Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/455 E. 2022/51 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/455
KARAR NO : 2022/51

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …

İHBAR OLUNAN :….
DAVA : TAZMİNAT (Sözleşmeden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/03/2014
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
G.K.YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 22.02.2008 tarihli ”Maden Ruhsatı Devir ve Satış Sözleşmesi”yle, maden sahası ruhsatının, maden sahasında bulunan kömür rezervlerinin çıkarılması ve işletilmesi hakkı saklı tutularak devredildiğini, sözleşme gereğince müvekkilinin 6 yıl kömür rezervlerinin kullanılması konusunda hiç bir hak talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu süre içinde müvekkilinin söz konusu sahaya gitmediğini, süreç içinde yasada değişiklik yapıldığı ve linyit kömürü ile uranyum cevheri için ayrı ruhsatlama işlemlerinin yapılabileceğine karar verildiğini , davacının uranyum cevheri araması için … nezdinde intibak işlemlerini yaptırarak kendi adına ruhsat aldığını ancak kömür hakları ile ilgili ruhsatlama işleminin yaptırılmayarak (kömür haklarını hariç tutarak maden arama ruhsatını yenilediğinden), müvekkilinin sözleşmeye konu sahadaki IV.grupta yer alan linyit kömürü cevherini arama ruhsatına konu sahanın ihaleye açık hale getirildiği ve ilgili birimce ihaleye çıkarılarak dava dışı şirket uhdesinde ruhsatlandırıldığını ve böylece davalının uhdesinde tutması gereken sahada müvekilinin linyit kömürü işletme hakkını kaybettiğini, bu durumuda , karşılıklı kabule göre sahada bulunan 200.000 ton linyit kömürünü çıkartamayacaklarını belirterek; davalının sözleşmeye aykırı hareketleri ile zarara uğrayan müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak şimdilik 20.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili bilahare 26.03.2015 tarihli oturumda; davalı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme tarihinde IV.grup maden arama ruhsatının müvekkiline ait olduğunu, kömür arama hakları saklı tutularak uranyum madeni arama haklarını davalıya devir ettiklerini, sözleşme sonunda ruhsatın müvekkiline iade edileceğini kararlaştırıldığını ancak davalının yasal değişiklik nedeniyle müvekkiline bilgi vermediği gibi …’e başvurarak linyit kömürü arama ruhsatını almadığından müvekkilinin söz konusu sahada linyit kömürü arama ve işletme hakkını kaybettiğini, sözleşme gereğince kömür çıkarma hakkının kaybedilmesi halinde davalının 200.000 USD ödeyeceğinin kararlaştırıldığını , çekilen ihtarnameye rağmen de bu bedelin ödenmediğini, sözleşme sonunda ruhsatın müvekkiline verileceğini ancak davalının süresinde ruhsat için başvuruda bulunmaması nedeniyle maden arama ruhsat hakkını da kaybettiğini belirterek, kömür maden sahasını kullanamamaları nedeniyle şimdilik 20.000,00TL nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava konusu ettiklerini belirtmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında belirtilen devir sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme ile davacıya ait IV. Grup maden arama ruhsatı içinde yer alan uranyum madeninin arama ruhsatını devir aldıklarını, maden sahasını devir aldıktan sonra müvekkilinin uranyum araması yaptığını, ancak yeterli rezerv tespit edemediklerinden ve sözleşmede 3. kişiye devir yasağı bulunmadığından, söz konusu sahanın uranyum arama ruhsatını dava dışı … Madencilik Ltd.Şti.’ye davacıdan aldığı yetkilerin tamamı ile birlikte devrettiklerini, adı geçen … Madencilik uranyum madeni rezerv araştırmasını tamamlayıp işletmeye geçmek üzere olduğunu, davacının kömür işletmesi yapmasının uranyum cevheri rezervinin belirlenmesinden sonra mümkün olabileceğini yada engel yok ise birlikte aynı sahada çalışılabileceğini, eğer davacının kömür işletmesine engel bir durum ortaya çıkar ise davacının kömür arayamama ve çıkartamama durumundan kaynaklanan zararlarını karşılamak üzere 200.000 USD tazminatını uranyum madeninden elde ettiği gelirden davacıya ödeyeceğinin kararlaştırıldığını , davacının ruhsat kaybının kendilerinin sözleşmeyi ifa etmemelerinden kaynaklanmadığını , sözleşmenin devamı sırasında Maden Kanununda değişiklik yapılarak maden işletme gruplarının değiştirildiğini, kömür madeninin başka bir gruba dahil olduğunu ve hak sahiplerine intibak işlemleri için süre verildiğini, bunun da davacı tarafından yapılması gerektiğini kendilerini ilgilendiren bir durum olmadığını , kömür ile ilgili tüm tasarruflarının davacı firmada olduğunu, yapılan devir sözleşmesinde bunun belirlendiğini, ancak davalının yasaya göre öngörülen intibak işlemlerini yapmadığını, müvekkiline de herhangi bildirimde bulunmadığını bildirerek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini ve maden ruhsatının hali hazır sahibi … Madencilik Ltd. Şti.’nin dava dışı 3.kişi konumunda olması nedeniyle davanın … Madencilik Ltd.Şti.’ne ihbarını talep etmiştir.
İhbar olunan … Madencilik Ltd. Şti. vekili beyan dilekçesinde; Öncelikle söz konusu maden ruhsatının bulunduğu sahanın Yozgat ili Sorgun ilçesi sınırları içerisinde bulunduğu ve dava konusunun gayrimenkulun aynına ilişkin olduğu nazara alınarak HMK’nun 12. maddesi gereğince Sorgun / Yozgat mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkisizlik karar verilmesini, yine zaman aşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiş , bu itirazların kabul görmemesi halinde ise ; müvekkili şirket uhdesinde bulunan söz konusu sahadaki ruhsat ile bir başka ruhsatın birleştirilmesiyle oluşturulan 201200147 nolu işletme ruhsatının … tarafından herhangi bir gerekçe olmaksızın iptal edildiğini, bu nedenle ABD Washington kentinde mukim … tahkim merkezinde dava açıldığını, bu mahkeme yargılamasının neticesinin beklenmesini , yine dava konusunun sözleşmeye aykırılıktan doğan tazminat istemine ilişkin olup, bu şahsi hakkın 3.kişi olan müvekkiline yöneltilemeyeceğini, söz konusu maden sahasında görünür rezerv bulunmadığını, 3213 sayılı Maden Kanun’un da 2010 yılında yapılan değişiklik ile IV. Grup Madenler içinde yer alan radyoaktif minarellerin/ uranyumun VI. Grup olarak ayrı bir gruba ayrıldığını , müvekkilince …’e başvurularak uranyum için ayrı bir ruhsat alındığını , kömür sahasının ruhsatı için davacının ruhsatlama işinin kendilerini ilgilendirmediğini belirterek; davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, ” Maden Ruhsatı Devir ve Satış” Sözleşmesine aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak 22/02/2008 tarihli maden ruhsatı devir ve satış sözleşmesine, IV. Grup maden arama ruhsatına, kömür analiz raporlarına, bilirkişi incelemesine, noter ihtarlarına, davalı vekili ise; taraflar arasındaki sözleşmeye, ihtarnamelere, tarafların ticari defter ve kayıtlarına, … kayıtlarına, tanık, isticvap ve yemin delillerine dayanmıştır.
Mahkememizce 30/12/2016 tarih ve 2014/173 esas 2016/1018 karar sayılı ilam ile; davanın rödövans sözleşmesine aykırılık sonucunda oluşan zararın tahsili istemine ilişkin olduğu ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi 30/11/2018 tarih ve 2018/2046 esas 1872 karar sayılı ilamı ile ; dava konusu uyuşmazlığın TBK’nun 357 vd. maddelerinde düzenlenen hasılat kirasının bir türü olarak kabul edilen rödovans sözleşmesine ilişkin olmadığı, 22/02/2008 tarihli maden ruhsatı devir ve satış sözleşmesinin ihlali nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu ve davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararımız kaldırılmış ve dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce dosya yukarıdaki esasımıza kaydedilerek yargılamasına devam edilmiştir.
Taraflar arasında yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayan 22/02/2008 tarihli maden arama ruhsatının devri ve satışı sözleşmesi konusunun, …uhdesinde bulunan ve Yozgat ili Sorgun ilçesi Temrezli köyü mevkiindeki 200703195 (ER-3135392) sicil sayılı IV. grup maden sahasının … ‘e satılması, satış bedeli ve ödeme zamanı, satıcının saklı tuttuğu hakları ve bu hakların kullanılma zamanı, şartları ve usulüne ilişkin hususların düzenlenmesi olduğu. …ruhsat alanının koordinatları içerisinde kalan ve devir öncesinde tespit ettiği linyit kömürü cevherinin üretim ve satış haklarının bu ruhsat devirden sonra da yedinde saklı tutulamaya devam edeceğinin kararlaştırıldığı .Saklı hakların kullanılma şartları ve usulü başlıklı bölümünde ise;”… …ruhsat içinde kalan ve devir öncesi bulup tespit ettiği yaklaşık 200.000 ton rezervi görülen linyit cevherine ilişkin aşağıda belirtilen saklı haklarını, yine aşağıda belirtilen şartlarda kullanılma haklarına sahip olabileceğinin belirtildiği, 1. maddesinde;…” bu kapsamda … burada belirtilen madencilik faaliyetleri ve çalışmalarını tamamlaması için kabul edilen 6 yıllık süre içerisinde Gümüşsuyu , yukarıda koordinatları ile belirtilen ruhsat parçası içerisinde kalan linyit kömürünün üretim ve işletmesine yönelik herhangi bir talepte olmayacağı 2. maddesinde;… yine …’nin yukarıda belirtilen ve 6 yıl süre ile yürütüleceği madencilik faaliyetleri sonucunda sicil- 200703195 sayılı maden sahasında, kendi tercih ve değerlendirilmeleri çerçevesinde işletmeye elverişli herhangi bir maden cevheri ve minareli bulması ve işletmeye karar vermesi halinde a)-… ‘nin bulduğu minarelizasyonun üretimi ve yapacağı işletmenin, linyit kömürünün üretimini tamamen imkansız kılması durumunda …, Gümüşsuya , KDV dahil 200.000,00 USD (Amerikan Doları) karşılığı YTL ödemeyi taahhüt etmektedir. Bu ihtimalin gerçekleşmesi ve …’nin 200.000 USD ödemeyi yapması halinde …yukarıda belirtilen koordinatlar içerisindeki linyit kömürü cevherine ilişkin hiçbir hakkı kalmayacağının kabul ve taahhüt etmiştir. b)- …’nin bulduğu mineralizasyonun üretimi yapacağı işletme, yukarıda belirtilen koordinatlar içerisindeki ruhsat parçasının sadece belirli bir kısmında bulunan linyit kömürünün üretimini imkansız kılması durumunda GÜMÜŞSUYA yapılacak ödemenin miktarı, linyit cevherinin tümü için ödenecek 200.000 USD baz alınarak üretimi engelleyen linyit cevherinin linyitin tümüne orantısı ölçüsünde hesaplanacak ve … tarafından …ödenecektir. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde …engel olunmayan kısmındaki üretme ve işletme hakkını kullanacaktır, c)- yukarıda a ve b fıkralarında belirtilen ihtimallerin gerçekleşmesi halinde Gümüşsuya yapılacak ödemeler …’nin işletmeye karar vereceği maden cevheri ve mineralin üretilmesi ve satışının gerçekleştirilmesi sureti ile elde edilecek kardan karşılanacaktır.” hükümlerini içerdiği anlaşılmıştır.
Davalı ile ihbar olunan … Madencilik arasında 16/04/2009 tarihinde yapılan maden ruhsatı devir sözleşmesinde ise; sözleşme konusunun halen … uhdesinde bulunan Yozgat ili, Sorgun ilçesi Termezli köyü mevkiindeki sicil 200703195 (ER-3135392) sayılı IV.Grup maden sahasının… devri ve ilgili hususların düzenlemesi olduğu, alınan ruhsat ve saha hakkında … tarafından yapılmış tüm sözleşme ve taahhütlerin, ruhsat devrinden sonra … tarafından da aynen korunacağı ve tüm akdi yükümlülüklerin bundan sonra … tarafından yerine getirileceği, maden ruhsatını devretmiş olmasına rağmen, geçerliliğini koruyan ilk devir sözleşmesi ile … nun, sahada bulunması muhtemel linyit kömürü potansiyeline dair maden haklarını uhdesinde tuttuğu ve kişisel hakkı olduğunun da … tarafından da kabul edildiği , yine sözleşmenin eki olarak Gümuşsuyu ve … arasında saha hakkında akdedilmiş ve halen geçerli olduğu kabul edilen 22/02/2008 tarihli maden ruhsatı devir ve satış sözleşmesinin belirtildiği görülmüştür.
Sözleşme konusu Yozgat il Sorgun ilçesi dahilinde bulunan …Madencilik uhdesindeki 200703195 sayılı arama ruhsatına ilişkin olarak Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne yazılan yazılara verilen cevaplardan ; Yozgat ili dahilinde bulunan 200703195 sicil sayılı arama ruhsatının 06/04/2007 yürürlüğe girdiğini ve 22/02/2012 tarihli Makam Oluruna istinaden … Madencilik Ltd. Şti. uhdesinde yer alan 200750065 sicil sayılı arama ruhsatı ile birleştirilmesi sonucu 201200147 sicil sayılı ruhsatın düzenlendiğini ve bu ruhsatın 07/10/2013 tarihinde işletme aşamasına geçtiğini , bu tarihte ilgili şirket hakkında işletme ruhsatının düzenlendiği ve adı geçen şirketin uhdesinde olduğu , bu nedenlerle 22/02/2012 tarih ve 1639 sayılı olur gereği birleştirme sonucu söz konusu ruhsatın genel müdürlüğün kayıtlarından silindiği ve mevcut durum itibariyle …Madencilik Ltd. Şti. uhdesinde bulunan ve yürürlükte olan bir ruhsatın bulunmadığı bildirilmiştir.
Yine ihbar olunanın ibraz ettiği bilgi ve belgeler ile işletme ruhsatına ilişkin ilgili Bakanlığa sunulan yazılar ve Bakanlık kararlarında ; söz konusu saha için verilen uranyum işletme ruhsatıyla çözelti madenciliği yöntemiyle uranyum işletilmesine izin verildiği ancak henüz işletmeye başlamak için gerekli iznin alınmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, davadan önce davalıya Ankara 49. Noterliğinin 28/01/2014 tarihli ve 01134 yevmiye numaralı gönderdiği ihtarında; sözleşme kapsamında müvekkili şirketin linyit kömürünün üretimi konusunda talepte bulunmasını sınırlandırılan 6 yıllık sürecin 22/02/2014 tarihinde sona ereceğini, bu nedenle sözleşmeni ilgili hükmü gereğince söz konusu alanda müvekkilinin linyit kömürünü çıkarabilmesi/işletebilmesi için …’e sunulmak üzere yetki protokolün düzenlenerek müvekkiline ihtar tebliğden itibaren 3 iş günü içinde gönderilmesini, yine sahanın müvekkiline teslimine ve de uranyum madeninin çıkarılması ve işletilmesinin kömür üretimine engel olup olmadığı konusunda taraflarına bir bildirimde bulunulmadığını, böyle bir durumun söz konusu olması halinde sözleşmenin saklı hakların kullanım şartları ve usulü başlıklı bölümün ikinci maddesinin a bendi uyarınca 200.000 $ (ABD doları) bedelinin, işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde belirtilen banka hesabına yatırılmasını, aksi halde sahadaki linyit kömür rezervinin müvekkili tarafından çıkartılıp işletilememesi nedeniyle müvekkilinin uğrayacağı zarar ve ziyanın tazmini için yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu ihtara cevaben Ankara …. Noterliği’nin 03/02/2014 tarih ve 02756 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile; söz konusu saha ile ilgili olarak linyit kömürü ile ilgili hakların devralınmadığını, bunun dışındaki maden arama için gerekli ruhsatlandırma ve ruhsatın da üçüncü kişiye devredildiğini, ruhsat ve saha üzerinde hiçbir tasarruflarının mevcut olmadığını, ve de … nezdinde sözleşmeye uygun şekilde yapılan intibat sonucunda mevcut ruhsat ile anılan maden sahasında kömür arama ve işletilmesi yapılamayacağını, söz konusu sahadaki kömür haklarının sözleşme gereğince davacıda kaldığını, yine sözleşmenin 2/a maddesine göre işletmelerinin linyit üretimini tamamen imkansız kılması halinin henüz ortaya çıkmadığını, yani işletmeye başlanılmadan ve durum ortaya çıkmadan tazminat talep şartının doğmadığını, yine dağsa dahil 2/c maddesi gereğince yapacakları işletmenin üretim ve satışının gerçekleşmesi ile elde edilebilecek kardan ödeneceğini, henüz ortada bir işletme üretim ve satışın da olmadığını belirterek talebin kabul edilmediğinin ihtaren bildirildiği görülmüştür.
Taraf delilleri toplanarak oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 18/05/2016 tarihli raporda; 22/02/2008 tarihli sözleşme uyarınca davalıya 6 yıllık süre boyunca devredilen arama ruhsatının , davacının, sahada linyit kömürü çıkarma hakkı saklı tutulmadan ve bertaraf edilerek dava dışı… devredildiği, adı geçenin de bu ruhsatı bir başka ruhsatla birleştirerek 201200147 nolu VI. grup işletme ruhsatına intibakını sağlandığı, davacı için saklı tutulan sahanın birleşmeden dolayı silinen saha konumuna geldiği ve bu şekilde davacının bu saha ile ilgili yeni bir ruhsat için müracaatta bulunarak sahada herhangi bir madencilik faaliyetini yürütmesinin mümkün olmadığını(davacının 22/02/2008 tarihli sözleşmede saklı tutulan haklarını kullanmasının mümkün olmadığını) , davalının zararı tazminiyle yükümlü olduğu ve davacının talep edebileceği zararının sözleşme hükmü gereğince kararlaştırılan 200.000 USD nin TL karşılığı ile sınırlı olduğunu, TL karşılığının 6 yıllık sürenin sonu olan 28/02/2014 tarihinde ki kurundan hesap edilebileceğini, bu tarihde ki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesap edildiğinde, istenebilecek zarar miktarının en fazla 444.020,00 TL olacağı yönünde görüş bildirmiştir.
İhbar olunan vekilinin söz konusu ruhsatın birleştirildiğini ve birleşme sonucu verilen uranyum işletme ruhsatının 20/06/2018 tarihinde Maden Kanunu gerekçe gösterilerek Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca iptal edildiğinin belirtilmesi üzerine son durum için yeniden yazılan müzekkereye verilen cevapta ; … Madencilik Ltd. Şti.’ne ait 201200147 sicil sayılı saha içi 07/10/2013 tarihli 10 yıllık maden işletme ruhsatının düzenlendiğini, ancak Maden Kanunu gereğince 20/06/2018 tarih ve 427281 sayılı olurları ile ruhsatının verildiği tarih itibariyle geriye doğru iptal edildiği, yok hükmünde sayıldığı ve Bakanlık aleyhinde ICSCID Mahkemesinde tahkim davası açıldığı bildirilmiştir.

Mahkememizce dosyaya celp edilen yeni belge ve bilgiler ile tarafların itirazları nedeniyle yeniden oluşturulan heyetten rapor alınmıştır . Alınan bu raporda ise ; öncelikle davalının kendisine sayma yolu ile yüklenen faaliyetlerde bulunmadan ve sözleşmedeki şartları yerine getirmeden sahayı bir başka şirkete devrettiğinden hakka aykırı davrandığı ve ağır kusurlu olduğu , davacının da kanunda değişiklik sonucu ruhsatlandırma işlemleri için kendisine düşen görevleri yerine getirmediğinden hafif kusurlu olduğu , yine sözleşmede belirtilen 200.000 ton linyit kömürünün çıkartılıp işletilmemesinden doğan zararın kömürün kalitesi üretim yöntemi ve pazarlama imkanları nazara alınarak tespit edilebileceğini, ancak buna ilişkin dosyada bilgi ve belgelerin yer almadığını, ayrıca davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle ruhsat kaybına neden olduğunu, sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin hükmü gereğince ruhsat kaybı ve sahada davacının kömür madenini çıkaramaması nedeniyle doğan zararın sözleşmede 200.000 USD olarak kararlaştırıldığı ve önceki bilirkişi raporunda belirtilen bu yöndeki zarar kabulünün yerinde olduğunu vede çözelti madenciliği yöntemi ile sahada davalının maden çıkarması halinde, kömür madeninin işletilmesinin teknik ve ekonomik açıdan çok zor ve düşük bir olasılık olduğu belirilmiştir.
İhbar olunan vekilinin 29/06/2020 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … Madencilik Ltd.Şti.’ne hitaplı 20/06/2018 tarihli yazılarında; Yozgat ili Sorgun İlçesi hudutları dahilinde uhdenizde bulunan sicil 201200147 sayılı 4. Grup (uranyum) işletme ruhsatının 07/10/2013 tarihinde yürürlüğe girdiğini, 16/02/1994 tarih ve 3971 sayılı Kanun ile değişik 10/06/1983 tarihli 2840 sayılı bor tuzları, trona ve asfaltit maddeleri ile nükleer enerji ham maddelerinin işletilmesini, linyit ve demir sahalarının bazılarının iadesini düzenleyen kanunun 2. maddesinde ; Bor tuzları, uranyum ve toryum maddelerinin aranması ve işletilmesinin Devlet eliyle yapılacağına hükmedildiği ve 26/05/2004 tarih ve 5177 sayılı Kanun ile değişik 3213 sayılı Maden Kanunun 50. maddesinde bu kanunun yürürlük tarihinden sonra toryum ve uranyum madenlerinin aranması ve işletilmesinin bu kanun hükümlerine tabi olduğu, üretilen cevherin Devlet veya Bakanlar Kurulunca tespit edilecek yerlerde satılacağının hükme bağlandığı , bu nedenlerle 2840 sayılı Kanunun 2. maddesinde yer alan emredici hüküm gereğince uranyum ruhsatlarının aranması ve işletilmesinin Devlet eliyle yapılması zorunlu olduğundan yalnızca kamu kurum ve kuruluşları ile hisselerinin tamamı kamuya ait olan şirketlere ruhsat düzenlenebileceğinden özel hukuk kişilerine verilmesini mümkün olmadığı, bu çerçevede kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak şirketleri adına düzenlenen sicil 201200147 sayılı 4. Grup (uranyum) işletme ruhsatının yok hükmünde olduğu ve bu nedenle ruhsatın tesis edildiği 31/12/2012 tarihinden itibaren bütün hüküm ve sonuçları ile birlikte geri alındığının bildirildiği görülmüştür.
Yine Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına müzekkere yazılarak ihbar olunanın söz konusu işletme ruhsatı ile ilgili olarak söz konusu sahada adı geçenin uranyum işletip işletmediği sorulmuş, verilen cevapta söz konusu sahaya ilişkin olarak ihbar olunana işletme izni düzenlenmeden işletme ruhsatı durumunda iken ruhsatın iptal edildiği bildirilmiştir. 4
Mahkememizce yapılan iş bu yargılama ve toplanan deliller neticesinde ; 16/10/2020 tarih ve 2019/4 esas 2020/522 karar sayılı ilamıyla ; Tüm dosya kapsamı, dava, cevap, ihbar olunanın beyanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün dosyaya gönderdiği yazı cevapları, dosyaya sunulan diğer bilgi ve belgeler ile bilirkişi heyetlerinden alınan raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 22/02/2008 tarihili maden arama ruhsatının devri ve satışı sözleşmesiyle , söz konusu sahadaki davacıya ait IV. grup maden arama ruhsatı davalıya devredildiği ancak saha içinde bulunan linyit kömürüne ilişkin hakların devredilmediği , davacının sözleşme tarihinden itibaren altı yıl süre ile sahada linyit kömürü çıkarma işlemi yapmayacağı , davalının sahada yaptığı aramadan sonra bulduğu maden cevherinin davacının linyit kömürü üretimini tamamen imkansız kılması durumunda davacıya KDV dahil 200.000 USD karşılığı YTL nin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu ruhsat devrinden kısa bir süre sonra 16/04/2009 tarihinde davalının söz konusu ruhsatı ihbar olunana davacı ile yapılan sözleşmedeki hak ve yükümlülükleri ile birlikte devrettiği, devir işleminde davacının haberdar edilmediğinden davalının sözleşme kapsamında davacıya karşı yükümlülüklerinin devam ettiği , ihbar olunanın sahada yaptığı çalışmada uranyum cevheri tespit ettiği ve 2010 yılında Maden Kanunda yapılan değişiklik ile linyit kömürü ve uranyum madenleri için ayrı ruhsatlandırma yapılabilmesi üzerine adına intibak işlemini yaptırarak 22/02/2012 tarihinde uranyum arama ruhsatı almıştır. Ancak kömür ruhsatı intibak işlemini yaptırmadığından saha ruhsatı bu yönüyle boşta kalmış ve İlgili makamca yapılan ihale ile üçüncü kişiye satılmıştır. Bilahare ihbar olunan, bu sahadaki uranyum üretimini çözelti madenciliği yöntemi ile yapmayı planlaması ve Maden Kanunun 24.md gereğince Maden İşleri Genel Müdürlüğüne iletmesi üzerine ihbar olunan adına 07/10/2013 tarihinde VI. Grup İşletme Ruhsatı düzenlemiştir. İhbar olunanın 3. Kişi adına olan kömür arama ruhsatının uranyum üretimini olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle yaptığı başvuru üzerine 3.kişi ruhsatıda iptal edilmiştir. Bu aşamadan sonra ihbar olunanın sahada işletmeye geçmesi için gerekli işletme izni verilmeden (dava tarihinden sonra) İlgili Bakanlık 2840 sayılı kanunun 2. maddesinde yer alan emredici hüküm gereğince, uranyum madeninin işletilmesinin özel hukuk kişilerine verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle işletme ruhsatını tesis edildiği tarihten itibaren iptal etmiştir.
Bu nedenlerle , davacının söz konusu sahada linyit kömürü çıkarmasının , gerek ruhsatının kaybı ve gerekse de dava tarihi itibariyle söz konusu sahada ihbar olunan 3.kişinin çözelti madenciliği suretiyle uranyum işletmesi için ruhsat alması nedeniyle , imkansız hale geldiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin 2. md a bendi gereğince; davalının, davacıya KDV dahil 200.000 USD karşılığı TL tazminatı ödemesi gerektiği anlaşılmış ise de , sözleşmenin 2. md c bendi gereğince; söz konusu tazminatın davalının işletmeye karar vereceği maden cevherinin üretilmesi ve satışının gerçekleştirilmesi sureti ile elde edilecek kar’dan ödeneceği şartınında da konulduğu, dosya kapsamında ruhsatın devredildiği 3. Kişi ihbar olunan şirketin uranyum işletmesi ruhsatının henüz işletmeye izin verilmediği aşamada iptal edildiğinden, yani maden işletmesine geçilip kar elde edilemediğinden , tazminatın ödenmesi için gerekli olan ikinci koşulun gerçekleşmediği görülmekle , bu aşamada davacının sözleşme kapsamında kararlaştırılan tazminatı talep edemeyeceği nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde , taraflarca sözleşme kapsamında var olduğu kabul edilen 200.000 Ton linyit kömürünün çıkartılamaması halinde , davacının uğrayacağı zararın en fazla 200.000 USD karşılığı TL olarak kararlaştırdığı görülmekle davacının ayrıca bir zarar talep edemeyeceği de anlaşılmakla , davacının davasının REDDİNE, karar verilmiştir.
Kararımızın davacı vekilince istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 01/07/2021 tarih ve 2021/322 eses 2021/1217 karar sayılı ilamıyla;”….. Davacı tarafın sözleşme kapsamında dava dilekçesinde ve 26.03.215 tarihli oturumda; kömür çıkarma hakkının kaybı halinde davalının 200.000 USD ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, bu bedelinin tahsili için ihtarname keşide edildiği, bu bedel üzerinden davacının alacağını tespit eden bilirkişi kurulu raporlarının davacı yanca kabul edildiği, bu bedelin davalıdan tahsili talep edildiğine göre yargılamanın anılan bu miktar üzerinden harcı ikmal edilerek yapılması gerekirken 20.000,00 TL üzerinden yatırılan harç ile davaya devam edilerek davanın reddine karar verilmiştir…… 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30. maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HUMK’nun 409. maddesinde (6100 sayılı HMK’nın md. 150) gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek, davacı yanca satım sözleşmesine konu malların tamiri için yapılan masraf kalemi talep edildiğine göre dava dilekçesinde belirtilen 200.000 USD (444.020,00TL) üzerinden eksik harcın tamamlanmaması halinde, HMK’nın 150.maddesi hükmü uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılması, bu maddede öngörülen süre içerisinde harcı yatırılmak suretiyle dava dosyasının yenilenmesi halinde davaya kaldığı yerden devam edilmesi, üç aylık süre içerisinde harç yatırılmak suretiyle dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ilk derece mahkemesi tarafından yargı harçları ikmal edilmeden hüküm kurulması hali, HMK’nun 355. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen incelenerek Aynı Kanunun 353/1. fıkra (a-4) maddesinde yer alan “diğer dava şartlarına aykırılık bulunması” şeklindeki düzenleme gereğince, yargı harçlarının ikmali için ilk derece mahkemesi kararının esası ve istinaf itirazları incelenmeden ….Davacı vekilinin istinaf başvurusunun resen gözetilen nedenlerle KABULÜ ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/4Esas, 2020/522Karar sayılı ve 16/10/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, ” karar verilmiştir.
Dosyanın mahkememize geri çevrilmesi üzerine davacı vekiline eksik harcı tamamlaması için 2 hafta süre verilmiş , bu süre içinde yatırılmadığın dan HMK 150. Maddesi gereğince dosya işlemden kaldırılmış , davacı vekilince üç aylık işlemden kaldırılma süresi dolmadan eksik harç tamamlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı , mahkememiz önceki kararı ve BAM kararı nazara alındığından ; davacının, davasının yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 341,55 TL ve tamamlama ile yatırılan 7,582,76 TL olmak üzere toplam 7.942,31 TL’’den mahsubu ile artan 7.843,61 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 39.251,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2022

Katip … Hakim …