Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/321 E. 2022/595 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/321 Esas – 2022/595
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2022/321
KARAR NO : 2022/595

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/05/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2022
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın … limitli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını ve şirketin … . ile birleştiğini, bu kapsamda davalının doğan borçlardan kefalet limiti olan 35.000.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, kredi hesabının kat edildiğini, borçlulara ihtarname keşide edilerek borcun ödenmesinin bildirildiğini, takip hesaplarından kaynaklanan bakiyelerin ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine … sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, … sayılı dosyası ile takibe başlandığını, diğer yandan kredili firmanın asaleten ve kefaleten borçlarının teminatını teşkil etmek üzere müvekkili bankanın lehine 50.000.000,00 TL bedelle ipotek edilen taşınmazların paraya çevrilmesini teminen kredili firma ve ipotek veren 3.kişi aleyhine … Müdürlüğünün 2022/447 sayılı dosyası ile ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığını, davalının … sayılı dosyasında takibe ve takibe konu borcun tamamına itiraz ettiğini, takibin davalı yönünden durduğunu, arabulucuya başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığını belirterek davalının … sayılı dosyasına yönelik itirazının kefalet limiti olan 35.000.000,00 TL yönünden iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonuçlanmadan ilamsız takip yoluna gittiğini, davacı bankanın 50.000.000,00 TL’lik alacağının ipotekle teminat altına alındığını, alacaklının yalnızca rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğini, icra dosyasında müvekkili aleyhine yapılan takibin ihtiyati haciz ilamında yer alan tutardan 99.608.969,00 TL fazla olduğunu, takipte uygulanan haciz işlemlerinin de ayrıca aşkın olduğunu, bununla ilgili şikayetin … sayılı dosyası ile derdest olduğunu, derdestlik nedeniyle yapılan itirazın haklı olduğunu, kefalet limiti ve borcu kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili ile davacı arasında yalnızca 35.000.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere 30/04/2015 tarihli kefalet sözleşmesi bulunduğunu, davacının diğer borçluların bazılarının kefaletinin bulunduğu ve müvekkilinin hiçbir şekilde kefaletinin bulunmadığı 125.000.000,00 TL tutarlı 17/05/2013 tarihli sözleşme yönünden de müvekkilini borçlu göstermek istediği için takip talebi ve bağlantılı olarak ödeme emrini hatalı düzenlediğini, ödeme emrinde ve takip talebinde borcun dayanağının açıkça gösterilmediğini, hangi sözleşmelerin esas alındığı belli olmayan 139.018.145,81 TL bedelli dayanağı belirsiz olan ve müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrine müvekkili tarafından itiraz edildiğini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili hakkında kesin mühlet ve konkordato tasdik kararı verildiğini, müvekkili şirketin konkordato projesi kapsamında ödemesi gereken taksitli borçlarını her ay vadesinde ödediğini belirterek davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğiyle girişilen icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Davanın niteliği gereği zorunlu arabuluculuğa tabi olup dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğu, tarafların katılımı ile, anlaşmaya varılamadığına ilişkin 25/04/2022 tarihli son tutanağın düzenlendiği anlaşılmıştır.
Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2022/3250 sayılı takip dosyasının uyap kayıtlarının incelenmesinde; davacı – alacaklı tarafından davalı – borçlu ve dava dışı borçlular hakkında 135.547.783,68 TL asıl alacak, 3.305.106,79 TL işlemiş faiz, 165.255,34 TL BSMV olmak üzere toplam 139.018.145,81 TL alacağın tahsili isteğiyle 14/02/2022 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, takibe dayanak kredi sözleşmesinin 35.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesi olarak belirtildiği, yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
A… dava konusu kredilere ilişkin tüm belge örnekleri celp edilmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi 24/10/2022 tarihli raporunda; yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davacı bankaca dava dışı … lehine ….’ne hitaben 9.850.000,00 USD’lik teminat mektubu verildiğini, mektubun 30/04/2015 tarih 35.000.000,00 TL’lik limitle düzenlenen kredi sözleşmesine dayalı verilmediğini, 30/04/2015 tarihli sözleşmenin 5.2.10 maddesindeki düzenlemenin, TBK’nın 589/3 madde hükmüne göre davalının kefalet sorumluluğu için yeterli olamayacağının düşünülmesi durumunda 27/01/2022 tarihinde tazmin edilen 9.850.000,00 USD’lik teminat mektubu nedeniyle alacak talebinin yerinde olmadığını, davalının kefalet sorumluluğu için yeterli olacağının düşünülmesi durumunda takip tarihi itibariyle alacağın davalı yönünden 35.000.000,00 TL asıl alacak, 698.250,00 TL temerrüt faizi, 34.912,50 TL BSMV olmak üzere 35.733.162,50 TL olarak hesaplandığını, ancak takip talepnamesinde taleple bağlı olarak kefalet miktarı 35.000.000,00 TL talep hakkına sahip olunabileceğini bildirmiştir.
Dosya kapsamından; dava dışı asıl borçlu …. ile davacı bankanın … tarih 35.000.000,00 TL limitli, 17/05/2013 tarih 125.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri düzenlenip, dava dışı asıl borçluya ticari krediler kullandırıldığını, davalının 35.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, dava dışı asıl borçlunun 10/02/2012 tarihli yazılı talebine istinaden dava dışı asıl borçlu … … ‘a hitaben 10/02/2012 tarih 9.850.000,00 USD’lik teminat mektubu verildiği, … tazmin talebi üzerine 27/01/2022 tarihinde 9.850.000,00 USD olarak tazmin edildiği, tazmin tutarı karşılığının 133.242.920,00 TL olduğu, davacı banka tarafından Ankara 38. Noterliğinden keşide edilen 28/01/2022 tarihli ihtarname ile dava dışı asıl borçlu, davalı kefil ve yine dava dışı diğer kefillere miktar da belirtilerek borcun ödenmesi isteğinde bulunulduğu, tazmin edilen gayri nakdi kredinin de belirtildiği, ihtarnamenin asıl borçlu şirket ve davalı kefile 01/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; takibe ve davaya konu 9.850.000,00 USD’lik teminat mektubu kredisinin 10/02/2012 tarihinde kullandırıldığı, davalı şirketin kefil olarak imzaladığı 30/04/2015 tarih 35.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılmadığı, TBK’nın 589/III maddesi “sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumludur.” hükmü gereğince kefilin, ancak kefalet sözleşmesinde açıkça kararlaştırılmış olan mevcut borçlardan sorumlu olacağı, 9.850.000,00 USD’lik teminat mektubunun 30/04/2015 tarih 35.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine istinaden verilmediği, davalının kefil olduğu 30/04/2015 tarih 35.000.000,00 TL limitli kefalet sözleşmesinde teminat mektubu kredisinin kullandırıldığı genel kredi sözleşmesine herhangi bir atıfta bulunulmadığı, 30/04/2015 tarihli sözleşmenin 3.5.2.10’daki düzenlemenin TBK’nın 589/III maddesi hükmüne göre kefalet sorumluluğu için yeterli olamayacağı, dava konusu icra takibine dayanak tazmin edilen teminat mektubu nedeniyle davalı kefilin sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla açılan davanın reddine, davacı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davalının yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Davalının tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alınan harçla karşılandığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 11,50 TL vekalet tasdik harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 588.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/11/2022