Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/549 E. 2022/10 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/549
KARAR NO : 2022/10

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …-
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalıya verilen mallar karşılığında; 25.12.2019 tarihli 299,35 TL bedelli, 04.02.2020 tarihli 251,23 TL bedelli, 04.02.2020 tarihli 38,63 TL bedelli irsaliyeli faturalar kesildiğini, ancak davalı faturalara ilişkin hiçbir ödeme yapmadığını, davalının faturalara ilişki borçları ödememesi üzerine taraflarınca Ankara …Müdürlüğü’nün 2020/7516 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup; davalıya gönderilen ödeme emrinin 03.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından 07.09.2020 tarihinde hiçbir gerekçe olmaksızın borca itiraz edildiğini ve 07.09.2020 tarihinde davalının yapmış olduğu haksız itiraz neticesinde icra takibinin durduğunu, davalının yapmış olduğu itiraz, haksız olup, hakkaniyete ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, faturalara dayalı alacak davalıdan icra takibi başlatılmadan önce ödenmesinin istendiğini ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle ödeme yapmayan davalı aleyhine Ankara 9… İcra Müdürlüğü’nün 2020/7516 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve sebepsiz şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının, icra takibine itiraz etmesinde hiçbir hukuki dayanağı olmadığını ve davalının itirazının hakkaniyete de aykırı olduğunu, takibe itiraz dilekçesi sunulurken davalı tarafça itiraz dilekçesinde ödemeye ilişkin hiçbir beyanda bulunulmadığı gibi itiraz dilekçesi ekinde evrak yahut kayıt da sunulmadığını, ödeme emrinin 4. maddesinde borcun nedeninin açıkça belirtilmiş olup, borca itiraz dilekçesinde borçlunun yalnızca müvekkiline hiçbir borcu olmadığını beyan etmekle yetindiğini, bu durum da; davalının itirazının yalnızca zaman kazanmaya yönelik haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, takip konusu belgelerin fatura olup alacağın likit ve belirli olduğunu, müvekkilinin alacağını temin amacıyla davalı aleyhine başlattıkları Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2020/7516 E. sayılı dosyasına davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamını, davalının müvekkile alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirkete borcu olmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediğini, tamamının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, 1995 yılından dan beri ticaretle uğraşan bir esnaf olduğunu şimdiye kadar hiç bir esnafla ne icralık ne de mahkemelik bir durumla karşı karşıya gelmediğini, davacı şirketle üç ay kısa bir dönem ticaretleri olduğunu, kendilerinden aldığı ilk mallar da bozuk çıkınca mallarını geri almak için kendilerini defalarca aradığı halde gelip mallarını geri almadıklarını, tabi ki bu arada malların bedelini kendilerine ödediğini, aradan altı ay geçtiğini aynı firmanın iş yerine gelerek kendisine mal vermek istediklerini, kendilerine daha önce onlardan aldığı ürünlerin bozuk çıktığını gelip geri almalarını bu nedenle bu saatten sonra bir daha kendileri ile alış veriş yapamayacağımı söylediğini, bunun üzerine hakkında icra takibi başlattıklarını, borçlu olmadığı için icra takibine itiraz ettiğini, çünkü icra takibi ve davaya konu olan faturaların kendisine ait olmadığını, faturalarda kaşesi ve imzası olmadığını, düzenledikleri faturaların hayali olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların tümünün yersiz ve mesnetsiz olduğu anlaşıldığından davanın reddine mahkeme harç ve masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. 6100 Sayılı HMK. 2. Maddesi uyarınca; değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisi yönünden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, “ticari iş” ve “ticari dava” birbirinden farklı kavramlar olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Somut olayda uyuşmazlık cari hesap ve faturaya dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava, konusu itibariyle ticari dava niteliğinde değildir. Celp edilen vergi kaydına göre davalı da tacir değildir. Bu durumda, eldeki davanın asliye ticaret mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin tacir olması zorunludur. Davacı her ne kadar tacir ise de davalı böyle bir sıfata haiz değildir. Ticaret sicil sorgusuna göre davalının ticaret sicil kaydı da bulunmamaktadır.Vergi kaydına göre de davacı esnaf kategorisindedir. Ayrıca dava konusu ihtilaf, TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan da değildir. Şu durumda eldeki davada uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan söz edilemeyecek olup 6100 Salıyı HMK. 2. Maddesi uyarınca; davada bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkememizce görev yönünden davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince esas hükümle birlikte nazara alınmasına,

Dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.13/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.