Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2022/170 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/157 Esas – 2022/170
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2022/170

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI :…
DAVALI : ….
DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 25/03/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi gereğince davalıya … nolu kredi kartları tahsis edildiğini ve kullandırıldığını, söz konusu kredi kartların kullanımından kaynaklanan borcun süresinde ödenmemesi nedeni ile muhatap davalıya 16/01/2015 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede toplam borcun ödenmesi için verilen sürenin bitim tarihi itibariyle de borcun ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’ nün 2015/2653 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu takip dosyasında ödeme emri borçlu davalıya 25/02/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı borçlunun 04/03/2015 havale tarihli dilekçesi ile borcu ödemeyen davalı borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı borçlu ile görüşmeler neticesinde borcu kabul ettiğini ve kısmi ödemelerde bulunacağı beyanında bulunduğunu, ancak davalı borçlunun alacağı sürüncemede bırakmak için kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, zira hesabın kat edilerek ihtarnamenin borçluya gönderilmesine rağmen borçlunun ihtarnameye herhangi bir itiraz etmediği gibi borcunu da ödemeyerek aleyhine icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiğini, borçluya gönderilen ihtarnamede asıl alacak ve işlemiş faizi ile toplam borcun belirtildiğini, borçluya ihtarname gönderilmesine rağmen ve görüşmeler neticesinde borcundan haberdar olduğunu, öncelikle müvekkil bankanın mağduriyetinin önlenmesi için, borçlu davalının menkulleri, paraları, alacakları, gayrimenkulleri ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine konulmak üzere teminatsız olarak bunun mümkün olmaması halinde ise teminat karşılığında gecikmeye mahal vermemek adına tensiple birlikte ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan % 20’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklı takibe itirazın iptali istemine ilişikindir.
TK’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir. İş bu hükmün lafzi yorumundan ilk bakışta bankalar tarafından verilen bireysel kredi kartı dolayısıyla açılacak davaların ticari dava olarak değerlendirileceği sonucu çıkmaktadır. Ancak TTK’dan daha sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve özel bir yasa olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri incelendiğinde böyle bir sonuca varmanın mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Zira 6502 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde tüketici işleminin tanımı yapılmış olup anılan hükme göre tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir. Bu düzenleme gereğince bankalarla tüketiciler arasında akdedilen kredi kartı üyelik sözleşmeleri uyarınca tüketicilere kredi kartı verilmesi, bir tüketici işlemidir. Yani TTK’dan daha sonra yürürlüğe giren TKHK’nda kredi kartı üyelik sözleşmeleri uyarınca bankalarca tüketici niteliğindeki bireylere kredi kartı verilmesi işleminin, tüketici işlemi olduğu hususu hüküm altına alınmıştır. Daha sonra yürürlüğe giren ve özel yasa niteliğine sahip TKHK’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi karşısında bireysel kredi kartlarından doğan uyuşmazlıklar dolayısıyla açılan davaların ticari dava olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
TTK’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilmesi, ancak işlemin diğer tarafının tüketici olmaması halinde söz konusu olacaktır. Bankalar tarafından ticari işletmelere kredi kartı verilmesi halinde durum böyledir. Bu halde açılacak dava, elbette ticari davadır. Zira kredi kartının hamili tüketici değildir. Ancak kredi kartı hamilinin tüketici olduğu bir halde açılacak davanın, ticari dava olarak değerlendirilmesi TKHK’un getiriliş amacına da uygun olmamaktadır.
Öte yandan TKHK’un 83. maddesinin ikinci fıkrasında açıkça, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir. Bu hüküm de bireysel kredi kartları dolayısıyla açılacak davaların ticari dava olmayacağını ve ticaret mahkemelerinde değil, tüketici mahkemelerinde görüleceğini göstermektedir. TKHK’nda açıkça tüketici işlemi olduğu düzenlenen bireysel kredi kartı verilmesi işleminden doğan davaları ticari dava olarak kabul etmek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer almayan bir dava şartının uygulama alanını Yasa Koyucu’nun iradesine aykırı olarak genişletmek olacaktır. Açıklanan bu nedenlerle eldeki davanın çözümünden tüketici mahkemeleri görevli olacağından Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK’nın 114. maddesi delaletiyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK’nın 114. maddesi delaletiyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine,
Görevli mahkemenin Ankara … Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
Ankara Tüketici Mahkemesi ile mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı çıkmış olmakla, bu konuda görev uyuşmazlığının çözümü ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın resen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince esas hükümle birlikte nazara alınmasına,
Dair dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.