Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/494 E. 2021/523 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/494 Esas
KARAR NO : 2021/523

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – …..

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 02/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/09/2021
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Gimat şubesi ile dava dışı … Şekerleme Gıd. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, dava dışı firmanın müvekkili bankaya kredinin ödeme aracı olarak davalının keşide ettiği toplam bedeli 895.000,00 TL olan çekleri ciro ettiğini, müvekkili bankanın çeklerin yasada öngörülen ibraz süreleri içinde ibraz edilmemesi ve süresinde takip yoluna başvurulmaması nedeniyle söz konusu senetlerin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, TTK’nın 732.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağın talep edilmesinin mümkün olduğunu belirterek çek bedeli olan 895.000,00 TL’nin davalıdan sebepsiz zenginleşmenin vaki olduğu tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağın tahsili isteğine ilişkindir.
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”, aynı kanunun 23. Maddesinde “6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. …” düzenlemesinin yer aldığı, yine aynı kanun 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
İş bu davada; sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde 895.000,00 TL için alacak talebinde bulunulduğu, bu haliyle arabulucuya başvurulması zorunlu davalardan olduğu anlaşılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Davacı vekili uyap üzerinden sunduğu 02/09/2021 tarihli dilekçesinde; dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığını bildirmiştir.
Zorunlu arabuluculuğun yürürlüğe girdiği 01/01/2019 tarihi ve davacının dava ikame tarihi olan 24/08/2021 tarihi, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 02/09/2021 tarihli dilekçesi içeriği itibariyle davacı tarafça arabulucuya başvurulmadığı, başvuru yapılmadan işbu davanın açıldığı anlaşılmakla, süre verilmesini gerektirir bir durumun olmadığı, bu haliyle zorunlu arabuluculuk prosedürü tamamlanmadan açılan işbu davanın TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi. 02/09/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …