Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/364 E. 2022/330 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2022/364
KARAR NO : 2022/330

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/08/2012
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların imzalamış oldukları …. … tarihli ortak girişim sözleşmesi ile tapu ve kadastro genel müdürlüğü tarafından ihale edilen … bölge müdürlüğü yetki sahasındaki … sayısal kadastro yapım işini üstlendiğini, davalı şirketin %49 oranı ile hissedar olduğu ortak girişimin pilot ortağının %51 ortaklık oranı ile müvekkilinin olduğunu, ihaleyle alınan bu işin süresinde tamamlanarak 02/04/2007 tarihinde idareye teslim edildiğini, ortaklığın üstlenmiş olduğu işin yapım sürecinde 12 defa hakediş yapıldığını, toplam bedellerinin 1.007.989,99 TL olduğunu, bu toplam hakedişten işin yapımı için gerekli olan giderler düşüldükten sonra kalan 92.756,39 TL ortaklık karı olarak taraflar arasında hisseleri oranında tahakkuken paylaşıldığını, işin teslim edilmesine müteakiben ortaklığın 02/04/2007 tarihinde fiilen sona erdirildiğini, davalı şirketin ödenen hakedişten payına düştüğünü iddia ettiği 362.061,53 TL asıl alacak ve buna işletmiş olduğu 194.947,82 TL faiz ile ilgili olarak müvekkili şirketin aleyhine … sayılı dosyasından ödeme emri gönderdiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının talebi üzerine icra dairesinin dosyayı yetkili olarak gösterilen …icra dairesine gönderildiğini, …sayılı dosyasından müvekkili şirkete yeniden ödeme emri gönderdiğini, müvekkili şirketin icra takibinden haberdar olduğu 21/03/2012 tarihinde …icra dairesine borca ve takibe itiraz dilekçesi verdiğini, devam eden takip nedeniyle müvekkili şirketin araçları, hakedişleri ve banka hesapları üzerine haciz işlemleri yapıldığını, davalının bu işten payına düşen karın 92.756,39 TL olduğunun bilançolarla sabit olduğunu belirterek …sayılı takip dosyasından dolayı müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takipten dolayı %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında ortak girişim sözleşmesi imzalandığını, ortak girişim adına ….tarafından ihale edilen … yetki sahasındaki İhale Paket No:3 Sözleşme Referans No:… sayısal Kadastro Yapımı işini yükümlendiklerini, … yetki sahasındaki işin kesin kabulünün 23/07/2008 tarihinde yapıldığını, ortak girişim adına mükellefiyet tesis edildiğini, taahhüt edilen hakediş ödemelerinin idare tarafından …Bankası’na yatırıldığını, ortak girişimin Borçlar Kanunu 539. maddesine göre tasfiye edilmesi gerektiğini, ortak grişim hesabına yatırılan paranın müvekkili şirkete düşen kısmının davacı tarafından çekilmiş olmasına karşın, davacı tarafından müvekkili şirkete icra takibine kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, tasfiyenin de gerçekleştirilmediğini, 31/12/2008 tarihli bilançoya göre ortak girişimi oluşturan firmalardan davacı şirketin 380.048,84 TL borcu olduğunu, ortak girişimin müvekkili şirkete 319.909,41 TL borcu olduğunu, dönem net karının 86.036,99 TL olduğunu, müvekkilinin kardan hissesine düşen bölümün 42.158,12 TL olduğunu, bu haliyle müvekkilinin davacıdan alacağının 362.061,53 TL olduğunu, vergi dairesinin işi bırakma tarihini tutanağa 31/10/2008 olarak yazdığını, ortaklığın resmi olarak sone erdiği tarihin bu tarih olduğunu, zaman aşımının 31/10/2013 tarihinden başlaması gerektiğini belirterek davanın reddine, davacının %40 icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava, taraflar arasında düzenlenen 20/06/2005 tarihli özel ortaklık sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğiyle girişilen icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığnıın tespiti isteğine ilişkin olup, bu haliyle adi ortaklığın tasfiyesi niteliğindedir.
Mahkememizin 2014/774 esasına kayıtla yapılan yargılamada;
…ne yazılarak…Müdürlüğü yetki sahasındaki … sayısal kadastro yapımı işi nedeniyle düzenlenen hakediş ödemelerine ilişkin tüm evrak celp edilmiş, davalı vekilince takibe konu alacağın hangi kalemlerden oluştuğu ve her bir alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin ayrıntılı dilekçe sunulmuş, taraf vekillerince adi ortaklığa ilişkin ortaklığın gelir ve giderleri, borç ve alacak durumları dahil olmak üzere tüm mal varlığına ilişkin hesap tablosu düzenlenerek sunulmuş, dosya üzerinde yanlar arasındaki ortaklığın aktif ve pasif durumu, defter kayıtları dikkate alınarak davacı tarafın borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı hususunda ve ayrıca adi ortaklığa ait ara bilanço düzenlenmesi için rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti 20/08/2013 havale tarihli ön rapor sunmuşlar, bilirkişi heyetine bir mali müşavir bilirkişi de eklenerek rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti 19/03/2014 tarihli raporlarında; adi ortaklığın kayıtlarına göre 31/12/2008 tarihi itibariyle davalı şirketin adi ortaklıktan 362.067,54 TL alacağının bulunduğunu, 31/12/2008 tarihli bilanço üzerine yapılan inceleme ve hesaplamalara göre ise davalı şirketin 31/12/2008 tarihi itibariyle alacağının 354.449,74 TL olduğunu, adi ortaklığın kayıtlarına göre 31/12/2008 tarihi itibariyle davacı şirketin adi ortaklığa 380.048,84 TL borcunun bulunduğunu, 31/12/2008 tarihli bilanço üzerine yapılan inceleme ve hesaplamalara göre ise davacı şirketin 31/12/2008 tarihi itibariyle adi ortaklığa 318.155,53 TL borcunun bulunduğunu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre ise 31/12/2008 tarihi itibariyle adi ortaklıktan 266.279,90 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, zamanaşımı def’ini kabul etmesi durumunda 01/03/2007 tarihinden önceki alacakların zamanaşımına uğramış alacak olup, davalı şirketin, adi ortaklığı 31/12/2008 tarihli bilançosuna göre alacağı olan 354.449,74 TL’nin 208.175,70 TL’sinin 01/03/2007 tarihinden önceki alacak olduğu ve davalı şirket alacağının 146.274,04 TL olduğu, davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre 31/12/2008 tarihi itibariyle alacağı olan 266.279,90 TL’nin 80.100,54 TL’sinin 01/03/2007 tarihinden önceki alacak olduğu ve davalı şirket alacağının 186.179,36 TL olduğunun tespit edildiğini bildirmişler, taraf itirazlarının karşılanması için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup; bilirkişi heyeti 17/02/2015 tarihli raporlarında; 19/03/2014 tarihli ek raporlarında belirtilen hususlarda değişiklik bulunmadığını bildirmişler,
Dava özel ortaklık sözleşmesinden kaynaklı hakedişlerden ödenmeyen kar bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti isteğine ilişkin olup, istemin içeriği itibariyle ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı (… Dairesi’nin uygulamalarının bu yönde olduğu) anlaşılmakla, taraflara tasfiyeye yönelik işlemleri yapmak, tasfiye memuru için anlaşıp anlaşamama hususunda beyanda bulunmak ortaklığın mal varlığı (aktif ve pasifine yönelik) listelerini sunmak üzere süre verilmiş, taraf vekilleri beyan dilekçeleri sunmuşlar, taraflar uzlaşamadıkları için tasfiye memurları mahkememizce belirlenmiş ve dosya tasfiye memurlarına tevdi edilerek malvarlığı bilançosuna ilişkin birinci aşama ile ilgili işlemler başlatılmış, tasfiye memurları 03/11/2015 tarihli raporlarında; 31/10/2008 tarihi itibariyle ortaklığın aktif ve pasifi ile birlikte tüm malvarlığının belirlenebilmesi için; …. karar sayılı ilamına ilişkin kararın kesinleşme ve alacağın tahsiline yönelik bilgi ve belgelerin dosyaya ikmali gerektiğini bildirmişler, taraf vekilleri beyan dilekçeleri sunmuşlar, dosyanın aşaması da nazara alınarak tasfiye memurlarından dosya getirtilmiş ve …. (bozma sonrası esası) esas sayılı dosyasının bu aşamada sonucu beklenmiş,
….0 esas sayılı dosyasında verilen 14/06/2016 tarih… sayılı karar örneğinin incelenmesinde davacılar … tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na karşı davacı ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında yapılan iş nedeniyle ödenmeyen toplam 329.855,70 TL’nin 22/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu 162.822,13 TL’nin 22/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, … karar sayılı ilamı ile kararın onandığı, onama kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilmediğinin bildirildiği anlaşılmış,
Tasfiye memurlarından dönem raporu alınmış olup; tasfiye memurları 16/10/2018 tarihli raporlarında; yönetici ve idareci ortak tarafından ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığını gösterir ortaklık hesabının dosyaya sunulması gerektiğini bildirmişler, taraf vekilleri rapora karşı beyanda bulunmuşlar, taraf vekillerinin sundukları dilekçe ve eki belgeler de nazara alınarak malvarlığı bilançosunun hazırlanması için rapor alınmış olup, tasfiye memurları 18/06/2019 tarihli raporlarında; davacı tarafça sunulan ortaklık hesabına karşı davalının itirazları gözetilerek vergi dairesine bildirilen 2008 dönem kurumlar vergisi beyannamesinin davacı tarafça dosyaya sunulması ya da ortak girişimin bağlı bulunduğu … dairesinden müzekkere ile talep edilmesi gerektiğini bildirmişler, vergi dairesine yazılarak celp edilmiş, tasfiye memurları 25/09/2019 tarihli raporlarında; davalı şirketin ortaklıktan toplam 365.359,86 TL alacaklı olduğunu ve …sayılı icra dosyasından 177.828,42 TL’si davalının payına düşen meblağ olduğunun hesaplandığını ancak 177.828,42 TL adi ortaklığın vekiline ödendiği tespit edilmiş ise de; davalıya teslim edilip edilmediğinin tespitinin yapılamadığını, bu bedel davalıya ödenmiş ise davalının adi ortaklıktan toplam alacağının 365.359,86 TL olacağını, davacının adi ortaklığa 380.048,84 TL borç kaydının mevcut olduğunu bildirmişler,
Davacı vekili 20/11/2019 tarihli oturumda beyanında; …. esas sayılı dosyada kararın kesinleştiğini, karara konu alacağın adi ortaklık adına denilmiş olup, müvekkili ve karşı tarafın adi ortaklıktaki payları oranında ortaklara ödendiğini bildirmiş, davalı vekili aynı günlü oturumda beyanında; …. Mahkemesi kararının kesinleştiğini, karara konu alacağın adi ortaklık adına denilmiş olup, müvekkili ve karşı tarafın adi ortaklıktaki payları oranında ortaklara ödendiğini bildirmiş,
Taraflar arasında 20/06/2005 tarihli … Noterliğinden onaylı düzenlenen ortak girişim sözleşmesinin konusunun….Müdürlüğü tarafından ihale edilen Sivas Bölge Müdürlüğü (I) yetki sahasındaki ihale paket no:3, sözleşme referans no: …sayısal kadastro yapım işi olduğu, sözleşmeye göre ortak girişim sözleşmesinin bütün ortaklarca müştereken imza edildiği ve akdedilecek sözleşme ile ilgili diğer bütün hususlarda pilot ortak olarak gösterdikleri ortağın ortaklığın nam ve hesabına hareket etmeye tam yetkili olacağının, her birinin akdolunacak sözleşmenin konusuna ve kapsamına girecek işlerin ve taahhütlerin ve sözleşmeden doğup da ortaklığa yönelecek yükümlülüklerin yerine getirilmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarının ve iş sonuna kadar kurdukları özel ortaklıktan ayrılmayacaklarının, aksi takdirde sözleşmenin feshi, teminatın gelir kaydı hususlarında tapu ve kadastro genel müdürlüğünün yetkili olacağının, pilot ortağın işin tüm sorumluluklarında tüm ortak girişim adına veya tek tek ortaklara verilen talimatları alması hususunda, ortaklık adına bankalar nezdinde hesap açmaya, hesap kapatmaya, para yatırmaya, para çekmeye, ortak girişim adına geçici, kesin ve avans teminat mektubu almaya, ortak girişim konusu işlerle ilgili olarak mahkemeler nezdinde dava ikame etmeye, vekil tayin etmeye, işin yürütülmesi, ödemeler de dahil olmak üzere yalnız pilot ortağın yetkili olacağının, idarece pilot firmaya yapılacak bütün yazışma ve tebligatların ortak girişime yapılmış sayılacağının, sözleşme konusu işin tamamlanmasından önce ortak girişime dahil pilot ortak dışındaki ortaklardan herhangi birinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluluğu veya özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkum olması, dağılması gibi durumlarda pilot ortak ve ortak girişimin geri kalan diğer ortaklarının teminat da dahil işin bütün yükümlülüklerini ve sorumluluklarını üzerine alacağını ve işi bitireceğini beyan, kabul ve taahhüt ettiklerinin düzenlendiği, pilot ortağın %51 hisse ile …. olduğu, ön harcamalar için 500,00 TL sermaye konulduğu anlaşılmış,
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ortak girişim sözleşmesi kapsamında davacı şirketin pilot ortak olduğu ve pilot ortağın pay oranının %51, diğer ortağın pay oranının %49 olduğu, adi ortaklığın ticari defter kayıtları ile bilanço kayıtlarının örtüştüğü, adi ortaklığın defterleri ve bilanço kayıtlarına göre davacı şirketin ortaklığa 380.048,84 TL borçlu olduğu, davalı şirketin ortaklıktan 319.909,41 TL alacaklı olduğu, taraf defter kayıtlarında alacak ve borç miktarları farklı ise de; davacının pilot ortak olduğu adi ortaklığın vergi dairesine bildirilen bilançosu kapsamında bilanço ile uyuşan adi ortaklık defter kayıtları itibariyle davalı şirketin adi ortaklıktan 319.909,41 TL alacağının bulunduğu, 31/12/2008 tarihi itibariyle adi ortaklığın net karının 86.036,98 TL olduğu, davalının %49 payı olduğu, bu paya isabet eden kısmı 42.158,12 TL olup, 42.158,12 TL+319.909,41 TL=362.067,53 TL olduğu, adi ortaklığın taşınır, taşınmaz mal varlığının bulunmadığı, davalının icra takibine konu miktar da nazara alındığında adi ortaklıktan alacağının 362.061,53 TL olup, bu miktarın davalının adi ortaklıktan alacağı miktar olduğu, fesih – tasfiye davasında başkaca da mal varlığı bulunmadığından bu şekliyle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, bu miktarın davacı ortaktan alınarak davalı ortağa verilmesine, alacağın oluştuğu tarihin 2008 sonu olduğu, takip tarihi bu tarihten sonraya ilişkin olup, takip tarihinden itibaren faiz tahakkukunun yerinde olduğu anlaşılmakla ve icra takibinde 362.061,53 TL asıl alacak ve 194.947,82 TL işlemiş faiz alacağı talebi olmakla icra takibinden kaynaklı menfi tespit davası olarak açılan dava değerinin bu değer olduğu, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi niteliğinde olup, adi ortaklıktan alacağın takip tarihi itibariyle 362.061,53 TL olduğu anlaşılmakla davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, alacağa takip tarihi olan 29/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, icra dosyasına 20/03/2018 tarihinde yatırılan 459,19 TL ile 25/04/2018 tarihinde yatırılan 158.098,01 TL’nin hükmün icrası sırasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına, fazlaya yönelik talebin reddine ilişkin 26/12/2019 tarih, 2019/1169 sayılı karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, …Dairesinin 20/04/2022 tarih, 2020/1129 esas, 2022/504 karar sayılı ilamı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile mahkememiz kararı kaldırılarak daire kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkememize gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
…sayılı kaldırma kararında; “Dosya kapsamından, menfi tespit davası olarak açılan davanın içeriği itibariyle ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı gerekçesiyle tasfiye memuru atanmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kısmen kabulü ile 362.061,53 TL’nin takip tarihi olan 29/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İİK’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, …2003, s. 233).
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Mahkemece, tespit hükmünün yanı sıra ya da tespit hükmünden bağımsız olarak ayrıca eda hükmü verilmesi mümkün değildir, zira HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereği hakim tarafların talep sonuçları ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez.
Yapılan bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığı kanaatine varılmış ise, davacının talebi doğrultusunda, davacının borçlu olmadığı kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması ya da, davacının borçlu olduğu kanaatine varılmış ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, icra takibine konu menfi tespit davası olarak açılan davanın içeriği itibariyle ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 362.061,53 TL’nin takip tarihi olan 29/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesi yönünde çelişkili ve menfi tespit davasının mahiyetine aykırı şekilde davalı lehine eda hükmü içerir biçimde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer yandan, 6100 sayılı HMK’nın “Davaların birleştirilmesi” başlıklı 166. maddesinin 1. fıkrası ve devamında “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Dairemizin… K. sayılı dosyası ile istinaf incelemesi yapılan …. K. dava dosyasının konusunun, istinaf incelemesine konu menfi tespit davasının dayanağı olan taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin olduğu, her iki davanın aynı sebepten doğduğu ve birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece; HMK’nun 166.maddesi gereğince aralarında bağlantı bulunan her iki dosyanın birlikte incelenip değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken,… Mahkemesinin … K. sayılı dava dosyası dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.

Belirtilen nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.’nın 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
Mahkememizin… esasına kayıtla yargılama sürdürülmüştür.
Kaldırma kararında belirtilen … esas sayılı dava dosyasına ilişkin kayıtlar uyap üzerinden getirtilmiş, yapılan incelemede davacı … hakkında davacı şirketin …. sayılı takip dosyasında davalı …’nden alacaklı olduğu, borçlu şirketin kâr payı tasfiye hissesine yönelik haciz işlemi uygulandığı, davalıların teşkil ettiği ortaklığın davacı şirketin alacağından dolayı feshi ile tasfiyesine, tasfiye sonucunda hesaplanacak borçlu ortak ….’ne ait kâr payı ve tasfiye hissesinin hacizli olması nedeniyle borçlu ortağa ödenmeyerek takip dosyasına gönderilmesi talepli açılan davada yapılan yargılama sonucu 30/11/2021 tarih … sayılı kararla görevli mahkemenin …Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, …. esas,… sayılı kararı ile somut olayda davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklığa ilişkin ve tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın çözümünün ..Mahkemesinin görevi içinde olduğu nedenleri ile işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden bahisle mahkeme kararının kaldırılıp dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, mahkemenin 2… esasına kaydedilerek duruşmasının 27/09/2022 tarihine bırakılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 15/06/2022 tarihli oturumda beyanında; …. esasına kaydedilen dosyada davalı …. arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle dava açıldığını, dava sebebinin … … ..’nden alacağı olduğu iddiası ile tasfiye ve kâr payına haciz konulduğundan bahisle açıldığını, işbu dava ile ilgisi olmadığını, birleştirmeyi gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını bildirmiş, davalı vekili aynı günlü oturumda beyanında;…Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası 2022/269 esasına kaydedilen dosyada müvekkilinin aynı icra takibine ilişkin ve kesinleşmesi nedeniyle tasfiye payına konulan haciz sonrası adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olarak açılan dava olup, adi ortaklığın ise … arasında olduğu, birleştirmeyi gerektirir bir durumun olmadığını bildirmiştir.
Kaldırma kararı kapsamında aralarında bağlantı bulunmakla her iki dosyanın birlikte incelenip değerlendirilmesi hususuna ilişkin yapılan incelemede; mahkememiz dosyası, …esas sayılı dosya içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; …. esas sayılı dosyada davacının … … Ltd. Şti. olup, …. sayılı dosyada takip borçlusu …. yönünden kesinleşen takip kapsamında …arasındaki adi ortaklığına ilişkin olarak …’nin bu adi ortaklıktaki payına konulan haciz sonrası açılan fesih ve tasfiye sonrası hesaplanacak borçlu ortak….’ne ait kâr payı ve tasfiye hissesinin icra takip dosyasına gönderilmesi istemli dava olduğu, bu dosyanın taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin olmadığı, işbu davada …. sayılı takip dosyasında alacaklı … … Ltd. Şti., borçlusu Bil-Tek … Ltd. Şti. olan dosyaya ilişkin menfi tespit davası olup,…. arasındaki 20/06/2005 tarihli özel ortaklık sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğiyle geçilen icra takibinden kaynaklı menfi tespit davası olup, …. Dairesinin kaldırma kararında belirtilen …. esas sayılı dosyasında adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine konu adi ortaklığın işbu dosyanın davacısı ve davalısı arasında olmayıp, işbu dosyanın davacısı ile dava dışı…. arasındaki adi ortaklardan …’in hissesine haciz konulması nedeniyle fesih ve tasfiye davası olduğu, her iki davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi kapsamındaki adi ortaklıkların aynı olmadığı, bu kapsamda menfi tespit davasının dayanağı olan taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin olmadığı, …Bölge Adliye Mahkemesi kararında her ne kadar adi ortaklıkları aynı olduğu değerlendirilerek birlikte incelenip değerlendirilmesi hususu belirtilmiş ise de, açıklanan gerekçelerle aynı adi ortaklıklara ilişkin olmadığından birleştirmeyi gerektirir bir durum olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre davalı şirketin 319.909,41 TL alacağının bulunduğu, 31/12/2008 tarihi itibariyle adi ortaklığın net karının 86.036,98 TL olduğu, davalının %49 payı olduğu, bu paya isabet eden kısmı 42.158,12 TL olup, 42.158,12 TL+319.909,41 TL=362.067,53 TL olduğu, adi ortaklığın taşınır, taşınmaz mal varlığının bulunmadığı, davalının icra takibine konu miktar da nazara alındığında adi ortaklıktan alacağının 362.061,53 TL olduğu, icra takibinde işlemiş faiz isteğinde bulunulmuş ise de takip tarihi öncesi itibariyle temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz alacağı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla kaldırma kararı da gözetilerek menfi tespit olarak açılan işbu davanın takip dosyasında borcun 362.061,53 TL olduğu, bakiyesi için borcun olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile, davacının …. (eski esası…) esas sayılı dosyada davalıya 194.947,82 TL işlemiş faiz alacağı için borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı taraf tazminat isteğinde bulunmuş olup, davalı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davacının yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin reddine, davalı taraf icra inkar tazminatı isteğinde bulunmuş olup İİK 72/3 kapsamında tedbir kararı verilip uygulandığı anlaşılmakla reddedilen 362.061,53 TL’nin takip ve ödeme emrinin tebliğ tarihi de nazara alınarak %40’ı oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile, davacının …. (eski esası 2012/3484) esas sayılı dosyada davalıya 194.947,82 TL işlemiş faiz alacağı için borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Davalının tazminat talebinin kabulü ile, reddedilen 362.061,53 TL’nin %40’ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gerekli 13.316,89 TL harç, peşin alınan 5.376,65 TL ile tamamlanan 3.329,22 TL ve kaldırma kararı öncesi davacıdan tahsiline karar verilip vergi dairesine yazılan 16.026,55 TL harçla karşılanmakla ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
Vergi dairesine davacıdan tahsili için yazılan 16.026,55 TL harçtan 11.415,53 TL kısmının tahsilatının yapılmaması, yapılmış ise iadesi hususunda ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 14.539,20 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %35’i olan 5.088,72 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 3,30 TL, posta gideri 48,00 TL olmak üzere toplam 51,30 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %65’i olan 33,35 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 22.096,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 33.794,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/06/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Yargılama Gideri Dökümü
Davacı
Başvurma Harcı : 21,15 TL
Peşin Harç : 8.705,87 TL
Vekalet Tasdik Harcı : 3,30 TL
Posta Gideri : 258,88 TL
Bilirkişi Ücreti : 5.550,00 TL
+
Toplam : 14.539,20 TL