Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/301 E. 2022/636 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/301 Esas – 2022/636
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/301 Esas
KARAR NO : 2022/636

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACILAR : 1….
VEKİLİ : Av….

DAVALI …
(…
VEKİLLERİ…
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05.12.2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Öncelikle, davalı/senet alacaklısı …Şirketi ile davaya esas sözleşmenin alıcı tarafı olan….’nin aynı şirket olduğunu, …’nin unvan değişikliğine giderek ….. unvanını aldığını, davalı tarafın takibi eski unvanını kullanarak üçüncü şahıs bir şirketmiş gibi başlattığını, davacının ….’ne ihtarname göndermek için notere başvurusu sırasında da aynı vergi numarası ile her iki şirketin görülmesi sebebi ile her iki şirket muhatap kılınarak ihtarnamenin keşide edildiğini, davalı tarafından … Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkilleri olan davacılar…ve … aleyhine 29.04.2021 tarihinde asıl alacak, işlemiş faiz ve bono komisyonu kapsamında toplam 224.163,32-TL miktarlı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu edilen 216.000,00-TL miktarlı, 11.01.2021 tanzim, 10.02.2021 vade tarihli senedin teminat senedi olup, icra takibine konu edilerek tahsili yoluna gidilebilecek herhangi bir alacağın söz konusu olmadığını, davalı şirket ile müvekkili…nun müdürü olduğu … Şirketi arasında 12.01.2021 tarihinde bir “Satın Alma/ Eser Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşmenin 2. Maddesinde, müvekkili …’nun müdürü olduğu ….’nin sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartnamede belirtilen ürünleri alıcı şirkete teslim edeceği, sözleşmenin 6.2. Maddesinde, alıcı şirketin sözleşme bedelini ödeme koşullarının belirlendiği, sözleşmenin 6.3. Maddesinde ise alıcı şirketin sözleşme tutarının %6’lık kısmı kadar (216.000,00 TL) senet isteme veya sözleşme bedelinin %6’lık kısmı kadar ödemeyi teminat olarak kendisinde tutma hakkına sahip olduğu, her halükarda tüm mallar teslim edilip, alımın onaylanması ve taraflar arasında sözleşme dolayısıyla meydana gelen herhangi bir alacak, zarar, tazminat, cezai şart ve benzeri adlarda alacak bulunmaması halinde satıcıya (sehven alıcıya yazıldığını) 30 Nisan tarihinde teminat senedi iade edilir veya kesinti yapılan tutarın belirtilen IBAN’a yatırılır, şeklinde düzenlemelerin yer aldığını, sözleşme gereği …nun dava konusu 216.000,00-TL bedelli teminat senedini, vade ve ödeme tarihi kısımları boş şekilde borçlu olarak, eşi olan davac…’nun da kefil olarak imzaladığını, senedi bu hali ile sözleşmenin alıcısı olan…’ya teslim ettiklerini, müvekkili …müdürü olduğu ….’nin davaya esas sözleşmenin kendisine yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirerek ürünleri teslim etmesi sebebi ile kendisine bakiye 2.700.000,00 TL ödemenin de yapılmış olmasına rağmen sözleşmenin 6.3. Maddesi gereği davalı şirkete teslim edilen ve 30.04.2021 tarihinde iade edilmesi gereken 216.000,00 TL tutarlı teminat senedinin davalı tarafça iade edilmediğini, tanzim tarihi ile vade tarihinin davalı tarafça doldurulmak sureti ile dava konusu Ankara … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, söz konusu ödeme emrinin davacılara 03.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu, müvekkilleri tarafından imzalanarak 12.01.2021 imza tarihli sözleşmenin 6.3. Maddesi gereği teminat amacı ile davalı şirkete teslim edildiğini ileri sürerek, davalı tarafından … Esas sayılı icra dosyası ile müvekkillerinden talep edilen 224.163,62-TL miktarlı icra takibinde davacı müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … Gazetesinin 24 Eylül 2019 Tarih ve … Sayılı ilanı ile davalı şirketin unvanının… Şirketi olarak değiştirildiğini, takibe konu bono üzerinde bedelin nakden ödeneceğinin kayıtsız ve şartsız olarak kabul edildiğini, bononun ön veya arka kısmında herhangi bir ödemeyi yasaklayıcı mahiyette şerh bulunmadığı gibi teminat senedi olarak düzenlendiğine dair şerhin de bulunmadığını, davacı borçluların borçtan kurtulmak amaçlı, somut gerçeklikten uzak iddialarda bulunduklarını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca da senet üzerindeki eksik ve noksan kısımların sonradan da tamamlanabileceğini, davacı takip borçlularınca bono üzerinde yer alan imzaların kendilerince atıldığının kabul edildiğini ve bononun geçersizliğinin iddia edilmediğini, söz konusu bononun hiçbir şekilde teminat senedi olarak düzenlenmediği gibi davalı takip alacaklısının elden ve nakit olarak vermiş olduğu 216.000,00-TL’lik borç için düzenlendiğini, davacı takip borçluları tarafından sunulan sözleşmenin düzenlenme tarihinin 12.01.2021 olduğunu, takip konusu bononun düzenlenme tarihinin ise 11.01.2021 tarihi olup, sözleşmenin düzenlenme tarihi ile bononun düzenlenme tarihinin dahi farklı olduğunu, ayrıca davacılar tarafından sunulan sözleşmenin tarafının dava dış…. olup, dava dışı bu şirketin takip konusu edilen bono üzerinde imzası ve kaşesinin bulunmadığını, dava dışı ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan şirkete ait kayıtların ve belgelerin sunulmasına muvafakatlerinin olmadığını, herhangi bir atıf kaydının bulunmaması, açıklama bulunmaması ve takibe konu edilen bono üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir şerh olmamasının davacı takip borçlularının iddialarını kanıtlayabilecek bir delillerinin bulunmadığını gösterdiğini, izah ettikleri tüm bu hususlar nazarında, davalı takip alacaklısı ile davacı takip borçluları arasındaki tek hukuki ilişkinin davalı şirketçe elden 216.000,00-TL borç verilmesi olduğunu, elden verilen bu borç dışında başkaca, taraflar arasında alacak-verecek ilişkisinin bulunmadığını, elden verilen borcun karşılığı olarak işbu bononun davacı takip borçluları tarafından düzenlenerek davalı takip alacaklısına teslim edildiğini, sözleşmenin tarafının davacı takip borçluları olmadığı gibi sözleşme içeriklerinde … sayılı takip dosyasına konu edilen bonoya ilişkin bir açıklama veya atıf da bulunmadığını, davacı takip borçluları tarafından dosyaya sunulan sözleşmeler ile takip konusu edilen bono arasında bir ilişki bulunmadığı gibi takip konusu edilen bononun da TTK’da sayılan tüm unsurları taşıdığını savunarak, davanın reddine ve davacı takip borçlularının kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın en az %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacı takip borçlularından alınarak davalı takip alacaklısına ödenmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine konulan 216.000,00 TL miktarlı, 11.01.2021 tanzim, 10.02.2021 vade tarihli senedin, teminat senedi olduğu, icra takibine konu edilerek tahsili yoluna gidilebilecek herhangi bir alacağın söz konusu olmadığı iddiasıyla … Esas sayılı icra dosyasına konu alacaktan dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafın takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesi istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya ve evrak kapsamı itibari ile; Davada çözümü gereken yön, davacıların davaya konu edilen icra takip dosyasından dolayı davalıya borçlu bulunup bulunmadığı, takip konusu senedin teminat senedi olup olmadığı, davalının davacılardan söz konusu senede dayalı olarak ileri sürebileceği bir alacak hakkının bulunup bulunmadığı, takip konusu senedin borç yaratıcı bir senet mi yoksa teminat fonksiyonu olan bir senet mi olup olmadığı hususlarının tespiti noktasındadır.
Mahkememizce tarafların dayandıkları deliller toplanarak, takip dosyası örneği dosyaya eklenerek, davacı tarafın dayandığı defter ve kayıtlar, davalı tarafa ait defter ve kayıtlar ile tüm dosya üzerinde bilirkişi incelemeleri yaptırılarak ve tarafların beyanları alınarak, tahkikat tamamlanmıştır.
Bu durumda; yapılan yargılamaya, toplanan delillere, takip dosyasına, alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket tarafından davacılar…aleyhine 29.04.2021 tarihinde,… Esas sayılı takip dosyası ile 216.000,00 TL tutarlı, 11.01.2021 düzenleme, 10.02.2021 vade tarihli bono niteliğindeki senede dayalı olarak toplam 224.163,62 TL alacağın tahsili amacıyla Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile takibe geçildiği, takibe konu senedin…. emrine düzenlendiği, senet içeriğinde bedelinin “nakden” ahzolunduğunun belirtildi… tarafından borçlu,… tarafından ise kefil sıfatı ile imzalandığı, senet içeriğinde senedin “teminat senedi” olduğu hususu ile bu anlama gelebilecek herhangi bir ibarenin kullanılmadığı, başka bir sözleşmeye atıf da yapılmadığının görüldüğü, davacı …’nun ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı …. İle davalı şirket arasında 12.01.2021 tarihinde bir “Satın Alma/Eser Sözleşmesi” yapıldığı, bu sözleşmede davacı…’nun sahibi ve yetkilisi olduğu ….’nin satıcı, davalı şirketin ise alıcı olarak adlandırılıp, sözleşmenin konusunun alıcının onayladığı ürünlerin, satıcı tarafından belirtilen adet ve özelliklerde üretilmesi ve satın alımına ilişkin olduğu, sözleşmenin 6.3.maddesinde, alıcının sözleşme tutarının %6’lık kısmı kadar senedi isteme veya sözleşme bedelinin %6’lık kısmı kadar ödemeyi teminat olarak kendisinde tutma hakkına sahip olduğu, her halükarda tüm mallar teslim edilip, alımın onaylanması ve taraflar arasında sözleşme dolayısıyla meydana gelen herhangi bir alacak, zarar, tazminat, cezai şart ve benzeri adlarda alacak bulunmaması halinde alıcıya 30 Nisan tarihinde teminat senedinin iade edileceği veya kesinti yapılan tutarın belirtilen IBAN’a yatırılacağı düzenlenmiş olup, talimat mahkemesi olan… Mahkemesi aracılığıyla yaptırılan inceleme sonucu … tarafından düzenlenen 25.02.2022 tarihli raporda özetle; Sözleşmenin tarafları olan …. ve … arasında 12.01.2021 tarihinde Satın Alma/Eser Sözleşmesi imzalandığı, Sözleşmenin Ücretlendirme ve Ödeme bölümünde % 25 nakit, % 75 çek ile ödemenin kararlaştırıldığı, sözleşme içerisinde 25 adet çek bedelinin toplamının 2.700,000,00 TL tuttuğu, geri kalan % 25’lik bölümün de 900.000,00 TL olarak belirlendiği, buna göre Satın Alma Sözleşmesi bedelinin toplam 3.600.000,00 TL olduğu kanaatine varıldığı, Sözleşmenin 6.3. maddesinde, alıcının sözleşme tutarının %6’lık kısmı kadar senet isteme veya sözleşme bedelinin % 6’lık kısmı kadar ödemeyi teminat olarak kendisinde tutma hakkına sahip olduğunun belirtildiği, sözleşmenin tarafları olan….’nin yetkilisi olan … sözleşmenin 6.3. maddesine göre, sözleşme tutarının %6’lık kısmı olan (3.600.000,00 x % 6 = 216,000,00) 11.01.2021 düzenleme tarihli, 10.02.2021 vadeli, 216.000,00 TL bedelli senedi imzalayarak…Gruba verdiği, sözleşme gereği işin tamamlandığı, gerekli faturaların düzenlendiği, sözleşmeye göre teminat olarak verilen senedin geri verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, mahkememizce bilirkişiler …’den alınan 19.09.2022 tarihli raporda ise özetle; davacı tarafın takip konusu bononun teminat senedi olduğu iddiasını, dava dışı.. Şti. ile davalı arasında yapılan sözleşmeye dayandırdığı, mezkur sözleşmenin 6.3. maddesinin “…Alıcı sözleşme tutarının %6 lık kısmı kadar senet isteme veya sözleşme bedelinin % 6’lık kısmı kadar ödemeyi teminat olarak kendisinde tutma hakkına sahiptir. Her halükarda tüm mallar teslim edilip alımın onaylanması ve taraflar arasında sözleşme dolayısıyla meydana gelen herhangi bir alacak, zarar, tazminat, cezai şart ve benzeri adlarda alacak bulunmaması halinde alıcıya 30 Nisan tarihinde teminat senedi iade edilir veya kesinti yapılan tutar yukarıda belirtilen IBAN’a yatırılır” şeklinde olduğu, takip dayanağı bononun, toplam sözleşme bedeli olan 2.700.000 + 900.000 = 3.600.000 TL’nin %6’sı olan 216.000,00 TL’ye tekabül ettiği, ancak miktar uyuşmasından başka sözleşmede, bononun ayırıcı unsurlarına atıf yapan herhangi bir hükmün olmadığı, dolayısıyla sözleşmenin 6.3.maddesindeki bu hükmün, takip dayanağı bononun teminat senedi olduğunu söylemeye yeterli kabul edilip edilmeyeceği konusunda takdirin Mahkemeye ait olduğu, Mahkemece takip dayanağı bononun, 12.01.2021 tarihli sözleşmenin 6.3.maddesine göre teminat senedi olduğunun kabulü halinde davalının, sözleşmenin âkidi olan dava dışı…’nin edimlerini yerine getirmediği veya ayıplı ifada bulunduğu iddiası ileri sürmediği ve ayrıca… tarafından kesilen faturaları da defterine işlediği için takdiri Mahkemeye ait olmak üzere teminat senedinin iade koşulları oluşmuş olacağı için davacıların dava konusu bono yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep edebilecekleri konusunda takdirin Mahkemeye ait olduğu, Mahkemece 12.01.2021 tarihli sözleşmede takip dayanağı bononun ayırıcı unsurları ile birlikte bonoya atıf bulunmadığı için davacının “teminat senedi” iddiasını usulüne uygun yazılı delille kanıtlayamadığı kabul edildiği takdirde ise, davacının dava dilekçesinin 6. sayfasında “Kaldı ki” başlığının altında iki paragraf halinde ileri sürdüğü beyanlarından ve 13.07.2021 tarihli duruşmadaki beyanından, davacılar ile davalı arasındaki “temel ilişki”ye dayalı olarak da menfi tespit isteğinde bulunduğu anlaşıldığından davacının borçlu olmadığı iddiasının TTK’nun 778.maddesinin atfıyla 687.maddesine göre incelenmesi gerektiği, TTK’nun 687.maddesi “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde olup, buna göre keşideci, lehdara karşı aralarındaki temel ilişkiye dayalı olarak bedelsizlik defini ileri sürebileceği, davalı taraf cevap dilekçesinin 4. sayfasında, takip konusu bononun davacılara elden ve nakit olarak verilen 216.000,00 TL’lik borç karşılığında düzenlendiğini ileri sürdüğü, bu durumda davacılar ile davalı arasında varlığı iddia olunan temel ilişkinin “karz akdi” olduğu, davalı tüzel kişi tacir olup tüm faaliyetlerinin ticari defterlerinde kayıtlanıyor ve izleniyor olması gerektiği, davalının dosyaya sunduğu mali kayıtlarında davacılar ile ilgili bir para hareketi ve davacılara borç verilmesi işleminin kayıtlı olmadığı, iddia edilen ödünç tutarının VUK Tebliğleri ile düzenlenen tevsik zorunluluğuna ilişkin belirlenen işlem limitlerinin üzerinde olduğundan, şirketin bu işlemi kural olarak banka aracılığıyla yapmış olmasının gerektiği, celp edilen banka ekstrelerinde davalı tarafından davacılara 216.000 TL gönderildiğine dair bir hareket tespit edilemediği gibi buna dair bir dekont da sunulmadığı, zaten elden ödeme iddiasının ileri sürüldüğü, dolayısıyla şirket kayıtlarında, davalı tarafından davacılara 216.000 TL ödeme yapıldığına dair bir hareket tespit edilemediği, şirketin ticari faaliyeti dışında adi sahası ve faaliyeti olamayacağı için ve bunun sonucu olarak, davalı ile davacılar arasında “ticari ilişki” dışında “gerçek kişilere mahsus ilişkiler” kurulamayacağı için davalının ticari faaliyetlerinin, ticaret unvanı ve faaliyet sahası ile de uyumlu olması gerektiği, davalının ticaret unvanında “ikrazat, karz, ödünç para, finansman” gibi faaliyet alanlarının yer almadığı, davalının ödünç para verme işiyle iştigal eden bir şirket olmadığı, böylece davalının, davacılar ile aralarındaki temel ilişki olarak iddia ettiği karz akdinin kurulduğuna dair dosyada bir delil tespit edilemediği için dava konusu bononun bedelsiz olduğunun kabul edildiği takdirde, davacıların temel ilişkiye dayalı olarak davalı lehdara karşı menfi tespit talebinde bulunabileceği konusunda takdirin Mahkemeye ait olduğunun bildirildiği görülmekle, düzenlenen raporların dosya kapsamına uygun bulunduğu belirlenmekle, toplanan deliller ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin mahkememizce değerlendirilmesi sonucu; davacılarca işbu menfi tespit davasına konu edilen kambiyo senedi niteliğindeki bononun üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin bir açıklama ile başka bir sözleşmede, bu bononun teminat senedi olduğuna dair açık bir atıf hükmü de yok ise de davacı…’nun ortağı ve yetkilisi olduğu şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmede, davalı şirkete teminat niteliğinde bir senet isteme hakkının tanınmış olması ve sözleşmede teminat istenebilecek sözleşme bedelinin %6’lık kısmının davaya konu edilen senet miktarı ile aynı olduğu hususu ile senedin, sözleşmenin tarafı olan … tarafından değil de bu şirketin yöneticisi .. ile eşi olan diğer davacı tarafından imzalanarak davalı şirkete verilmiş olmasının dava dışı sözleşmenin tarafı olan… İle davacılar arasındaki bu organik bağ gözetildiğinde, davacıların senet düzenlemedeki amaçlarının dava dışı kendi şirketlerine teminat sağlamaya yönelik olduğu, davalı tarafından davacılara senet karşılığı borç para verildiği iddiasını kanıtlayıcı bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, salt bono düzenlenmesi ve bonoda “nakden” ibaresinin bulunmasının taraflar ile dava dışı şirket arasındaki ilişkiler ve sözleşme hükmü bir bütün olarak gözetildiğinde, söz konusu senedin borç doğurucu nitelikte olmadığı, teminat sağlamaya yönelik olarak düzenlendiği sonucuna varıldığı, tarafların gerçek amaç ve iradelerinin söz konusu senet ile sözleşmedeki teminat hükmünün yerine getirilmesinin hedeflendiği, davaya konu edilen ve takibe konulan senedin gerçek bir borç-alacak ilişkisini yansıtmadığı, senet borçluları olan davacılar ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, sözleşme gereği olan işin tamamlandığı ve gerekli faturaların düzenlendiği, bu durumda teminat senedi olduğu kabul edilen takibe konu senedin sözleşme hükmü uyarınca davacı tarafa iadesinin gerektiği sonucuna varılmakla, davalı tarafından teminat amacı ile alınan senedin, sözleşme gereğinin yerine getirilmiş olması nedeniyle davacılara iade edilmesi gerekirken takibe konulmuş olması nedeniyle davacıların menfi tespite ilişkin davalarının kabulü ile … Esas sayılı icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, ancak davacıların ilgilisi oldukları şirket ile davalı arasında bir ticari ilişki bulunduğundan davalı tarafça söz konusu senedin kötü niyetli olarak, davacıları zarara uğratmak maksadı ile takibe konulduğu yönünde bir kanıya varılmadığından, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ilişkin feri nitelikteki davacı isteminin yerinde görülmeyerek reddine, davacı tarafın feri nitelikteki kötü niyet tazminatına ilişkin isteminin reddi nedeniyle davalı taraf yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle, açıklanan esaslara uygun olarak aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının KABULÜ ile,
Davacıların … Esas sayılı icra takibinden dolayı davalıya BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ilişkin davacı isteminin yerinde görülmediğinden REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 15.312,62-TL nispi karar ve ilam harcından dava açıldığı sırada alınan 3.828,16-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 11.484,46‬-TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı ve 3.828,16-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.895,96‬-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan bilirkişi ücreti karşılığı 2.550,00-TL, tebligat posta giderleri karşılığı 395,1‬-TL, olmak üzere toplam 2.945,1‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 34.382,91-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davanın, zorunlu arabuluculuk kapsamındaki davalardan olmaması nedeniyle Arabuluculuk yoluna gidilmediğinden bu konuda yapılan bir gider bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde …’da İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip…
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.