Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/758 E. 2021/826 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/758 Esas – 2021/826
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/758
KARAR NO : 2021/826

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …..
DAVALI : …..
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.05.2021 tarihi saat 11.15’de,…. plakalı araca, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda yer alan borçlunun beyanına göre “…el freni koptuğu…” için çarpttığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkili şirket tarafından sigortalısına ekspertiz raporu doğrultusunda ödemeler yapıldığını, kusur oranı (%100) doğrultusunda 14.818,84 Türk Lirası davalıdan talep edildiğini, Davalı İbrahim Bayar’ın ödeme yapmaması üzerine Ankara …… İcra Müdürlüğü’nün 2021/13245 E. Sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, davalının süresi içerisinde itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalının icra takibine itirazı, hukuki mevzuat, yargı kararları ve maddi vakıalar karşısında açıkça haksız olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde müvekkil şirkete borcu bulunmadığını belirterek borca ve ferilerine itiraz ettiğini, halbuki, maddi vakıanın, kazanın gerçekliği, kaza neticesinde maddi zarar meydana geldiğini, bu zararın müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, davalının kendi beyanı ile kusur oranı olan %100’ünün davalıdan talep edildiğini, fazlaya ilişkin ve her türlü hukuki haklarımızı saklı tutarak;
Ankara ….. İcra Dairesi 2021/13245 E. Sayılı dosyasına yapılan haksız itirazların iptaline, tüm alacaklar yönünden takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle alacağın yüzde yirmi (%20)’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri, dava şartı arabuluculuk ücreti ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDERİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketinin kasko edene ödemiş olduğu bedelin halefiyet yoluyla tahsili istemi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. 6100 Sayılı HMK. 2. Maddesi uyarınca; değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisi yönünden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, “ticari iş” ve “ticari dava” birbirinden farklı kavramlar olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının ve davalının tacir olmadığı(Uyaptan edinilen vergi kaydına göre davalı ve davacının sigortalısı tacir değildir. Yine Ticaret Sicil sorgusuna göre de davalının ve davacının sigortalısının ticaret sicil kaydı da bulunmamaktadır.) ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince esas hükümle birlikte nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim …..
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.