Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2023/260 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R

ESAS NO : 2021/265
KARAR NO : 2023/260

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
DAVALI : … (T.C.NO: …)- …
VEKİLLERİ….

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkili kooperatif tasfiyeye geçmeden önce ferdileşmeye gittiğini, ve 206 adet konutu üyelerine tahsis ve tapu ettiğini, ancak kooperatifin 98 üyesine bağımsız bölüm tahsisi yapılamadığını, bu üyelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için kooperatifin tasfiye sürecine girmediğini ve faaliyetlerine devam ettiğini, davalının müvekkili kooperatifin 371 numaralı üyesi iken kendisine …. nolu bağımsız bölüm tahsis ve adına tescil edildiğini, davalının taşınmazı edindikten sonra kooperatifin parasal yükümlülüklerine katılmamak için 31/08/2015 tarihli istifa dilekçesini sunması üzerine yönetim kurulunun 07/09/2015 tarih ve 143 sayılı kararı ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, Kooperatifler Kanunun 10 ve 13 maddeleri gereğince üyelikten ayrılması halinde , aldığı konutu da iade etmesi gerektiğini, yine Kooperatifler Kanunu 80. Maddesinde çıkan yada çıkarılan ortağın konut yada işyerini geri alınamayacağı belirtilmiş ise de müvekkili kooperatifun tasfiyeye girmediğinden çıkan ortağın oluşacak tasfiye masraflarına katlanması gerektiğinden öncelikle davalının çıkma payının hesaplanarak dosyaya depo edilmesi için taraflarına süre verilmesini, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tesciline karar verilmesini, mümkün olmaması halinde davalıya iade edilmesi gereken aidat miktarının mahsubu ile taşınmaz bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini , öncelikle davalının istifasının geçerli olduğunun kabulü halinde, istifa tarihinden dava tarihine kadar işgalci durumunda bulunduğundan fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, çıkma payının hesaplanarak davalı adına depo edilmesi suretiyle davacı adına kayıtlı … nolu bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, davalının taşınmaza baki müdahalesinin önlenmesine ve taşınmazın boş olarak müvekkiline teslimini, mümkün olmaması halinde ise daire bedelinin belirlenebilir hale gelmesinden sonra davalıya iade edilmesi gereken çıkma payının mahsubu ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL daire bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini, davalının istifasının geçerli olmadığının kabulü halinde ise istifa tarihinden dava tarihine kadar davalı adına tahakkuk edilmesi gereken aidat genel gider vb. Alacakların tamamına karşılık gelen fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin aylık % 1.5 faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline gönderilen tebligat usulsüz yapıldığını, davanın beş yıllık süre içinde açılmadığından davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin davalı kooperatife üye olarak daire sahibi olmadığını, davacı kooperatifin üyesinden tapuda gayrimenkulu satın aldığını, daha sonrada kooperatife üye olduğunu, bu nedenle kooperatiften edinmiş olduğu bir hak bulunmadığını, müvekkilinin kooperatife üye olurken zaten daire kendisine ait olduğu için istediği zaman kooperatiften ayrılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalının davacı kooperatifin üyesi olup olmadığı, üye ise istifasının geçerli olup olmadığı, geçerli olması halinde bağımsız bölümün davacıya iadesinin mümkün olup olmadığı, olmaması halinde bedel iadesinin ve de istifa tarihiden dava tarihine kadar ecrimisil ödemesinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
Yenimahalle Tapu Sicil Müdürlüğünden dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları getirtilerek dosyaya kazandırılmıştır.
Dava konusu tanışmazın bulunduğu yerde 25/10/2021 tarihinde keşif yapılmış, bilirkişi kurulu 27/12/2021 tarihli raporunda; Dava konusu … nolu bağımsız bölüm Meskenin; 25.10.2021 Keşif tarihindeki değerinin : 550.000,00 TL, 22.04.2021 dava tarihindeki değerinin : 400.000,00 TL olabileceğini, davalının istifa ettiği 31.08.2015 tarihinden 22.04.2021 dava tarihine kadar geçen süre için talep edilen ecrimisil bedelinin 59.424,22 TL olabileceğinin hesaplandığını, dava konusu konutu kooperatif ortağı olan dava dışı …’ un 08.12.2010 günü ferdileşme yoluyla edindiğini, davalı … ise anılan taşınmazı 03.04.2013 günü tapu devri suretiyle Satış ve İpotek ile aldığını, buna göre davacı vekilinin iddiasının aksine, davalı tarafın dava konusu konutu kooperatif ortağı olarak “ferdileşme” suretiyle kooperatiften edinmediğini, tersine dava dışı 3. bir kişiden tapu devriyle haricen “satış” suretiyle edindiğinin tespit edildiğini, davalı taraf dava konusu konutu 3. bir kişiden satın aldıktan sonra ortaklıktan çıkma hakkını kullanarak kooperatife istifasını sunduğunu, bu istifasının da kooperatif yönetim kurulunun 07.09.2015 tarih ve 143 sayılı kararı ile kabul edildiğini, davalı tarafın “ferdileşme” suretiyle veya başka bir şekilde kooperatiften herhangi bir konut edinmemiş olması, kendisine dava konusu konutu satan şahsın kooperatifteki ortaklık payını devir almak suretiyle kooperatife ortak olmaması, satış suretiyle konutunu edindikten sonra kooperatife ortak olması, daha sonra ise, ortaklıktan çıkma hakkını kullanarak kooperatife istifasını sunmuş ve bu istifasının da kooperatifçe kabul edilmesi karşısında. böyle bir istifa sonucu veya istifasının geçerli olabilmesi için, kooperatif dışında haricen 3. bir kişiden satış yoluyla edinmiş olduğu konutunu kooperatife iade etmesinin veya sattı ise rayici üzerinden konut bedelini ödemesinin istenilmesi de söz konusu olamayacağını belirtmişlerdir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanması bakımından bilirkişi kurulundan 02/11/2022 tarihinde ek rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu ek raporunda; davacı vekilinin tüm itirazları, kök raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerini değiştirecek nitelikte görülmediğini, 07.10.2022 günlü celsesinin 2 nolu ara kararında “davalmın halen kooperatif üyesi olduğunun kabulü ihtimaline binaen nihai takdir mahkemeye ait olmak üzere aidat ve genel gider borcunun hesaplanmasının istenmesine” şeklindeki ara kararı gereği yapılan hesaplamalarda; davalının dava tarihi itibariyle son ödeme günü geçmiş aidat ve genel giderden kaynaklanan 38.406,13 TL tutarında asıl borcu ile 9.236,90 TIL işlemiş faiz borcunun bulunduğunu bildirmişlerdir.
K.K.’nun 1. maddesi uyarınca; Yapı Kooperatiflerinin amacı, karşılıklı yardım ve dayanışma içinde ortaklarına konut ve işyeri sahibi yapmaktır. Kooperatifler, giderlerini ortaklarından topladıkları aidatlar ile karşılamak zorunda olduklarından, ortağın da konut isteyebilmesi için yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi ve kooperatife borcu olmaması gerekmektedir. İstifa eden ortak ise ancak kanunun 17 ve ana sözleşmenin 15. Maddesine göre kooperatiften istifa ettiği yıla göre genel gider payı düşüldükten sonra ödediği aidatın iadesini isteyebilir. Çıkan veya çıkarılan ortağın, kooperatif ortaklığı nedeniyle edindiği hakları da kooperatife iadesi gerekir. Bunun istisnası K.K. ‘nun 81. Maddesinde düzenlenmiştir. Kanun maddesinin 5983 sayılı yasanın 2. Maddesi ile değiştirilen 2. Fıkrası hükmüne göre; amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın, konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebi ile geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. ” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifin 14/04/2019 tarihli genel kurulunun 7/a maddesinde kooperatifin tasfiyesine karar verildiği, Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesinin 2019/237 Esasına kayıtla genel kurul kararlarının iptali istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu 09/10/2020 tarih 2020/504 sayılı kararla davanın kısmen kabulüne, tasfiye ilişkin gündemin 7/a maddesindeki kararın nitelikli çoğunlukla alınmadığı gerekçesi bu maddenin iptaline karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 16/03/2021 tarihli kararıyla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, davacılar vekilince temyiz kanun yoluna başvurulduğu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14/10/2021 tarih 2021/3431 Esas 2021/869 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının tapu iptal, tescil davasıyla ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı kooperatifin dava tarihi itibariyla tasfiye halinde olduğu, tasfiye halinde bulunan kooperatiflerde 1163. sayılı Kooperatifler Kanunun 81/2. maddesi uyarınca; kooperatiften çıkan ortağın konutunun çıkma sebebiyle geri alınamayacağı, tasfiye ilişkin genel kurul kararının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle tasfiye halinden çıkan kooperatifin aynı taleple başvuruda bulanabileceği dava tarihi itibariyla tasfiye halinde olup, yargılama sırasında 14/10/2021 tarihinde tasfiyeye ilişkin genel kurul kararının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği anlaşılmakla bu aşamada erken açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının ecrimisil davasıyla ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; davalının dava tarihi ve hali hazırda dava konusu taşınmazın kayıt maliki olduğu, haksız kullanım durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan ecrimisil davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının aidat, genel gider vb. alacaklarına ilişkin davasıyla ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; alacağın muaccel olduğu 2015 yılından K.K ‘nun 17. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu 22/04/2021 dava tarihine kadar 5 yıllık sürenin dolduğu ve geçtiği anlaşılmakla davacının aidat, genel gider vb. alacaklarına ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 179,90 TL harçtan peşin alınan 187,86 TL ve tamamlama ile alınan 6.643,14 TL olmak üzere toplam 6.831,00 TL ’nin mahsubu ile artan 6.651,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK.’nun 333 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı 28/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.