Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/587 E. 2021/840 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/587 Esas – 2021/840
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/587
KARAR NO : 2021/840

HAKİM : ….
KATİP :…

DAVACI : ….
DAVALI :…..
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı…’in işe iade talebiyle davalı … Kurumsal firması ve Şirketimiz aleyhine açtığı davanın İstanbul …Mahkemesi’nin 25.04.2019 tarih ve 2018/309 E-2019/219 K. Sayılı kararı ile hüküm altına alındığını, söz konusu kararın Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 17.06.2020 tarih ve 2019/2493 E-2020/1239 K. Sayılı ilamı ile dava dışı…’in işe iadesine kesin olmak üzere karar verildiğini, mahkeme kararının alacaklı vekili tarafından İstanbul …Müdürlüğü’nün 2020/19806 sayılı dosyasından takibe konu edildiğini, anılan icra dosyasına 19.10.2020 tarihinde 23.790,20-TL ödendiğini, söz konusu tutardan icra vekalet ücreti ve ilam vekalet ücretinin toplam miktarı olan 5.691,43-TL alacak kalemi 27.05.2020 tarihli 31137 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genel Vergisi Genel Tebliği (Seri No:311)’ne göre stopajı hesaplanarak toplam borçtan (23.790,20-TL) stopaj kesintisi yapılarak kalan bakiyenin İcra Müdürlüğüne yatırıldığını, müvekkil şirketin, davalı firmanın açılmasına sebebiyet verdiği dava nedeniyle 08.11.2018 tarihinde 150- TL gider avansı, 12.07.2019 tarihinde 44,40-TL istinaf karar harcı, 12.07.2019 tarihinde 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 12.07.2019 tarihinde 150-TL istinaf avansı, 27.07.2020 tarihinde 18,50-TL nispi istinaf karar harcı, 2 dava ve icra takibi sürecinde 06.11.2018 tarihinde 5,20-TL ve 24.01.2019 tarihinde 100-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 869,40-TL yargılama masrafı yaptığını, yapılan masraflardan 269,50- TL’lik kısmı yargılama sonunda artan gider avansı olarak tarafına iade olduğunu, İstanbul …Mahkemesi’nin 2018/309 Esas sayılı dosyasında da davacının son işvereninin Atçı Kurumsal firması olduğunun tespit edildiğini, davalı ile imzalanan sözleşme ve sözleşmelerin eki ve ayrılmaz parçası niteliğindeki İdari Şartname ve teknik Şartnamenin ilgili maddeleri gereğince davalı firma istihdam ettiği işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu olduğunu, davalı firmalar ile müvekkil şirket arasında akdedilen sözleşmelerin Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili “çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları“ başlıklı maddesinde ve İdari Şartnamenin ilgili maddelerinde “İdare yüklenicinin çalıştıracağı işçinin işvereni muhatabı ve sorumlusu değildir. Yüklenicinin kendisi veya çalıştıracağı iş ile ilgili İş Kanunu ve diğer mevzuattan doğan sorumluluklar yükleniciye aittir” denildiğini, davalı firma ile müvekkil şirket arasında akdedilen sözleşme gereği İstanbul …Mahkemesi’nin 25.04.2019 tarih ve 2018/309 E-2019/219 K. Sayılı ilamı gereği, İstanbul …Müdürlüğü’nün 2020/19806 sayılı dosyasına ödenen tutar ile dava ve icra takibi sürecinde yapılmış olan yargılama masraflarının davalı firmaya ait olduğunun aşikar olduğunu, İstanbul …Mahkemesi’nin 25.04.2019 tarih ve 2018/309 E-2019/219 K. Sayılı ilamı gereği İstanbul …Müdürlüğü’nün 2020/19806 Sayılı dosyasına ödenen meblağ ile dava ve icra takibi sürecinde yapılmış olan yargılama masrafları olmak üzere her birinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı firmaya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile üst işveren arasında ihale kapsamında hizmet sözleşmesi yapılmış ise de müvekkil şirketin ihale kapsamında yaptığı iş ve görevlerin üst işverenin asıl işi ile ilgili olmayıp kurumun yan ve destek işlerine dair olduğunu, dolayısıyla yerleşik Yargıtay Kararları uyarınca işbu davanın ticaret mahkemesinde değil Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili Şirketin İhale Usulü İle Çalışmakta Olup İşçilerin İşe Alma-Çıkarma İşlemlerinin Üst İşveren Tarafından Gerçekleştirildiğini, davalı müvekkili şirketin alt işveren olup üst işveren olan davacı ile ihale usulü Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca çalıştığını, müvekkil şirketin üst işverenin emir ve talimatları ile bağlı olduğunu, bu bağlamda çalışanlarının işe alımı ve/veya işten çıkışı gibi hususlarda üst işverenin tek başına yetkili olup müvekkil şirketin bu talimatlarını ihale sözleşmesi uyarınca uygulamakla mükellef olduğunu, yapılan işin ihale kapsamında olup alt işveren olan müvekkilin işe alım-işten çıkarma konusunda yetki ve insiyatif hakkı bulunmadığını, kaldı ki müvekkil şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme ve kanunlar uyarınca dava dışı işçiler ile ilgili verilen mahkeme kararlarının da uygulanmasında dahi davacının talimatı ile hareket edildiğini, işçinin işe iade alınıp alınmayacağı,işe iade alınmazsa tazminatlarının ödenip ödenmeyeceği ve işten çıkarılıp çıkarılmayacağı davacının emir ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini, şirketlerin sorumluluğu varsa Dahi 1/2 Oranında olduğunu, Yerleşik Yargıtay kararları uyarınca davalı şirketlerin sorumluluğuna hükmedilecekse dahi her bir şirketin sorumluluğunun, alt işveren olarak çalıştığı süreyle kısıtlı ve bu kısıtlı sürede çıkan miktarın 1/2 oranında olması gerektiğini, kabul etmemekle birlikte müvekkil şirketin bir sorumluluğuna hükmedeilecekse, müvekkil şirketin asıl işverenin alt işvereni olarak hizmet verdiği süreye karşılık gelen miktarların yarısı oranında olduğunu, sorumluluğun asıl işverenle birlikte yüklenebileceği ve bu şekilde de hem asıl işverenin hem de alt işverenin 1/2 oranında sorumlu olacağının ortada olduğunu, davacının belirli süreli sözleşme ile çalışmış olup sözleşme süresinin bitimi ile iş akdi sonlandırıldığını, davacının tazminat ödediği işçiye ödediği tazminatlardan müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için; işçinin müvekkili şirket nezdinde çalıştırdığı sürenin sonundan itibaren 2 yıl sürenin geçmemesi gerektiğini, aksi takdirde müvekkilinin sorumluluğunun zamanaşımına uğramış olacağını, bu sebeple öncelikle zamanaşımı itirazımız mevcut olup davacının alacaklarının zamanaşımına uğraması nedeni ile davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca müvekkil şirketin davacının emir ve talimatlarına ihale şartnamesi uyarınca bağlı olduğunu, dolayısıyla işçilerin hangisinin ne zaman izne çıkarılacağının müvekkili şirketin değil davacının belirlediği bir uygulama olduğunu, müvekkil şirketin hiç bir etkisinin ve dolayısıyla kusurunun olamayacağının ortada iken davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte; bir an davacının taleplerinde haklı olduğu düşünülse dahi bu hususun sorumluluğunun müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, dolayısıyla müvekkil şirketin fiilen olmadığı gibi hukuken de bir sorumluluğunun olmadığının ortada olduğunu, müvekkili şirkete sorumluluk yükletilmesi halinde de, yalnızca müvekkil şirketin alt işveren olarak bulunduğu sürelerle ilgili sorumluluğunun söz konusu olabileceğini, dava açılmasına müvekkil şirketin sebebiyet vermediğini, davacının belirlediği uygulama neticesinde dava açılmasına sebebiyet verildi ise bu konuda da müvekkil şirketin bir sorumluluğu bulunmayıp tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, toplanacak deliller neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Uygulamada son işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davacın “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverendentalep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, son işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler” rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Değinilmesi gereken bir başka nokta ise alt işverenlerin sorumlu oldukları dönemlere ilişkin hesaplama yapılırken hangi tarihteki ücretlerin esas alınması gerektiğidir. Son işveren, iş mahkemesi ilamı gereğince işçilik alacaklarını iş akdinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ödemekte olup,iş mahkemesi ilamındaki usul ve hesaplamalar doğrultusunda alt işverenlerden rücu isteminde bulunabilir. ( Bkz. Yargıtay … Hukuk Dairesi 03.12.2015 tarih, 2014/38758 E., 2015/35433 K.)
Bu açıklamalar ışığından somut olayda Karacabey …. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2019/543 sayılı ilamı sonucu ihbar tazminatı, işe başlatmama ve boşta geçen süreye dair ücret fark alacağı istemine ilişkin olduğundan ve ücretlerden son işveren … İnşaat … Ltd.Şti. sorumlu olduğundan … Akaryakıt… Ltd.Şti. Aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığından somut olayda ilama konu mahkeme kararındaki işçinin davalı nezdinde çalıştığı SGK kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu kapsamda…’in davalı bünyesinde çalışmaktayken işine son verildiği ve bu nedenle bu kişinin rücuya konu davayı ikame ettiği anlaşılmaktadır. Davalı ile davacı ile arasındaki sözleşmede açıkça işçi alacaklarından davalının sorumlu oldukları düzenlenmesine,Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 6. Bölüm 38. Maddesi ve İstanbul …Mahkemesi’nin 25.04.2019 tarih ve 2018/309 E-2019/219 K. Sayılı kararı ilamı sonucu, işe başlatmama ve boşta geçen süreye dair ücret alacağı istemine ilişkin olduğundan ve ücretlerden son işveren sorumlu olmasına göre davalı davacı tarafına yapılan ödeme ve yargılama giderlerinden sorumludur. Açıklanan bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabulü ile, 24.110,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 23.790,20-TL ‘sine 19.10.2020 tarihinden ,bakiyesine dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının kısmen kabulü ile, 24.110,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 23.790,20-TL ‘sine 19.10.2020 tarihinden ,bakiyesine dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 1.646,96 TL harçtan 416,53 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 1.230,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,00 TL posta ve tebligat giderinin kabul oranı üzerinden (% 98,85 kabul) 53,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 475,83 TL peşin ve başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 1.304,82 TL sinin davalıdan 15,18 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen bölümü için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 280,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda, reddedilen kısım yönünden kesin, kabul edilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.