Emsal Mahkeme Kararı Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/228 E. 2021/372 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2021/228
KARAR NO : 2021/372

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkili … Çevre Sağlığı İlaçlama Ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı … 2019 yılında, davalı yanın aracın hasar bilgisi olarak her şeyinin tam olduğunu, el freni tellerinin takılı olmadığını ancak tellerin aracın içinde olduğuna ilişkin bilgilendirmesi üzerine, söz konusu arızanın müvekkili tarafından kabul edildiğini, davalı …’nın mülkiyetinde bulunan 2013 model … plakalı ve …. 2.0 TDI markalı özel amaçlı ambulansın satımı için 65.000,00 TL bedel üzerinden anlaştıklarını, Ankara …. Noterliği 25.05.2019 tarihli …. yevmiye numaralı satış sözleşmesi, davalı yan tarafından belirtilmiş olan el freni arızası ile söz konusu arızanın yol açacağı bedelin kabul edilerek akdedildiğini, araç için öncelikle müvekkil şirket tarafından davalı yana vekalet verilerek müvekkili mülkiyetindeki aracın satış konusu aracın bedelinin bir kısmına karşılık olarak devredildiğini, kalan kısmı için ise 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, aracın, Ankara’da gerçekleştirilen satış işlemi ile aracın teslimi akabinde müvekkilinin, söz konusu aracı şehir dışında bulunan iş yerine götürmek üzere yola çıktığını, ancak yaklaşık 90 km sonra aracın motor arıza ışığının yanması ile birlikte araç motorundan siyah dumanların yükseldiğini gördüğünü, hızdan düşen aracı bir şekilde İstanbul’a kadar götüren müvekkilinin, öncelikle meydana gelen arızayı derhal bildirmek üzere davalıyı aradığını, davalının, aracın turbosunda bir arıza olduğunu, ancak araç turbosunu tamir ettirdiklerini bildirmişse de aracın zorunlu olarak servise bırakıldığını, aracı tamir eden servis yetkilisinin aracın fren balatası ile arka amortisörlerinin olmadığını söylediğini, bununla birlikte tamir edilmesi gereken ikaz ışıkları için gidilmiş olan başka bir ustanın, aracın elektrik tesisatında kaçak olduğunu tespit ettiğini ve güvenliği sağlamak amacıyla aracın zorunlu tamir ve bakımını gerçekleştirdiğini, bununla birlikte müvekkil şirket yetkilisi tarafından tespit edilen bir diğer hususun da davalı yan tarafından ilgili internet sitesi üzerinden verilen ilanda belirtilen satıma konu aracın kilometre bilgisi ile mevcut kilometre bilgisinin uyuşmadığını, dolayısıyla davalı yanın, satış öncesinde müvekkilini yanıltmak amacıyla kötüniyetli olarak yalan beyana yer verdiğini, bununla birlikte araçtaki ayıpları, müvekkilden saklayarak araç kullanıcısının hayatını da alenen riske attığını, yukarıda açıklanan vakıa ve nedenlerden de anlaşılacağı üzere, davalı yan tarafından belirtilen hasar ve arıza dışında ortaya çıkan fren ABS sensörlerinin ve amortisörlerinin bulunmaması, turbo hortumu ve enjektörlerinin arızalı olması, satış ilanında yer verilen kilometre bilgisinin gerçeği yansıtmaması, aracın kaportadaki ana hatlarının hasarlı olması ve ayrıca elektrik tesisatında da kaçak olması şeklindeki satıcının ağır kusuruyla gizlenmeye çalışılmış olan işbu hasarların araç satışı esnasında belirtilmemiş olup 27.05.2019 ve 17.06.2019 tarihlerinde müvekkil şirket tarafından yaptırılan araç bakım işlemleri sırasında öğrenildiğini, ağır kusuru barındıran ve kullanımı imkansız kılan hasarlar dolayısıyla aracın 1.5 yıl kadar aktif olarak kullanılamamış olup davaya konu aracı kiralayarak kazanç elde etme amacı güden müvekkilinin, aylık 5.000,00 TL ile 8.000,00 TL aralığında kar elde edebilecekken bu kardan mahrum kaldığını ve aracı satın almaktaki yararını kaybettiğini, davaya konu aracın, satıcı tacir tarafından verilen bilgiler ile vaat edilen niteliklere haiz olmadığını, haklı davanın kabulüne, aracın ayıplı olması ve satıcının ağır kusuru yüzünden müvekkili şirketçe yapılmak zorunda kalınan onarım, bakım ve tamir masrafları olan 43.895,23 tl’nin ayıp ihbarının yapıldığını, 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine, ayrıca davaya konu araç vasıtasıyla müvekkil şirketçe elde edilmesi planlanan ancak ayıplar dolayısıyla mahrum kalınan, aracın sözleşme ilişkisinin kurulması tarihinden aracın 3. kişiye satış tarihi olan 20.11.2020 tarihine kadar hesaplanacak şimdilik 100,00 tl kazanç kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücreti alacağının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ayıp nedeniyle alacak isemine ilişkindir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. 6100 Sayılı HMK. 2. Maddesi uyarınca; değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisi yönünden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, “ticari iş” ve “ticari dava” birbirinden farklı kavramlar olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Somut olayda uyuşmazlık araç satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeniyle alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dava, konusu itibariyle ticari dava niteliğinde değildir. Bu durumda, eldeki davanın asliye ticaret mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin tacir olması zorunludur.Vergi dairesi kayıtları ve davalının ticaret sicil kaydı bulunmamasına göre davacı her ne kadar tacir ise de davalı böyle bir sıfata haiz değildir. Şu durumda eldeki davada uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan söz edilemeyecek olup 6100 Salıyı HMK. 2. Maddesi uyarınca; davada bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkememizce görev yönünden davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
Karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, şayet belirtilen süreler geçtikten sonra başvurulur veya hiç başvurulmaz ise mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince esas hükümle birlikte nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.