Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/261 E. 2021/622 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/261
KARAR NO : 2021/622

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -….
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ….
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’nun 20.maddesi çerçevesinde ulusal düzeyde kurulmuş ve ülkemizdeki bütün belediyeleri temsil eden kamu tüzel kişisi olduğunu, belediyelerin birliğe ödemeleri gereken üyelik bedelinin, 5355 sayılı Kanunun 20. Maddesinin son fıkrası gereğince Birliğin talebi üzerine belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylardan bu payların dağıtımını yapan kuruluşça (davalı banka) kesilerek Birliğe ödendiğini, davalı bankanın yapmış olduğu bu işlemlerle ilgili “komisyon” ve bu komisyonun %5 i oranında BSMW kesintisi yapıldığını, Birliğin mali denetimini yapan Sayıştay Başkanlığı’ndan alınan 17.05.2010 tarihli sorguda 2008 yılında aidat gelirlerinin Birlik hesaplarına aktarılması esnasında İller Bankasınca kesilen Banka ve Sigorta Muamele Vergisinin (BSMV) mükellefinin 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 30. Maddesine göre İller Bankası Genel Müdürlüğü olması gerektiğinin belirtildiğini, Sayıştay Raporunda belirtilen BSMV kesintilerinin 26.04.2018 tarihi itibarıyla hesaplanan asıl alacak miktarının 31.01.2008 ila 31.12.2008 tarihleri arasında 9.167,47 TL ve faizinin ise 22.319,81 TL olduğunun davalıya 01.06.2010 tarihli yazı ile bildirilerek iadesinin talep edildiğini, ayrıca bundan sonraki aktarmalarda da kesinti yapılmasının talep edildiğini, ancak davalı bankanın 15.06.2010 tarihli cevabi yazısı ile yapılan işlemlerin yerinde olduğu ve kesinti yapılan tutarların iade edilemeyeceğinin bildirildiğini, davalının ret işleminin iptaline dair idare mahkemesinde açılan davada Ankara …. İdare Mahkemesince davanın vergi mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek 30.06.2011 tarihinde görevli ve yetkili Ankara …. Vergi Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, anılan vergi mahkemesi tarafından da işlemin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiği belirtilerek davanın adli yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddedildiğini, kararın temyiz edilmekle Danıştay …. Dairesince Vergi Mahkemesi kararının onandığını ve anılan dairece karar düzeltme başvurusunun da reddedildiğini, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. Maddesi gereği BSMV’nin sorumlusunun davalı banka olduğunu, davalı ile Birlik arasında BSMV’nin müvekkili Birlikten kesilmesini öngören bir anlaşma bulunmadığını, aksine İller Bankasının, belediye paylarından üyelik aidatını keserek Birliğe göndermesinin 5355 sayılı Yasa’nın 20. Maddesi gereği olduğunu, bu maddede bu işlemler için davalı bankanın vergi kesintisi yapacağına ilişkin bir hükme yer verilmediğini, bankanın kendi lehine nakden veya hesaben aldığı “komisyon” dolayısıyla vergi mükellefinin banka olması nedeniyle söz konusu verginin banka tarafından ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız kesilen 9.167,47 TL BSMV ile kesinti tarihlerinden itibaren işlemiş 13.152,34 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 22.319,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka yönetim kurulunun 20.11.2003 tarih ve 45/591 sayılı aldığı karar gereği, üye aidatlarının … hesabına havale edilmesi esnasında %05 Bankacılık Hizmetleri Komisyonu ve ayrıca %5 Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) tahakkuk ettirilerek tahsil edildiğini, belediye paylarından kesinti yapılmaya başlandığı 2006 yılı Şubat ayından itibaren …’ne hitaben yazılan yazılar ile kesinti yapılan belediyelerin isimleri, kesinti tutarları, havale komisyonu tutarı, ayrıca BSMV tutarı ile birliğin hesabına havale edilen miktarlar ayrı ayrı ve açık bir şekilde bildirildiği halde …’ne hitaben gönderilen bu ihbar yazılarına ve yapılan bu kesintilere ilişkin Birlik tarafından bugüne kadar yazılı ve sözlü olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve dava açılmadığını, aradan 4 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra idari yargıda reddedilerek kesinleşen davadan sonra işbu davanın açıldığını, 2006 yılından bu yana tesis edilen işlemler için yasal dava açma süresi dolduktan bu dava açılmış olduğundan davanın reddi gerektiğini, yapılan bu kesintilerin 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’na da uygun olduğunu, kanunun gerekçesinde konulan vergilerin vasıtalı vergi olduğu ve bu nedenle müşterilerine yansıtılabileceğinin belirtildiğini, kanuna göre banka ve sigorta şirketlerinin gerçekleştirdikleri işlemlerde mal ve hizmet vergilerinden olan BSMV ödemekle mükellef kılındıklarını, ancak 6802 sayılı Kanuna göre konulan vergilerin gerekçesi nedeniyle hizmet sundukları muhataplarına yansıttıklarını, yapılan kesintilerin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kanun hükmü gereği belediyelerden alınan üyelik aidat gelirlerinin TC… Bankası AŞ’ye davalı bankaca davacı birlik hesabına aktarılması nedeniyle alınan komisyonlar üzerinden hesaplanan %5 BSMV’nin haksız kesilerek vergi dairesine ödendiği iddiasıyla yapılan kesintilerin, kesinti yapıldığı tarihlerden itibaren işlemiş faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 22/01/2019 tarih ve Esas No:2018/326, Karar No:2019/26 sayılı kararında; bu dosyada davalı olarak gösterilen İller Bankası A.Ş.’nin …’nin aidat gelirleri üzerinden banka ve sigorta muameleleri vergisi kesintisi yapılmaması gerekirken kesilmesi ve bu tutarın vergi dairesine beyan edilip ödenmesi nedeniyle ödenen tutarın iadesi istenmiş olup, bu davanın açılması amacı değerlendirildiğinde, anılan verginin konusuna giren bir muamelenin yapılıp yapılmadığı konusuna ilişkin olduğu ancak belirtilen bu bedelin neticeten vergi dairesi işlemi ile hazineye gelir olarak intikal ettiği, davacı ile vergi idaresi arasında Kamu Hukukundan kaynaklanan bir hukuki ilişki mevcut olduğu, 2008 yılında muhtelif dönemlerde aidat gelirleri olarak kesilen tutar üzerinden %5 oranında kesinti yapılıp bağlı bulunan vergi dairesine beyan edilerek ödenen Banka ve Sigorta muameleleri vergisinin geri verilmesi istendiği, neticede bir vergiye ilişkin bu davanın açıldığı, davada İller Bankası A.Ş.’nin davalı taraf sıfatı alamayacağı, buradaki kamu hukuku ilişkisinin taraflarının davacı ile verginin beyan edilip ödendiği Vergi Dairesi ve hazinenin olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK 114/d ve 115 maddeleri uyarınca husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememiz kararı yönünden İstinaf Kanun Yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi… Dairesi’nin 18/02/2021 tarih ve Esas No: 2019/987, Karar No: 2021/241 sayılı kararı ile; “Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. Ve 30. Maddeleri gereği BSMV’nin mükellefinin İller Bankası olduğunu, bu verginin yansıma yolu ile Birliğe aktarılmasının hukuki olmadığını, uyuşmazlığın konusu BSMV’nin vergi dairesine haksız ödendiği iddiası olmayıp vergi yükümlüsü İller Bankası’nın vergiyi haksız olarak Birlikten kesmesi olduğunu, bu konuda kesinti yapılabileceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığını, mahkeme kararının aksine Birliğin muhatabının vergi dairesi/hazine olamayacağını, zira vergi dairesinin rolünün 6802 sayılı Kanunu’nun 28. Ve 30. Maddelerine istinaden yükümlü tutulan Banka tarafından kendisine ödenen BSMW’yi tahsil etmekten ibaret olduğunu, vergi dairesinin bu ödemenin banka kasasından veya Birlikten kesilmiş olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, vergi dairesinin BSMV kesintisinin Birlikten tahsiline yönelik davalı bankaya bir talimatının da bulunmadığını, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, kanun hükmü gereği belediyelerden alınan üyelik aidat gelirlerinin TC… Bankası AŞ’ye davalı bankaca davacı birlik hesabına aktarılması nedeniyle alınan komisyonlar üzerinden hesaplanan %5 BSMV’nin haksız kesilerek vergi dairesine ödendiği iddiasıyla yapılan kesintilerin, kesinti yapıldığı tarihlerden itibaren işlemiş faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkin olup mahkemece pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı davalı banka hakkında önce idari yargıda dava açtığını ancak adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesiyle Danıştay temyiz ve karar düzeltme kanun yollarından geçerek kesinleşen idare mahkemesince usulden ret kararının verildiğini ileri sürerek karar örneklerini ibraz etmiştir.
5355 sayılı Mahalli İdari Birlikleri Kanunu’nun 20. Maddesinin son fıkrasında;
Üçüncü ve dördüncü fıkrada belirtilen birliklere üye mahalli idarelerin birliğe ödemeleri gereken üyelik bedeli, bu idarelerin en son kesinleşmiş bütçelerinin birlik meclisince belirlenen oranı olarak tespit edilir ve birliğin talebi üzerine bu mahallî idarelere genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylardan bu payların dağıtımını yapan kuruluşça kesilerek birliğe ödenir.
Davalı kurum Yönetim kurulunun 20.11.2003 tarihli kararı ile belediyelerin aidatlarının Birliğe aktarılması işleminde (havale edilmesi işleminde) %05 Bankacılık Hizmetleri Komisyonu ile yapılacak EFT havalesi nedeniyle de 10.000.000 TL haberleşme ücretinin alınması ve bu komisyon ve ücretlere %5 BSMV tahakkuk ettirilerek tahsilatının sağlanmasına dair alınan karar örneği ile davacı Birlik aidatından BSMV kesintisi yapıldığının Birliğe bildirildiğine dair 2006 yılına ait taahhütlü yazı örneklerinin birer örneği ibraz edilmiştir.
Uyuşmazlık, Belediyelerin gelirleri üzerinden davalı bankaca hesaplanıp davacı Birliğin TC… Bankası hesabına aktarılan üyelik aidatları dolayısıyla alınan komisyonlardan yapılan BSMV ödeme yükümlülüğünün kime ait olduğu noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davalı banka tarafından belediyelerin gelirleri üzerinden davacı Birliğin TC… Bankası hesabına üyelik aidatlarının aktarılması işlemlerinde alınan komisyonlar üzerinden yine davalı banka tarafından BSMV kesintisi yapılarak vergi dairesine ödendiğine ve bu durum davalı bankanın da kabulünde olduğuna göre talep edilen döneme ait davalı banka tarafından haksız yapıldığı iddia olunan %5 BSMV kesintisinin iadesi istemiyle açılan bu davada husumetin davalı bankaya yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesin doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm verilerek mahkememizin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi… Dairesi’nin 18/02/2021 tarih ve Esas No: 2019/987, Karar No: 2021/241 sayılı kararı gereğince yargılamaya devam olunmuş ve dosya üzerinde ve tüm belgelerle birlikte bilirkişi kurulu tarafından inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmiş, rapor incelendiğinde; davalı Banka tarafından davacı Birliğin aidat gelirlerinin… Bankası nezdindeki hesabına aktarılması dolayısıyla yapılan havale işleminden ötürü komisyon tahsil ettiği ve tahsilatı yapılan komisyon tutarları üzerinden ayrıca %5 oranında BSMV kesintisi yapıldığı belirlendiği, 6802 sayılı Gider Vergisi Kanununun 28. Maddesi; “ Banka ve sigorta şirketlerinin 10.06.1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam altından olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralara banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” Hükmünün olduğu,, söz konusu maddede, banka ve sigorta şirketlerinin yapmış oldukları işlemler dolayısıyla elde ettikleri gelirlerin BSMV kesintisine tabi olduğu düzenlendiği, yine, aynı Kanun’un 30. Maddesinde yer alan “ Banka ve sigorta muameleleri vergisini banka ve bankerlerle sigorta şirketleri öder. Sigorta aracıları tarafından yapılan sigorta işlemlerinde de verginin mükellefi sigorta şirketleridir.” Şeklindeki düzenleme ile, BSMV’nin mükellefinin banka ve sigorta şirketleri olduğu belirtildiği, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi dolaylı vergi niteliğine haiz olup bu özelliği dolayısıyla her ne kadar mükellefi banka ve sigorta şirketleri ise de hizmetten yararlanan kişi ve kurumlara yansıtılmaları mümkün bulunmadığı, ancak, söz konusu verginin hizmetten yararlanan kişi ve kurumlara yansıtılabilmesi için taraflar arasında bu konuda bir mutabakat bulunması, başka bir anlatımla, bir sözleşme hükmü ile bu hususun belirlenmiş olması icap ettiği, uygulamada bankalar ve sigorta şirketleri yaptıkları işlemler dolayısıyla elde ettikleri faiz ve komisyon gelirleri üzerinden tahakkuk eden BSMV tutarlarını müşteriye yansıtabildiklerini belirtmiştir.
Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinde düzenlenen BSMV, banka ve sigorta şirketlerinin, Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler haricinde, yapmış oldukları tüm işlemler sebebiyle kendi lehlerine aldıkları paralar nedeniyle ödemek Zorunda oldukları vergilerdir. Kanun’un 30. maddesinde ise bu verginin mükellefleri ve yüklenicileri banka ve sigorta şirketleridir. Bu vergi, banka ve sigorta şirketlerinden hizmet satın alan Müşterilerin ödemek zorunda oldukları bir vergi olmamakla birlikte, kira vergilerinde olduğu gibi, yapılacak bir sözleşme ile BSMV’nin Müşterilere yansıtılması mümkün olduğu, ancak bu sözleşme sadece tarafları arasında geçerli olup, banka ve sigorta hizmeti satın alan Müşterileri vergi mükellefi yapmayacağı, BSMV bir ücret olmadığından tarifeler yönetmeliğinde yer alsa bile arada bir sözleşme ilişkisi olmadığı müddetçe davacıya yansıtılması mümkün olmadığı, BSMV kesintisinin davacı Birliğe ait olacağı yönünde taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme hükmü bulunmadığı için, yapılan kesintilerin davacı tarafından davalı Bankadan talep edilebileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraflar arasında, dolaylı vergi niteliğindeki BSMV’nin davacı Birliğe yansıtılabilmesine olanak sağlayan bir sözleşme hükmü bulunmadığı için, davacının davaya konu BSMV tutarlarını davalı Bankadan talep edebileceği yönünde oluşan görüşe mahkemece itibar edilmesi halinde, davacının yer talep edebileceği faiz miktarı aşağıdaki şekilde hesaplandığı, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı ve dava tarihinden önce de davalı taraf temerrüde düşürülmediği için davacı taraf ancak yasal faiz talep edebilecek olup, bu bağlamdaki faiz tutarı; 8070,03 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın dava dilekçesi ile talep ettiği faiz tutarı ise 13.152,34 TL olup, bu faiz tutarının davacı tarafından ticari temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplandığı anlaşıldığı, sonuç olarak, yasal faiz oranı üzerinden hesaplanmış olan 8.070,03 TL’nin aynı zamanda temerrüt faizi niteliğinde olduğu ve temerrüt faizine tekrar faiz işletiemeyeceği dikkate alınarak, davacının ancak dava tarihinden itibaren anapara alacağı 9.167,47 TL’ye, dava dilekçesinde açıkça talep edilmiş olan ticari faiz oranı üzerinden işlemiş faiz talep edebileceği belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; dava, kanun hükmü gereği belediyelerden alınan üyelik aidat gelirlerinin TC… Bankası AŞ’ye davalı bankaca davacı birlik hesabına aktarılması nedeniyle alınan komisyonlar üzerinden hesaplanan %5 BSMV’nin haksız kesilerek vergi dairesine ödendiği iddiasıyla yapılan kesintilerin, kesinti yapıldığı tarihlerden itibaren işlemiş faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkin olup, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi… Dairesi’nin 18/02/2021 tarih ve Esas No: 2019/987, Karar No:2021/241 sayılı kararında belirttiği üzere; Uyuşmazlık, Belediyelerin gelirleri üzerinden davalı bankaca hesaplanıp davacı Birliğin TC… Bankası hesabına aktarılan üyelik aidatları dolayısıyla alınan komisyonlardan yapılan BSMV ödeme yükümlülüğünün kime ait olduğu noktasında toplandığı, somut olayda davalı banka tarafından belediyelerin gelirleri üzerinden davacı Birliğin TC… Bankası hesabına üyelik aidatlarının aktarılması işlemlerinde alınan komisyonlar üzerinden yine davalı banka tarafından BSMV kesintisi yapılarak vergi dairesine ödendiğine ve bu durum davalı bankanın da kabulünde olduğuna göre talep edilen döneme ait davalı banka tarafından haksız yapıldığı iddia olunan %5 BSMV kesintisinin iadesi istemiyle açılan bu davada husumetin davalı bankaya yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilmiş, mahkememizce bu karara göre bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen bilirkişi raporunda; Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinde düzenlenen BSMV, banka ve sigorta şirketlerinin, Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler haricinde, yapmış oldukları tüm işlemler sebebiyle kendi lehlerine aldıkları paralar nedeniyle ödemek Zorunda oldukları vergilerdir. Kanun’un 30. maddesinde ise bu verginin mükellefleri ve yüklenicileri banka ve sigorta şirketleridir. Bu vergi, banka ve sigorta şirketlerinden hizmet satın alan Müşterilerin ödemek zorunda oldukları bir vergi olmamakla birlikte, kira vergilerinde olduğu gibi, yapılacak bir sözleşme ile BSMV’nin Müşterilere yansıtılması mümkün olduğu, ancak bu sözleşme sadece tarafları arasında geçerli olup, banka ve sigorta hizmeti satın alan Müşterileri vergi mükellefi yapmayacağı, BSMV bir ücret olmadığından tarifeler yönetmeliğinde yer alsa bile arada bir sözleşme ilişkisi olmadığı müddetçe davacıya yansıtılması mümkün olmadığı, BSMV kesintisinin davacı Birliğe ait olacağı yönünde taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme hükmü bulunmadığı için, yapılan kesintilerin davacı tarafından davalı Bankadan talep edilebileceği kanaatine varıldığı belirtildiği de dikkate alınarak;
Mahkememizce bilirkişi kurulu raporu hüküm verirken esas alınmış, davacı tarafın dava tarihinden itibaren ana para alacağı 9.167,47 TL’yi talep edebileceği dolaylı vergi niteliğindeki BSMV’nin davacı birliğe yansıtılabilmesine olanak sağlayacak şekilde taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme hükmü bulunmadığı dikkate alınarak davacı tarafın davaya konu BSMV tutarlarını davalı bankadan talep edebileceği kanaati oluşmuş ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ticari nitelikte olduğu da değerlendirilerek avans faizi hükmedilmesi gerektiği ve buna göre; 9.167,47 TL ana para alacağına dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
9.167,47 TL ana para alacağına dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 626,23 TL harçtan 381,17 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 245,06 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 266,00 TL posta ve tebligat gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.766,00 TL yargılama giderinin kabul oranı üzerinden (% 41,07 kabul) 725,29 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 417,07 TL peşin ve başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen bölümü yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair Davacı Vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.