davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigortalı sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşturduğunu, davalı şirket genel müdürlük adresinin Sarıyer/ İSTANBUL olup, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile sigorta davalarında ve sigorta tahkim başvurularında, sigortacı şirkete başvurma zorunluluğunun getirildiğini, bu nedenle söz konusu eksiklik de dikkate alınarak dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile esasa ilişkin olarak da dava konusu trafik kazasında müvekkil şirket sigortalısının kusur oranı belirlendikten sonra sigorta şirketinin ancak bu orandaki gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, başvuru konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olup olmadığı ve kusur oranının büyük önem taşıdığını, mevcut kazada sigortalının kusurlu olmadığını savunarak, öncelikle yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacıya ait araç ile davalının sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının uğradığı değer kaybı, mahrum kalınan kâr ve araç üzerine amblem yazılma bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; Davacıya ait araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın 25.07.2022 tarihinde karıştığı kaza sonucu davacının aracında meydana gelen hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı, tamir süresince mahrum kalınan kar ve araç üzerine kurye hizmeti verilen firmanın isim ve ambleminin yazılmasına ilişkin bedelin tahsili istemiyle açılan işbu davada, davalı sigorta şirketi vekili, şirket genel merkezinin İstanbul’da olması nedeniyle yetki itirazında bulunmuş ise de kaza yerinin Ankara olduğu da gözetildiğinde davalının yerinde olmayan yetki itirazının reddine karar verilerek, yargılamaya devam olunmuş, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen araç maliki … hakkındaki davanın işbu davadan tefrikine karar verilerek, işbu dosyadaki yargılamaya sadece davalı sigorta şirketi yönünden devam olunmuştur.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 14.04.2016 tarihli, 6704 sayılı Kanunun 5. Maddesi ile değişik 97. Maddesinde, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna
gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun
başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya
verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”hükmü düzenlenmiş olmakla, kanun maddesi incelendiğinde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna
gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması gerektiği, başvuru şartının yerine getirilmesinden sonra davanın açılabileceği veya tahkime başvurulabileceğinin düzenlendiği, bu durumda davacının, davaya konu ettiği taleplerle ilgili olarak öncelikle sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunması, yazılı olarak yapılacak başvurunun sonucuna göre dava veya tahkim hukuki yollarından birine gitmesi gerekirken davacı tarafça, davaya konu taleplerle ilgili olarak dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine bir başvurunun olmadığı, davacı vekili duruşmada verdiği beyanında, davalı sigorta şirketinin hasar ödemesi yaptığı için davaya konu taleplerle ilgili olarak sigorta şirketine ayrıca başvuruda bulunulmadığını bildirdiği, ancak anılan kanun hükmünün zarar görenin sigorta şirketine dava açmadan önce yazılı olarak başvuruda bulunmasını bir dava şartı olarak düzenlediği, HMK’nun “Dava Şartları”na ilişkin düzenlemeyi içeren 114. Maddesinin 1.fıkrasının altında bentler halinde dava şartları sayılmış olup, anılan maddenin 2. Fıkrasında ise “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü konulmakla, HMK’da belirtilen dava şartları dışında diğer kanunlarda yer alan dava şartı niteliğindeki hükümlere de atıf yapıldığı, bu durumda davacının davaya konu talepleri ile ilgili davalı sigorta şirketine karşı dava açmadan önce KTK 97. Maddesinde düzenlenen ve düzenleme şekli ve içeriği itibariyle bir dava şartı olan “yazılı şekilde başvuruda bulunma” hususuna ilişkin yasal gerekliliği yerine getirmediği anlaşılmakla, davacının davalı sigorta şirketi hakkında açtığı davanın KTK 97., HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığına dayalı olarak usulden reddine karar vermek gerekmekle, açıklanan hususlara ve varılan hukuki sonuca uygun olarak aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın KTK 97., HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI NOKSANLIĞINA DAYALI OLARAK USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının dava açıldığı sırada davacı tarafça yatırılan peşin harç ile karşılanmış olduğundan davacıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş olması nedeniyle karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve dava değeri göz önüne alınarak belirlenen 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (13). Maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.