Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/541 E. 2022/614 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/541 Esas
KARAR NO : 2022/614

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…
DAVALI : ……

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23.11.2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 09.06.2022 tarihli sözleşme ile …. Matbaacılık Reklam İnşaat Tur…Ltd. Şti. mülkiyetinde bulunan dükkan niteliğindeki taşınmazın satışına ilişkin şartların belirlendiğini, davalının 04.06.2021 tarihinde tüm hisselerini kardeşi …’a devrettiğini, sözleşme tarihinde, sözleşme konusu taşınmazın üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılması sonrasında müvekkili olan alıcının satın almaktan vazgeçme ihtimali gözetilerek oluşabilecek zararların tazmini amacı ile taraflarca, 09.06.2022 tanzim tarihli 20.000,00 TL değerinde bononun davalı satıcıya verilmesi konusunda anlaşıldığını, bu hususun imzalanan sözleşmede hüküm altına alındığını, devir işlemi gerçekleştiği takdirde cayma halinden söz etmenin mümkün olmayacağını, bu senet bakımından doğmuş veya doğabilecek herhangi bir borç bulunmadığını, sözleşmenin son paragrafında müvekkili olan davacı alıcının cayması halinde davaya konu senedin tahsile konulacağının açıkça belirtildiğini, taşınmazın üzerinde bulunan ipotekin kaldırıldığını, sözleşmenin gereklerinin yerine getirildiğini, taşınmazın devri işleminin gerçekleştirildiğini, taraflar arasındaki ilişki ve senet bakımından öngörülen amacın nihayete erdiğini, ancak davacının cayma ihtimaline binaen alınan senedin davacıya iade edilmediğini ileri sürerek, davalı tarafça başlatılacak icra takibi yönünden tedbir kararı verilmesini ve davanın kabulü ile, davalıya verilen 09.06.2022 tarihli cayma senedi bakımından müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında 09.06.2022 tarihinde “… ” adresindeki taşınmazın satışına ilişkin sözleşme yapıldığını, sözleşmede satış bedeli olarak 275.000,00 TL gözükürken, tapu kayıtları incelendiğinde taşınmazın yeni bir sözlü sözleşme ile 335.000,00 TL’ye satıldığını, tarafların sözleşme sonrası sözlü olarak konuşup güncel rayiç üzerinden anlaştıklarını ve satış miktarını buna göre belirlediklerini, yazılı sözleşmede geçerli olan maddelerin yapılan yeni sözleşme ile geçersiz hale geldiğini, yeni satış bedeli ile tapuda satış gerçekleştiğini, müvekkilde dava dilekçesinde bahsi geçen senedin bulunmadığını, müvekkilinin … Yayıncılık Matbaacılık Reklam İnşaat Tur….Lti. Şti’ye ait gayrimenkulü vekaletname ile verilen yetki ile 19.07.2022 tarihinde sattığını, satıştan önce elden 10.000 TL kapora bedeli alındığını ve akabinde satış gerçekleşme zamanında 314.000,00 TL’nin banka aracılığıyla davacı tarafından müvekkilinin hesabına gönderildiğini, gayrimenkul satış bedeli için anlaşılan ve tapuda da gösterilen bedel 335.000,00 TL iken, davacıdan toplamda 324.000,00 TL ödeme alınabildiğini, yapılan satış esnasında 11.000 TL’lik müvekkilinin kaybının meydana geldiğini, davacının diğer banka hesabından kalan 11.000 TL’yi satış sırasında göndereceğini taahhüt etmiş ise de davacı tarafça ödemenin gerçekleştirilmediğini, davalının vekaletini aldığı … Yayıncılık Matbaacılık Reklam İnşaat Turizm Film Organizasyon San. ve Tic. Lti. Şti. firmasına tam bedeli ödeyemediğini, anılan şirketin planlanan satış üzerine gayrimenkul satışının 335.000,00 TL olarak gerçekleşeceği için faturasını 335.000,00 TL olarak düzenlediğini, şirketin eksik ödenen satış bedeli kaynaklı vergisini de yüksek bedele göre ödediğini savunarak, davacının beyan ve iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 09.06.2022 tarihli, 20.000,00 TL bedelli bono yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; Taraflar arasında gayrimenkul satışına ilişkin 09.06.2022 tarihli adi bir sözleşme düzenlendiği, dava dilekçesinin ekinde sunulan davacı ve davalı arasında yapılan 09.06.2022 tarihli Gayrimenkul Satış Mukavelesinde davacı …’nın alıcı olarak, davalı …’nın ise satıcı olarak geçtiği, anılan mukavelede Şahintepe Mahallesi, Anadolu Caddesi, 36526 Ada, 3 Parsel, Dükkan nitelikli taşınmazın 275.000,00 TL’ye satışının kararlaştırıldığı, söz konusu mukavelede satış bedeline mahsuben alıcıdan 10.000,00 TL kaparo alındığı, satışa istinaden güvence olarak da 20.000,00 TL’lik senedin alındığı, tapu devir işlemleri bittikten sonra senedin iade edileceği belirtilmiş, mukavelenin aşağı kısmında da el yazısı ile sözleşmeye mahsuben 20.000,00 TL’lik senet cayma senedi olarak alındığını, alıcının cayması halinde kaparosunun yanacağı ve senedin tahsilinin yapılacağının belirtildiği, mukavelenin alıcı … ve satıcı … tarafından imzalandığı görülmüştür.Her ne kadar tapu sicilinde kayıtlı bulunan taşınmazların satımı veya satış vaadine ilişkin sözleşmelerin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz olup, bu tür sözleşmeler kanunun emrettiği şekil şartlarına aykırı olması nedeniyle, taraflar arasında dahi hüküm ve sonuç doğurmaları mümkün değilse de somut olayda, taraflar arasında devri kararlaştırılan taşınmazın 19.07.2022 tarihinde tapu müdürlüğünde yapılan resmi senet ile geçerli bir şekilde davacı alıcıya devrinin yapıldığı, dosyaya getirtilen resmi senet incelendiğinde dava dışı … Yayıncılık Matbaacılık Reklam İnşaat Turizm Film Organizasyon San.ve Tic.Ltd.Şti. Adına kayıtlı taşınmazın davacı …’ya 335.000,00 TL bedelle satıldığı, bu şekilde bahse konu taşınmaz satışının geçerli bir şekilde gerçekleştirildiği görülmüştür.
Davacı işbu davada, davalı ile aralarında yapılması kararlaştırılan taşınmaz devir işleminin gerçekleştirilmiş olması nedeniyle taşınmaz satımından cayma ihtimaline binaen kendisinden alınan 20.000,00 TL’lik senedin kendisine iade edilmesi gerektiğini, senedin düzenlenme amacının satımdan caymanın engellenmesine yönelik olduğunu, taşınmazın devrinin yapılması nedeniyle senedin iadesinin gerektiğini, ancak davalının senedi iade etmediğini iddia etmiş; davalı ise yaptığı savunmada, sözleşmede satış bedeli olarak 275.000,00 TL gözükürken, tapu kayıtları incelendiğinde taşınmazın yeni bir sözlü sözleşme ile 335.000,00 TL’ye satıldığını, tarafların sözleşme sonrası sözlü olarak konuşup güncel rayiç üzerinden anlaştıklarını ve satış miktarını buna göre belirlediklerini, yazılı sözleşmede geçerli olan maddelerin yapılan yeni sözleşme ile geçersiz hale geldiğini, yeni satış bedeli ile tapuda satış gerçekleştiğini, davalıda dava dilekçesinde bahsi geçen senedin bulunmadığını, gayrimenkul satış bedeli için anlaşılan ve tapuda da gösterilen bedel 335.000,00 TL iken, davacıdan toplamda 324.000,00 TL ödeme alınabildiğini, yapılan satış esnasında müvekkilinin 11.000,00 TL’lik kaybının meydana geldiğini belirtmiştir.
Yargılama sırasında davaya konu senedin aslının veya onaylı bir örneğinin dosyaya sunulamadığı, davalı tarafça senedin kendilerinde olmadığının belirtildiği, ancak davaya konu senedin varlığının taraflarca kabul edildiği, davacı tarafça senedin davalıya verildiğinin belirtildiği, davalının ise senedi almadığını savunmayıp, sadece elinde olmadığını beyan ettiği, bu nedenle davaya konu edilen senet üzerinde bir inceleme yapılamadığı, bu durumda gayrimenkul satış mukavelesinde özellikleri ve düzenlenme amacı yazılı bulunan senet bakımından bir inceleme yapılması gerektiği, buna göre yapılan incelemede, davaya konu senedin taşınmaz satış sözleşmesinin gerçekleştirilmesi amacıyla cayma senedi olarak alındığı, senedin devir işlemi bittikten sonra iade edileceğinin kararlaştırıldığı, davalı …’ya bu şartlar altında verilen senedin, satışı kararlaştırılan taşınmazın davacıya devri yapıldıktan sonra davacıya iadesinin gerektiği, davalı taraf yaptığı savunmada taşınmazın satış bedelinin tam olarak ödenmediğini, bu nedenle davacıdan alacaklı olduklarını ileri sürmüş ise de davaya konu taşınmazın malikinin davalı olmadığı, davalının bu satışın gerçekleşmesi için davacı ile anlaştığı ve davaya konu senedin davalıya güvence amacıyla verildiği, taşınmaz satım bedelinin davacı tarafça tam olarak ödenmediğinin, bu nedenle davacıdan alacaklı olunduğunun taşınmazın maliki olan ve davacı ile yapılan resmi satış işleminin tarafı olan dava dışı şirket tarafından ileri sürülmesi gerektiği, satışın gerçekleşmesi amacıyla güvence olarak davalıya verilen davaya konu senedin, senedin verilme amacı olan taşınmaz satımının gerçekleşmesi nedeniyle hükümsüz kaldığı, bu nedenle davalının gayrimenkul satış bedeline mahsuben veya satış bedeli karşılığı olarak değil de taşınmaz satımının gerçekleştirilmesi için güvence amacıyla aldığı senedi, taşınmaz satımının gerçekleşmesi nedeniyle davacıya iade etmesi gerekirken, iade etmemesi yerinde olmadığından davacının, anılan senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, ancak dava konusu senedin dosyaya sunulamadığı, nerede olduğunun taraflarca bildirilemediği, üçüncü bir kişinin elinde olması ihtimalinin mevcut olması nedenleriyle senedin iptaline ilişkin istemin yasal koşulları bulunmadığından davacının bu yöne ilişkin ve feri nitelikte görülen talebinin reddine, davada haksız olduğu belirlenen davalı taraf yararına feri nitelikteki senedin iptaline ilişkin talebin reddi nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının menfi tespit isteminin KABULÜ ile;
09/06/2022 tarihli gayrimenkul satış mukavelesine istinaden davacıdan güvence senedi olarak alınan 09/06/2022 tarihli, 20.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davacının senedin iptaline ilişkin isteminin ise REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL nispi karar ve ilam harcından dava açıldığı sırada alınan 341,55 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 1.024,65 TL bakiye karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 11,50-TL vekalet harcı ve 341,55-TL peşin harç olmak üzere toplam 433,75 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan tebligat posta giderleri karşılığı 52,00-TL, dosya kapak masrafı karşılığı 7,50-TL olmak üzere toplam 59,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı davasını bir vekil vasıtası ile takip ettiğinden AAÜT hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davanın niteliği gereği hukuk uyuşmazlıklarında başvurulması zorunlu olan arabuluculuk kapsamında bulunmadığından ve yapılmış bir arabuluculuk gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacının senedin iptaline ilişkin feri nitelikteki talebinin reddi nedeniyle, davalı taraf yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.