Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2022/373 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2022/115
KARAR NO : 2022/373

BAŞKAN : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALILAR : 4- … – … …
5- … – … …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2015
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde;Müvekkili kurumun 233 sayılı KHK kapsamında faaliyet gösteren bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu, kurumun et ve et ürünleri sektöründe ürettiği etleri tüketiciye ulaştırmak için Franchising mağazacılık sistemi ile kişi ve kuruluşlara, kurumun ismi, logo ve amblemlerini kullanarak mağaza açma hakkı verdiğini. Bayi sistemine göre davalılardan …’un şirket müdürü olduğu … Turizm Seyahat San. Tic. Ltd. Şti ile müvekkili kurum arasında 27.04.2011 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği kurumun ürettiği et ve et mamullerini , … San Tic Ltd. Şti.nin bayii olarak kurumdan satın aldıktan sonra, kurumun belirlediği kar oranında kendi nam ve hesabına satma konusunda anlaştıklarını.Davalı …’un müdürü olduğu … Turizm San. Tic. Ltd. Şti.nin kurumdan aldığı 194.429,55 TL et ve et ürünü bedelini ödemediğini, imzalanan sözleşmenin VI/3 maddesi gereğince bayinin şirket olması nedeniyle şirket ortaklarının da şahsen borçtan sorumlu olduklarının kabul edildiğini ,bu kapsamda sözleşmeyi …’ un şirket adına imzaladığından şirket borcundan şahsi mal varlıkları ile sorumlu olduğunu. Diğer davalıların müvekkili kurum elamanı olup Franchising mağazacılık uygulanmasından sorumlu ve yetkili personel olduğunu,kurum adına sözleşmeyi uygulamakla görevli olduklarını, sözleşmeyi sıkı bir şekilde uygulamak ve kurum alacaklarını tehlikeye sokmamak konusunda bilgilendirilmelerine rağmen, 194.429,55 TL tutarında et ve et ürünü verilerek teminat mektubu üzerine çıkıp kurum alacağını tahsil etmeden vadeli satış yaptıklarından ve 194.429,55 TL alacağının 100.000,00 TL’sini … Turizm Seyahat San. ve Tic. Ltd. Şti.’ nin teminat mektubunun nakde çevrilmesiyle karşılandığını, geri kalan ve ödenmeyen kısımı için kurum personelleri olan davalılarca kuruma sorulmadan ve izin alınmadan bayiden alınan çekleri tahsil için… 24.İcra Müdürlüğünün 2012/6185 E. Dosyasında takip başlattıkları ,ancak hacze gidilmesine rağmen tahsil edilemediğinden , kurum personeli olan davalıların da 399 sayılı KHK. 11. maddesi ile B.K.’nun ilgili hükümleri gereğince kuruma verilen bu zarardan sorumlu olduklarını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 94.429,55 TL nin 09.04.2012 tarihinden itibaren Franchising sözleşmesinin III/C-15 maddesinde belirtilen günlük %0.3 (yıllık %109.5) oranıda faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
1.Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde; davacı ile diğer davalı … arasında ticari franchising sözleşmesinden kaynaklanan bir ilişkinin bulunduğunu, esas borçlunun … ve şirket ortağı ilgililer olması gerekirken, sadece şirketin bir ortağına bu husumetin yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu , müvekkilleri yönünden Teftiş Kurulu Başkanlığının raporuna dayandırıldığını, davacı idarenin esas borçlu olan …’a ait olan Antalya/Kepezde bulunan taşınmazı üzerine haciz koymadığını, rapor düzenlendiğinde bu işlemin yapılmış olması halinde alacağın tahsilinin garantiye alınacağını, idarenin kendi kusurundan kaynaklanan gecikmenin müvekkillerine yüklenemeyeceği, satışların peşin ve vadeli satış olarak yapıldığını, vadeli satışların nakit teminat veya banka teminat mektubu ile yapıldığı, teminat karşılığı yapılan vadeli satışların ise teminatın %80’ini aşmaması gerektiği, müvekkilin günlük olarak gelen Muavin Mizanı adlı belgedeki borç-alacak durumuna göre sevkiyat yaptığını, muavin mizanlar incelendiğinde borçlu … Tic. San. Ltd. Şti.’nin teminat mektubu tutarının %80’i oranında borçlandığı ve bunun sözleşmeye uygun olduğunu , işlemlerin burada bulunan rakamlara göre yapıldığını ve müvekkilin eline ulaştırılan muavin mizanda borçlu davalının durumunun sözleşmeye uygun görüldüğünden ilgili firmaya taleplerinin verildiğini, aksi halinde müvekkilleri açısından sorumluluk doğacağını, müvekkillerinin tahsilâtla doğurdan ve dolaylı olarak hiçbir ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın müvekkilleri yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde; Söz konusu bayiye ne zaman , kimin emir ve direktifi dahilinde çek karşılığı mal verildiğini bilmediğini, vadesi gelen çeki bankaya götürmek üzere görevi gereği kendisine verilen çeki ciro etmek zorunda bulunması ve çekin karşılıksız çıkması sonucu olayı araştırdığını, bayiye fatura ile mal gönderildiğini, bayinin malı getiren şoförlere parasının olmadığını visa çekmek istediğini, seyyar post makinesinden çekilen visanın onay vermemesi üzerine mal karşılığı çek verdiğini, bundan kendisinin çekin karşılıksız çıkması nedeniyle haberi olduğunu, ikinci çekten ise haberinin bulunmadığını, kurum olarak bu tür satışlarda öteden beri kurum ve şahıslardan çek kabul edildiğini, bilgisi olmayan konularda inisiyatif kullanmasının mümkün olmadığını, olayda kusurun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde; dava konusu sözleşmenin … Turizm Seyahat Ltd. Şti. ile Et Balık Kurumu arasında imzalandığını, sözleşmenin, ancak taraflar arasında borç doğuracağını, tarafı olmadığı sözleşmeden dolayı davalı olmasının ve taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını kabul etmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi gereğince şirket ortağı olması nedeniyle kendisine dava açıldığını, bu hükmün TBK.583 ve 484.maddesindeki kefalet hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafından dayandığı sözleşmenin 3.maddesinde kefil olunan miktar açıkça belli olmadığından kefalet söyleşmesinin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak borçtan sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, dava dışı … Turizm Seyahat San ve Tic. Ltd. Şti ile davacı kurum arasında düzenlenen 27.04.2011 tarihli Franchising sözleşmesine aykırı olarak teminat alınmadan mal satışı ve bu kapsamda alınan çeklerin karşılığının bulunmaması nedeniyle uğranılan zararın söz konusu sözleşmenin VI/3 maddesi gereğince adı geçen firmanın temsilcisive ortağı olarak sözleşmeyi imzalayan davalı … ‘tan ve 399 Sayılı KHK’nın 11/a maddesi gereğince davacı kurum çalışanı diğer davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu 28/12/2017 tarih 2015/163 esas 2017/1062 sayılı karar ile; Davacının davasının kabulü ile, 94.429,55 TL’nin 09.04.2012 tarihinden itibaren davalı …’tan günlük % 0.3 oranında akdi faizi , diğer davalılardan ise yasal faizi ile birlikte (Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2016/6185 Esas sayılı dosyasındaki tahsilden tekerrür oluşturmamak kaydıyla) müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalılar …, … ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, dosya… Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesine gönderilmiş, anılan dairece 28/12/2021 tarih 2021/582 esas, 2021/2198 karar sayılı ilamı ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, görev konusunda bir karar verilmek üzere mahkemeye gönderilmesin kesin olarak karar verilmiştir.
Kaldırma kararında ; “…tarafların istinaf itirazlarına geçmeden önce mahkemenin görevli olup olmadığı üzerinde durulması gerekmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi davacı kurum, davalıların sebebiyet vermiş olduğu zararını haksız fiil hükümleri çerçevesinde davalılardan tahsilini istemektedir. Davalılardan … dava dışı şirketin müdürüdür. Diğer davalılar ise davacı kurumun memur çalışanlarıdır. Davacı tarafın, davacı kurum ile dava dışı şirket arasında imzalanan franchising sözleşmesine dayanarak ortaya çıkan kurum zararını, dava dışı şirketin yetkilisi olan … ve davacı kurum çalışanı olan diğer davalıların eylem birliği halinde hareket etmesinin sonucunda meydana geldiğini belirterek haksız fiil hükümlerine dayanarak alacak talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK’nun 4. maddesinde belirtildiği şekilde mutlak ya da nispi nitelikte ticari dava niteliğinde değildir. Dolayısıyla asliye ticaret mahkemeside uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme olmayacaktır. Açıklanan bu nedenlerle tarafların istinaf itirazları incelenmeksizin HMK’nun 355. maddesi gereğince görev kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, Dairemizce resen istinaf incelemesi yapılmış, mahkemece verilen karar kaldırılarak, görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası dosya mahkememizin 2022/115 esasına kaydedilmiştir.
Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için; T.T.K.’nun 4. maddesinde sayılan unsurları taşıması, T.T.K.’nun 4/1 b,c,d,e,f fıkralarındaki davalardan olması veya tarafları tacir olup, her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan dava olması gerekmektedir.
T.T.K. madde 4’de;
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımlcıları için öngörülmüş bulunan 457 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ile 580 inci maddelerinde,
d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşmalarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme, kaldırma kararı içeriği ve tümdosya kapsamına göre; işbu dava; davacı kurum, davalıların sebebiyet vermiş olduğu zararın haksız fiil hükümleri çerçevesinde davalılardan tahsili isteğinde bulunmuş olup, davalılardan …, dava dışı şirketin müdürü, diğer davalılar ise davacı kurumun memur çalışanları olup, davacı taraf davacı kurum ile dava dışı şirket arasında imzalanan franchising sözleşmesine dayanılarak ortaya çıkan kurum zararını, davalı şirketin yetkilisi olan davalı … ve davacı kurum çalışanı olan diğer davalıların eylem birliği halinde hareket etmesi sonucu da meydana geldiği iddiasıyla haksız fiil hükümlerine dayanılarak alacak talebinde bulunulmuş olup bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK.’nun 4 maddesinde belirtildiği şekilde mutlak yada nispi nitelikte ticari dava niteliğinde olmadığından işbu davada görevli mahkemenin , mahkememiz olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla ve görev hususu dava şartı olup davanın her aşamasında resen değerlendirilebileceği davalı tarafa tebligat yapılaması bile resen her aşamada değerlendirilecek hususlardan olduğu anlaşılmakla davaya bakma görevinin… Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkememizin işbu davada görevli olmadığı kanaatine varılmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli… Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yoluna karşı başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair verilen karar davacı vekili ve davalı …, … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022

Katip …

Başkan …