Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/809 E. 2022/55 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/809
KARAR NO : 2022/55

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …….
DAVALI : … – … …
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Kurumu Genel Müdürlüğü … Silah Fabrikası’na ait “Fabrikamız Müdüriyet, Üretim Müdürlüğü, Mali İşler Müdürlüğü ve Yemekhane Arasında Bulunan Buhar Ve Kondens Hattının Tadilatı” işinin ihalesinin müvekkili firmada kaldığını, söz konusu işe ait sözleşmenin 14.08.2020 tarihinde imzalandığını, yer tesliminin ise 28.08.2020 tarihinde yapıldığını ve işin süresinin 60 gün olduğunu, müvekkilinin gerekli hazırlık ve işlemleri yaptıktan sonra idareden malzeme onayı alıp tedarik sürecinde iken ülkeyi yoğun bir şekilde etkisi altına alan covid-19 pandemisi sebebiyle şirket merkezi olan Ankara’daki taşeron ekiplerin iaşesi, ibatesi, hijyen, ulaşım vb konularda zorluk ve sıkıntılar çekmesi neticesinde söz konusu işe ait ekipve ekipmanı yerel de (Kırıkkale’de) bulmak üzere arayışa girdiğini, bu manada müvekkilinin söz konusu işin kontrol teşkilatından idareye ve fabrikaya daha önce iş yaptığını, güvenilir ve referanslı bir taşeron ekibi sorduğunu, kontrol teşkilatının, … isimli şahsın fabrikada daha önce iş yaptığını, onunla çalışabileceğini söylemesi ve kontrol teşkilatı tarafından ilgili şahsın iletişim bilgileri verilmesi üzerine müvekkilinin ilgili şahısla iletişime geçtiğini, işe ait malzemeleri de imalat sürecinde olduğundan birkaç kez telefonda görüştüğünü ve nihayetinde tüm malzemenin müvekkiline ait; tüm işçilik, ekip-ekipman(hilti, matkap, kaynak makinesi vb) çalışacak personel, her türlü iaşe ve SGK taşerona ait olmak üzere 25.09.2020 tarihinde 40.000,00 TL bedel üzerinden … ile anlaştığını, işin süresinin de 30 gün olarak kararlaştırıldığını, müvekkilinin işin acele olması ve İdare’nin de referansı bulunması ayrıca ilgili şahsında yakında firma kuracağı tüm işlemleri(SGK vb)firma üzerinden yapacağı (veya başka bir firma bularak işlemleri o firma üzerinden yapacağı) sözleri üzerine beklemede kaldığını, geçen zaman içerisinde taşeronun henüz bu konuyu sonuçlandırmaması üzerine işin aciliyeti sebebiyle ilgili şahısla bu şekilde zorunlu olarak yol arkadaşlığına devam edildiğini, kurulan bu taşeronluk ilişkisi gereğince …’ nın işçi ekibi de kendi tüzel kişiliği(firması) olmadığından ve ayrıca bu konuda mevcutta bir firmada bulamadığından müvekkilinin daha sonra mahsuplaşmak üzere çalışanlarla ilgili bilgileri isteyip sigorta kaydı yaptırdığını, müvekkilinin taşeronluk ilişkisi olduğundan dolayı işçileri tanımadığını ve hiçbir işçiyi işe almadığını, ayrıca hiçbir işçiyle pazarlık ve maaş konusuna da girmediğini, yaşanan pandemi süreci ve işin şehir dışında olması nedeniyle müvekkil şantiyenin kontrolünü tamamen taşerona bıraktığını ve işçilerin hiçbiri ile hiçbir şekilde görüşmediğini, bunu firsat bilen taşeronun işi sürekli geciktirdiğini, bu esnada da paraya ihtiyacı olduğunu; müvekkil firmanın başka işlerinde çalışıp ödemek veya iade etmek kaydıyla müvekkilinden borç para aldığını, müvekkilinin hem süresel anlamda hem de idare ile sıkıntı yaşamamak adına anlaşılan tutardan fazla ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin birçoğunun banka üzerinden gönderildiğini, bunların haricinde kendisine ait olması gereken yemek paralarını ödemediğini gördüğünü, ayrıca işte hatrı sayılır bir süre gecikme yaşandığını, müvekkilinin de bunlara katlanmak zorunda kaldığını, işin sonunda 37 günlük bir gecikme yaşandığını (taşerondan kaynaklı olarak) ve işin geçici kabulünün yapıldığını, müvekkilinin kamu ihale işleri ile iştigal etmekte olup bugüne kadar bırakın işçi alacağı günümüz ekonomik şartlarında bırakın işçi alacağını ticari alacak davası bile olmadığını, müvekkilinden tekrar para almak için işçilere alacak davası açtığını, diğer 5 işçi ile ilgili de bilgi ve tanıklıklarına başvurulduğunda konunun ortaya çıkacağını, ayrıca işçilerin bazılarının müvekkil firmanın yetkililerini arayıp davalı şahsın mütemadiyen bu işleri yaptığını, bu konuda tanıklık ve şahitlik edebileceklerini ifade ettiğini, davalı işçilere ödemek üzere müvekkilinden ödeme aldığı halde bu ödemeleri yapmayarak müvekkil aleyhine davalar açılmasına sebebiyet verdiğini ve müvekkilinden aldığı paralar karşılığında da sebepsiz zenginleştiğini, davalının bu işçileri de kötü emellerine alet ederek kullanmaya çalıştığını, ancak yine de davalının ifade ve beyanlarında alınan paranın büyük bir kısmını bu işçilere elden ve banka yoluyla ödediğini iddia ettiğini, öncelikle davalının dava değeri tutarı kadar mal varlığına ve banka hesaplarına tedbir konulması, kendi emellerine alet etmiş olduğu işçiler ve müvekkilim başta olmak üzere kimsenin mağdur olmaması için yargılamanın ivedi olarak yapılması usul ekonomisi ve kamu yararına olacağını, dava tarihinden itibaren ticari avans faiziyle doğmuş ve doğacak tüm zararların tüm yargılama giderlerinin ve yasal vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemine ilişkindir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. 6100 Sayılı HMK. 2. Maddesi uyarınca; değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisi yönünden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, “ticari iş” ve “ticari dava” birbirinden farklı kavramlar olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Somut olayda uyuşmazlık tazminat istemine ilişkindir. Dava, konusu itibariyle ticari dava niteliğinde değildir. Bu durumda, eldeki davanın asliye ticaret mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin tacir olması zorunludur. Davacı her ne kadar tacir ise de davalı böyle bir sıfata haiz değildir. Şu durumda eldeki davada uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan söz edilemeyecek olup 6100 Salıyı HMK. 2. Maddesi uyarınca; davada bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkememizce görev yönünden davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK’nın 114. maddesi delaletiyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine,
Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince esas hükümle birlikte nazara alınmasına,
Dair dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.