Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/718 E. 2022/109 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/718
KARAR NO : 2022/109

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’nün, müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatif genel kurulunda alınan kararlar doğrultusunda; Mart 2012 – Ekim 2017 dönemine ait aidat alacağı olan toplam 13.600,00 TL şifahi – yazılı ikaz ve ihtarlara rağmen davalı tarafından ödenmediğini, her ortağın, genel kurulda belirlenmiş olan ve kooperatifin amacının gerçekleşmesini sağlayacak aidatları ve öngörüldüğü halde bu bedellerin gecikme bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu, takibe konu icra dosyasında belirtilen aidat alacağının müvekkili kooperatifin ortağı …’nün kooperatif ortaklığından doğan aidat borcu olduğunu, kooperatif ortağının daire ve şerefiye bedelini tamamen ödemesi halinde bile kooperatif mevzuatı ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kooperatif ortağının kooperatif ile karşılıklı olarak mahsuplaşmaksızın istifa etmesi halinde hukuken geçerli ve yeterli bir istifa söz konusu olmayacağını, açıklamak gerekirse; 1163 sayılı Kanunu’nun 10’uncu maddesi uyarınca her ortağın kooperatiften çıkma hakkı bulunmadığını, yine aynı kanunun 13’üncü maddesinde de noter aracılığı ile istifanın şeklinin öngörüldüğünü, yerleşmiş içtihatlar uyarınca konutunu aldıktan sonra istifa edenlerin kooperatiften edindikleri konutun tapusunu iade etmesi şartıyla istifasının geçerli olduğunu, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahi ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi ile çıkmanın hüküm ifade edebileceğinin açık olduğunu, davalı yanca bu zamana kadar kooperatif aracılığıyla edinmiş olduğu tapuyu müvekkile geri vermediğini ve söz konusu durumdan ötürü diğer üyeler gibi tüm hak ve aidat ödeme gibi yükümlülüklerinin devam ettiğinin aşikar olduğunu, kaldı ki kooperatifin iflas aşamasında olduğu bir dönemde iflas dairesine sunulan istifanın herhangi bir hükmü ya da bağlayıcılığı bulunmadığını, kooperatifin tüm yararları ve zararlarının kooperatif üyelerine ait olup tüm üyelerin bu menfaatlere ortak olduklarını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve genel kurullarda alınan kararlar doğrultusunda kooperatif aidatlarına aylık %1,5 faiz uygulanması gerektiğini, her ay tahakkuk eden aidat alacaklarının muacceliyet tarihinin ise bir sonraki ayın ilk günü olduğunun ise su götürmez bir gerçek olduğunu, davanın kabulü ile davalı adına tahakkuk eden Mart 2012 – Ekim 2017 dönemine ait aidat alacağı olan toplam 13.600,00 TL(fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
kooperatif aidat alacaklarının muaccel olduğu tarihlerden(her ay için ayrı) itibaren işleyecek olan aylık %1,5 faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı kooperatifle görüştüğünü ve davacı kooperatif tarafından, davacı koopreatifle … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ile aralarında ki inşaat yapım ve taahhüt sözleşmesinin müvekkiline gösterilerek kooperatife üye yapılmak istediğini, bu sözleşmenin bir örneğinin de müvekkiline verildiğini, bunun sonucunda müvekkili ile davacı kooperatif aralarında yaptıkları sözleşme uyarınca 48.000 TL bedel karşılığında 01.09.2005 tarihinde Ortaklık Senedi ile kooperatife üye olduğunu, müvekkili davacı ile … İnşaat arasında ki sözleşmede ki hükümlere güvendiğini, davacı kooperatifin müvekkilini üye yapmak isterken bahse konu inşaat sözleşmesinde de görüleceği gibi toplam 5 adet etaplı site yapılacağını ve her etabın ayrı olarak yapılacağını ve bunların birbirinden bağımsız olduğunu söylediğini, aynı zaman da Ocak 2007 ayında inşaatın biteceği ve 6 ay içinde de iskan ve kat mülkiyetine geçileceği taahhüdünde bulunduklarını ancak yapılan sözleşmeye hiç bir şekilde uyulmadığını, müvekkili ile beraber E… bölgesindeki tüm üyeler bu işlemlerden dolayı ciddi zararlara uğradıklarını, müvekkili kooperatife olan tüm borçlarını( inşaattan doğan ve diğer borçlarını) zamanında ödediğini, konut alırken ödemesi gereken 48.000TL’yi ödediğini, zaten müvekkilinin 2007 yılında oturuma geçmiş 2010 yılında ise evinin satışını gerçekleştirdiğini, 3 yıl mevcut konutta oturum gerçekleştirdiğini, kooperatif ile ortağı arasında parasal yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıklarda 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi hükmü gereğince zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, bu sürenin borcun muaccel olduğu tarihten başlar.” hükmünden dolayı 29.11.2016 tarihinden önceki tüm borçlar ve bunlara ilişkin faiz miktarlarının zamanaşımına uğradığını,
davacı kooperatifin eylül 2015 ile ekim 2016 (bu ay dahil ) iflas halinde olduğunu, daha sonra ise iflasa gitmelerine sebep olan borcu ödeyip yargıtay’ın 31.10.2016 tarihli kararıyla ihya edildiğini ve 08.03.2017 de tescil ilan olduğunu, bir üst madde de ki anasözleşmenin 85. maddesinin 3. fıkrasına göre iflasın açılmasıyla, kooperatifin dağılmış sayıldığını, dağılan bir kooperatifin aidat toplamasının mümkün olmadığını, söz konusu bilirkişi raporunda ise görüleceği üzere eylül 2015 ile ekim 2016 arasında aidat tahakkuk ettirildiğini, davacı koooperatifin kuruluştan itibaren tüm olağan ve olağanüstü Genel Kurul Kararlarının Davacı tarafından dosyaya sunulmasını, ve aidat niteliğinde olmayan ek ödemelerin tespitini, icra takibinde tarafımıza gönderilen , muavin kayıt defterinde ki zamanaşımına uğrayan kısımla ilgili tespit yapılmasına, müvekkilinin mevcut konutu sattığı için satış tarihinden itibari ile aidat ve diğer tüm borçlardan yeni malikin sorumlu olduğunun tespitinin yapılmasına, davacının alacak talebinin reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 23/02/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, davalı vekili 23/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile feragati kabul ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
HMK 309. maddesinin 2. fıkrası uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayıp aynı yasanın 311. maddesi uyarınca da kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Davacı vekilinin feragati aynı yasanın 309. maddesine uygun olduğundan ve yine aynı yasanın 74. maddesi uyarınca davadan feragate yetkili bulunduğundan davanın vaki feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Feragat nedeniyle davanın reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harçtan 63,19 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 17,51 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Taraf vekilleri leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.