Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2022/566 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/794
KARAR NO : 2022/566

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. …….

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; … Reklam … Ltd. Şti.’nin 09/09/2016 tarihinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil edilerek kurulduğunu, kurucu ortakların %50 payla davacı, %50 payla dava dışı … olduğunu, esasen kuruluştan itibaren davalı …’in de şirket ortağı olduğunu ancak kuruluş aşamasında resmi bir ortaklığının olmadığını, şirket kurulmadan önce davacının Kosgeb girişimcilik belgesinin bulunduğunu, davalı şirket kurulduğunda da davalı şirket üzerinden hibe alınmasının söz konusu olduğunu, davalı …’in davacıyı “senin buradan alacağın hibe, benim koyacağım sermaye ve Begil’in müşteri çevresi ile ciddi işler yapabilir, büyük paralar kazanabiliriz…” şeklindeki vaatlerle davacıyı bu şirketi kurmaya ikna ettiklerini, şirket kurulduktan ve faaliyete geçtikten sonra, davacı yeni baba olup ev kredisine girdiği ve ihtiyaçlarının söz konusu olup, bu harcamalarını karşılayabilmek için 06 BT 8958 plakalı Volvo S-40 marka model aracını sattığını, davacının bila bedel davalı şirketin tüm işini yapmakta olduğunu, davalı …’in resmi ortak olmasa da şirketin finansal kontrolünün kendisinde olduğunu, davalı şirket adına Kosgeb’e hibe başvurusu da gerçekleştirildiğini ve 2017 yılının şubat ayında hibenin ilk ödemesinin de davalı şirkete gerçekleştirildiğini, dava dışı …’nın davalı şirket ortaklığından ayrıldığını ve hisselerinin tamamını davalı …’e devrettiğini, aynı devir ile birlikte davalı …’in, davacı hisselerinin bir kısmını da devraldığını, böylece mevcut hali ile 50 pay üzerinden şirketin 15 payının davacıya, 35 payının davalı …’e ait hale geldiğini ve resmi olarak kontrolü ve yönetimi ele aldığını, devir karşılığında davalı …’in davacıya bedel vermediğini, davalı şirketin para kazandığını ancak davacıya, aldığı ve hayatını idame ettirmeye dahi yetmeyen cüzi bedeller dışında hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı … ve davacı arasındaki anlaşmazlığın da iyice gün yüzüne çıkmaya başladığını, şirketin tüm iş yükünün davacıda olduğunu ancak bu işlerden kazanılan tüm paranın davalı …’e gittiğini, ortaklığın bu şekilde aslında fiilen devam edemeyecek olmasına rağmen, davacının, bu durumun düzeleceği umuduyla ses çıkarmayarak çalışmayı sürdürmesi ile devam ederken davalının Coşkun Özel adındaki arkadaşının davalı şirkete geldiğini, bu kişinin o dönemde İdasu Turz. … A.Ş.’nin genel müdürü olduğunu, davalı şirketin toplam 491.808,62 TL tutarında İdasu’ya fatura kestiğini, bu fatura bedelinin 383.136,00 TL kısmının ödendiğini, davalı …’in 26/03/2019 tarihinde kendi şahsi hesabından Coşkun Özel’in şahsi hesabına 30.000,00 TL gönderdiğini, davalı şirketin bakiye alacağı için İdasu aleyhine Edremit İcra Müdürlüğünün 2019/7935 sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, borçlu olmadığının tespiti için Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/550 esasına kayıtla menfi tespit davası açıldığını, Coşkun’un … Reklama yaptırdığı işlerin %100 fahiş fiyatla yaptırıldığını ve Coşkun Özel’in genel müdürlükten azledildiğini, davalı …’in şirketin hakim hissedarı ve tek yetkilisi olmasından doğan gücünü bu şekilde kullanırken, davacı ile arasında doğan ihtilafı da farklı şekilde lanse etmek için girişimlerde bulunmaya başladığını, davalı tarafça Ankara 38. Noterliğinden keşide edilen 13/12/2019 tarihli ihtarnameye verilen cevabi ihtarda şirkete gelmeme sebebinin şirketin anahtarının Özen tarafından değiştirilmesi olduğunun belirtildiğini, davacının aldığı ve iade etmediği bir avansın olmadığını, Kosgeb tarafından hibe ile alınan malzemelere davalıların el koyduğunu, davacının uhdesindeki demirbaşların 21/11/2019 tarihli tutanakla davalı …’e teslim edildiğini, nihayetinde davacının, resmiyette gözüken ortaklığı dışında davalı şirketle hiçbir bağının kalmadığını, 05/05/2020 tarihli ortaklar kurulu toplantısında davalı …’in davalı şirketin adresini kendi ikametgah adresine aldırdığını, şirketin normalde faaliyet gösterdiği adresin kapandığını, şirketin demirbaşında bulunması gereken tüm malzemelerin, Kosgeb desteğiyle alınan demirbaşlar, araç, şirketin tüm mal varlığının elden çıkartıldığını belirterek TTK’nın 636/4 maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, bu talebin reddi halinde davacının davalı şirket ortaklığından ayrılma akçesi ödenmesi suretiyle çıkmasına, ayrılma akçesi olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline, her halükarda davalı şirketin kuruluşundan bu yana dağıtması gereken kâr payının, bilirkişi incelemesi ve tahkikat aşamasıyla tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı … yönünden, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi isteğinde bulunduklarını, kabul edilmemekle birlikte davacının belirttiği alacakların zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak da, davacı tarafın pay devri karşılığında herhangi bir bedel almadığını iddia ettiğini, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında 09/09/2016 tarihinde düzenlenen protokolde bu hususun mevcut olduğunu, kendisine ait aracı sattığını iddia ettiğini, bu durumun şirketle bir ilgisi olmadığını, Kosgeb girişimcilik belgesi ile hibe desteği alındığını belirttiğini, ilgili hibe desteğine ilişkin tüm kayıtların şirket kayıtlarında bulunduğunu, bu konuda herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığını, Kosgeb’den dolayı herhangi bir zararın da bulunmadığını, davalının dava dışı …’ya 160.000,00 TL ödeme yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, şirketin aktif ve pasiflerinin toplamının pay devrinin yapıldığı tarihte davacının iddia ettiği bedellerde olmasının imkansız olduğunu, davacı şirketçe kâr payının dağıtılması için genel kurulda herhangi bir karar alınmadığını, davacının şirketten alacağının bulunmadığını, aksine şirkete borcu olduğunu, davacının, davalı … ile Coşkun Özel arasındaki ticari işe ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, … ile Coşkun Özel’in arkadaş olup, aralarında borç alacak ilişkisinin bulunduğunu, İdasu Turz. … A.Ş. unvanlı şirket arasında yapılan işte usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de, bu iddianın da asılsız olduğunu, İdasu … A.Ş.’ye kesilen faturalarda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, tüm bu faturaları davacının kendisinin düzenlediğini, İdasu A.Ş.’ye yapılan işin standart bir iş olmayıp tüm işlerin tamamının firmaya özel olarak üretildiğini, bu nedenle piyasa fiyatları ile değerlendirilemeyeceğini, dava dışı Coşkun Özel hakkında herhangi bir mahkumiyet, soruşturma veya cezanın söz konusu olmadığını, sadece şirket için inceleme yapılacağına dair karar bulunduğunu, davacının taahhüt ettiği sermayenin 10.000,00 TL’sinin ödenmediğini, şirketin dağıtılacak bir kâr payının bulunmadığını ve bu yönde alınmış bir karar da bulunmadığını, şirketin içinde bulunduğu maddi sıkıntılar ve pandemi nedeniyle adresini taşımak zorunda kaldığını, şirketin fesih edilmesine yönelik hiç bir neden bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; TTK’nın 636/4 maddesi uyarınca davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine, olmadığı taktirde TTK 638/2 maddesi uyarınca ayrılma akçesi ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkma ve kâr payı alacağının tahsili isteğine ilişkindir.
Edremit İcra Müdürlüğünün 2019/7935 sayılı takip dosyası, Edremit 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/550 esas sayılı dosyası, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2020/9269 sayılı takip dosyası, Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2018/7839 sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden davalı şirketin son 5 yıl içinde adına kayıtlı araç olup olmadığı, var ise bu araca ilişkin tüm satışa ilişkin belge örneklerinin celbi için yazı yazılmış ve sonrasında Noterler Birliğine bu hususta yazı yazılmış, Garanti Bankası’na davalı şirket ile …’in hesap hareket dökümleri ve Akbank …Ş.’ye davalı … adına kayıtlı hesapların hesap hareketlerini gösterir hesap dökümlerinin celbi için yazı yazılmış, taraf vekilleri tanık deliline dayanmışlar, davanın niteliği ve tanık dinletme konu içeriği itibariyle taraf tanıkları dinlenmiş, dosya üzerinde ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tahkikat safhası tamamlanmıştır.
Dosya kapsamından; davalı şirketin toplam pay sayısı 50 olup, 15’inin davacıya, 35’inin davalı …’e ait olup, davalı … aynı zamanda şirketin yetkili temsilcisidir.
Davacı taraf; ortağı olduğu davalı şirketin TTK’nın 636 maddesi uyarınca fesih ve tasfiyesine, davacının parasal haklarının ödenmesine, fesih talebinin reddi halinde şirket ortaklığından ayrılma akçesi ödenmek suretiyle çıkmasına ve kâr payı alacağının tahsili isteğinde bulunmakta, davalı taraf; feshi gerektirir haklı sebebin oluşmadığı, davanın reddi gerektiği savunmasında bulunmaktadır.
Davalı …’e karşı açılan dava ile ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre, dava, şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı taktirde ayrılma akçesi ödenerek ortaklıktan çıkma ve kâr payı alacağının tahsili isteğine ilişkin olup, davanın şirkete karşı açılması gerektiği ve şirketin işbu davada davalı olduğu, şirket yetkilisi olan davalı …’e bu davada husumet düşmeyeceği anlaşılmakla davalı …’e yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK’nın 636/3 hükmüne göre “haklı sebeplerin varlığında her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına, veya duruma uygun düşen veya kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir…” hükmünün düzenlendiği, bu maddeye dayalı olarak şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilebilmesi için şirketin feshini haklı gösterecek ölçüde haklı sebebin var olduğunun kanıtlanması gerekmektedir.
Davacı taraf, haklı sebep olarak dava dilekçesinde bir kısım iddialarda bulunmuş olup, iddiaların değerlendirilmesinde;
Davalıya satılan pay bedellerinin davalı tarafından kendisine ödenmemiş olduğu iddiasına ilişkin olarak; bu iddia içeriği itibariyle alacak davasına konu olabilecek nitelikte olup, haklı sebeple fesih davasında önem taşımadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun işbu davada değerlendirilecek hususlardan olmadığı,
Davacıya maaş ödenmediği iddiası ile ilgili olarak; limited şirketlerde ortakların, ortak sıfatıyla şirketten düzenli maaş vesaire alma haklarının bulunmadığı, ortağın mali hakkının genel kurulda kâr dağıtımı kararı verilmesi durumunda kâr payı hakları olup, davacının maaş almamış olmasının şirketin feshini gerektirir haklı bir sebep oluşturmadığı,
Davacıya kâr payı ödenmediği iddiası ile ilgili olarak; dosya kapsamı itibariyle davalı şirketin kuruluşundan bu yana hiç kâr dağıtım kararı almamış olduğu, uzun süredir kâr payı alamama durumunun haklı sebep teşkil edebilecek ise de, bu durumun oluşabilmesi için öncelikle ortağın kâr payı alma hakkına kavuşabilmesi amacıyla haklarını tüketmiş olması, genel kurulun toplanması için çaba sarf etmesi, genel kurulda kâr payı dağıtmama kararı verilmişse bu karara karşı iptal davası açması gerektiği, dava konusu olayda bu yönde bir girişimin bulunduğunun kanıtlanamadığı,
Davalı şirketin dava dışı İdasu Turz. ve İşletmecilik Tic. A.Ş. ile yaptığı işlemlerin usulsüz olduğu iddiası ile ilgili olarak; bu iddianın kanıtlanması durumunda müdürün azli için yerinde olabilecek haklı bir sebep olup, şirketin feshi için haklı bir sebep niteliği taşımadığı, davalı şirket yetkilisinin dava dışı başka bir şirkete yüksek maliyet üzerinden satış yaptığı iddiasının şirketin feshini gerektirir haklı bir sebep oluşturmadığı,
Davalı şirketin otomobilinin satılmış olduğu iddiası ile ilgili olarak; bu iddianın da müdürün azli talebi için değerlendirilecek hususlardan olduğu, şirketin feshini gerektirir haklı bir sebep oluşturmadığı,
Davalı şirketin kilitlerinin değiştirildiği iddiası ile ilgili olarak; dosya kapsamı itibariyle davalı şirket müdürünün şirketin kilitlerini değiştirmiş olduğu, anahtarını davacıya vermediğinin iddia edildiği, davalı tarafça da bu hususun kabul edildiği gibi tanık beyanı ile de bu hususun teyit edildiği, şirketin feshini haklı kılacak sebepler arasında ortaklar arasında çıkan ve şirket işleyişini felç edecek nitelikteki anlaşmazlıklar, bir ortağın diğer ortağı şirkete sokmaması, şirket ofisinin kilitlerinin değiştirilmesi … gibi durumların örnek olarak gösterilebileceği, şirket ofisinin kilitlerinin değiştirilmiş olduğu hususunun sabit olduğu, bu durumun haklı sebep oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Limited şirketlerde şirketin, haklı sebeple feshine karar verilebilmesi için feshin son çare olması gerektiği, TTK’nın 636.maddesinin 3.fıkrasında fesih yerine davacı ortağın şirketten ayrılmasının mümkün olduğu durumlarda öncelikle bu çözümün değerlendirilmesi gerektiği, ancak, bilirkişi heyeti raporunda da açıklandığı üzere ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketin aktifine kayıtlı olan menkul, gayrimenkul, taşıt, demirbaş vb. varlığının olmadığı, 2020 ve 2021 yıllarında ticari faaliyette bulunmadığı, bu yılları zararla kapattığı, ayrılma akçesi olarak herhangi bir ödeme yapılamayacağı, haklı sebep durumu da oluşmakla davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı şirkete yönelik kâr payı alacağı davası ile ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; limited şirketlerde kâr payı hakkından söz edilebilmesi için genel kurulda kâr payı dağıtılmasına ilişkin geçerli bir karar alınmasının zorunlu olduğu, davalı şirketin kuruluşundan bu yana genel kurulda hiçbir kâr dağıtım kararı almadığı, kâr payı hakkının doğmadığı anlaşılmakla kâr payı alacağına yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirkete yönelik davalar fesih tasfiye ve kâr payı alacağı davası olup, kabul ve ret durumları da gözetilerek yargılama gideri oranı takdiren %50 kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’e yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davacının davalı şirkete yönelik davasında;
a)Davalı şirkete yönelik fesih tasfiye davasının kabulü ile, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak mali müşavir Latife Yazıcı Yalçınkaya’nın atanmasına, tasfiye memuruna aylık 1.000,00 TL ücret takdirine, ücretin depo edilen miktardan karşılanmasına,
b)Davacının kâr payı davasının reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davalı … Reklam Tanıtım Tasarım Org. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan ve davalı … hakkında yapılan yargılama giderleri çıktıktan sonra kalan aşağıda dökümü yazılı 2.277,30 TL yargılama giderinin takdiren %50’si olan 1.138,65 TL’sinin davalı … Reklam Tanıtım Tasarım Org. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı … Reklam Tanıtım Tasarım Org. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 23,00 TL vekalet tasdik harcından ibaret yargılama giderinin takdiren %50’si olan 11,50 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş kabul edilen fesih ve tasfiye davası yönünden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … Reklam Tanıtım Tasarım Org. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … Reklam Tanıtım Tasarım Org. San. ve Tic. Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirmiş olup reddedilen kâr payı alacağı davası yönünden A.A.Ü.T 13/2 maddesi uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olup 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı iş ve duruşma yoğunluğu nedeniyle oy birliğiyle verilen kararın hüküm özeti açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Yargılama Gideri Dökümü
Davacı
Posta Gideri : 146,70 TL
Vekalet Harcı : 8,50 TL
Bilirkişi Ücreti : 2.000,00 TL
Dosya Kapağı Masrafı : 3,50 TL
Başvurma Harcı : 59,30 TL
Peşin Harç : 59,30 TL
+
TOPLAM 2.277,30 TL