Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/371 E. 2022/292 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/371 Esas – 2022/292
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.

8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/371 Esas
KARAR NO : 2022/292

HAKİM …
KATİP ….

DAVACI :….
DAVALI ….
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İstirdat)
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İstirdat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı banka … … Müdürlüğünün 2016/16853 E sayılı dosyası ile dava dışı İbrahim … ) hakkında, “31/08/2016 tarihli Kredi 10.524,45 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 35.933,19 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 161.189,21 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 130.510,15 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 20.874,19 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 53.570,31 TL ” açıklaması dayanak gösterilerek müvekkilin kredi borçlusuna kefaleti nedeni ile 31.08.2016 tarihinde 432.240,20 TL takip çıkışlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı banka ile yapılan görüşmeler neticesinde, müvekkiline kredi limiti gereği sorumlu olduğu borç miktarı ve fer’ileri karşılığı, 60.881,00 TL ödemesi hâlinde borcunun sona ereceğinin belirtildiğini, müvekkilinin 06.09.2016 tarihinde, takip kesinleşmeden 60.881,00 TL ödeme yaptığını, tahsilatın icra dosyasına 02.11.2017 tarihinde bildirildiğini, müvekkilinin dosyasının kapandığını düşünmekte iken, daha sonra vekalet ücreti ve tahsil harcının bu miktara dahil olmadığının belirtildiğini, 23.11.2017 tarihinde 8.478,70 TL daha ödeme yaptığını, müvekkiline 24.11.2017 tarihinde dosya borcunun ödendiğine dair bir ibraname verildiğini, davalı bankanın 14.04.2021 tarihli talebi ile müvekkilinin … plakalı araçları ve diğer mal varlığı üzerine haciz koydurduğunu, bunun üzerine davalı banka ile yapılan görüşmeler neticesinde davalı banka talebin sehven atıldığını, hacizlerin kaldırılacağını belirttiğini, müvekkilinin ödediği tahsil harcını 06.05.2021 tarihinde dosyaya 1.382,00 TL olarak yatırdığını ancak icra müdürlüğünün müvekkili hakkındaki takibin kefalet limiti ile sınırlı olmadığını, tüm dosya borcundan sorumlu olacak şekilde takip açıldığını belirterek bakiye harç talebinde bulunduğunu, mal varlığı üzerindeki haczi kaldırmak isteyen müvekkilinin icra dosyasına 12.05.2021 tarihinde 13.750,08 TL daha ödeme yapmak zorunda kaldığını, gerek dayanak kredi sözleşmeleri ve gerekse davalı banka tarafından
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

icra dosyasına sunulan “2016/16853 E. Sayılı ilamsız takip talebi ekinde …’nun kefil olduğu miktarın 57.500,00-TL olduğu açıkça yazan sözleşme konulmuştur. … açısından tahsil harcı 1.382,00-TL.’dir. Bu tutar ödenmiştir.” beyanı ile müvekkilin davalı bankaya borcunun yalnız 57.500,00 TL olduğu ancak davalı banka tarafından 432.240,20 TL takip çıkışı ile takip başlatıldığını, bu itibarla, müvekkili hakkında borçlu olmadığı miktarda takipte bulunulduğu, takip kesinleşmeden ödenen dosya borcunun icra dosyasına süresinde bildirilmediğini, müvekkilinin ibra edilmiş olmasına rağmen mal varlığına haciz işlemi uygulandığını, müvekkilinin anılan hacizlerin kaldırılması için icra dosyasına 12.05.2021 tarihinde borçlu bulunmadığı hâlde 13.750,08 TL daha ödemek zorunda kaldığını, müvekkili hakkında yapılan haksız takip ve işlemler nedeniyle borçlu bulunmadığı miktarda ödeme yapmak zorunda kaldığını, dosya borcunu ödemiş olduğu hâlde yapılan haciz işlemleri nedeniyle de zarara uğradığını, 28.04.2022 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, … Arabuluculuk Bürosunun 2022/53980 Sayılı dosyası üzerinden yapılan görüşmelerde tarafların anlaşamadıklarını, son tutanağın anlaşmama yönünde tutulduğunu belirterek davanın kabulünü, müvekkilinin borçlu bulunulmadığı hâlde ödenmek zorunda kaldığı 13.750,08 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesini, müvekkilinin uğradığı zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının borçlu bulunmadığı halde ödemek zorunda kaldığı belirtilen 13.750,08-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine ve davacının uğradığı zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00-TL maddi ve 5.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenlerle işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k bendinde “ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı kanunun 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.
taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1-k maddesinde gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler ile aynı kanunun 73/1 maddesinde belirtilen hususlara ilişkin olarak tüketici konumundaki taraflar yönünden açılan davaların tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği, dava konusu olay incelendiğinde, davalı bankanın, … … Müdürlüğünün 2016/16853 E sayılı dosyası ile dava dışı… ve müvekkili … (Erdemir) hakkında, “31/08/2016 tarihli Kredi 10.524,45 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 35.933,19 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 161.189,21 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 130.510,15 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 20.874,19 TL , 31/08/2016 tarihli Kredi 53.570,31 TL ” açıklaması dayanak gösterilerek davacının kredi borçlusuna kefaleti nedeni ile 31.08.2016 tarihinde 432.240,20 TL takip çıkışlı icra takibi başlatıldığını, davacının davalı banka ile yapılan görüşmeler neticesinde, müvekkiline kredi limiti gereği sorumlu olduğu borç miktarı ve fer’ileri karşılığı, 60.881,00 TL ödemesi hâlinde borcunun sona ereceğinin belirtildiğini, davacının 06.09.2016 tarihinde, takip kesinleşmeden 60.881,00 TL ödeme yaptığını, tahsilatın icra dosyasına 02.11.2017 tarihinde bildirildiğini, davacının dosyasının kapandığını düşünmekte iken, daha sonra vekalet ücreti ve tahsil harcının bu miktara dahil olmadığının belirtildiğini, 23.11.2017 tarihinde 8.478,70 TL daha ödeme yaptığını, davacıya 24.11.2017 tarihinde dosya borcunun ödendiğine dair bir ibraname verildiğinin belirtildiği, … … Müdürlüğünün 2016/16853 Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden kayıtları istendiğinde alacaklı T.C. … Bankası A.Ş., borçlular İbrahim … olduğu, borcun sebebinin krediler olduğu anlaşılmakla, bu davaya tüketici mahkemelerince bakılacağı, ticaret mahkemesinin görevli olmadığı nedenle 6100 sayılı HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca bu hususunun dava şartlarından olduğu ve davanın her aşamasında resen dikkate alınacağı da gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… Nöbetçi Tüketici Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine , 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının … Nöbetçi Tüketici Mahkemesine tevzi için … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3- Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
4- Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.30/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim…
¸e-imzalıdır.