Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/345 E. 2022/476 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C

ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/345
KARAR NO : 2022/476

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVALI : …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin …’da Gayrimenkul alım satımına ilişkin simsarlık işi yaptığını, müvekkili şirket danışmanları… arsa paylı 2 numaralı meskeni aracılık ederek satmak üzere davalı tüzel kişi yetkilisi … ile telefonla görüşerek alıcı bulup satışı gerçekleştirmesi durumunda simsarlık ücreti almaya hak kazanacağı konusunda anlaşmaya vardıklarını, müvekkili şirketin bahse konu taşınmazı internet ortamında ilan yoluyla satışa çıkardığını akabinde diğer davalı …’ın dava konusu taşınmazın ilanını görüp müvekkili şirket danışmanlarından Bülent ile telefonla görüştüğünü taşınmaza talip olduğunu ilettiğini, fiyatın daha aşağı çekilmesi durumunda taşınmazı alacağını ifade ettiğini, davalı Elifin davacı şirket danışmanlarından Bülent ile eve bakmaya gittiğini, müvekkili şirket danışmanın kendisine eşlik ederek hizmeti yerine getirdiğini, davalı …’in müvekkili şirketi devre dışı bırakarak bahse konu taşınmazı kendisi satın aldığını, müvekkili şirket danışmanı Bülent’in davalı Elifi ile iletişime geçerek müvekkili şirketin hak kazandığı simsarlık ücretinin ödenmesini talep ettiğini, davalı …’in ödeme yapacağını bildirerek komisyon bedelinin indirilmesini teklif ettiğini, kendisine hesap bilgilerinin gönderilmesine rağmen davalının kötü niyetli ve dürüstlük kuralına aykırı davranarak müvekkilinin hak kazandığı tellaliye ücretini ödemediğini , diğer davalı şirket yetkilisi …’nunda müvekkili şirketin hak kazanmış olduğu simsarlık ücretini ödemediğini, her iki davalının haksız eylem ve davranışları ile müvekkili şirketi devre dışı bırakmak suretiyle komisyon ücreti ödemekten kurtulmayı hedeflediğini, davalı şirket yetkilisi …’nun bahse konu taşınmazı diğer davalı Elife 08/02/2022 tarihinde sattığını taşınmazın değerinin çok altında 4.000,000,00 TL gösterildiğini, taşınmazın 25.000.000,00 TL’ye satılığa çıkardığını, 06/03/2022 tarihinde taşınmazı 35.750,000,00 TL üzerinde fiyatlandırma yaptığını, müvekkilinin üzerine düşen bütün sorumluluğu yerine getirip taşınmazı davalı Elife gösterdiğini, hatta fiyat teklifi dahi aldığını, davalıların müvekkili şirketin komisyon ücretini ödememek adına tamamen kötü niyetli bir şekilde haksız olarak müvekkili şirketi devre dışı bıraktığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü dava , başvuru ve ıslah hakkının saklı kalmak kaydıyla TTK.20 maddesi gereğince şimdilik 1.000,00 TL simsarlık ücreti alacağının 500,00 TL’sinin davalı …’dan, 500.00 TL’sinin davalı şirketten satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : 1-Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasındaki simsarlık sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça geçerli olamayacağını, müvekkili ile davacı arasında yazılı simsarlık sözleşmesi yapılmadığını, müvekkili ile davacı arasında bahsi geçen taşınmaza ilişkin ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin satın almış olduğu taşınmazın değerinin belli olduğunu, simsarlık alacağı iddiası da bu taşınmaza bağlı olarak istendiğine göre değeri belli olan bir davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, bu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılamayacağını belirterek davanın usulden reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
2-Davalı …Ş. Vekili cevap dilekçesinde; simsarlık ve benzeri sözleşmeler denilmek suretiyle tellallık sözleşmeleri ile açılan davaların Tüketici Mahkemesinin görev alanına girdiğini, dava simsarlık (tellallık) sözleşmesine dayalı ücret alacağı davası olmasına rağmen ortada ne bir yazılı sözleşme mevcut ne de müvekkili şirket tarafından ödenmesi taahhüt edilen bir ücret miktarı bulunmadığını, dava konusu yapılan tellallık sözleşmesinden dolayı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; davacının yaptığı simsarlık (tellallık) hizmetten dolayı alacak istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin kurum ve kavramların yasal dayanakları ile birlikte irdelenip açıklanmasında yarar vardır.
Toplumdaki değişmelere bağlı olarak ülkemizde tüketiciler ile satıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkların giderek artması, uyuşmazlıkların çözümünün ise uzmanlık gerektirmesi dikkate alınarak özel nitelikte 4077 sayılı Kanun çıkarılmış ve bu Kanun’un uygulanmasından doğan ihtilaflara bakmak üzere de tüketici mahkemeleri (4077 sayılı Kanun m. 23) ihdas edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesi “Bu Kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir” şeklinde olup, 2. maddesinde ise, Kanun’un birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü “tüketici işlemini” kapsadığı belirtilmiştir.
Tüketici mahkemelerinin görevleri, Kanun’da; “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” denilmek suretiyle belirlenmiştir (4077 sayılı Kanun m. 23/1). Maddede açıkça “bu Kanun…” tabiri kullanıldığına göre, 4077 sayılı Kanun’un kapsamının ne olduğunu belirlemek gerekir.
Tüketici; “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişileri” (m. 3/e); sağlayıcı ise; “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere
ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri” (m. 3/g) ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Öte yandan, 4077 sayılı Kanun’un kapsamı belirlenirken “her türlü tüketici işleminden” bahsedilmiş olup, “tüketici işlemi”nin ne olduğu da “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukukî işlemi ifade etmektedir (m. 3/h). Bir hukukî işlemin, 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.2020 tarihli ve 2017/19-1637 E., 2020/13 K. sayılı kararında da yer verilmiştir.
Davacı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık simsarlık (tellallık) hizmetinden kaynaklanmaktadır.
Sözleşmeye konu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde; mesken niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ve davalılardan … Yatırım A.Ş. Tüzel kişiliğe sahip ticari şirketler olduğu için ikisi arasında görülecek nispi nitelikte ticari davada TTK 4. Maddesi gereği Ticaret Mahkemesi görevlidir. Ancak davalı gerçek kişi … ile davalı şirket arasında görülecek davada, davalı taraf tacir olmadığından ve satışa konu taşınmaz mesken nitelikte olduğundan tarafların ticari işletmesi olsa dahi ticari işletmelerinin konusu olamayacağından tüketici konumundaki gerçek kişi davalı yönünden Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu tartışmasızdır. Tüketici Mahkemeleri ticaret mahkemelerine göre özel mahkeme statüsünde olup bu durumda davanın tamamının Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın hal ve çözümünde … Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle, HMK.nun 114/1-c,115. maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… Nöbetçi Tüketici Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının … Nöbetçi Tüketici Mahkemesi tevzi için … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
4-Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.