Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/523 E. 2023/126 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.

8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/523 Esas
KARAR NO : 2023/126

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … – …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07.03.2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile 14.06.2017 tarihinde, o dönem için yapımı devam eden … “…” inşaatı kapsamında yer alan cebri boru aksesuarlarının davalı tarafından sunulan imalat projeleri ve şartnamesine göre, müvekkilin temin edeceği malzemelerden dirsek, sabit ve kayar mesnet, menhol, ring gibi elemanların fabrikada imal edilmesi, proje ve şartnamesine göre boyanması, iş yerine nakli, davalı tarafından temin edilen spiral borular ile imalatı yapılan dirseklerin ve aksesuarların yerine montajı ve işletmeye alma testlerinin yapılması gibi işleri kapsar nitelikte sözleşme imzaladığını, sözleşmede işin teslim tarihinin 31.12.2017 tarihi olarak belirtilmiş olmasına rağmen, sözleşme bitim ve belirtilen teslim tarihine kadar davalı tarafından boru montaj yerinin sözleşmeye uygun hale getirtilip, müvekkiline yer tesliminin yapılmadığını, bu nedenle sözleşme gereği işlerin yapımına ancak 2018 yılında başlanılabildiğini, 2018 yılı başından, sözleşmenin haksız ve sözleşmeye aykırı olarak feshedildiği 12.06.2018 tarihine kadar sorunsuz olarak müvekkili şirketin işin yaklaşık %75’lik kısmı olan yaklaşık 500 ton cebri boru montajını şantiyede fiili olarak yerine getirdiğini, müvekkili şirketin montaj ekibinin 12.06.2018 tarihinin dini bayram olması nedeniyle tatile çıktıklarını, davalı tarafından 18.06.2018 tarihinin işe başlama tarihi ilan edildiğini ve müvekkilin montaj ekibinin, bayram dönüşü iş başı yapmasının bir gün gecikmesi nedeniyle davalı şirket şantiye yetkilileri tarafından, müvekkili şirketin üstlendiği işin sözlü olarak durdurulduğunu ve cebri boru montajı işine 20.06.2018 tarihinde başka bir ekip ile devam edildiğini, bu durumun davalının müvekkiline gönderdiği tarihsiz ihtarnameden açıkça anlaşıldığını, davalının bu keyfi tutumunun Sözleşmenin 11. Maddesinde öngörülen; “Taşeron, sözleşme ve eklerinde tayin olunan yükümlülüklerinin herhangi birisine kısmen veya tamamen riayet etmediği takdirde işverence kendisine ihtarname yazılarak 10 takvim günlük bir süre tanınır.” ibaresine açıkça aykırı olduğunu, kendisi işi başlatmada yaklaşık 6 ay temerrüde düşen davalının, sözleşmeyi hiçe sayarak tek taraflı ve haksız olarak sözleşmeyi feshederek müvekkil şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, yapılan işler son aşamaya geldiğinde, davalı tarafın tam bu aşamada hiçbir haklı gerekçe yokken ve sözleşmeye aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, kalan işi de müvekkile ödenmesi taahhüt edilen miktarın çok aşağısına başka birilerine yaptırdığını, dava öncesi arabuluculuk görüşmelerinin de müvekkilinin bütün iyi niyet ve olumlu tutumuna rağmen olumsuz sonuçlandığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik, talep edilen 15.000 TL müvekkili şirketin 14.06.2017 tarihli Sözleşmenin haksız feshedilmesinden kaynaklı olarak uğradığı maddi zararın, fesih tarihi olan 20.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … bünyesinde yer alan bir şirket olup, … bünyesinde yer alan …A.Ş.’nin … İlçesinde bulunan “…” projesinin lisans sahibi ve maliki olduğunu, müvekkili şirketin de söz konusu projenin yapımını müteahhit sıfatıyla üstlendiğini, müvekkili şirketin söz konusu proje kapsamında davacı ile 14.06.2017 tarihinde birim fiyatlı alt istisna (taşeronluk) sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın … inşaatı kapsamında yer alan cebri boru aksesuarlarının müvekkili şirket tarafından sunulan imalat projeleri ve şartnamelerine göre davacının temin edeceği malzemelerle dirsek, sabit ve kayar mesnet, menhol, ring gibi elemanların fabrikada imal edilmesi, proje ve şartnamesine göre boyanması, işyerine nakli, davalı şirket tarafından temin edilen spiral borular ile imalatı yapılan dirseklerin ve aksesuarların yerinde montajı ve işletmeye alma testlerinin yapılması” işlerini yapmayı üstlendiğini, sözleşmeye göre işin belirtilen tarihten sonra teslim edilmesi durumunda, taşeronun her takvim günü için işverene toplam sözleşme tutarının binde dördü tutarında gecikme cezası ödemeyi kabul ettiğini, toplam kesilecek cezanın sözleşme tutarının %20’sini geçemeyeceğini, sözleşmeye konu işlerin 31.12.2017 tarihinde tamamlanacağını, davacı tarafın sözleşme ve iş programı doğrultusunda imalatlara başladığını, davacı tarafla sözleşme doğrulusunda ilk hakedişin 31.08.2017 tarihinde, ikinci hakedişin 31.10.2017 tarihinde, üçüncü hakedişin 30.11.2017 tarihinde, dördüncü hakedişin 31.01.2018 tarihinde yapıldığını, davacı taraf ile 2017 yılında 3 adet hakediş yapıldığını, davacı tarafın hakedişler doğrultusunda faturasını kestiğini, sözleşme doğrultusunda hakediş bedellerinin tamamının davacı tarafa ödendiğini, sözleşmenin imza tarihinin 14.06.2017 olduğunu, sözleşme konusu işlerin tamamlanma tarihinin (kesin vade tarihi) 31.12.2017 olduğunu, iş programında (imalatların montajında) gecikmeler yaşandığını, davacı tarafa montaj personeli sayısının artırılması konusunda defalarca şifahi uyarıda bulunulduğunu, davacı tarafin yetkilisinin bu uyarıları dikkate almadığını, sözleşmeye konu işlerin tamamlanması için taraflarca kabul edilen kesin sürenin 5,5 ay olduğunu, davacı taraf montaj ekibinin 18.06.2018, 19.06.2018 ve 20.06.2018 tarihlerinde montaj sahasına gelmeyerek montaj yapmaması üzerine, sözleşmeye konu kalan montaj işlerinin davacı nam ve hesabına tamamlandığını, dolayısıyla davacı tarafın teslimde gecikmiş olduğu hususunun sabit olup, kalan imalatlar tamamlanmış olduğundan davacı tarafın haksız fesih ve müspet zarar iddialarının fiili ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bir an için sözleşmenin feshedildiği düşünülse dahi, feshin haklı fesih olduğunu savunarak, haksız ve yersiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan 14.06.2017 tarihli, yapımı devam eden “… İnşaatı” kapsamında yer alan bir kısım işlerin taşeron olarak adlandırılan davacı tarafından yerine getirilmesi işine ilişkin eser sözleşmesinin, davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasıyla uğranılan maddi zararın belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 15.000,00 TL’sinin davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; Davada çözümü gereken yön, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedilip edilmediği ile davacının bu haksız fesih nedeniyle müspet zararının doğup doğmadığı, doğmuş ise miktar ve kapsamının tayin ve tespiti noktasındadır.
Mahkememizce yapılan yargılamada tarafların dayandıkları deliller toplanmış, davanın konusu ve niteliği ile davalı tarafın muvafakat etmemesi de nazara alınmak suretiyle davacı tarafın tanık dinletme isteminin reddine karar verilerek, tarafların yazılı delilleri ile ticari defter ve kayıtları üzerinde oluşturulan bilirkişi heyetince gerekli incelemeler yapılarak, asıl rapor ile itirazlar üzerine ek raporlar alınmış olup, düzenlenen raporlara karşı tarafların beyanları da alınmak suretiyle tahkikat tamamlanmıştır.
Bu durumda; yapılan yargılamaya, toplanan delillere, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye, bilirkişi heyetince düzenlenen asıl ve ek raporlara ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 14.06.2017 tarihli Sözleşme incelendiğinde; Sözleşmede davalı … Ticaret A.Ş.’nin “İşveren”, davacı … Müh. Çelik Ürün Mak. İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.’nin “Taşeron” olarak adlandırıldığı, Sözleşmenin konusunun yapımı devam eden “… İnşaatı” kapsamında yer alan cebri boru aksesuarlarının işveren tarafından sunulan imalat projeleri ve şartnamesine göre, taşeronun temin edeceği malzemelerden dirsek, sabit ve kayar mesnet, menhol, ring gibi elemanların fabrikada imal edilmesi, proje ve şartnamesine göre boyanması, iş yerine nakli, işveren tarafından temin edilen spiral borular ile imalatı yapılan dirseklerin ve aksesuarların yerine montajı ve işletmeye alma testlerinin yapılması gibi işleri kapsadığı, Sözleşmenin “Teslim Süresi”ne ilişkin 3. Maddesinde, Teslim süresinin sözleşmenin imzalanması tarihi itibariyle başlayacağı, bu sürenin her türlü fabrika imalatı ve testleri, şantiyeye nakli, montaj ve işletmeye alma süpervizörlüğü dahil 31 Aralık 2017 tarihinde tamamlanmış olacağı, işin belirtilen tarihten sonra teslim edilmesi durumunda, taşeron her takvim günü için işverene toplam sözleşme tutarının %0.4 (binde dört) tutarında gecikme cezası ödemeyi kabul edeceği, toplam kesilen cezanın sözleşme tutarının %20’sini geçemeyeceği, İşveren işin hızının tespit edilen sürelerde olamayacağı kanaatine vardığı takdirde programı geciktirmemek için işin bazı kısımlarını veya tamamını taşeron nam ve hesabına yapmak veya başkasına yaptırmak üzere müdahale hakkına sahip olduğu belirtilmiş olup, Sözleşmenin 6. Maddesinin son fıkrasında da; İşveren, işin hızının tespit edilen sürelerde olamayacağı kanaatine vardığı takdirde programı geciktirmemek için işin bazı kısımlarını veya tamamını taşeron nam ve hesabına yapmak veya başkasına yaptırmak üzere müdahale hakkına sahip olduğunun düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan bahse konu sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, dava konusu somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında Sözleşme kapsamında yapılan iş karşılığında 11 adet hakediş tanzim edilmiş olduğu, taraflarca imzalanan hakedişlerde herhangi bir ihtirazı kayıt bulunmadığı, tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesinde, düzenlenen hakedişlere istinaden tanzim olunan faturalar ve buna ilişkin ödemelerde herhangi bir tutarsızlığın bulunmadığı, Sözleşmenin teslim süresine ilişkin 3. maddesinde, teslim süresinin sözleşmenin imzalanması tarihi itibariyle başlayacağı, bu sürenin her türlü fabrika imalatı ve testleri, şantiyeye nakli, montaj ve işletmeye alma süpervizörlüğü dahil 31 Aralık 2017 tarihinde tamamlanmış olacağının belirtildiği, davacı tarafça sözleşmede işin teslim tarihinin 31.12.2017 olarak belirtilmesine rağmen, yer tesliminin yapılamaması nedeniyle işlerin yapılmasına 2018 yılında başlanabildiği ifade edilmiş ise de 2017 yılında yapılan 3 adet hakedişe ait yapılan imalatlara göre işe başlanılmış olduğunun belirlendiği, dolayısıyla bilirkişi kurulunca, sözleşmeye göre davacı şirketin işi 31.12.2017 tarihinde bitirmesi ve teslim etmesinin değerlendirildiği, işin bu sürede tamamlanmadığı, davalının da sonraki hakedişleri kabul ederek fiilen süre uzatımına gittiği, ancak yine de işin süresinde bitmediği ve sözleşmede belirlenen süreyi bir kattan fazla aştığı, bu durumda davacıya süre veren davalı işverenin işin tamamlanması bakımından sözleşmede kendisine tanınan hak ve yetkileri kullanmış olmasının işin mahiyetine uygun olduğu, Sözleşmenin 3. ve 6. Maddelerinin son fıkralarında, davalı işverene işin hızının tespit edilen sürelerde olamayacağı kanaatine vardığı takdirde programı geciktirmemek için işin bazı kısımlarını veya tamamını taşeron nam ve hesabına yapmak veya başkasına yaptırmak üzere müdahale hakkı verildiği, bu hakkın kullanımının herhangi bir şekil şartına, ihtarname düzenlenmesine ve süre verilmesi şartına bağlanmadığı, dosya kapsamına ve hakedişlere göre de davacı işçilerinin işe geç başlaması karşısında işin tamamlattırıldığı, bu durumda, davalı işverenin sözleşmenin kendisine tanıdığı hak ve yetkiler içerisinde hareket etmiş olduğu sonucuna varılmakla, davacı taşeronun haksız fesih ve buna dayalı olarak ileri sürdüğü müspet zarar iddialarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacının yerinde görülmeyen davasının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının yerinde görülmeyen davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, dava açılırken alınan 256,17-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 76,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.