Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/657 E. 2022/36 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/657 Esas – 2022/36
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/657
KARAR NO : 2022/36

HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI :….
DAVALI :…..
OLUNAN : ….
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … tarafından yapılan çalışmalar neticesinde 14 ayrı yerde müvekkili şirkete ait iletkenlerde ve varlıklarda hasara sebebiyet verildiğini, söz konusu zararları meydana getiren olaylar sonucunda davalıya hasar bedelinin ödenmesi için başvurulduğunu, başvurular sonucunda yazışmalar yapıldığını, ancak bir sonuç alınamadığını, bu nedenle olay neticesinde oluşan zararın tazmini için davalı borçlu aleyhine Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2020/10916 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalı şirketin kötü niyetli olarak likid olan borca ve icra takibine itiraz ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan itirazın 1.519,13 TL asıl alacak ile 20,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.539,25 TL üzerinden iptaline ve takibin aynı şartlarla devamına karar verilmesini, % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddia edilen olay tarihinden itibaren de zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu ve benzeri iddia ve taleplerle ilgili husumetin idarelerine yöneltilemeyeceğini, çünkü bu tür iddia edilen hasarların iletim kablolarının usulüne uygun döşenmemesi, su borularının üzerinden geçirilmesi sebebiyet verdiği gibi, diğer kurum ve kuruluşlarında çalışmalara sebebiyet verebildiğini, bu nedenle yokluklarında usulüne uygun olmayan bir şekilde tutulan tutanaklarla, iddia edilen hasarla idare arasında illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığını, ayrıca kötü niyetten bahsedilerek icra inkâr tazminatı talep edildiğini, oysa likit bir alacak iddiası söz konusu olmayıp, yargılamayı gerektiren bir iddia ve talebin olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla icra inkâr tazminatının haklı ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu tutanakların hiçbirinin usulüne uygun tutulmadığını, yokluklarında tek taraflı, hasarın nasıl oluştuğu, hasarı yapan araçlara, firmalara veya kişilere ait bilgilere yer verilmeden tutulan tutanaklarla, iddia edilen hasarların idareve yüklenici firmalar ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, bu bilgilere ve tespitlere yer verilmesinin, idare dışında birçok kamu kurum ve kuruluşlarla (Telekom, Doğalgaz vs.) ile birlikte özel şahıs ve tüzel kişiliklerinde çalışma yapması nedeni ile önemli ve zaruri olduğunu, … Müeyyideler yönetmeliği gereği meydana geldiği iddia edilen hasar için tutulan tutanağın davacı ile idare tarafından birlikte tutulması gerektiğine şüphe yokken, hasar tespit tutanağının tek taraflı tutulmasının tutanağın sıhhatini sıkıntıya sokacağının aşikâr olduğunu, davacının davasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, ispat külfetinin davacıda olduğunu, yine hasara uğradığı iddia edilen kabloların teknik kurallara uygun boruların üzerinden değil belirli bir mesafeden döşenmiş olduğunun da ispatlanması gerektiğini, ayrıca idarenin ilgili birimi cevabi yazılarından, dava konusu mahallerde idareleri personeline davacıya ait iletken vs. herhangi bir zararla ilgili bilgi ve belge gönderilmediği anlaşıldığını, bahse konu adreslerde idarenin yüklenici firmaları tarafından bir çalışma var ise bunun tespit edilebilmesi için tutanakların ve zarara ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi gerektiğini, yüklenici firmaların herhangi bir çalışması söz konusu ise bu tür iddia ve taleplerinde direkt yüklenici firmaya yöneltilmesi hem Borçlar Kanununda düzenlenen eser sözleşmesi hükümleri hem de ihale sözleşmesi ve teknik şartname hükümleri gereği olduğunu, zira Yargıtay …..Hukuk Dairesinin 2006/12772E.2007/14455 K.sayılı ilamı” Eser sözleşmesinde yüklenici kendi hesabına ve sahibinden bağımsız olarak sözleşmeye konu işi yapmayı üstlendiğini, bu nedenle iş sırasında başkasına verdiği zararlardan bizzat sorumlu olduğunu, bağımlılık ilişkisi bulunmadığı içinde, iş sahibinin sorumlu tutulma olanağı olmadığını, hasar bedellerine dayanak alınan verilerin belirtilmediğini, avans faiz talebinin de idarenin kamu hizmeti gördüğünden haklı ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle öncelikle davanın süre, usul, husumet ve bilahare esastan reddine, yargılama gideri, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı alacak istemi ile başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
İddia, savunma, dosya içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde,dava konusu mahalde davalı tarafça yapılan çalışmalar öncesinde davacıya bilgi verildiğine ilişkin bir iddianın bulunmaması, davalının elektrik hattının bulunduğu mahalli bilmesi gerektiği zira hat geçen yerlerde uyarıcı işaretler bulunduğu,genel tehlike arz eden mahalde davalı tarafın davacı tarafça temin edilecek klavuz bulunmadan kazı çalışmasına başlamaması gerektiği, eğer gecikmeden dolayı bir zararı oluşacak ise davacıdan ayrıca dava yoluyla talep edebileceği değerlendirildiğinde meydana gelen hasardan dolayı davalı tarafın mahkememizce %100 oranında kusurlu bulunduğu,davacı zararın giderilmesi için sunulan belgelerin denetime elverişli ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile davalı borçlunun Ankara ….. İcra Dairesinin 2020/10916 esas sayılı dosyasında 1.519,13-TL asıl alacak 20,12-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.539,25-TL üzerinden itirazının iptaline, bu miktarlar yönünden takibin devamına ,alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı istemini reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile;
Davalı borçlunun Ankara ….. İcra Dairesinin 2020/10916 esas sayılı dosyasında 1.519,13-TL asıl alacak 20,12-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.539,25-TL üzerinden itirazının iptaline,
Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 105,15 TL harçtan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 45,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 43,50 TL posta ve tebligat gideri, dava açılırken ödenen 118,60 TL yargılama harcı olmak üzere toplam 162,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 1.539,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı dava değeri istinafa başvuru sınırı olan 8.000,00-TL’nin altında olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 341/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.