Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/733 E. 2022/293 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/733 Esas – 2022/293
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/733
KARAR NO : 2022/293

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI :…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.03.2017 tarihinde… sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … Bulvarı Saltoğlu Angora Cadde ışıklı kavşağında Angora evleri istikametine doğru seyir halinde iken kendisine kırmızı ışık yanan yerde kırmızı ışık ihlali yaparak geçiş yaptığını ve müvekkili … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarparak yaralanmalı kazaya sebebiyet verdiğini, … plakalı aracın ruhsat kaydının…’a ait olduğunu, kazada … plakalı aracın kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanağı tanzim edildiğinde müvekkilinin yaralandığını, davalı…’ın kırmızı ışık ihlali ve alkollü şekilde araç kullanma dolayısı ile kazada %100 kusurlu olduğunu, davacının yaralanmasına rağmen ilgilenmeyip kaza yerini tutanak sonrası terk ederek hastane süreci ile ilgili hiçbir girişimde bulunmadığını, davacının kaza sonrası ambulans ile derhal hastaneye kaldırıldığını, aracının pert olduğundan çekildiğini, davacının çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldiğini, ilk muayenede en az 45 gün yatarak tedavi edilmesi gerekliliğinin rapor altına alındığını, devam eden tedavi sürecinde davacının yaklaşık bir yıl aralıklarla yatarak fizik tedavi ile hayatını idame ettirmeye çalıştığını, mesleğinin restoran işletmeciliği olduğunu, günde en az 12 saat ayakta çalıştığını, kaza sonrası ciddi iş kaybı olduğunu ve uzun bir süre çalışamadığını, çalışmaları esnasında ciddi sıkıntıları bulunduğunu, sosyal hayatını etkilediğini, müvekkilin aracını kullanamamasından doğan 100,00-TL (yüztürklirası) zarının da ödenmesini, aracın kaza sonucu perte çıktığını, sigorta şirketinin araçta meydana gelen
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.
hasardan sorumlu olduğunu, arabuluculuk sonucu taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek 10,00TL tedavi gideri, 10,00-TL İş gücü kaybı, 10,00-TL Maddi Tazminat 10,00-TL Manevi Tazminat, 10,00-TL ara hasar bedeli olmak üzere toplamda 50,00-TL zararının, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla davalıdan dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı… Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun ticari bir işten kaynaklandığını, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, kanunda öngörülen başvuru şartı gerçekleşmediğini, davalı şirketin temerrüde düşmesi söz konusu olmayacağını, miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getiremeyeceğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme için öngörülen sürenin dolmuş olması gerektiğini, … plakalı aracın davalı şirkete, 08.02.201-08.02.2018 Tarihleri arasında 147834448 numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ölüm/daimi sakatlık halinde kişi başına azami 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, maddi hasar bakımından limitlerinin 33.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk olmadığını, davacının hızını aracının ve trafik koşullarının gerektirdiği şekilde ayarlamayarak kazanın oluşumuna doğrudan etki etmiş olup asli kusurlu olduğunu, davalı şirkete sigortalı aracın kusur oranının tespiti için dosyanın varsa savcılık/ceza dosyası evraklarının da temini ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınması gerektiğini, davacının kaza esnasında kask ve koruyucu kıyafet kullanıp kullanmadığı konusunun araştırılması gerektiğini, davacının kask, koruyucu kıyafet vb. gibi güvenlik önlemlerini almaksızın yolculuk yapmakla müterafik kusurlu duruma geldiğini, davacı yana SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti için ilgili Sgk İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması gerektiğini, dosyanın aktüer sıfatına haiz bir bilirkişiye tevdii ile tazminat hesaplanmasının yaptırılmasını talep ettiklerini, tazminat hesabı yapılırken yargı kararları ile de kabul gören TRH 2010 hayat tablosunun kullanılması gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatı belirlenirken vergilendirilmiş gelir yoksa asgari ücret baz alınması gerektiğini, davacıya araç hasarı bakımından yapılan eksper incelemesi neticesinde 9.900,00 TL ödeme yapıldığını ve zararı karşılandığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin değil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağını, Asliye Ticaret Mahkemelerinin tüm ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunun düzenlendiğini, kazada davacının da kusuru bulunduğunu, kazada davalının kendisine hitaben kırmızı fasılalı şekilde yanan trafik ışıklarını dikkate alarak yolun sağını ve solunu kontrol ettiğini, dikkatli bir şekilde kavşağa giriş yaptığını, davacı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin kendisine hitaben sarı fasılalı şekilde yanan trafik ışıklarını dikkate alıp yavaşlaması gerekirken kural ihlali yaparak hızlı bir şekilde davalının sevk ve idaresindeki aracın sağ tarafından geçtiğini, kazaya sebebiyet verdiğini, davacının iddia ettiği şekilde kırmızı ışık ihlali yapmadığını, ışıklar fasılalı bir şekilde yanmakta iken davalının kontrollü bir şekilde geçiş yaptığını, bu hususun trafik kaza tutanaklarının… 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/642 E. Sayılı dosyasında mevcut olduğunu, davalının alkol muayenesinde 1.3 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, kazanın meydana gelme sebebi ile davalının alkollü olması arasında illiyet bağı olmadığını,
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.
promil seviyesinin yasal sınırın üzerinde olmasında tüm kusuru davalıya atfetmenin doğru olmadığını, mahkemece Trafik İhtisas Kurulu’ndan kusur raporu aldırılarak konusunda uzman bilirkişilerce kazanın oluş şekli, davacının kusurlu davranışı, müterafik kusurunun olup olmadığı, hava şartları, kazanın gece vakti meydana gelmiş olması olguları bir arada değerlendirilerek kusur oranları belirlenmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsüne kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığından ve alkollü araç kullandığından asli, karşı araç sürücüsüne kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından tali kusur verildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonunca hükme esas alınan bilirkişi raporunda araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, karşı araç sürücüsünün, %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, kazanın sigortalı araç sürücüsünün münhasıran alkollü olmasından meydana gelmediğinin ifade edildiğini, kazanın meydana gelmesinde salt alkolün etkisinden söz edilemeyeceğini, davacının geçici iş göremezlik zararının geçici iş göremezlik belgesinin düzenlendiği sürelerle sınırlı olarak SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu bulunmadığını, davacının kaza sonrası geçirmiş olduğu tedavilere ilişkin giderlerin SGK’dan istenmesi gerektiğini belirterek, usule ilişkin itirazlarının kabulünü, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 04/03/2017 tarihinde meydana gelen ve davacının yaralanması ile sonuçlanan kazada; yaralanmasının dava konusu trafik kazası ile ilgili olup olmadığı, kusur durumu, zararın doğmasında veya artmasında davacının müterafik kusuru olup olmadığı, davadan önce sigorta şirketine başvuru koşulunun yerine getirilip getirilmediği, talep edilen zarar kalemlerinin sigorta poliçesinde teminat altına alınıp alınmadığı, talep edilecek tazminatın tutarı faizin türü ve başlangıç tarihinin ne olduğu konularına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin Esas No: 2020/400, Karar No: 2021/363 sayılı 28/09/2021 tarihli kararı ile göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmış ve mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili ve davacı mahkememizde devam eden yargılama oturumlarına katılmamış, davalı… vekili tarafından davayı takip ettiklerini, yargılama oturumlarında belirttiği anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının… 31. Asliye Ceza Mahkemesinin talebi üzerine vermiş olduğu Adli Tıp Raporu ile davacı yönünden grafilerinin kurulda yapılan incelenmesi sonucu kemik kırığı tespit edilmediği, olay tarihinden 2 ay sonra saptanan sağ baldır kas lifi lüptürünün olay ile illiyetinin kurulamadığı, yüzeysel yumuşak doku yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı, yüz sınırları içerisinde cilt bütünlüğünü bozan travmatik lezyon tarif edilmediğinden yüzde sabit iz tayinine mahal olmadığını belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu… Adli Tıp Grup Başkanlığı, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 07/04/2022 tarihli raporu ile dava konusu olaya ilişkin olarak davalı sürücü…’ın %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nin ise %25 oranında kusurlu olduğunu belirten raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; davanın 04/03/2017 tarihinde meydana gelen ve davacının yaralanması ile sonuçlanan kazada; yaralanmasının dava konusu trafik kazası ile ilgili olup olmadığı, kusur durumu, zararın doğmasında veya artmasında davacının müterafik kusuru olup olmadığı, davadan önce sigorta şirketine başvuru koşulunun yerine getirilip getirilmediği, talep edilen zarar kalemlerinin sigorta poliçesinde teminat altına alınıp alınmadığı, talep edilecek tazminatın tutarı faizin türü ve başlangıç tarihinin ne olduğu konularına ilişkin olduğu anlaşılmış, davacı vekili dava dilekçesi ile sigorta şirketinin araçta meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu,
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

arabuluculuk sonucu taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek 10,00TL tedavi gideri, 10,00-TL İş gücü kaybı, 10,00-TL Maddi Tazminat 10,00-TL Manevi Tazminat, 10,00-TL ara hasar bedeli olmak üzere toplamda 50,00-TL zararının, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla davalıdan dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkememizde devam eden yargılama oturumlarına davacı vekilinin katılmadığı, davacının da gelmediği, herhangi bir beyan dilekçesinde bulunmadıkları, davalı… vekili tarafından davanın takip edildiği değerlendirilmiş, davacı … hakkında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının… 31. Asliye Ceza Mahkemesinin talebi üzerine vermiş olduğu Adli Tıp Raporu ile davacı yönünden grafilerinin kurulda yapılan incelenmesi sonucu kemik kırığı tespit edilmediği, olay tarihinden 2 ay sonra saptanan sağ baldır kas lifi lüptürünün olay ile illiyetinin kurulamadığı, yüzeysel yumuşak doku yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı, yüz sınırları içerisinde cilt bütünlüğünü bozan travmatik lezyon tarif edilmediğinden yüzde sabit iz tayinine mahal olmadığını belirten raporun sunulduğu anlaşılmış, 6100 sayılı HMK 114. Maddesi dava şartlarını düzenlemekte olup, 115. Madde ile mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır şeklinde belirtildiği, yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporları da değerlendirildiğinde davacı yönünden hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan davanın 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşagıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafça davalılar aleyhine açılan davanın 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
İşbu dava nedeniyle alınması gerekli 80,70-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Adli Tıp Kurumu… Adli Tıp Grup Başkanlığı, Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 736,80-TL miktarlı faturası davalı … vekili tarafından Adli Tıp Kurumu döner sermaye işletmesinin … Şubesine yatırıldığı anlaşılmakla, 736,80-TL fatura ücreti yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı…’a verilmesine,
Davalılar davada kendilerini vekille temsil ettirmiş olup AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair Davalı… Vekili Av. … Davalı… Sigorta A.Ş. Vekili Av. … yüzüne karşı dava değeri istinafa başvuru sınırı olan 8.000,00 TL’nin altında olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 341/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim…
¸e-imzalıdır.