Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/568 E. 2021/822 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/568
KARAR NO : 2021/822

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … –
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …’un 29.08.2018 – 15.06.2019 tarihleri arasında müvekkili şirketin “…” isimli Uzak Doğu restoranında aşçı olarak çalıştığını, davalıya 2019 yılında 2.750,00 TL net + AGİ olmak üzere toplam 2.941,88 TL brüt ücret ödendiğini, davalının 15.06.2019 tarihinde istifa ederek iş akdini feshettiğini, davalının iş akdini feshinden yaklaşık 1 yıl 10 aylık bir süre geçtikten sonra, 2021 yılının Mart-Nisan ayları itibariyle, … adresinde bulunan ve 394784 sicil numarası ile … adına kayıtlı esnaf işletmesi “…” isimli restoranda çalışmaya başladığı müvekkili şirketçe tespit edildiğini, bahsi geçen restoranın, başta sushi ve noodle ürünleri olmak üzere Uzak Doğu mutfağına dair kapsamlı bir menü ile hizmet verdiğini, aşçılara verilen mesleki eğitimler ve yapılan yatırımlar sebebiyle rekabet yasağı düzenlemesine ihtiyaç duyulduğunu, 1995 yılında Ankara’da açılan …, Ankara’da 7 şubesi bulunan Uzak Doğu mutfağında uzmanlaşmış yüksek sınıf bir restoran olduğunu, …, açıldığı tarihte Ankara’daki sınırlı sayıda Uzak Doğu restoranından biri olduğunu, Çin, Thai, Japonya, Tayland, Bangkok dahil olmak üzere farklı ülke mutfaklarında eğitimli aşçıları, servis ve sunumda uzman personeli, etnik ve kültürel iç-dış mekan dizaynına sahip şubeleri ile ön plana çıkan şirketin günümüzde Ankara’da bu kültürü yaşatan ve sayısı 10’u geçmeyen restorandan birisi olduğunu, müvekkili şirketin aşçı/aşçı yardımcısı olarak çalışan personellerine yurt içi ve yurt dışı eğitim gezileri ve mesleki geliştirme etkinlikleri düzenlediğini, ayrıca, … tarafından her yıl 15 bin dolar civarında meblağlar ödenerek yurt dışında isim yapmış bir mutfak şefi getirilmek suretiyle menü hazırlatıldığını, aşçıların yemek tarifleri, soslama teknikleri, pişirme gerekçelerinin kullanımı, pişirme süre ve usulleri bakımından detaylı ve yoğun şekilde eğitildikleri bu süreçte kendilerine yüklü bir bilgi birikimi aktarıldığını, … için ticari sır niteliğinde olan bu bilgilerin uzun süren Ar-Ge ve fizibilite çalışmaları neticesinde elde edildiğini, üstelik personeline katma değer sağlama amacıyla hareket eden … bu eğitimlerin masraflarını kendisi karşıladığını, davalının iş akdini feshinden itibaren 2 yıl içerisinde rakip restoranda çalışmaya başlamış olması sözleşmeye, tbk ve sair yasal mevzuata aykırı olduğunu, davalının söz konusu ihlalinin tespitine ve taraflarca kararlaştırılan son 10 aylık brüt maaşı (2019 Aylık Brüt Maaşı: 2.941,88 TL) üzerinden hesaplanacak cezai şart alacağının şimdilik 100,00 TL’sinin kısmi dava olarak ihlal tarihinden itibaren işletilecek yasal temerrüt faizi ile birlikte tahsiline ve müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının iş akdi kurulduğu esnada ilgili sözleşmeyi imzayı şart koştuğunu, rekabet yasağına ilişkin hükümlerin salt prosedürden ibaret olduğunu beyan ile müvekkilinin iradesini sakatladığını, davacı müvekkili ile aralarında olan hizmet sözleşmesi içeriğinde usul ve yasalara aykırı biçimde getirdiği rekabet yasağı hükümlerine dayanarak fahiş miktarda cezai şart talep etmekle birlikte işbu madde TBK da öngörülen usuli nitelikleri içermediğini, Şöyle ki; ilgili konuda kanun koyucu işçinin anayasal hakkı olan çalışma hakkının ağır bir sınırlandırılması manasına gelecek ve işçinin ileride ekonomik olarak mahvına sebebiyet verecek bu denli önemli bir hususun işçi tarafından bizzat ve ayrı olarak kaleme alınmak sureti ile imzasını öngördüğünü, her ne kadar müvekkil ile davacı firma arasında akdedilen hizmet sözleşmesinde bu hüküm yer alsa da işe alım esnasında müvekkilinin bu konuda bilgilendirilmediği sıradan prosedür olarak nitelendirilerek kendisi bu konuda bilgilendirilmeksizin işe giriş için koşul gibi gösterilmek sureti ile iradesi sakatlanarak sözleşme imzalatıldığını, davacının iddia ettiği gibi müvekkiline çalıştığı kısa süre içerisinde ilgili alanda uzmanlık eğitimi vb. eğitimler verilmediğini, müvekkilinin çalıştığı kısa süre içerisinde her aşçının bildiği standart uygulamaları tatbik ettiğini, davacının firmaya has ayrıca bir eğitim ve bilgiye hazi olacak kadar da firma bünyesinde çalışmadığını, kaldı ki işyerinde yaşadığı sıkıntılar sebebi ile iş akdini haklı nedenle fesheden müvekkilinin ilgili sözleşmedeki rekabet yasağı ile bağlı olmayacağının da aşikar olduğunu, Kaldı ki her ne kadar davalının firma bünyesindeki çalışanlara firma bütçesinden eğitimler verildiğini iddia etse de müvekkilinin çalıştığı 9 ay gibi kısa süre içerisinde böyle bir eğitime tabi tutulmamıştır ki hukukun temel ilkesi uyarınca iddia eden ispat ile mükellef olup davacının bu yönde müvekkiline bir eğitim verildiğine dair iddiadan öte somut bir delil de sunmadığını, usul ve yasalara aykırı biçimde anayasal hakları ağır olarak ihlal eden rekabet yasağı hükümlerinin geçersizliği; aksi halde müvekkilin iş akdini haklı nedenle feshettiği göz önüne alınarak bu hükümlerin müvekkile uygulanamayacağını, davanın reddi ile davaya konu haksız rekabete ,ilişkin sözleşme maddesinin geçersizliğinin tespitine, mahkeme aksi kanaatte ise ilgili madde uygulamasında müvekkilin çalıştığı süreler; ekonomik ve sosyal durumu gözetilerek indirim uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalının iş sözleşmesi ve rekabet yasağına aykırı davranmama taahhüdüne rağmen aynı alanda faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmaya başlaması nedeniyle rekabet yasağına aykırı davrandığından dolayı açılan tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 29.08.2018 tarihinde belirli süreli hizmet akdi yapılmış olup, ,ş bu sözleşmenin 5. Maddesinin c fıkrasında , işçinin iş akdinin feshi tarihinden itibaren 3 yıl içinde Ankara’da faaliyet gösteren uzakdoğu mutfağı üzerine çalışan veya mönüsünde uzakdoğu yemekleri barındıran iş yerlerine kendi adına veya bir işveren bağlı olarak çalışmamayı taahhüt etmiş olduğu düzenlenmiş, bu taahhüde aykırı davranışın neticesi 10 aylık bürüt maaş tutarında tazminat olarak belirlenmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 2011/13747 Esas, 2012/356 Karar sayılı kararındada belirtildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu bildirilmiş, TBK 26.maddesinde bir aktin mevzunu kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunacağı belirtilmiş, TBK 27.maddesinde ise kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu düzenlenmiştir. Sözleşmenin tarafları sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemekte özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemeyecektir. Buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 8. Maddesi hükmü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olması, ve tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmalarının mümkün bulunmaması, ayrıca davalının hizmet dökümüne göre hazır yemek sektöründe çalışması nedeniyle 3 yıl gibi bir süre bu sektörde çalışmamasının davalının ekonomik olarak zor durumda kalmasına sebebiyet vermesinin muhtemel olması, davacının davalının bünyesinde çalıştığı süre de nazara alındığında davacının davalıya vermiş olduğu bir eğitim veya ticari sırın da bulunmaması, kaldı ki davacı tarafça da ticari sırlar ile müşteri çevresinin davalı işçi tarafından kullandırıldığına ilişkin en küçük bir kanıt sunulmadığı gibi, bu yönde bir iddia da ileri sürülmediği, TBK 444/2 maddesinde işçinin sadece ticari sırlara ulaşmasının yeterli olmayıp, bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olması gerektiği, somut olayda davacı şirketin, davalının bilgileri kullandığının kanıtlanamadığı gibi ,bu bilgiler kullanılmış olsa dahi bu bilgilerin kullanılması nedeniyle zarara uğradığı hususunun da kanıtlanmadığı anlaşılmakla davacı davasında haksız görüldüğünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Peşin alınan 59,30 TL harç ile ıslah suretiyle alınan 501,00 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 501,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine ,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.