Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/241 E. 2023/316 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.

8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/241 Esas
KARAR NO : 2023/316

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – …

DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/03/2018
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01.06.2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Merkez Müdürlük tarafından 5379 nolu gemi kütüğünde Hazine adına tescilli bulunan ve 2038 yılı sonuna kadar T.C. …na tahsisli T.C.G.Savarona gemisinin sahip olduğu tarihi ve kültürel miras değerlerinin korunarak sosyal ve kültürel amaçlarla Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık olmak üzere kamu hizmetinde kullanılması amacıyla nitelikli hizmet verilebilmesini teminen 8 ay süreli 41 personel ve 3 adet araç hizmet alımı işine ilişkin yapılan ihale sonucunda, ihale uhdesinde kalan davalı şirket ile 18.04.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, 4734 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen işbu ihale kapsamında davalı şirket bünyesinde 01.05.2014-31.12.2014 tarihleri arasında çeşitli görevlerde 41 işçinin istihdam edildiğini, işbu sözleşmenin bitiminden sonra söz konusu geminin istenen nitelikte hizmet vermesini sağlamak amacıyla T.C. Başbakanlık ve Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü ile davalı şirket arasında Başbakanlık ile T.C. …nın taraf olduğu 17.04.2014 tarihli Protokole istinaden, 01.01.2015-31.12.2017 tarihleri arasında 41 personel, 2 adet binek araç ve 1 adet minibüs kiralama hizmetlerine ilişkin sözleşme düzenlendiğini, ancak bu sözleşme süresi bitmeden Savarona Gemisinin 01.07.2015 tarihinde T.C. … ile imzalanan devir protokolü ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine devredilmesi hasebiyle sözleşmenin Merkez Müdürlüğü tarafından 31.12.2015 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini ve bu fesihten dolayı Savarona Gemisinde çalışan 41 personelin iş akitlerinin sonlandırıldığını, bu kapsamda iş akdi sonlanan ve kıdem tazminatlarının ödenmesi yönünde talepte bulunan dava dışı 34 personele ayrı ayrı talepleri doğrultusunda “Kamu İhale Kanununa göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri gereğince müvekkili Merkez Müdürlükçe 20.04.2016, 03.10.2016, 06.12.2016 ve 07.12.2016 tarihlerinde olmak üzere toplam 201.934,06 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket ile imzalanan 18.04.2014 ve 31.12.2014 tarihli sözleşmeler incelendiğinde, sözleşmenin 22.1 maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” şeklinde düzenlemenin yer aldığını, atıf yapılan Genel Şartnamenin altıncı bölümünde ise bu husus “Firma işveren sıfatıyla çalıştırdığı işçilere karşı 4857 sayılı İş Yasası ve SSK mevzuatından doğan ödevlerinden dolayı doğrudan doğruya sorumludur.” olarak yer aldığını, yine, 18.04.2014 tarihli sözleşmenin eki Teknik Şartnamenin 3.2. maddesi, “Yüklenici tarafından istihdam edilen personelin her türlü muhatabı yüklenici olacak ancak yüklenicinin kanuni sorumluluklarını yerine getirip getirmediğinin denetimi İdarede olacaktır.” şeklinde düzenlendiğini, tüm bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde işçilerin mali haklarından davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile 66.746,95 TL’nin ödeme tarihi olan 20.04.2016 tarihinden itibaren, 81.793,88 TL’nin 06.12.2016 tarihinden, 40.729,09 TL’nin 07.12.2016 tarihinden itibaren, 12.664,14 TL’nin 03.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usuli şartları taşımayan davanın esasa girilmeksizin öncelikle usulden reddinin gerektiğini, dava konusu alacağın, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklandığını, 5521 sayılı Kanun hükümleri gereğince görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, mahkemece davanın İş Mahkemesinin görevine girmediği düşünüldüğü takdirde, müvekkilin tacir olduğunu, dava konusu alacağın sözleşmeden kaynaklandığını ve görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça 5521 sayılı Kanunun 3/1 maddesinde belirtilen zorunlu arabuluculuk koşullarının yerine getirilmediğini, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde ödemeye dayanak belge ve dekont sunulmadığını, davacı tarafın her türlü masraf giderlerini Başkakanlıktan tahsil ettiğini, davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, nitekim davacı taraf ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği arasında düzenlenen protokol ile bu durumun kabul edildiğini, davanın ödemeden itibaren 2 yıllık süre içinde açılmadığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, esasa ilişkin olarak ise davaya dayanak yapılan sözleşmenin, davacı tarafça tek taraflı olarak fesh edildiğini, bu durumda davacı tarafın iş akitleri sona eren işçilere yapmış olduğu kıdem tazminatı ödemelerini müvekkile rucü etmesinin hukuken olanaklı olmadığını, müvekkilin, Savarona Gemisinin 2038 yılına kadar davacı tarafa tahsisli olması nedeniyle ve buna güvenerek ihaleye girdiğini, sözleşme imzaladığını, davacı tarafın henüz sözleşmenin süresi sona ermeden sözleşmeyi feshetttiğini, feshin hukuki sonuçlarından kusurlu olan davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiğini, esasen Kamu İhale Kanununa göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmeliğin 8/1, 4734 sayılı Kanunun 62/1-e ve 1475 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince, davacı tarafın yapmış olduğu kıdem tazminatı ödemelerini müvekkile rucü edemeyeceğini, davacı tarafın, fesih sonrasında düzenlenen protokol ile müvekkile ibra ettiğini, müvekkilin, tek taraflı fesih sonucunda talep edebileceği her türlü hak ve alacak ile maruz kaldığı her türlü zarar yönünden, takas-mahsup talebinde bulunduğunu, öte yandan dava konusu alacağın varlığı ve miktarının yargılama yapılmasını zorunlu kıldığını, bu durumda davacı tarafın yapmış olduğu ödemelere faiz talebinde bulunamayacağını ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; 06.03.2018 tarihinde açılan davada, davanın görüldüğü … 17. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada, işbu mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 18.06.2019 tarih, 2018/174 Esas-2019/339 Karar sayılı karara karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine istinaf incelemesini gerçekleştiren … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 02.02.2022 tarihli Kararı ile anılan mahkemece verilen kararı kaldırmıştır.Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kaldırma kararında; uyuşmazlığa bakmakla Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, … 17. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın bu nedenle esasının incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.Kaldırma kararı uyarınca dosyanın gönderildiği … 17. Asliye Hukuk Mahkemesince, verilen kaldırma kararı doğrultusunda görevsizlik kararı verilerek, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiş, verilen karar uyarınca davacı vekilinin gönderme talepli dilekçesi üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Ticari uyuşmazlıklar için 01.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere “dava şartı niteliğindeki arabuluculuk” düzenlenmesinin getirildiği, somut olayda dava tarihi olan 06.03.2018 tarihinde ticari uyuşmazlıklar için dava şartı niteliğindeki arabuluculuk yolunun henüz yürürlükte olmaması nedeniyle, davada arabuluculuk sürecinin işletilmediği, dosyanın mahkememize tevzi edilmesi sonucu mahkememizce yürütülen yargılama sırasında yapılan 27.09.2022 tarihli celsede; dosyanın mahkememize … 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu görevsizlik kararı sonrasında geldiği, anılan mahkemece görevsizlik kararından önce yapılan yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı belirlenerek, davanın işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle, bu hususta uzman yeni bir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, ile dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerin de incelenerek rapor düzenlenmesi yönünde ara karar verildiği, verilen karar uyarınca dosyanın tevdi edildiği bilirkişi Avukat Feyza Zeynep TOGAY tarafından 27.02023 tarihli raporun düzenlendiği, taraflar vekillerince rapora karşı beyan ve itirazda bulunulduğu görülmekle, düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu görülmekle, tahkikat tamamlanmıştır.
Bu durumda; yapılan yargılamaya, toplanan delillere, görevsiz mahkemeye sunulan bilirkişi raporu ile mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından 31.12.2015 tarihinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesi sonucu dava dışı işçilere toplamda 201.934,06 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, davacı ile davalı arasında imzalanan 01.01.23015-31.12.2017 tarihli hizmet alım sözleşmesinin 22.1. maddesinde; Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş olduğu, yüklenicin bunları aynen uygulamakla yükümlü olduğu” düzenlenmiş olup, Hizmet Alımlarına Dair Genel Şartnamenin 6. bölümünde, “Çalışanların Özlük Hakları” başlığı altında yapılan düzenleme ile “Yüklenici çalıştırdığı işçilerin, işin yapılmakta olduğu bir işkolu veya meslekte aynı tipteki bu iş için mevzuatla kabul edilenlerden daha az elverişli olmayan şartlarda çalışmalarını ve ücret almalarını sağlayacaktır. Ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarının toplu sözleşme veya mevzuatla tespit edilmemiş olması halinde yüklenici, en yakın ve uygun bir bölgedeki işkolu veya meslekteki aynı tip bir iş için mevzuatla tespit edilenlerden daha az elverişli olmayan ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarını sağlayacaktır. Yüklenici, varsa alt yüklenicilerinin bu çalışma şartlarına uymalarını sağlamak için gerekli tedbirleri alacaktır. Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur. Yüklenici, bunların ücretleri hakkında da aynen kendi elemanları gibi ve yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapmak zorundadır.” hükmünü içermekte olup, işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması durumunda Yargıtay kabulleri, ödenen bedelin ve ferilerinin tamamının işçiyi çalıştıran yüklenicilerden talep edilebileceği yönünde olup, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin güncel içtihatlarında; kıdem tazminatı yönünden, yüklenicilerin işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak sorumlu olduğu belirtilmekle, buna göre somut olayda; davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olduğu, davacının davalının işçileri için yaptığı kıdem tazminatına ilişkin ödemeden davalı yüklenicinin tamamen sorumlu bulunduğu, davacı Kurumun dava dışı işçilere davalı işveren nezdinde çalıştıkları sürelere göre belirlenerek hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatlarına ilişkin tutarların tamamını davalıdan rücuen talep etme hakkının olduğu, bilirkişi raporunda dava dışı işçilere yapılan ödeme tutarlarının SGK hizmet cetvelleri esas alınarak hesaplandığı, davacı Kurum tarafından dava dışı işçilere yapılan kıdem tazminatına ilişkin ödemelerin toplam tutarının 201.934,06 TL olup, davalının bu miktarı davacıya aralarındaki hizmet alım sözleşmesi hükümleri ile sözleşmenin eki niteliğindeki Genel Şart hükümleri gereğince ödemekle sorumlu olduğu, davalının usul ve esasa yönelik itirazlarının yerinde bulunmadığı, taraflar arasındaki işbu davanın aralarındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle bu konudaki Yargıtay içtihatları uyarınca 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalının sözleşmenin feshinde kusurlu olmadıklarına ilişkin savunmalarının, işbu davadaki talepler yönünden bir etkisinin olmadığı, davacının davalının işçileri için yaptığı kıdem tazminatı tutarlarını davalıdan rücuen tahsilini talebe hakkının olduğu, ancak davacı tarafça davalı şirketin davadan önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmüş olduğu belgelenmediğinden davacının ödediği kıdem tazminatı tutarları toplamı olan 201.934,06 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin feri nitelikte isteminin reddine karar vermek gerekmekle, yapılan açıklamalara ve varılan hukuki sonuca uygun olarak aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının davasının 201.934,06 TL miktar üzerinden KABULÜ ile,
Bu miktarın davalıdan dava tarihi olan 06/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Davacının ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin feri nitelikte isteminin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan 201.934,06 TL üzerinden hesaplanan alınması gerekli 13.794,11-TL harçtan, davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 3.448,53-TL harcın mahsubu ile kalan 10.345,58‬‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 3.448,53-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 121,30-TL istinaf harcı olmak üzere toplam 3.610,93-TL‬ harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan bilirkişi ücreti karşılığı 5.000,00-TL, tebligat posta giderleri karşılığı 490,35‬-TL olmak üzere toplam 5.490,35-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı davasını bir vekil vasıtası ile takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 31.270,76-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davanın açıldığı 06.03.2018 tarihinde ticari uyuşmazlıklarda dava şartı niteliğindeki arabuluculuk yolunun henüz yürürlükte olmaması nedeniyle bu konuda yapılmış bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.