Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/358 E. 2023/324 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/358 Esas – 2023/324
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2022/358
KARAR NO : 2023/324

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI :….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı-borçlu şirket ile müvekkil şirketin açık hesap şeklinde çalıştığını, davalı şirkete verilen servis hizmetleri sırasında değişen parça bedelleri (malzeme bedelleri) ile hizmet bedellerine ilişkin faturaların davalı şirkete teslim de edildiğini, taraflar arasında bu şekilde süregelen ticari ilişki içerisinde davalı-borçlu şirketin 17.03.2017-22.05.2017 dönemi hesap ekstresinde yer alan bakiye borcunu taahhüt ettiği tarihte müvekkile ödemediğini, müvekkili şirketin, borcun ödenmesi yolunda davalı-borçluya mükerrer defalar yaptığı şifahi taleplerin davalı-borçlu tarafından karşılıksız bırakıldığından, müvekkil şirketin alacağının tahsili için davalı-borçlu hakkında, söz konusu faturalara dayalı olarak Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/10894 E. sayılı takip dosyasından icra takibi başlattığını, bu takibe dayalı olarak borçluya gönderilen “İlamsız takiplere mahsus ödeme emri” davalı-borçluya 25.09.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı-borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine İcra Müdürlüğüne verdiği 27.09.2018 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının aldığı mal ve hizmetlerin bakiye bedelini ödememiş olması karşısında itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olduğunu, ayrıca davalı-borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu beyanla yetki itirazında bulunmuş ise de; 6100 sayılı H.M.K 10. Maddesine göre, sözleşmeden doğan dava ve takiplerin sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceğinden, ayrıca taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinde T.B.K. 89. Madde gereğince alacaklı şirketin faaliyet adresi özel yetkili mahkeme niteliğinde bulunduğundan (müvekkil şirketin adresi de Ankara olduğundan) davalı-borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, davalının yetki itirazının da haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalı-borçlunun asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalı-borçludan fazlaya ilişkin talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle usule zamanaşımı def’inde bulunduklarını, ayrıca davaya konu icra takibi ve huzurdaki davanın yetkisiz yerde açıldığını, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkeme ve icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu Mahkemeleri icra müdürlükleri olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa borcu olmadığını, davacı tarafın açmış olduğu huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacı tarafa cari hesap ilişkisinden borcu olmadığının ortaya çıkacağını, sonuç itibariyle icra dosyasına yönelttikleri itirazların haklı olup, haksız ve kötüniyetli olduğu aşikar olan alacaklı-davacının mesnetsiz davasının reddi ile % 20 kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, faturadan kaynaklı alacak istemine dayalı takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce aldırılan 28/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; BA/BS Yönünden: 2017 Mart ayında taraflar arasında 2 Adet faturanın KDV hariç bedel 5.178,68 TL tutarında işlenmiş olduğu ve BA/BS formlarında iki tarafında bu adet ve bu tutarda beyan verdiğini, her iki tarafında 2 Adet fatura örneği sunduğu ve örneklerin birbirlerinin aynısı olduğu, davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen 2017 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K 6215/14. Md., 6762/66. Md, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5766 sayılı Kanu’nun 17 nci maddesi ile değişen mükerrer 242. maddesinin 2 numaralı fıkrası ile Maliye Bakanlığı; elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine verilen şekilde, kanuni süresinde berat yüklemelerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davalı şirketin ticari defterlerinin kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğunun görüldüğü, yukarıda dökümü yapılan ticari defterlerin davacı ve davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetlerinin mahkemenin takdirinde olduğunu, tarafların muavin kayıtları ve cari hesap ekstrelerindeki giriş ve çıkış adet ve tutarlarının aynı olduğu, 2017 dönemi itibari ile tolpamı KDV dahil 6.110,83 TL olan 2 adet faturanın iki taraf hesaplarına da işlendiği ve bu borç/alacak karşılığı olarak 2.000,00 TL ödeme/tahsil inde yine her iki tarafın kayıtlarında yer aldığı ve 2017 dönemi sonu itibari ile kalan bakiyenin 4.110,83 TL borç/alacak olduğu, görülmüş olup takip eden dönemlerde bu borç/alacağa ait bir ödeme/tahsil yapılmış ise de bu işleme ait bir belge ve bilginin sunulmadığı takip eden dönemlerin defter ve kayıtlarının dosyada olmaması müsebbibi ile 2017 yılı ile sınırlı kalmak üzere davacı tarafın davalıdan 4.110,83 TL alacaklı olduğu, 4.110,83 TL tutara ait bir ödeme dekontu var ise sunulması aksi halde, dvacı Maats Şirketinin 4.110,83,-TL alacaklı olduğu kanaati oluşmakla birlikte takdirin mahkemede olacağı tespit edilmiştir.
Toplanan deliler ve tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu, tarafların ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre,taraflar arasındaki inkar edilmeyen ticari ilişki, cari hesaba ve birbirini doğrulayan ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 4.110,83 alacağının bulunduğu,davalı tarafça ödemeye ilişkin bir belge sunulmadığı,davalının faturaları kabul ederek defterine işlediği ve faturalara süresinde itiraz etmediği ,haksız görülen itiraza binaen davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi de gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının davasının KABULÜ ile,
Davalı borçlunun Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10894 sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, takibin devamına,
Hükmolunan alacağın %20’si olan 822,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 280,81 TL harçtan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 200,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 38,00 TL posta ve tebligat gideri, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, dava açılırken ödenen 161,40 TL yargılama harcı olmak üzere toplam 1.899,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.110,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı dava değeri istinafa başvuru sınırı altında olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 341/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.