Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/626 E. 2022/394 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/626 Esas – 2022/394
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/626
KARAR NO : 2022/394

BAŞKAN :….
ÜYE :…
ÜYE …
KATİP : …

DAVACILAR : 1-…
2- …
VEKİLİ : Av….
DAVALI …
VEKİLİ : Av…

DAVA : Şirket Müdürünün Görevinden Azli
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların da ortağı bulunduğu … … Ltd. Şti.’nin 100.000,00 TL sermaye ile 15/12/2017 tarihinde 4 ortaklı olarak kurulmuş olup, davacıların %30’ar, davalının %15 ve dava dışı ….’in %25 ortaklık payı bulunduğunu, şirketin kuruluşunun 19/12/2017 tarihinde ilan edilmiş olup aksi karar alınıncaya kadar davalının münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olarak tayin edildiğini, davalının, şirketin kurulduğu tarihten bugüne kadar şirketi temsil ve ilzam yetkisi dahilindeki almış olduğu kararlarla, yapmış olduğu borçlandırıcı işlemlerle, üçüncü kişi ve kurumlarla girdiği hukuki işlemlerle, şirketin mali durumu ile ilgili davacılara hiç bir bilgi vermediğini, şirketin kurulduğu tarihten bugüne kadar gerek davalı, gerekse dava dışı….’e şirket hesabından fahiş miktarda ödeme yapıldığının öğrenildiğini, bunun üzerine şirkette yaşanan tüm sorunların görüşülerek çözüme kavuşturulması amacıyla toplantı talep edildiğini, 15/09/2021 tarihinde şirket merkezinde davacılar ve dava dışı ….’in bir araya geldiğini, davalının katılmadığını, şirket hesabından gerek davalıya, gerekse ….’e bugüne kadar ödenen toplam 1.920.126,34 TL’nin şirkete iade edilerek vergi ve… borçlarının 7236 sayılı yasa kapsamında peşin ödeme suretiyle kapatılmasının talep edildiğini, toplantıdan olumlu bir sonuç alınamadığını, 21/09/2021 tarihli… Noterliğinden ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamede talep edilen hiç bir bilginin verilmediğini, davalıya şirket hesabından gönderilen fahiş miktardaki paranın hangi amaçla gönderildiği ve gönderilen paranın nereye harcandığının bugüne kadar şirket ortaklarına açıklanamadığını, gerek TTK’nın 625.maddesi, gerekse 617.maddesinin müdürlere genel kurulun hazırlanması ve toplantının yapılması görevlerini yüklediğini, davalının, şirket kuruluşundan bugüne kadar hiç bir genel kurul toplantısı yapmadığını, davalının kardeşi …in ortağı ve yetkili müdürü olduğu….’nin borcundan dolayı davacıların ortağı, davalının müdürü olduğu … … Ltd. Şti.’nin merkezinde A…. esas sayılı dosyası ile hacze gelindiğini, davacı …’ün tüm itirazlarına karşın haczin uygulandığını, şirketle hiç bir ilgisi olmayan borçtan dolayı şirket merkezinde yapılan haciz işlemi nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşandığını, haciz işleminin gerçekleşmesinde davalının tam kusuru bulunduğunu, şirketin yönetiminde özen yükümlülüğüne devamlı surette aykırı davrandığını, şirkete ait evrakın hiç bir şekilde davacılara gösterilmediğini, davacıların ortağı oldukları şirket müşterilerinin davalı tarafından aranarak tahsilat yapılmaya başlandığını öğrendiklerini, yapılan tahsilatların şirket ihtiyaçları için kullanılmayacağı, şirketin içinin davalı tarafça boşaltılmaya çalışıldığının ortada olduğunu, davalının şirkete ve şirket ortaklarına karşı özen yükümlülüğüne, ortaklara bilgi verme yükümlülüğüne, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davalının ……i.’ndeki müdürlük görevinden azline, şirkete tedbiren davacılardan birinin ya da mahkemece uygun görülecek bir kişinin kayyım olarak atanmasına, dava sonunda yönetim kayyımı olarak davacılardan Mehmet ……… atanmasına, şirketin ….. nezdindeki hesabı üzerine bloke konulmak suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalının… Nezdindeki hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması, yine davalının …parseller üzerinde bulunan taşınmazlarının 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu şirketin, 19/12/2017 tarihinde kurulduğunu, kurucu ortaklar tarafından müvekkilinin müdür seçildiğini, işbu davanın açılmasından önce dava konusu talebin şirket genel kurulunda konuşulması ve olumsuz bir karar alındığında dava yoluna başvurulması gerekmekte iken bu şekilde açılmasının usul yasası gereği haksız olduğunu, davacı tarafından şirket kuruluşundan bu yana genel kurul yapılmadığı belirtilmiş ise de ülkede 2 yıldır covid – 19 salgını ile mücadele verildiğini, covid – 19 ile ilgili yaşanan gelişmelerden sonra hem Dünya’da hem de ülkemizde ticari hayatı ve faaliyetleri etkileyen bir takım önlemler ve kararlar alındığını, somut olayda pandeminin etkisi ile genel kurul toplantılarının ertelendiğini, TTK’nın 617/3.maddesinde çağrı konusunda anonim ortaklıklarla ilgili hükümlere atıf yapıldığını, şirketin müvekkilinden daha fazla pay sahibi olan davacıların 4 yıl boyunca genel kurul yapılmaması sebebiyle uğranılan zarardan ötürü, mahkemeye yaptıkları herhangi bir başvurunun bulunmadığını, bu durumun davacıların salt kötüniyetli hareket ettiğinin göstergesi olduğunu, kayyım atanması talebiyle açılan davada husumetin diğer ortaklar yanında mutlaka diğer şirkete de yöneltilmesi gerektiğini, şirket müdürüne karşı açılması sebebiyle müvekkili hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; müvekkilinin %15 pay sahibi olduğu … ….’nin 100.000,00 TL sermaye ile 15/12/2017 tarihinde 4 ortaklı olarak kurulduğunu, müvekkilinin şirket müdürü olarak üzerine düşen tüm yükümlülükleri büyük bir özen ve titizlikle yerine getirmekte olup davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin kanunun kendisine yüklediği objektif özeni gösterdiği ve bu doğrultuda kararlar aldığını, davacı tarafından bahsedilen bilgi, belgelerin saklanması veya davacılarla paylaşılmaması hususlarının gerçek dışı olduğunu, davacılardan… 4 yıl boyunca bilfiil şirket merkezine gelip çalıştığını ve her türlü bilgiyi edinip şirket işleyişiyle ilgili aktif rol aldığını, davacıların şirketi ilgilendiren her konuda davalı tarafından e-posta yolu dışında gerek sözlü, gerekse de günlük olarak whatsapp yoluyla bilgilendirildiğini, her ne kadar müvekkiline, gerçek olmayan ithamlarda bulunulsa da asıl şirket menfaatlerine aykırı hareket eden kişinin davacılardan…. olduğunu, müvekkili ve dava dışı… yokluğunda her gün şirkette olan davacının şirket menfaatlerine aykırı olarak yaptığı işlemlerin ve davacı ile ilişiği olan şirkete girip çıkan 3.kişilerin şirket aleyhine hareket etmeyeceği hususunda bir kesinlik olmadığından müvekkilinin, şirketteki evrakın akıbeti hakkında bir hayli tedirgin olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin sorumluluklarını haksız ve kötüniyetli yürüttüğünü ima ederek mahkemeyi yanıltmaya çalışsa da bahsi geçen hesaptan kendi kredi kartlarının borçlarının ödendiğinden bahsetmediğini, davacılardan …ün kendi kredi borçlarının ödenmesi için muhasebeye talimat verdiğini, şahsi harcamaları için bahsi geçen hesaptan kendisine para aktarımı yaptırdığını ve kredi taksitlerini ödettiğini, müvekkilinin tek başına şirketin… borcundan sorumlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, limited şirketlerin ödenmeyen prim ve prime ilişkin borçlarından şirket müdürlerinin görev yaptıkları dönemlere ait borçlardan tüzel kişilik ile müşterek müteselsilen sorumlu olduklarını, davacı tarafından bahsi geçen haksız haciz işlemleri diye bir durumun söz konusu olmadığını, şirket demirbaşı olarak bahsedilen bilgisayarların müvekkilinin şahsına ait olup demirbaş niteliğinde olmadığını, … isimli personelin, …’nun iş akitlerinin haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; TTK’nın 630/2 maddesi uyarınca yöneticinin azli isteğine ilişkindir.
….Müdürlüğünden celp edilen …….’nin ortak ve yetkililerini gösterir sicil özetinin incelenmesinde; şirket ortaklarının …………. olduğu, şirket yetkilisinin ise…olduğu anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, taraf vekilleri tanık deliline dayanmış olup, davanın niteliği ve tanık dinletme konusu içeriği de nazara alınarak tanıkların dinlenmesine karar verilmiş;
Davacılar tanığı ….. tarihli duruşmada beyanında … Ltd. Şti.’nde 2017 – 2019 yılları arasında muhasebecilik yaptığını, şirketin ortaklarının davacılar ve davalı ile dava dışı … olduğunu, yetkili temsilcisinin de ….olduğunu, ayrıca yine Merve Hanımla Melike Hanımın ortağı olduğu …. isimli bir şirket daha olduğunu, bu şirketin muhasebecisinin başka bir kişi olduğunu, ancak aynı odada işlerini yapmakta olduklarını, şirketin adresinin de aynı yer olduğunu, muhasebe işlerine baktığı için bu konuda bilgi sahibi olduğunu, sistemde şirketin gelirlerini kontrol ettiğinde dönem dönem yetkili temsilci ….’ın kendi adına para çekimi yaptığını ve kendi şahsi harcaması yaptığını gördüğünü, bu durumu …söylediğini, kendisinin de kısmi haberdar olduğunu söylediğini, ancak 2019 yılı sonlarına doğru şirketten ayrılmasına yakın dönemde ortaklar kurulu toplantısının yapılacak olduğunu, Merve hanımın yanına gelerek şirket gelirinden yaptığı harcamaları davacı ortakların da bildiğini ancak miktar olarak ne olduğunu bilmediklerini, bu hususta ne yapabileceklerini sorduğunu, durumu … Bey’e söylediğini, sistem üzerinde muhasebesel olarak herhangi bir oynama asla yapılmadığını, yani harcamaların miktarının davacı tarafça bilinmeyip şahsi harcamalarının dönem dönem yapıldığını, sonra muhasebesel olarak bir işlem yapılamayacağını Merve Hanıma söyledikten sonra aralarında tartışma çıktığını ve işten ayrıldığını, şirket gelirinden davacılardan ….’ün para çekim yetkisi olmadığını, sadece Merve Hanımın bilgisi dahilinde bazen … Bey sıkışık olduğunda bir miktar para verelim diye söylediğini ve bu şekliyle bir kaç sefer kendisine ödeme yapıldığını, kendisinin şirkete avans verdiğini, miktar olarak artıda olduğunu, ayrıca şirketin işleyişi konusunda ….Beyin bilgisi olduğunu, sadece konular itibariyle herkesin kendi konusu çerçevesinde işleri yaptığını… Beyin muhasebe işleri ile ilgilenmediğini bildirmiştir.
Davalı tanığı… 19/01/2022 tarihli duruşmada beyanında dava dışı … … Ltd. Şti.’nin ortaklarından olduğunu, toplam 4 ortaklı olduğunu, diğer 2 ortağın davacılar, diğer 1 ortağın da ablası ve aynı zamanda yetkili temsilcisi olan…. olduğunu, kuruluştan itibaren yetkili temsilcisinin davalı olduğunu, sonrasında da genel kurul toplantısı yapılmadığını ve yönetimin bu şekliyle devam ettiğini, ortaklar arasında da herhangi bir husumetin söz konusu olmadığını, ablası olan davalının yönetim görevinin gereklerini yerine getirdiğini, özenle yönettiğini, şirketin parasını şahsına harcaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, kendisine göre azlini gerektirir bir hususun olmadığını, yaklaşık 1 yıldır davacılardan …. kendisine ve ablasına karşı şirkete geldiğinde olumsuz davranışlar, sözlü tehdit ve fiziki olarak dövmeye kalkışma boyutlarında tavırlar gösterdiğini, kendisine bu süreçte sürekli şirketten çık git diye sözcükler kullandığını, ayrıca şirketin paraları ve gelir kaynaklarının bazen davalının şahsi hesabına aktarılıp oradan şirket adına kullanımlar yapıldığını ve bu yapımda da davacı şirket ortağının da haberi olduğunu, hatta aralarında whatsapp grubu kurulduğunu, neyin nasıl harcandığının burada belirtildiğini, ayrıca şahsı adına herhangi bir harcama söz konusu olmadığını ayrıca belgelere de tüm ortakların ulaşabildiğini bildirmiştir.
Davalı tanığı ….19/01/2022 tarihli duruşmada beyanında … Ltd. Şti.’de ekim ayından bu yana ön muhasebe işine baktığını, daha öncesinde ……. isimli bir şirkette koordinatör olarak görev yaptığını, bu şirketin yetkilisinin ….olup ortağı olarak Merve Göl Işık’ın da olduğunu, belirtilen şirketin 2013 yılında kurulduğunu, davalının yetkilisi olduğu şirketin ise 2017 yılında kurulduğunu, aynı binada ayrı katlarda faaliyet yürüttüklerini, 2013 yılından itibaren davacılardan ….’ün şirkete geldiği için kendisini tanıdığını ve bildiğini, aralarının da iyi olup alınan kararlarda sürekli bilgi sahibi olduklarını, şirket gelirinden şahsi olarak harcama yapmış olsa bile bundan ….’ün haberi olduğunu, esasen borç olarak alma durumu söz konusu olduğunu, kötü yönetim gibi bir durumun söz konusu olmadığını, şirket işlerinden bilgi sahibi olunmama gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, davalının … Ltd. Şti. yöneticiliğini özenle yerine getirdiğini, … Ltd. Şti.’nde çalışmaya başladığı dönemde davalı şirket yöneticisi ile davacı şirket ortaklarından ….’ün aralarının bozulduğunu gördüğünü, bilgisinin bundan ibaret olduğunu bildirmiştir.
Davalı tanığı …. 16/02/2022 tarihli duruşmada beyanında tarafların ortağı olduğu … Ltd. Şti.’nin 2018 yılından bu yana mali müşavirliğini yaptığını, kendisinin ayrı ofisi olduğunu, şirketin işleri olduğunda şirkete gittiklerini, ayda 1 kesin gittiklerini, bazen daha sık olduğunu, gittiği dönemlerde davalı ….ile …ü şirkette gördüğünü, şirketten azli gerektirir bir hususa rastlamadığını, görüştüğü kadarı ile işlerin yapılmakta olduğunu, aralarında husumet olup olmadığını bilemediğini, bilgisinin bundan ibaret olduğunu bildirmiştir.
Dosya üzerinde ve …’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti 25/03/2022 tarihli raporlarında sonuç itibariyle davalının şirket hesabından fahiş miktarda para çektiği, şirketin yüksek miktarda …. borcu bulunduğu, geri ödemediği, bu durumun şirketin vergi affından yararlanmasını tehlikeye soktuğu, bu durumun davalı müdürün müdürlük görevinden azli için haklı neden olarak değerlendirebileceğini bildirmişler, davalı tarafın rapora itirazlarının değerlendirilmesi için mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup bilirkişi heyeti 08/06/2022 tarihli ek raporlarında itirazları değerlendirerek kök raporundaki görüş ve kanaatlerini tekrarladıklarını bildirmişlerdir.
TTK’ın 630.maddesi görevden alma yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması başlıklı olup, 2.fıkrası uyarınca her ortağın haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği hususunun düzenlendiği, aynı yasanın 623.maddesi yönetim ve temsil başlıklı olup, şirketin yönetimi ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenleneceği, şirketin sözleşmesi ile yönetim ve temsilinin, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağın veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceği, en azından bir ortağın şirketi yönetim hakkını ve temsil yetkisinin bulunması gerektiğinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dava; dava dışı ….i’nin müdürü davalının haklı sebep oluştuğu iddiası ile müdürlükten azli isteğine ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlığın TTK 630/2 madde hükmüne dayanılarak açıldığı, sorumluluk davası olmadığı, genel kurul kararı alınmasını gerektirir bir dava türü olmadığı, azil davası olduğu, dava konusu olayda herhangi bir organ eksikliğinin söz konusu olmadığı, yöneticinin azli davasının müdüre yöneltilmesinin gerekli ve yeterli olduğu, şirketin davalı gösterilmesine gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafın bu yönlerdeki usul itirazları yerinde görülmeyerek davanın esastan incelemesine geçilmiştir.
Davacı taraf azil iddiasını şirketin genel kurul toplantısının yapılmaması, şirket işleri hakkında pay sahibi davacılara bilgi verilmemesi, şirket hesabından fahiş miktarda para çekilip geri ödenmemesi iddialarına dayandırmakta, davalı taraf iddiaların yersiz olduğu savunmasında bulunmaktadır.
Dava konusu şirket 15/12/2017 tarihinde ticaret sicil müdürlüğünde tescil edilmiş olup kuruluşundan bugüne kadar genel kurul toplantısını yapmadığı, Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan 20/03/2020 tarihli şirketlerin genel kurul toplantılarına ilişkin açıklama başlıklı duyuruda Covid-19 salgınının yayılmasını engellemek amacıyla şirketlerin kurul toplantıları bakımından bazı tedbirlerin alındığının ifade edildiği, yapılmayan genel kurul toplantılarının 2018,2019 ve 2020 faaliyet yıllarına ilişkin olduğu, bir kısmının korona virüs salgın dönemine denk gelmesi de gözetildiğinde uzun yıllardır toplantı yapılmamış sayılacak bir sürenin geçmediği, bu nedenle bu hususun azil için yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Şirket işleri hakkında pay sahibi davacılara bilgi verilmemiş olduğu iddiasına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede TTK’nın 614.maddesinde bilgi alma ve inceleme hakkının düzenlendiği, 22/09/2021 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile tebliğden 1 gün sonrası 23/09/2021 tarihine kadar belgelerin hazır edilmesi talebinde bulunulduğu, makul süre ve talep olmadığı, bu nedenlerle bu iddianın azil için yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalının şirket hesabından fahiş miktarda para çekip geri ödememiş olduğu, bunun da şirketin vergi affından yararlanmasını engellediği iddiasına ilişkin yapılan inceleme ve değerlendirmede, mahkemece yapılan inceleme, incelenen ticari defter kayıtları içeriği, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dosya kapsamındaki kayıtlardan davalıya ….”personel maaş ödemesi”, ….” açıklamaları altında ödemeler yapıldığı, davalı, şirket müdürü olup şirketten maaş ve diğer mali hakları almasının müdürlük görevinin gereği hak olduğu, ancak şirket genel kurulu yapılmayıp ortaklara kâr payı dağıtılması kararı verilmediğinden kâr payı hakkının doğmadığı, maaş ödemesi dışındaki diğer ödemelerin davalının şirketten borç aldığı ancak geri ödemediği miktar olduğu, davalının şirketten dava tarihi itibariyle toplam 916.928,68 TL borç aldığı ancak iade etmediği, şirketin yüksek miktarda… borcu olduğu, davalının şirketten aldığı borcu geri ödemesi halinde şirketin…. vergi affından yararlanabileceği ancak ödeme yapılmamış olması nedeniyle şirketin bu vergi borcunu ödemesinin zorlaştığı, vergi affından yararlanma olanağını kaybedebileceği, davalının fiilinin şirkete zarar vermekte olduğu, TTK’nın 369 ve 626.maddelerinde belirtilen görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeni ile yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetme yükümlülükleri ile bağdaşmadığı, özen yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olduğu, bu haliyle azil için haklı neden oluşturduğu kanaatine varılmakla açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf azille birlikte tedbiren yenisi seçilinceye kadar müvekkillerinden birinin, mahkeme uygun görmediği taktirde resen atanacak birinin tedbiren kayyım olarak atanması isteğinde bulunmuş olup, verilen karar içeriği ve tüm dosya kapsamına göre bu aşamada, kararla birlikte tedbir talebinin kabulü ile, L….’nin genel kurul toplantısı yapılıncaya kadar şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere tedbiren kayyım olarak Avukat ….’nin atanmasına, kayyıma aylık 4.000,00 TL ücret takdirine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile davalının,…….’nin müdürlük görevinden azline,
Genel kurul toplantısı yapılıncaya kadar şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere tedbiren kayyım olarak Avukat ….’nin atanmasına, kayyıma aylık 4.000,00 TL ücret takdirine, ücretin davacı tarafça karşılanmasına, bu aşamada takdiren 24.000,00 TL’nin davacı tarafça mahkeme veznesine yatırılmasına,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacılar tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 3.274,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacılar davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı iş ve duruşma yoğunluğu nedeniyle oy birliğiyle verilen kararın hüküm özeti açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022

Başkan …

Üye…

Üye …

Katip …

Yargılama Gideri Dökümü
Davacı
Posta Gideri : 135,60 TL
Vekalet Tasdik Harcı : 20,00 TL
Peşin Harç : 59,30 TL
Başvurma Harcı : 59,30 TL
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
+
TOPLAM 3.274,20 TL