Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/267 E. 2021/257 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/267
KARAR NO : 2021/257

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taşınmaz satışı nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olduğunu, davalı tarafından keşide edilen noter ihtarında satış bedelinin davalının avukatı ….’a ödenmesinin istendiğini, bu istek üzerine tarafların bir araya gelerek 18.04.2014 tarihli protokol tanzim ettiklerini, protokol uyarınca müvekkilinin üç adet (40.000 TL + 30.000 TL + 25.000 TL) = 95.000 TL bedelli senet imzalayarak davalıya verdiğini, senetlerden 40.000 TL bedelli olanının davalıya elden ödendiğini, diğer ikisinin ise davalının avukatı ….’a ödendiğini, davalının iki senedi iade etmekle birlikte davaya konu 25.000 TL bedelli senedi …. Müd…. sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, bedelsiz olan ve iade edilmeyen 25.000 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve kötü niyetli davalının %20 icra tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; davacının banka kanalıyla müvekkiline yaptığı ödemeler incelendiğinde davacının dava konusu 25.000 TL bedelli senede ilişkin her hangi bir ödemesi olmadığının aşikar olduğunu, ödeme iddiasında bulunan davacının bunu kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, protokolden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kambiyo hukukundan kaynaklanmadığı, 18/07/2014 tarihli ödeme protokolünden kaynaklandığı, dava konusu senetlerin de, bu protokol kapsamında teminat olarak davalıya verildiği, davalının ise tacir olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, olayda tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının, mahkememizin davaya bakmaya görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114. ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuun tespitine,
Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak başvurulmuş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına ve kullanılmayan gider avansının HMK’ nun 333. maddesi gereğince davacıya iadesine karar verileceğinin İHTARINA,
Yargılama gideri , vekalet ücreti ve harç konusunda HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine ,
Dair dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.