Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/589 E. 2021/841 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/589
KARAR NO : 2021/841

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ……
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatifin 15/12/2017 tarihinde tescil ve ilan edilerek kurulduğunu ve kooperatif ana sözleşmesinde amacın toplu işyeri yapılması olduğunun belirtildiğini, tüm bunlara rağmen iş yeri bedeli olarak aylık ve ara ödemeli toplam 595.000,00-TL ödeme yapılarak iş yerlerinin 20 Ekim 2020 tarihinde teslim edilmesi gerekirken müvekkilinin böyle bir teslim almadığını, 31.12.2018 tarihine kadar … tarafından 300.000,00-TL. tutarında ödeme yapıldığını, bu süreçte kooperatifin amacına aykırı hareket etmesi ve keyfi olarak toplantılarını yapmaması sebebiyle …’ın yaptığı ödemelerin iadesini talep ettiğini, kendisinin bu isteğine karşılık “alalım istifanızı, yaptığınız ödemeleri tarafınıza ödeyelim.” şeklinde yanıt aldığını, kooperatife yatırılan paraların nerede olduğu sorulduğunda ise “arsa almak için arsa sahibine ödendiği fakat tapuların alınamadığı” beyan edildiğini, kooperatifin bu durum karşısında yasal herhangi bir yola başvurmadığını ve soruşturma da yapmadığını, müvekkilinin elinden geldiği kadar şirketle iletişime geçmeye çalışmış fakat çabalarının sonuç vermediğini, nihayetinde 31/10/2019 tarihinde davalı kooperatifin matbu olarak hazırladığı dilekçeye imza atarak istifa ettiğini, ekte sunulan davalının müvekkiline yapmış olduğu ödemeye ait dekontun açıklamasında “31.10.2019 tarihli kooperatif ortaklığından istifa nedeniyle ödenen tutarın kısmi iadesi” yazıldığını, bu durum da davalının, müvekkilin haklı istifasını ve istifa tarihini ikrar ettiğini gösterdiğini, müvekkilinin istifasının ayrıca davalı kooperatifin amacına aykırı hareket etmesi, üyeleri aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi yapılan iki olağanüstü genel kurul toplantısında bilançoya ilişkin açıklama, aydınlatma veya herhangi bir işlem yapılmaması, şirket yetkililerinin üyeleri aydınlatma yükümüne uygun hareket etmemesi ve yalan beyanlarda bulunmaları, yerine getirileceği vaat edilen sözlerin yerine getirilmemesine dayandığını, davalı kooperatifçe 28.12.2017 tarihinde; 15.12.2017 tarihinde kurulan kooperatife ilişkin 13 gün sonra olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, kuruluştan 13 gün sonra yapılan bu toplantıya yönetimin süre uzatımı ve yetki verilmesi ile ilgili olarak 10 ortağın asaleten katıldığını, yapılan ikinci toplantı da yine 21.11.2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı olarak yapılmış bu toplantının 2017 faaliyet dönemine ilişkin olduğunu, kuruluş tarihinden itibaren 15 günlük 2017 faaliyeti için gelir-gider tablosunda yer alan ve genel kurula sunulan, sizin de takdir edeceğiniz üzere 15 günlük sürede kuruluş gider masrafları dışında başka bir kayıt bulunmadığını, müvekkili ile aynı gün istifa eden…’ın yatırmış olduğu sermaye bedelinin 19.02.2020 tarihinde kendisine iade edildiğini, müvekkili ile birlikte istifa eden üyelerin sermaye bedellerinin müvekkiline yapılan ödeme tarihinden çok daha önce iade edilmesi hakkaniyet ve mesafet kuralları ile bağdaşmadığını, …’a yapılan ödeme tarihinin 20.02.2020 olduğunun görüleceğini, müvekkili davalı tarafa yapmış olduğu ihtarnameye istinaden temerrüt tarihi 05.03.2020 dir. 200.000,00 TEL 28.09.2020’de, 100.000,00 TL 25.12.2020 tarihinde ödenmiş olup ; 200.000,00 TL’ ye temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar, 100.000,00 TL’ye temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar faiz işletildiğini, icra ödeme emrinde de yer aldığı üzere toplam rakamın ihtarname tebliğ masrafıyla beraber 17.697,68-TL olduğunu, kooperatifin kuruluşundan itibaren müvekkilinin üyeliği boyunca olağan genel kurul toplantısı yapılmadığını, borçlu şirketin 04.01.2021 tarihinde yukarıda esas numarası yazılı icra takibine itiraz ettiğini, zira müvekkilimizin sermaye olarak kooperatife yatırmış olduğu 300.000,00-TL’nin ekte yer alan ihtarname tarihi ve borçlu şirketin ödeme tarihi göz önünde bulundurulacak olursa geç ödendiğinin anlaşılacağını, keza aynı gün istifa eden diğer üyelere ödemelerin çok daha önce yapıldığını, ödemesi geç yapılan asıl borca yasal faiz isteminde bulunmanın müvekkilinin yasal hakkı olduğunu, davanın kabulü ile; … İcra Dairesinin 2020/449 esas sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacak tutarı yönünden takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kooperatifin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğünün 13.12.2017 gün ve 33163 sayılı oluru ile kurulduğunu, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14.12.2017 günü tescili, 19 Aralık 2017 ve 9476 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanması ile tüzel kişilik kazandığını, kuruluşunu takiben 28.12.2017 günü kooperatif olağanüstü genel kurulunu yaptığını, kooperatifin 2017 olağan genel kurulu 29.06.2018 günü yapılmak istendiğini, kanun ve ana sözleşmede yazılı çağrıya ilişkin tüm hükümlerin yerine getirildiğini fakat genel kurul için gerekli olan toplantı nisabı sağlanamadığını, durumun kooperatifin 05.07.2018 gün ve 2018/33 sayılı yazısı ile… Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne iletildiğini, 29.06.2018 günü genel kurul için toplantı nisabı sağlanmayınca, bu defa 21.11.2018 günü bakanlık temsilcisinin katılımıyla genel kurul yapıldığını, toplantı tutanağının başlığı ve içeriğinden bu toplantının olağan genel kurul toplantısı olduğu anlaşıldığını, posta ve hazirun listesinde sehven olağanüstü genel kurul toplantısı olarak başlık atıldığını, davacının sehven atılan bu başlıklara dayanarak toplantı tutanağının içeriğini gözetmeksizin toplantının olağanüstü genel kurul toplantısı olduğu yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, 2018 yılı olağan genel kurulu 20.06.2019 günü yapılmak istendiğini, kanun ve ana sözleşmede yazılı çağrıya ilişkin tüm hükümler yerine getirilmiş fakat genel kurul için gerekli olan toplantı nisabının sağlanamadığını, usulüne uygun davet edildiği halde davacının bu toplantıya katılmadığının genel kurul hazirun listesinden anlaşıldığını, toplantı için yeterli çoğunluğun sağlanmadığının Bakanlık Temsilcisi… ile birlikte tutanağa bağlandığını, gerekli çağrılar yapıldığı halde İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı ve… Valiliği’nin 20.03.2020günlü ve bunu takip eden genelgeleri uyarınca Covıd-19 salgını nedeniyle 01.03.2021 tarihine kadar genel kurulların ertelenmesinden dolayı toplantı yapılamadığını, bu sebeple müvekkili kooperatifin genel kurul toplantılarını yapmadığına dair iddianın gerçekleri yansıtmadığını, davacının kendisinin katılmadığı ve toplantı nisabının sağlanamaması sebebiyle yapılamayan genel kurul toplantılarından müvekkil kooperatifi sorumlu tutmasının mümkün olmadığını, bu hususta, davacının 20.06.2019 tarihli toplantı için posta yoluyla davet edildiğini, bu davetin 20.05.2019’da davacıya teslim edildiğini, bu davetin mektuplarını kabul eden davacının, mektuplar gönderildikten sonra çeşitli mazeretler öne sürülerek mesajlarla toplantıların iptal edildiğini ileri sürmüşse de bu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olup davacının iddia ettiği bu iptal mesajlarına ilişkin bir delil öne sürmediğini, müvekkili kooperatifin kuruluşundan itibaren ortak kaydetmeye başladığını, ortak sayısının 21.11.2018 günlü Genel Kurul tarihi itibarı ile 73’e çıkmış olmasına rağmen toplamda ortak sayısının 115’i bulduğunu, ortak sayısının hiçbir zaman kooperatif ortaklarından gizlenmediğini, kooperatifin 28.12.2017 günlü genel kurulda gündemin 2. maddesi ile… ili hudutları içerisinde m”’si azami 1.500 TL’den olmak üzere arsa alınmasına, inşaatların teklif alınmak suretiyle ve pazarlık yöntemi ile kooperatifçe ödenerek para veya gerekirse bu paraya ilaveten arsa veya işyeri verilmek suretiyle yapılmasına, ortak sayısının ve yapılacak iş yeri sayısının 250’ye kadar olmasına, gündemin 5. Maddesi ile taksitler halinde ortaklardan 30.10.2020 tarihine kadar toplam 595.000 TL aidat alınmasına karar verildiğini, kooperatifin 21.11.2018 günlü genel kurulunda ise ortaklardan alınacak toplam para tutarının 615.000 TL’ye çıkartıldığını, aynı toplantıda bir önceki 28.12.2017 günlü toplantıda alınan kararların tekrar edildiğini ve bilonço ve gelir gider farkı hesabı ortaklara muhasebe elemanı tarafından sunulduğunu, davacının katıldığı toplantının olağan olduğunu bildiği halde mahkemeyi yanıltmak amacıyla olağan toplantının hiç yapılmadığını, yapılan toplantının ise olağanüstü olduğu iddiasında bulunduğunu, bu hususta hak, alacak ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davacının kooperatife 14.800 tl gecikme cezası borcu bulunduğu halde huzurdaki davayı ikame etmesinin kötü niyetli olduğunu, zira, davacıya istifasının ardından yatırdığı paranın tamamının iade edildiğini, davacının 27.11.2017 tarihinde ortak olarak katıldığı kooperatiften 31.10.2019 tarihinde istifa etmiş ve dilekçesinde Kooperatife muhtelif tarihlerde ödemiş olduğu 300.000 TL’nin iadesini talep ettiğini, davacının kooperatifte kayıtlı ortak Cari Hesap Ekstresinde Ocak 2019 tarihinden Ekim 2019’a kadar aidatlarını zamanında ödemediğinin görüldüğünü, bu konuda hak ve alacakları saklı kalmak koşuluyla davacının kooperatife toplam 14.800 TL gecikme cezası borcu bulunduğunu, davacının talep ettiği temerrüt faizi için gerekli koşulların oluşmadığını, muaccel olmayan ve ödenmiş bir borca temerrüt faizi işletilerek takip yapılmaya çalışılmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının iddia ettiği gibi ödenen 200.000 TL’ ye 05.03.2020 tarihinden 28.09.2020 tarihine kadar, 100.000 TL için ise 05.03.2020 tarihinden 25.12.2020 tarihine kadar temerrüt faizi işletilmesi imkânsız olup, başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili 22/12/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, davalı vekili de 22/12/2021 tarihli dilekçesi ile feragati kabul ettiğini ve kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmişlerdir.
HMK 309. maddesinin 2. fıkrası uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayıp aynı yasanın 311. maddesi uyarınca da kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Davacı vekilinin feragati aynı yasanın 309. maddesine uygun olduğundan ve yine aynı yasanın 74. maddesi uyarınca davadan feragate yetkili bulunduğundan davanın vaki feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
Peşin alınan 302,24 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 242,94 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflar aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde… Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.