Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/367 E. 2022/396 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2022/367
KARAR NO : 2022/396

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ …
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’ın, davalılarla birlikte, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne 419168 sicil ile kayıtlı bulunan … Elektromekanik Tesisat Sis. İn. San. Tic. A.Ş.’nin ortakları olduğunu, 14.03.2018 tarihinde tescil, 19.03.2018 tarihinde de ilan olunduğu, davacı … şirketin yönetim kurulu üyesi, davalı …’un yönetim kurulu başkanı, diğer davalı …’nun yönetim kurulu üyesi olduğunu, kurulduğu tarihten itibaren ana gelir kaynağını S.S. Su Kent Yapı Kooperatifine ait inşaatın mekanik tesisat işlerinin yapımından elde etmekte olduğu, şirketin bunun dışında birkaç küçük taahhüt işi de üstlendiğini, şirketin 2020 ve 2021 yıllarına ait genel kurullarının Covid 19 pandemisi nedeniyle, ortakların biraraya gelmesi suretiyle yapılamadığını, şirketin faaliyet raporları ile bilançolarının incelenmesinin mümkün olmadığını, 2020 ve 2021 yılı Genel Kurulu, Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer ortak tarafından hazırlanan ve içerisinde şirketin faaliyeti ve mali verilerin bulunmadığı, sadece genel kurulun yapıldığına ilişkin bir kısım bürokratik evrakın davacı ortağın iş yerine gönderilmesi suretiyle imzalanmasıyla tamamlandığını, davacı, şirketin ana gelir kaynağı olan S.S. Su Kent Yapı Koop. ne ait inşaat işinin gelişmeleri, bu işteki hakedişler, şirketin geliri ve giderleri konusunda bilgi almak ve bunlarla ilgili şirket belgelerini incelemek istediğini, bu isteğinin diğer ortaklar tarafından, sürekli ertelendiğini ve en sonunda da reddedildiğini, davacının şirket belgelerini inceleme, şirketin gelir giderleri hakkında bilgi alma isteğinin… 47. Noterliğin 5 Temmuz 2021 tarih 16031 yevmiyeli ihtarnamesi ile şirkete ve yönetim kurulu başkanına bildirdiğini, davalı şirketin, incelemenin 28.07.2021 tarihinde saat 15.00’de yapılabileceğini bildirdiğini, akabinde avukatlarının programına uygun olmaması nedeniyle incelemenin 5 Ağustos 2021 tarihinde yapılmasını istediğini, davalıların bu isteğini kabul ettiğini, … 47. Noterliğinden keşide ettikleri 12 Temmuz 2021 tarih 16966 yevmiyeli ihtarnamesiyle bildirdiğini, davalının… 30. Noterliğin’den 14 Temmuz 2021 tarih, 6631 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesiyle inceleme gün ve saatini teyit ettiğini, davalı tarafından belirlenen ikinci tarih olan 5 Ağustos 2021 tarihinde incelemenin yine davalının isteği üzerine yapılamadığını, inceleme tarihi davalının e-posta olarak ilettiği isteği üzerine 9 Ağustos 2021 olarak yeniden değiştirildiğini, davacının, davalıların belirlemiş olduğu, 9 Ağustos 2021 tarihinde şirket kayıtlarını incelemek üzere şirket merkezinde hazır bulunmuş ise de, davalılar, sadece mizan tablolarının ve kurumlar vergisi beyannamelerinin hazır olduğunu, diğer hiçbir belgenin bulunmadığını bildirdiğini, davacının, hazır bulunan kişilerce durumun tutanak altına alınmasını istediğini, davalılar içeriği ne olursa olsun hazırlanacak tutanağı imzalamayacaklarını beyan ettiklerini, huzurlarında imzalanan ve kendilerine okunan tutanağı imzalamaktan imtina ettiklerini, davacının belge inceleme hakkını kullanılabilmek amacıyla iyiniyetli tüm girişimlerinin, davalı yönetim kurulu başkanı ve davalı diğer ortak tarafından sonuçsuz bırakıldığını, son olarak TTK 392/1 ve 4. maddeleri gereğince… Ticaret Mahkemesine başvurduğunu, … …Ticaret Mahkemesi’nin 2021/555 esasına kayıtla 23.12.2021 tarih 2021/881 karar sayısı ile verdiği kararda, davacının talebini haklı bularak TTK 392. maddesi uyarınca davacının inceleme ve bilgi alması konusunda karar verdiğini, mahkeme karar vermeden şirketin ve tüm ortakların kabulü ile ortak tanıdıkları SMMM…’ın defterleri incelemesi ve bir rapor hazırlaması konusunda mutabık kaldıklarını ve rapor hazırladığını, yaptığı inceleme sonucunda davalıların TTK’nun anonim şirketleri düzenleyen maddelerinin ve ortaklar hukukuna aykırı olarak kasıtlı olarak verdikleri kararlarla anonim şirket aleyhine zarar doğurmuş bulunan tespitlerin yapıldığını, bunların gerçekte çalışmamasına rağmen istihdam ediliyor gösterilen işçilere yapıldığı izlenimi verilen maaşlar ve SGK primleri nedeniyle oluşan zararlar, taşınmaz alım satımlarında yapılan işlemler nedeniyle oluşan zararlar olduğunu, davalıların, kendilerinden ve görevlerinden beklenen şekilde taşınmazları güncel değerleri ile sattıklarını, ancak bu miktarları gizleyerek şirketin mal varlığını azalttıklarını, davalıların müvekkili ile ortak oldukları şirket ile aynı iş kolunda taahhüt üstlenen, benzer ünvanda bir şirket kurarak dava konusu anonim şirketin iş birikimini, sermayesini kullanarak anonim şirket zararına ancak kendi yararlarına iş üstlendiklerini ve anonim şirketi zarara uğrattıklarını, TTK Madde 553 uyarınca anonim şirket yöneticilerinin kusurları nedeniyle verdikleri zararlardan şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı sorumlu olduklarının düzenlendiğini, davalıların kusurlu işlemleri ile şirkete zarar verdiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.000,00 TL alacağın davalılardan zarar tarihleri itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirket kasasına gelir kaydedilmesine, borçluların taşınır, taşınmaz mal varlıklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava şartı eksikliği sebebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, HMK madde 115/2: Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. hükmü gereğince; ticari davalarda arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğunu ve dava şartı eksikliği halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının zorunlu arabuluculuğa başvurmadan huzurdaki davayı açtığını, dava açılmadan önce genel kurul kararı alınmadığını, davacının söz konusu kararı almak için herhangi bir girişimde de bulunmadığını, ortaklar kurulu kararı alınmasının işbu dava açısından dava şartı olup; dava şartı eksikliği sebebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları da bulunduğunu, davada husumetin yanlış tarafa yöneltilmiş olup davanın usulden reddine, şirketin tüm genel kurul toplantılarının kanuna uygun olarak yapıldığını, davacının iddia ettiğinin aksine usulüne uygun bir şekilde tamamlandığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğundan bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu, davacının müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davacının devirlerden elde ettiği paraları şirkete eksik yatırdığını, bu paraları da kendi şahsi firmaları için kullandığını, davacının kendi el yazısı ile bu hususu ikrar ettiğini, davacının yapılan bütün işlemlerden bilgisi bulunduğunu, davacının istediği bütün bilgi ve belgelerin davacıya ve davacının vekil tayin ettiği oğlu Yiğit Erbaş’a gönderildiğini, davacının şirket çalışanları hakkındaki iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddialarını ispatlayamadığını belirterek öncelikle davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava, davalıların dava dışı yöneticisi oldukları şirketi zarara uğratıcı işlemlerde bulundukları iddiasıyla zarara konu alacağın tahsili isteğine ilişkindir.
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”, aynı kanun 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
Davada davalıların dava dışı yöneticisi oldukları şirketi zarara uğratıcı işlemlerde bulundukları iddiasıyla zarara konu alacağın tahsili isteğinde bulunulduğu, bu haliyle arabulucuya başvurulması zorunlu davalardan olduğu anlaşılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Zorunlu arabuluculuğun yürürlüğe girdiği 01/01/2019 tarihi ve davacının dava ikame tarihi olan 23/05/2022 tarihi itibariyle arabulucuya başvurmadan işbu davayı ikame ettiği açıkça anlaşıldığından davanın TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 8.538,75 TL’den mahsubu ile artan 8.458,05 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olup maktu 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı iş ve duruşma yoğunluğu nedeniyle oy birliğiyle verilen kararın hüküm özeti açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Katip …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.