Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2021/473 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/305
KARAR NO : 2021/473

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
G.K.YAZIM TARİHİ : 28/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde ; Taraflar arasında 14/11/2018 tarihli Yemek Yapımı, Dağıtımı ve Sonrası Hizmet Alımına Ait Sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında 80.000,00TL bedelli teminat mektubu davalıya verildiğini , sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi üzerine teminat mektubunun iade edilmesinin talep edildiğini, ancak davalının kıdem tazminatına hak eden 13 personelin her biri için 2.558,40TL yatırılması gerekirken 1.500,00TL olarak yatırıldığı ve 1.058,40TL farkın personele ödenmesi gerektiğini belirterek iade talebinin reddine karar verdiğini, işçilere yapılması gereken tüm ödemelerin tam ve eksiksiz yapıldığını, işçilerden 17/03/2020 tarihli ibranameler alındığını, davalının 30/0/2020 tarihinde mektubu hukuka aykırı olarak tazmin ettiğini belirterek ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 80.000,00TL alacağın davalıdan teminat mektubunun haksız tazmin edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyle vede 5.000,00TL manevi tazminatın davalıdan teminat mektubunun haksız tazmin edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle dava tarihi itibariyle söz konusu davanın TTK 5/a maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu halde, arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, aksi halde davacı tarafça sözleşme şartları gerçekleştirilmediğinden müvekkili idarece kesin teminat mektubunun nakde çevrilerek irat kaydedilmesinde bir usulsüzlük olmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verilen teminat mektubu bedelinin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın, Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması üzerine adı geçen mahkemece yapılan yargılama neticesinde …esas … karar sayılı ilamıyla; tarafların tacir olduğu nazara alınarak davaya bakmaya TTK’nun 4 ve 5 maddeleri kapsamında Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiş , kararın kesinleşmesi üzerine dosya Mahkememize gönderilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesinde ; Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu belirtilmiştir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nu 18/A maddesinde ise ; İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise, davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu dava , taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davalıya ait silah fabrikası müdürlüğü yemekhanesinde 15 kişi ile malzemeli olarak yemek hazırlanması, dağıtılması ve sonrası hizmetlerin yapımına ilişkin sözleşme kapsamında davacının verdiği teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğinden bahisle bedelinin tahsili ve bu haksız eylem nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkin olup, tarafları tacir olduğundan ticari dava niteliğinde ve bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olup bu haliyle davadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır.
Ancak dava dilekçesi içeriği, dilekçe ekleri ve dosya kapsamında arabuluculuğa başvurulmadığı, yine davalı vekilinin davadan önce ara buluculuğa başvurulmadığından bahisle dava şartı yoklundan davanın reddini istediği, buna cevaben davacı vekilinin söz konusu uyuşmazlıkta ara buluculuğa başvurma zorunluluğu bulunmadığı yani arabuluculuğa başvurulmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinde ise; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü getirilmiştir.
Zorunlu arabuluculuğun yürürlüğe girdiği 01/01/2019 tarihi ile davacının dava ikame tarihi olan 07/07/2020 tarihi ve dava dilekçesi içeriği nazara alınarak arabulucuya başvurunun yapılmadığı, bu haliyle zorunlu arabuluculuk prosedürü tamamlanmadan açılan işbu davanın TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının TTK 5/A ve arabuluculuk yasasının hükümleri nazara alınarak DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 1.451,59 TL’den mahsubu ile artan 1.392,29 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı iş ve duruşma yoğunluğu nedeniyle verilen kararın hüküm özeti açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021

Katip …

Hakim …