Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/802 E. 2021/884 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/802 Esas – 2021/884
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/802 Esas
KARAR NO : 2021/884

BAŞKAN : …
KATİP :…

DAVACI : …
DAVALI :…

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 25/05/2018 tarihli maili ile 25/05/2018 tarihi itibariyle piliç ayağı alımı ton fiyatını tek taraflı olarak 750,00 USD’den 400,00 USD’ye indirdiğini bildirmesi, 19/06/2018 tarihli mailde de taleplerine olumlu cevap verilmediği için 01/06/2018 tarihinden sonra müvekkilinin 750,00 USD üzerinden düzenlediği faturalar için fark faturası düzenleyerek fiyatı tek taraflı olarak 400,00 USD olarak işleme aldığını bildirmesinin müvekkili şirketin ciro kaybına yol açtığını, 21/06/2018 – 07/11/2018 tarihleri arasında 750,00 USD yerine 400,00 USD’den faturalandırılan 588.368 kg mal nedeniyle 1.142.168,69 TL + KDV ciro kaybı yaşandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi zararın 07/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın açıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tavuk ayağının fiyatının sürekli değişkenlik gösterdiğini, bu nedenle tarafların gerekli olduğu, herhangi bir periyoda bağlı olmaksızın tavuk ayağı fiyatlarını güncellediklerini, karşı davacının belirttiği tarihte de tavuk ayağı fiyatlarının revize edildiğini ve taraflarca 400,00 USD/ton olarak belirlendiğini, fiyat güncellemesi yapıldıktan sonra karşı davacının 4 adet faturayı 750 USD’den kesmesi ve müvekkilince 400 USD/tonu aşan kısım için iade faturası kesilmesinin taraflar arasındaki fiyatlandırmanın 400 USD/ton olduğunu gösterdiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; ciro kaybı iddiasına dayalı alacağın tazmini isteğine ilişkindir.
Mahkememizin 2021/441 esasına kayıtla davalı tarafından 26/07/2021 tarihinde tazminat davası açıldığı, işbu davanın 27/08/2021 tarihinde karşı dava olarak açıldığı ve 29/12/2021 tarihinde tefrik edilerek mahkememizin 2021/802 esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”, aynı kanunun 23. Maddesinde “6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. …” düzenlemesinin yer aldığı, yine aynı kanun 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
İş bu davada; ciro kaybı iddiası ile şimdilik 10.000,00 TL alacak talebinde bulunulduğu, bu haliyle arabulucuya başvurulması zorunlu davalardan olduğu anlaşılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Davacı vekili 29/12/2021 tarihli oturumda; dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığını bildirmiştir.
Zorunlu arabuluculuğun yürürlüğe girdiği 01/01/2019 tarihi ve davacının dava ikame tarihi olan 27/08/2021 tarihi, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 29/12/2021 tarihli oturumdaki beyanı itibariyle davacı tarafça arabulucuya başvurulmadığı, başvuru yapılmadan işbu davanın açıldığı anlaşılmakla, bu haliyle zorunlu arabuluculuk prosedürü tamamlanmadan açılan işbu davanın TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
Davacı şirket TMSF tarafından atanan yönetim kurulu tarafından yönetilmekle harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından bu davaya ilişkin yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup A.A.Ü.T. 7/2 maddesi gereğince maktu 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi. 29/12/2021

Başkan …

Katip …