Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/510 E. 2021/522 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/510
KARAR NO : 2021/522

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 02/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesiyle özetle; davacıların mirasbırakanı …, … Bankası A.Ş.’den 03/09/2020 tarihinde 48 ay vadeli 55.000,00 TL bedelli tüketici kredisi kullandığını, bu krediyi kullanırken yine aynı tarihte bu kredi ile ilgili olarak “Kredi Bağlantılı Hayat Sigortası” yapıldığını, müteveffa …’tan prim olarak 7.031,42 TL kesilerek hayat sigortası poliçesi, 95316589 poliçe numarası ile imzalandığını, hayat sigortası yapılan …, krediyi kullandığı tarihte 71 yaşında olduğunu, kendisinden sağlık raporu alınmadığını ve hayat sigortası olarak çok çok yüksek bir prim tutarı kesildiğini, sigorta süresi içerisinde riziko gerçekleştiğini ve davacının miras bırakanı …, 04.12.2020 tarihinde, krediyi kullandıktan ve hayat sigortası yapıldıktan tam üç ay sonra hayatını kaybettiğini, davacıları davalı sigorta şirketine başvurduğunu, davalı sigorta şirketi riziko gerçekleşmesine rağmen sigorta bedelini ödemeyi reddettiğini, davalı sigorta şirketi tarafından arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığını, davacılar müteveffanın yasal mirasçıları olarak ilgili krediyi ödemeye devam etmediğini, bilirkişi marifeti ile tespit edilecek tazminat olarak şimdilik 100,00 TL’nin rizikonun gerçekleşme tarihi olan 04.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacılara ödenmesini, dava sonuna kadarı kredi ödemelerinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup davacıların murisi ve davalı sigorta şirketi arasındaki uzun süreli Grup Hayat Sigorta Sözleşmesine dayalı olarak tazminat tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenlerle işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k bendinde “ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı kanunun 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
İş bu davada; dava tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, Hayat Sigortası Poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin bu davada davacıların murisi ve davalı sigorta şirketi arasındaki uzun süreli Grup Hayat Sigorta Sözleşmesine dayalı olarak açılan bu davanın dayanağı Hayat Sigortası Sözleşmesi olup, uyuşmazlık kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, Hayat Sigorta Sözleşmelerinin niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.), gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı Yasanın 73/1 maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere muris tüketici konumunda olup, davacılarda miras ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında aktedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi anılan Kanunun 3,73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca Tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır.
Bir tüketici işlemi söz konusu olduğu, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olmadığı nedenle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca bu hususun dava şartlarından olduğu ve davanın her aşamasında resen dikkate alınacağı da gözetilerek davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi görevli mahkeme olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine , 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine tevzi için Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3- Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
4- Karar kesinleştiğinde ve gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde HMK ‘ nun 22. maddesi 1.fıkra son cümlesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 02/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.