Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/72 E. 2021/150 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/72
KARAR NO : 2021/150

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 09/11/2011 günü müvekkillerinin desteği … yönetimindeki … plakalı otomobil aracıyla Diyarbakır İlinden Viranşehir İlçesine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybedip devrilmesi sonucu araç sürücüsü …’ın vefat ettiğini, kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda müteveffa araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğinin kazaya karışan … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, olay nedeniyle davacıların murisin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek her bir davacı için 500,00 er TL’den toplam 2.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili müvekkillerin yargılama giderlerini karşılayacak maddi güçlerini olmadığını belirterek fakirlik belgesi uyarınca adli müzaheret kararı verilmesini istemiştir. Mahkememizce 05/05/2014 tarihinde davacılar vekilinin adli yardım isteminin kabulüne, tebligat ve müzekkere masraflarının ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili 10/04/2015 tarihli ıslah dilekçesinde tazminat tutarını davacı…. için 14.069,89 TL’ye, … için 10.507,78 TL’ye, …. için 18.744,82 TL’ye, … için 48.201,80 TL’ye yükselttiklerini belirtmiştir.
DAVAYA CEVAP :
Davalı … şirketi vekili davaya cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur oranı ile sınırlı olduğunu olayda müteveffa araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu destek tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmelerinin mümkün olmadığını, sürücüye ait kusurun yansıma yoluyla mirasçılara geçtiğini, TBK 52/2 md. Uyarınca tazminatın sürücünün kusuru oranında indirilmesi gerektiğini dava konusu olayda davacıların miras bırakanının kullandığı araçla tam kusurlu olarak meydana gelen kazada ölümü nedeniyle davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatında işletenin, dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenmiş sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını sigorta şirketinin sorumluluğunun işletenin sorumluluğuyla sınırlı olduğunu, davacıların işletene müracaat haklarının olmadığı bir yerde sigorta şirketininde sorumlu kılınamayacağını, tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını, davacılara dava tarihinden önce tazminat ödemesi yaptıkları için müvekkili şirketin sorumluluğu kalmadığını, avans faizi talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Açılan dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.
Mahkememizin 29/09/2015 tarih, Esas No: 2014/1120, Karar No: 2015/598 sayılı kararında; bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacılara ödenecek tazminat tutarı belirtilmiş olup buna göre davacı … için 48.201,80 TL, davacı … için 10.507,78 TL, … için 14.069,89 TL, davacı … için 18.744,82 TL tazminat hesabı yapılmış olup bu tutar üzerinden davanın kabulüne bu tutara davalı tarafından ilk ödemenin yapıldığı tarih olan 23/03/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair karar verilmiş ve açılan davanın kabulü ile, davacı eş … için 48.201,80 TL, davacı … için 10.507,78, davacı … için 14.069,89 TL, davacı … için 18.744,82 TL olmak üzere toplam 91.524,29 TL tazminatın 23.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Kararın temyizi üzerine temyiz incelemesi yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/5222 esas, 2018/901 karar sayılı bozma ilamı ile somut olayda, mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda, 23/03/2011 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olup gerekçeli kararda ise 23/03/2012 tarihinden itibaren faize hükmedildiğinin anlaşıldığı, bu durumun HMK’nın 294/3 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar verildiği bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği açıklanmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları incelendiğinde davacı … için 137.611,24 TL, davacı … için 27.013,12 TL, davacı … için 30.809,40 TL, davacı … için 37.642,71 TL toplam zarar hesap edilmiş, davalı … şirketi tarafından dosyaya sunulan hasar dosyasındaki belgelere göre … için 68.976,90 TL, … için 14.170,15 TL, … için 12.672,45 TL, … … için 12.656,33 TL olmak üzere toplam 108.475,71 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı ve bu miktarın 29.03.2012 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından söz konusu ödemelerin ödeme tarihi ile hesap tarihi arası işlemiş faizi ile birlikte güncellenmiş haliyle mahsubunun yapıldığı, buna göre davacı … İçin 51.096,96 TL, davacı … için 11.138,92 TL, davacı … için 14.914,98 davacı … için 19.869,92 TL karşılanmamış zarar olduğunun, davalı şirketin daha önce 108.475,71 TL ödediğinden bakiye poliçe limiti (200.000 – 108.475,71) = 91.524,29 TL olunca poliçe limitini aştığı, buna göre proporsiyon hesabının yapılması gerektiği belirtilerek, davacı … için 48.201,80 TL, davacı … için 10.507,78 TL, davacı … için 14.069,89 TL, davacı … için 18.744,82 TL kalan bakiye poliçe limiti dahailinde zararın hesaplandığı belirtilmiştir. Davacılar vekili tarafından temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talep edilmişse de dosyada bir başvuru dilekçesinin bulunmadığı, bu nedenle temerrüt tarihi tespit edilemediği, davalı … şirketinin hasar dosyasındaki EFT dekontundan anlaşılacağı üzere ilk ödemeyi 23.03.2012 tarihinde gerçekleştirdiği de anlaşılmakla bu tarihten itibaren yasal faiz işletilerek yukarıda ayrıntılı şekilde belirtilen miktarlar üzerinden, açılan davanın kabulü ile, davacı eş … için 48.201,80 TL, davacı … … için 10.507,78 TL, davacı … için 14.069,89 TL, davacı … için 18.744,82 TL olmak üzere toplam 91.524,29 TL tazminatın 23.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 gün, Esas No:2019/1674, Karar No: 2020/6121 sayılı kararı ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için, ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
Somut olaya bakıldığında; kazada ölen …’ın hak sahibi olan davacılara davalı tarafından 22.03.2012 tarihinde ödeme yapıldığının davalı yanca savunulduğu; davacı tarafın bu savunmadaki ödeme ve tarihine karşı çıkmadığı, sadece yapılan ödemenin yetersiz olduğunu iddia ettiği; davalının anılan tarihte ödeme yaptığının (22.03.2012 tarihli ibraname üzerine) dosyadaki belgelerle sabit olduğu; eldeki davanın ise 29.04.2014 tarihinde açıldığı görülmektedir. Bu itibarla; 22.03.2012 tarihindeki ödeme üzerine düzenlendiği anlaşılan ibranın tarihi ile, ödemenin yetersizliği iddiasına dayanan davanın açıldığı tarih dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; KTK’nun 111/2. maddesi gereği, davacı tarafça davalıya verilen 22.03.2012 tarihli ibranamenin iptali şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve davanın 2 yıllık hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının hükümde tartışılması suretiyle davalının hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. ” şeklinde belirtilerek mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, 09/03/2021 tarihli duruşmada davacılar vekili davalı tarafla anlaştıklarını, davacıların tümü yönünden davadan feragat ettiklerini ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
HMK 309. maddesinin 2. fıkrası uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayıp aynı yasanın 311. maddesi uyarınca da kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Davacılar vekilinin feragati aynı yasanın 309. maddesine uygun olduğundan davanın vaki feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın ıslah suretiyle ödenen 310,00 TL’den mahsubu ile artan 250,7‬0 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
Bozma öncesi kararla davalıdan tahsiline karar verilip bu hususta vergi dairesine yazılan 5.942,02 TL harcın davalıdan tahsilinin yapılmaması, yapılmış ise iadesi hususunda Vergi Dairesine yazı yazılmasına,
Suç üstü ödeneğinden karşılanan 300,00 TL bilirkişi ücreti, 68,00 TL posta ve tebligat gideri toplamı 368,00 TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan 147,10 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile vekalet ücreti alacağından feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmakla; davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair Davacılar Vekili Av. …. yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içeresinde Yargıtay’da Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.