Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/561 Esas – 2022/616
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
…
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/561 Esas
KARAR NO : 2022/616
HAKİM :…
KATİP ….
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23.11.2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 01.09.2019 tarihinde imzalanan elektrik işleri sözleşmesi ile davacının, davalının Avcılar 282 ve 23168 numaralı parsellerindeki konut inşaatında elektrik işlerini yapmayı üstlendiğini, ancak 26.08.2018, 27.08.2018 ve 28.08.2018 tarihlerinde arka arkaya olmak üzere şantiyede 3 defa hırsızlık olayı meydana geldiğini, ilk olayda müvekkili şirkete ait 7 top 1X10 (700 m) elektrik kablosu, 1500 m 1×10 mm H07HU ibareli yanmaz kablo, 400 m 4×10 mm NZXH ibareli yanmaz kablo, 400 m 4×6 mm NZXH ibareli yanmaz kablo, 2000 m 3×1,5 mm LIHEH ibareli yanmaz kablo ile 200 kg ağırlığında hurda elektrik kablosunun çalındığını, ikinci olayda yine 7 top 1×10(700 m) elektrik kablosu, üçüncü olayda ise RG6U6 model 1.000TV kablosu, 100 metre XNHFREE yanmaz kablo çalındığını, söz konusu hırsızlık olayları sebebiyle davacı şirketin 95.000,00-TL ve 34.650,00-TL olmak üzere toplamda 129.650,00-TL zararının meydana geldiğini, çalınan 200 kg hurdanın, 2.000mt 3×2,5 NHXMH kabloya denk geldiğini, 6.126,00-TL tutarında ayrıca bir hasar miktarı oluştuğunu, hasarın bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin oluşan zararı sebebiyle arabuluculuk süreci başlatıldığını, ancak süreç sonucunda anlaşılamadığını, işveren tarafından sözleşme ile kabul edilen sorumluluğun yerine getirilmediğini, bunun sonucunda müvekkili şirketin zarara uğradığını, müvekkili şirketin hırsızlık olayından önce, davalı işveren tarafından kendisine verilen depolama alanına tüm malzemeleri yerleştirdiğini ve mevcut asma kilidi de kilitlediğini, davalı şirketin gerekli önlemleri almaması sebebiyle hırsızlık olayı meydana geldiğini ve hırsızlık olayı neticesinde müvekkili şirketin zararının doğduğunu, Taraflar arasında akdedilen Elektrik İşleri Ek Özel Sözleşmesinde çevre güvenliğinin sağlanmasına
ilişkin sorumluluğun işveren tarafta olduğunun kararlaştırılmasının yanında, hayatın olağan şartları içerisinde de bu sorumluluğun işverende olduğunu, nitekim şantiyenin sadece elektrik işlerini yapmakla yükümlü olan müvekkil şirketin, iki parsele yayılmış büyük bir şantiyenin tüm güvenliğinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek malzemelerin tutulması için kendisine verilen depolama alanına malzemeleri yerleştirdiğini ve kilitlediğini, ancak söz konusu hırsızlık olayının arka arkaya 3 defa meydana gelmesinin davalı şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğinin en büyük göstergesi olup, şantiye alanının güvenliğini sağlamakla yükümlü olan davalı şirketin bu sebeple müvekkil şirkette meydana gelen zararın tazmininden de sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL üzerinden açılan davada, yargılama sırasında verilen 17.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 65.001,00 TL alacağın olay tarihi olan 28.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zararın olduğu hırsızlık olaylarının 2018 tarihinde gerçekleştiğini, davacının bu tarihte meydana geldiğini ileri sürdüğü olaylara dair taleplerinin 23.09.2021 dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığını, yüklenici-davacı yan ile davalı şirket arasında hakediş ve kesin kabul yapıldığını, kesin kabul tutanağı imzalandığında davacı tarafın müvekkili şirketi ibra ettiğini, ibranamedeki borç tutarının banka kanalıyla eksiksiz şekilde davacı tarafa ödendiğini, davacı tarafından hak ve alacakların sona erdiğine yönelik ibranameye rağmen dava ikame edilmesinin davacı tarafa herhangi bir yarar sağlamayacağını, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, tarafların tacir olması ve dava konusuna uygulanacak sözleşmelerin güven ölçüsünün diğer sözleşmelere göre yüksek olduğunu, meydana gelen olaylardan dolayı müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin inşaat sırasında pek çok farklı yüklenici ile çalıştığını, ancak davacı dışında şantiyede hiçbir yüklenicinin malzemesinin hırsızlık sonucu zayi olması durumu yaşanmadığını, müvekkili şirket yükümlülüğünün İSG yükümlülüklerine uymak, çevre güvenliğini almak, davacı tarafın yükümlülüğünün ise yüklendiği işlerin yanında malzemelerin, araç-gereçlerin, yüklenici tarafından yapılan işlerin ve tesisin güvenliğinin sağlanması ile kurulan deponun kurulum, yönetim ve korunması olduğunu, şantiyede kameraların bulunduğunu, şantiyenin üç metre yükseklikte duvar, panel çit ve tel ile çevrili olduğunu, alarmların bulunduğunu, bekçi kulübelerinde düzenli bir biçimde iki bekçi istihdamının gerçekleştirildiğini, davacı şirketin sigortaya yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sorumluluklarını yerine getirdiğini, ancak davacı yanın ilgili sorumluluklarını yerine getirmediğini savunarak, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı şirketin elektrik yapım işlerini üstlendiği davalı şirkete ait inşaatın şantiye alanında meydana gelen hırsızlık olayları nedeniyle uğradığı zararın davalı taraftan tazmini istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; Davada çözümü gereken yön, şantiye alanından çalınan davacıya ait malzemelerden dolayı davacının uğradığı zarardan, davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise davalının sorumluluğunun kapsam ve miktarının tayin ve tespiti noktasındadır.
Mahkememizce gerekli deliler toplanarak, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişilerden gerekli incelemeyi içeren, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak tahkikat tamamlanmıştır.
Bu durumda; yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna, sunulan beyanlara, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davacı şirketin yüklenici, davalı şirketin iş sahibi olduğu konusu … numaralı parsellerdeki Konut İnşaatı İşi Sözleşmesi kapsamında elektrik işlerinin birim fiyat usulü ile yapılması olan 28.03.2018 tarihli sözleşmenin imzalandığı, ancak 26.08.2018, 27.08.2018 ve 28.08.2018 tarihlerinde arka arkaya olmak üzere
şantiyede 3 defa hırsızlık olayının meydana geldiği ve bu hırsızlık olayları nedeniyle davacı şirkete ait malzemelerin çalındığı, hırsızlık nedeniyle davacının uğradığı zarardan şantiyenin güvenliğinden sorumlu olduğu iddia edilen davalı iş sahibinin sorumlu bulunduğunun iddia edildiği, taraflar arasında imzalanan Elektrik İşleri Ek Özel Sözleşmenin “İşverenin
Yükümlülükleri” başlıklı 3. Maddesinin c bendinde; “İş güvenliği mevzuatına uygun olarak firmamız
gerekli önlemleri alacak, çevre güvenliğinin sağlanması işverene ait olacaktır.” denilmek suretiyle
güvenliğin sağlanmasında sorumluluğun davalı işverene ait olduğunun belirtildiği, ancak meydana gelen
hırsızlık olaylarından sonra davacı yüklenicinin işine devam ettiği, taraflar arasında hak ediş ve kesin kabulün yapılarak, 01.06.2020
tarihinde taraflar arasında yapılan ibranamede; davacının teminat alacağı dışında tüm alacaklarını aldığını, davalı şirketten doğmuş ve doğacak hiçbir alacağının bulunmadığını, davalı şirketi ibra ettiğini belirtmiş olup, davacının meydana gelen hırsızlık olaylarından sonra işe devam etmesi, sözleşme konusu işin
%100 oranında gerçekleştirilmesi, sözleşme bedelinin ödenmesi, işin kesin kabulünün yapılarak, davacı yüklenici şirket tarafından kesin kabul tarihi itibariyle iş sahibi olan davalı şirketin
ibra edilmesi hususları gözetildiğinde, davacının üstlendiği iş ile ilgili olarak davalıyı ibra edip, doğmuş ve doğacak hiçbir alacağının bulunmadığını belirttikten sonra aralarındaki bu hesaplaşma ve ibralaşmaya rağmen, geriye dönüp geçmişte meydana gelen hırsızlık olayları sonucu uğradığı zararı davalıdan tazmin talebi ile işbu davayı açmasının hukuken yerinde olmadığı gibi davaya konu sözleşme konusu şantiye sahasının içinde 26.08.2018, 27.08.2018 ve 28.08.2018
tarihlerinde yüklenici şirkete ait muhtelif elektrik kablolarının çalınması şeklinde meydana gelen hırsızlık olaylarında, iş sahibi olan davalı şirketin bir kusurunun da tespit
edilemediği, sözleşmenin iş
güvenliği ile ilgili hükümlerinde, yüklenicinin iş yerinde her türlü makine, araç,
malzeme, ihzarat, iş ve hizmet makineleri, taşıtlar vb. ile yüklenici sözleşmesi konusu
yapım ve hizmet işlerinin kesin kabul yapılıncaya kadar korunmasından sorumlu
olduğunun düzenlendiği görülmekle, davacının meydana gelen hırsızlık olaylarında bir kusuru tespit edilemeyen davalıdan talepte bulunması yerinde olmadığı gibi davalının sözleşme hükümleri uyarınca şantiyenin güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu, bu nedenle kusuru olmasa da sorumlu olacağının kabul edilmesi halinde ise bu kez de davacının meydana gelen hırsızlık olaylarından sonra işe devam edip, işini bitirdiği ve davalıyı ibra ettiği göz önüne alındığında davacının talebinin bu kez de mevcut ibraname kapsamında yerinde olmadığı, bu nedenlerle davacının uğradığı zararın davalıdan tazminine ilişkin taleplerinin hukuken dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla, varılan hukuki sonuca ve yapılan açıklamalara uygun olarak davacının yerinde görülmeyen davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının yerinde görülmeyen davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın, peşin alınan 59,30-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.110,00 TL olmak üzere toplam 1.169,30 TL’den mahsubu ile kalan 1.088,60 TL fazladan yatan harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş olması nedeniyle; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri ile dava değeri göz önüne alınarak davalı taraf yararına tayin ve takdir olunan 10.416,16-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim…
¸e-imzalıdır.