Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/26 E. 2021/441 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/26 Esas – 2021/441
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/26 Esas
KARAR NO : 2021/441

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin …’a çeşitli boru hatları yapım işlerini taahhüt eden müteahhit firma olduğunu, davalıların oluşturduğu boru tedarikçisi konsorsiyum ile doğalgaz boruları alımı için sözleşme akdedildiğini, boru bedellerinin ödenmesi için de … nezdinde hakedişlerden temliknameler verildiğini, …’ın Konya Isparta doğalgaz iletim hattı projesi sözleşmesini iş %98’in üzerindeyken haksız feshettiğini ve işbu davanın davalılarının da boru bedelinin ödenmesi için verilen temliknamelerin tahsili için … aleyhine … Ticaret Mahkemesinde açılan davada, davanın kabulüne karar verildiğini, kararın dayanağı olan bilirkişi raporunda müvekkili şirketin … ile Konya Isparta DGİH işinde olan kesin hesabının da çıkarıldığını ve davalıların müvekkili şirketçe verilmiş temliknamelerden dolayı …’tan alacağı olduğuna karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin karşı yan ile toplantı, hesaplaşma ve kararın kesinleşmesini takip eden bir hafta içinde ödeme talebini içerir ihtar gönderdiğini ancak davalılarca cevap verilmediğini, alacak temlikleriyle …’tan tahsil edilen paranın esasen müvekkili şirketin hakedişinin içerisinden tahsil edilen para olduğunu, verilen temliknamelerin yaklaşık tahmini bedel üzerinden verildiğinden temlik tahsilinden sonra hesaplaşma yapılmasının gerekli olduğunu, müvekkilinin hesap mutabakatı belgesindeki hesaba göre 219.223,70 USD alacaklı olduğunu, davalıların müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini belirterek işlemiş faiz alacağı ile toplam 358.447,19 USD’nin tahsil tarihindeki kur karşılığı olan 2.085.194,84 TL’nin 11/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan iş bu davanın dayanağı olarak 31/07/2005 tarihli mutabakat tutanağının gösterildiğini, söz konusu hesap mutabakatına istinaden kendilerinin borcunun tutanakta gösterilen rakam olduğu ve borcu aşan bir temlik tutanağının bulunduğu ve bu nedenle temliğe istinaden …’tan fazla tahsil edilen kısmın kendilerine iadesinin istenildiğini, davacı tarafından temliklerin 2003, 2004 yılında yapıldığını, davacının toplam borcun 2005 yılındaki tutanak ile belirlendiğini iddia ettiğini, fazla temlik yapıldığı asla kabul edilmemekte olup fazla temliğin iadesinin iptaline ilişkin tüm taleplerin zamanaşımı süresinin 31/07/2005 tarihi itibariyle başlayacağını, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olduğundan TBK’nun 147/6 maddesi uyarınca alacak taleplerinin 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, alacak talebi zamanaşımına uğradığından öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini öte yandan davacı taraf ….. Ticaret Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan bedelin 11/12/2019 tarihinde taraflarına ödenmesi ile birlikte zenginleşmenin gerçekleştiği belirtilerek davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, TBK’nun 82. maddesi uyarınca hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıllık zamanaşımı süresi olup bu sürenin de dolduğunu, öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da konsorsiyumun kendine özgü yapısı bulunmakta bulup bu yapının konsorsiyumu hem adi ortaklıktan hem de …’den ayırdığını, konsorsiyumda ortakların müteselsil sorumlu olmadığını, her bir ortağın ticari defterleri ayrı ayrı tutmasının özellikle konsorsiyum sözleşmesi gibi ortakların müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunmadığı ve işin belirli bir bölümünü diğerlerinden bağımsız olarak yüklendiği ve kendi işletmesi adına yerine getirdiği durumlarda mümkün olabildiğini, davacının dayanak yaptığı 31/07/2005 tarihli belgenin incelenmesinde; bunun konsorsiyuma bağlı bir hesap mutabakatı, cari hesap kaydı olmadığını, sadece … Çelik…A.Ş. firması tarafından ve kendi adına imzalandığını, davacının temsilcisi şirket yetkilisi tarafından imzalanan 27/03/2013 tarihli … …… A.Ş. cari hesabında “şüpheli alacak hesabımızda … davası nedeniyle devam eden 1.854.293,29 USD tutarında bakiye bulunmaktadır.” denilerek … …’a olan borcun kabul ve ikrar edildiğini, Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi üzerinden hükmedilen 10.113.390,02 USD’nin konsorsiyum üyelerinin tamamına ait bir alacak kalemi olduğunu, konsorsiyumun davacıdan olan KDV dahil toplam alacağı 9.894.166,32 USD (… Çelik alacağı)+ 3.006.720,71 USD (… … alacağı)=12.900.887,03 USD olup sadece bakiye kalan temlik miktarı olan 10.113.390,02 USD’nin yıllar sonra ancak tahsil edilebildiğini, müvekkillerinin davacıya borcu olmadığı gibi 2.787.497,01 USD alacaklı olduğunu, müvekkillerinin davacıdan olan alacağa ilişkin talep hakları baki kalmakla birlikte davacının Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi nezdinde vermiş olduğu tüm beyan dilekçelerinin ikrar niteliği taşıdığını, davacının söz konusu dosyaya asli müdahil olarak katılma imkanına sahipken feri müdahil olarak katıldığını, bu durumun da müvekkilinin 10.113.390,02 USD …’ndan alacaklı olduğunun kanıtı olduğunu, … firması tarafından müvekkillerine yapılan temlik miktarının fazla olduğu ve kendilerinin borcunu aşar şekilde temlik yapıldığı yönünde kısmen itirazın iptali davası açma imkanı bulunmasına rağmen böyle bir dava açılmadığı gibi bu yönde bir itirazda bulunmadığını, hemen hemen tüm beyan dilekçelerinde müvekkilinin temliklerden kalan bakiye alacağının 10.113.390,02 USD olduğunun açıkça ikrar edildiğini belirterek hukuki dayanağı bulunmayan davanın esastan da reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Dava; davalılarca müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleşildiği iddiası ile buna ilişkin bedelin tahsili isteğine ilişkindir.
Davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 06/01/2021 tarihinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği anlaşılmakla yargılama sürdürülmüştür.
Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, …. Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacıların iş bu dosyanın davalıları, davalının …, feri müdahilin iş bu dosyanın davacısı ……. A.Ş., dava konusunun davalı … ile feri müdahil … A.Ş. arasında yapılan sözleşme uyarınca Konya-Isparta Doğalgaz İletim Hattını üstlenen … A.Ş.’nin alacaklarını temlik yoluyla devralan davacı şirketlerin ödenmeyen bakiye alacağının tahsili isteğine ilişkin olup uyulan bozma ilamları içerikleri ve bu doğrultuda yapılan incelemeler sonucunda davanın kabulü ile 10.113.390,02 USD alacağın dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin …. Esas-karar sayılı ilamı ile onandığı, aynı dairenin 13/07/2020 tarih …. Esas-karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek bu haliyle kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde; davalıların oluşturduğu konsorsiyum ile doğalgaz boruları alımı hususunda sözleşme düzenlendiği, … nezdinde hakedişlerinden temliknamaler verildiği, temliknamelerin tahsili için … aleyhine açılan davanın kabul edildiğini, verilen temliklerin yaklaşık tahmini bedel üzerinden verildiğinden temlik tahsilinden sonra hesaplaşma yapılması gerektiğini, boru firmalarına olan hesabın 31/07/2005 tarihli hesap mutabakat belgesindeki hesaba göre verilen temliklerin tamamı tahsil edildiği takdirde dava sürecini uzatmamak bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hesap mutabakat belgesi bağlamında 219.223,7 USD alacaklı olduğu (31/07/2005 tarihli mutabakatta 13.271.045,29 YTL, 30/06/2005 tarihi itibariyle borç denilmiş ve bu tarihteki kur 1.3413 üzerinden 13.271.045,29 /1.3413=9.894.166,32 USD olup, Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin kabul kararındaki 10.113.390,02 USD’den mahsubu ile 219.223,70 USD) iddiasında bulunmakta, davalı taraf ise; boru bedellerinin ödenmesi amacıyla 4 adet temlik verildiği, temliklere istinaden bir kısım ödemelerin … tarafından yapıldığı bir kısım ödemelerin gerçekleştirilmediği, bakiye 10.113.416,84 TL temlik alacağının kaldığı, bunun da Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada verilen karar ile kesinleştiği, davacının alacağının olmadığı savunmasında bulunmaktadır.
Davanın dayanağı olan temlikname örneklerinin incelenmesinde;
23/01/2003 tarihli temliknamede; Konya-Isparta Doğalgaz İletim hattı projesi işi nedeniyle tahakkuk edilecek ilk hakedişten başlamak üzere her hakedişte bu işle ilgili olarak ödenmiş olan % 15 avansa tekabül eden avans kesintisi ve kanuni kesintiler düşüldükten sonra müteahhite KDV dahil ödenecek bedelin tamamının 32.635.475,00 USD buluncaya kadar gayri kabili rücu olmak üzere …-…-… konsorsiyumuna söz konusu iş ile ilgili olarak satın alınacak boru bedellerinin karşılığı ve KDV hariç teminatı olarak temlik edildiği,
29/04/2003 tarihli temliknamede; …32.635.475,00 USD tutarındaki temliknameye ilaveten 812.275,00 USD daha, artan boru siparişi bedelinin karşılığı temlik edildiği,
08/01/2004 tarihli temliknamede; ……32.635.475,00 USD tutarındaki temliknameye ilaveten 900.000,00 USD daha artan boru siparişi bedelinin karşılığı temlik edildiği,
05/07/2004 tarihli temliknamede; ……32.635.475,00 USD tutarındaki temliknameye ilaveten 5.460.000,00 USD satın alınacak boru bedelinin karşılığı ve teminatı olarak temlik edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili yargılama sırasında 16/06/2021 tarihli oturumda beyanında; 15/06/2021 tarihli beyan dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, defterlerin bulunduğu yeri de bildirdiklerini ayrıca defter incelemesinde nelerin inceleneceği hususunu da beyan dilekçelerinde bildirdiklerini, bu doğrultuda bilirkişi incelemesi yapılmasını istediklerini, kendi alacaklarının dayanağı, davalı şirketlerden Konya Karaman, Çanakkale İstanbul Urfa işlerinden bakiye borçları ile, davalı şirketler tarafından müvekkillerine ödenen 300.000 USD borcun ve Konya Isparta projesi (… işi) kapsamında davalı şirketlerden alınacak boru bedellerinin ödenmesi amaçlı yapılan avans ile davalı şirketlerin alacaklarının mahsubu ve bakiye alacaklarının ödenmesine ilişkin olduğunu, 4 adet verilen temlikle ilgili …’taki işle ilgili hakediş alacağına mahsuben verilmiş gibi gösterilme sebebinin başka türlü …’ın onaylamayacağı düşüncesine ilişkin olduğunu, temliklerde her ne kadar Konya Isparta Doğalgaz iletim hattı projesi hattı işi yazıyorsa da sadece bu proje ile ilgili değil, yukarıda bahsedilen projeden bakiye borçların da ödenmesi ile ilgili olduğunu belirtmiş, davalılar vekili aynı günlü oturumda beyanında; bu oturumdaki beyanların iddianın genişletilmesi niteliğinde olup buna muvafakatlerinin olmadığı, 4 adet temliğin içerisinde …’ta olan Konya-Isparta İletim Hattı Projesine ilişkin olduğunun açıkça yazılı olduğunu, … işi öncesi işlerle ilgili bir sorun olduğunu bugün duyduğunu ayrıca bu davanın konusu da olmadığını, dava açılırken 31/07/2005 tarihli mutabakata ve temliklere dayanılarak açıldığını ve ayrıca zamanaşımı itirazlarını da tekrarladığını bildirmiştir.
HMK’nun 141. maddesinin 7251 sayılı yasanın 15 maddesi ile değişik 1. fıkrasında; ” taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile serbestçe iddia ve savunmalarını genişletebilir veyahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia ve savunma genişletilemez ve değiştirilemez.” düzenlenmiştir.
İş bu dava 4 adet temliğin alınacak boru bedellerine karşılık verildiği, iş bu davanın temliklere dayalı ve 31/07/2005 tarihli mutabakata bağlı olarak açıldığı, dava ve cevaba cevap dilekçesinde bu hususlara dayanıldığı daha sonrasında bu hususlar dışındaki iddiaların karşı tarafın da muvafakatı olmadığından HMK 141. maddesi 1 fıkrası uyarınca iş bu dava kapsamında incelenip değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından; taraflar arasında Konya-Isparta Doğalgaz İletim Hattı Projesi ihtiyacı olan çelik doğalgaz borularının temini sözleşmesi düzenlendiği görülmüştür.
31/07/2005 tarihli belge örneğinin incelenmesinde; hesap bakiyemiz hakkında denilmiş olup … … A.Ş. tarafından … Çelik Boru San. A.Ş.’ye hitaplı olduğu, şirketteki cari hesabın 30/06/2005 tarihi itibariyle 13.271.045,29 YTL borç bakiye gösterdiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ekindeki belge örneklerinin incelenmesinde; … … A.Ş. tarafından … Çelik Boru San. A.Ş.’ye yazıldığı, konunun … iş ortaklığı ve … … A.Ş.’nin …-…-… Boru Firmalarına borcun kalmadığı, bu işle ilgili boru temin firmalarının hiç bir alacağının kalmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı … ile davacı arasında 13/12/2002 tarihli Konya-Isparta Doğalgaz İletim Hattının yapımı konusunda eser sözleşmesi düzenlendiği, projenin ana unsurunun çelik doğalgaz boruları olup taraflar arasında çelik gaz borularının temini için sözleşmeler düzenlendiği, temliknamelerin de boru teminine ilişkin olduğu ve temliknamelerde Konya-Isparta Doğalgaz İletim Hattı Projesindeki boru siparişine ilişkin olduğunun belirtildiği, … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, 2019/311 karar sayılı dava dosyasında (temlik kapsamında açılan) 10.113.390,02 USD üzerinden davanın kabul edildiği ve davanın bu miktar üzerinden kesinleştiği, iş bu dava dosyasına davacı … A.Ş.’nin feri müdahil olarak katıldığı, temliknamelerin alınacak boru bedellerine karşılık avans olarak verildiği iddia edilmiş olup temliknamede de alınacak boru bedeli olarak belirtilmiş olup Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında feri müdahil … A.Ş. vekilinin beyan dilekçesinde temliknamenin ivazlı olduğu teminaten değil malen verildiği ve temliknameye konu boruların … Konya-Isparta Doğalgaz İletim Hattı yapım işine sarf edildiğinin belirtildiği, bu dava dosyasındaki beyanlar ve dosya kapsamı itibariyle davacı … A.Ş., ile … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. arasındaki 4 adet temlike konu boru bedelinin temlik alan tarafından temlik edene verildiği ve …’la … … A.Ş. arasındaki eser sözleşmesi kapsamında düzenlenen işte kullanıldığı hususunun sabit olduğu bu durumda temlikname kadar borcun olmadığı, bu sebeple mahsuplaşma yapılarak bakiye alacak olduğu iddiasının kabule şayan olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine,
Yine 31/07/2005 tarihli mutabakat kapsamında iş bu davanın açıldığının değerlendirilmesi durumunda; 31/07/2015 tarihli mutabakatın davalılardan … Çelik Boru San. A.Ş.’ne hitaplı olduğu, mutabakatta 13.271.045,29 YTL, 30/06/2005 tarihi itibariyle borç denilmiş ve bu tarihteki kur 1.3413 üzerinden 13.271.045,29 /1.3413=9.894.166,32 USD olup, Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin kabul kararındaki 10.113.390,02 USD’den mahsubu ile 219.223,70 USD asıl alacaklı olunduğu ve bunun faizleriyle birlikte tahsilinin istenildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin içeriği de nazara alınarak bu tarih itibariyle borç miktarının belirtildiği, bu tarih ile dava tarihi arasında taraflar arasındaki sözleşmenin salt alım satış sözleşmesi olarak değerlendirilmesi halinde 10 yılın, sözleşmenin içeriği de nazara alınarak imal ve boru teslimi şeklinde eser sözleşmesi olarak değerlendirilmesi halinde mutabakat kapsamında 5 yılın dava tarihi itibariyle dolduğu ve geçtiği anlaşılmakla ve yasal süresinde zamanaşımı itirazında bulunulmuş olmakla zamanaşımı nedeniyle de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf; sebepsiz zenginleşme kapsamında Ankara Asliye …. Ticaret Mahkemesi kararına konu miktarın tahsil edildiği tarihten itibaren 2 yılın dolmadığı iddiasında bulunmuş ise de, taraflar arasında boru teminine ilişkin sözleşme düzenlenmiş olup bu sözleşmeler uyarınca temliknameler de nazara alınarak bakiye alacağın olup olmadığının değerlendirilmesi noktasında sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunması sebebiyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı talepte bulunulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle; ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasının dava ve cevaba cevap dilekçesindeki iddialar ve dosya kapsamı itibariyle sonuca etkili olamayacağı anlaşılmakla bu şekliyle tahkikat sonlandırılarak karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
Davanın reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 35.609,91 TL’den mahsubu ile artan 35.550,61 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalılar davada kendilerini vekille temsil ettirmiş olup 101.358,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerin belirtilmesine,
Dair oybirliğiyle verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2021