Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/67 E. 2021/753 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/67 Esas – 2021/753
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/67
KARAR NO : 2021/753

HAKİM :….
KATİP : …..

DAVACI : T…..
DAVALILAR : 1…..
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … tarafından davacı idare aleyhine … …Hukuk (İş) Mahkemesinin 2016/172 Esas sayılı dosyası ile açılan davada yapılan yargılama sonucunda 2018/204 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, davacı idare lehine yapılan istinaf kanun yolu başvurusu neticesinde Bursa Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesinin 2018/1750 Esas 2018/1941 Karar sayılı dosyası ile istinaf kanun yolu başvurusunun reddine karar verildiğini ve mahkeme ilamının kesinleştiğini, davacı vekili tarafından kararda davacı lehine hükmolunan alacakların Bursa …… İcra Müdürlüğü’nün 2018/5437 Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyulmuş ve 28/12/2018 tarihinde 14.180,77-TL, davacı İdarece icra müdürlüğünün hesabına yatırıldığını, bu ödemenin yüklenici firma olan davalılardan rücuen tahsili gerektiğini, 11.09/2014 tarih ve 29116 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 8 inci maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112 nci maddesine eklenen ek fıkra ile; “4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan isçilerin kıdem tazminatları; Alt işverenlerin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı iş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir. ” hükmü getirildiğini, 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yayımlanan “Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri de alt İşveren işçilerine hangi koşullarda kıdem tazminatı ödeneceğine ilişkin usul ve esasları ayrıntılı olarak düzenlediğini, davalılar İşçisinin de davacı İdare aleyhine açtığı dava neticesinde lehine hükmedilen kıdem tazminatı ve diğer alacakların ödenmesini talep ettiğini, işçinin talebi kesinleşmiş mahkeme kararına dayandığından cebri icra tehdidiyle karşı karşıya kalmamak için davacı idare tarafından gerekli ödemeler icra müdürlüğünün hesap numarasına ödendiğini, her ne kadar 4857 Sayılı Kanun’un 112. Maddesinde, kıdem tazminatının kamu kurum ve kuruluşlarınca ödeneceği düzenlenmiş ise de, bu hükmün işçinin kıdem tazminatını doğrudan görev yaptığı kamu kurumundan talep edebilmesi bakımından işçi lehine getirilmiş bir hüküm olduğunu, işçiyi istihdam eden, ücretlerini ve primlerini ödeyen alt işverenin, kıdem tazminatından sorumluluğunu ortadan kaldıran bir düzenleme şeklinde yorumlanamayacağından alt işverenin kıdem tazminatı dâhil her türlü işçilik alacağından müteselsil sorumluluğu olduğunu, yükleniciler ile davacı idari arasında imzalanan idari ve teknik şartnameler, işin yapılmasına ilişkin genel ve teknik hususları içeren metinler olup sözleşmenin eki niteliğinde olan şartnamelerde, yüklenicinin hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak düzenlendiğini, nitekim ekte sunulan idari ve teknik şartnameler ve sözleşmeler incelendiğinde kıdem tazminatı ödemesinden de yüklenici firmaların sorumlu olduğunun görüleceğini, bu sebeplerle idare tarafından davalıların işçisi …. ’ ye yapılan ödemelerin davalılardan rücu edilmesi gerektiğini, davalı firmaların, nezdlerinde çalışan dava dışı işçiye müvekkili idarece ödenen miktardan sorumluluk oranlarını…. 01.03.2015 – 20.10.2015 arası 234gün 3,104,12 TL olmak üzere toplamda 1069 gün 14.180,77 TL olduğunu, bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.180,77 -TL’nin ödeme tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıların sorumluluk miktarlarıyla tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … Group İnş.Nak.Taah.San.Tic. A.Ş. ve … İnş. Tur. Teks. Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde: davanın dayanağı üst işveren davacı ile alt işvereler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve şartnameden kaynaklandığını, ancak davacı ile davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu, dava dışı işçinin en baştan itibaren davacının işçisi olduğu işçinin açtığı alacak davasında kesinleştiği, dolayısıyla davacı ile aralarında usulüne uygun bir sözleşme olmadığından rücu imkanı da bulunmadığını, aksinin kabulü halinde ise davacının davalılardan isteyebileceği miktar dava dışı işçiyi çalıştırmış ise çalıştırdığı süre ile sınırlı olacağını, öte yandan ödemenin yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında 1-2 yılın geçtiği anlaşılmakla dava zamanaşımına uğradığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, yine davacının icra dosyasında istenen fahiş faiz miktarına itirazda bulunmadığını, bu şekilde fiilen uygulanan faiz oranının yerine çok yüksek oranda faiz ödediğinin anlaşıldığını, fazla faiz ödemesinin davacının kusurundan kaynaklanmakta olup, bu miktarın davalılardan istenemeyeceğini, söz konusu işçinin açtığı davada davalı şirketlerin taraf olmadığı gibi davalı şirketlere yapılan bir bildirim ihbar da olmadığından ve davacı ile aralarında iş ilişkisi bulunmadığından asıl alacağın da her halükarda işlemiş faizden, masraf ve vekalet ücretinden sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce aldırılan 18/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı idarenin davalı yüklenicilerle yapmış olduğu sözleşmeler kapsamında çalışmış olan dava dışı işçi …’nin açmış olduğu kıdem ve ihbar tazminatı davasında aldığı hükmü takibe koyması neticesinde davacı idarenin 28.12.2018 tarihinde 14.180,77 TL ödemiş olduğu ve davacı idarenin davalı yüklenicilerle yaptığı sözleşme eki idari ve teknik şartnameler gereği işçilik alacaklarından yüklenicilerin sorumlu oldukları ve bu nedenle davacının ödediği bedeli davalılara rücu edebileceği anlaşıldığı, ancak ihbar tazminatının son yüklenici, kıdem tazminatının ise davalı yüklenicilerin işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak ödemesi yönünde hesap yapılabilmesi için Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/5437 sayılı dosyasına ilişkin takip talebi örneğinin sunulması gerektiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 31/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; İhbar tazminatından sadece yüklenicilerden …’un sorumlu olduğu ve yapılan hesaplamada ihbar tazminatı faiziyle 2863,45 TL olup kıdem tazminatı ve yargılama giderleri ile avukatılık ücretinden …’un işçiyi çalıştırdığı süreyle sınırlı olarak sorumluluğu 2471,40 TL hesaplanmakla …’un toplam sorumlu olduğu miktarın 5334,85 TL olduğu, kıdem tazminatı yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden … … Group’un sorumlu olduğu miktar : 4.351,36 TL, Kıdem tazminatı yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden ……. Ltd.Ştinin sorumlu olduğu miktar 4.478,09 TL olarak hesaplanmıştır.
Uygulamada son işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davacın “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverendentalep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, son işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler” rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Değinilmesi gereken bir başka nokta ise alt işverenlerin sorumlu oldukları dönemlere ilişkin hesaplama yapılırken hangi tarihteki ücretlerin esas alınması gerektiğidir. Son işveren, iş mahkemesi ilamı gereğince işçilik alacaklarını iş akdinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ödemekte olup,iş mahkemesi ilamındaki usul ve hesaplamalar doğrultusunda alt işverenlerden rücu isteminde bulunabilir. ( Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 03.12.2015 tarih, 2014/38758 E., 2015/35433 K.)
Bu açıklamalar ışığından somut olayda ilama konu mahkeme kararındaki işçinin davalılar nezdinde çalıştığı SGK kayıtlarından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında iş yeri devri söz konusu olmaksızın ihale alıcısının değişmesi suretiyle eski işçilerin ihale alan şirket nezdinde çalıştırılması söz konusudur. Bu kapsamda işçi …’nin davalılar bünyesinden bilirkişi raporunda belirtilen dönemlerde raporda belirtilen gün kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Her bir davalı davacı ile arasındaki sözleşmede açıkça işçi alacaklarından davalının sorumlu oldukları düzenlenmesine ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 6. Bölüm 38. Maddesi göre ancak işçiyi çalıştırdığı dönem için sorumludur. Alınan usul ve yasaya uygun denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporunda davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönemlere ilişkin raporda belirtilen miktarda sorumlu olduklarından davacının davasının kabulü ile, 4.478,09-TL ‘nin … Akaryakıt.. Ltd.Şti.’den, 4.351,36-TL’nin … İnşaat … Ltd.Şti. ve … Group …. A.Ş.’den(müşterek ve müteselsil sorumlu olmak kaydıyla), 5.334,85-TL ‘nin …’dan 28.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
davalılardan sorumlulukları oranında

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının kabulü ile, 4.478,09-TL ‘nin … Akaryakıt.. Ltd.Şti.’den, 4.351,36-TL’nin … İnşaat … Ltd.Şti. ve … Group …. A.Ş.’den(müşterek ve müteselsil sorumlu olmak kaydıyla), 5.334,85-TL ‘nin …’dan 28.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 967,56 TL harçtan 242,18 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 725,38 TL harcın davalılardan sorumlulukları oranında alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 220,00 TL posta ve tebligat gideri, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, dava açılırken ödenen 301,48 TL yargılama harcı olmak üzere toplam 1.621,48 TL yargılama giderinin davalılardan sorumlulukları oranında alınarak davacıya ödenmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan sorumlulukları oranında alınarak hazineye gelir kaydına,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan sorumlulukları oranında alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekili Av. …’un yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda dava değeri istinafa başvuru sınırı olan 5.580,00 TL’nin altında olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 341/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Katip …..
¸e-imzalıdır.

Hakim…..
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.